Müthiş bir duyarlılık…
Hatta gözlerimiz yaşarıyor!
Tahir’e ciddi bir destek var…
Çünkü o bizim gözbebeğimiz!
Lefkoşa’nın ender sembollerinden…
Ona sahip çıkmayacağız da kime sahip çıkacağız ki!
Tahir’in çok ayrı özelliği var…
Elinde muhakkak kalem, mendil gibi eşyalar vardır!
Kimseden dilenmez, onurludur, insanlar gönlünden ne koparsa verir…
Lefkoşa içi seyahatlarına genelde Göçmenköy’de başlar…
Ama otostop çekmez!
Araçlara ‘dur’ dercesine elini aşağıya sallayarak durmasını ister…
Peki kimse dururu mu!
Belki 10 araçtan bir tanesi…
Çoğu kendisini görmemezlikten gelir, başını başka yöne çevirir!
Çünkü Tahir onlar gibi değildir…
Hatta…
Onunla dalga geçenler, eline birkaç kuruş sıkıştırıp küfür etmesini isteyenler bile vardır!
Dalga geçerler…
Onun farklılığından yararlanmak isterler!
Şimdi bakıyoruz da…
Memleketin tümü neredeyse Tahirci oldu!
Hele de sosyal medyaya bir bakın…
Varsa da yoksa da Tahir diyor herkes!
Bir kısmını bir yana koyuyorum…
Ala çoğu palavra!
Sosyal medya kahramanı bunlar…
Merak konum şu;
Bunlardan kaçı acaba Tahir’i yolda görünce araçlarına alıp onu çarşıya bırakıyor!
Bunu bana soracak olursanız…
Tahir’e sorun derim!
Aslında asıl tartışmamız gereken konuyu  Dr. Hasan Birtan iki cümleyle ortaya koydu…
Diyor ki sevgili doktor…
“Onun uçaktaki koltuğuna gösterdiğiniz duyarlılığı siyasilerin koltuğuna gösterseydiniz ülke şimdi bu durumda olmazdı…”
Bundan daha güzel bir laf olabilir miydi!
Nasıl bir ülkeyiz ki biz, Tahir’in uçaktaki koltuğunu bu kadar önemsiyoruz ama iş siyasilere gelince kimsenin umuru bile değil…
Ey ahali!
Hasan Birtan’ın birkaç kelimelik serzenişini sakın yabana atmayın…
Tahir’i koltuk kavgasına verilen mücadeleyi bir de bu ülkenin siyasileri için düşünseniz ne olurdu sanki…
Güllük ve gülistanlık bir ülke için bu mücadeleyi vermek bu kadar mı zor yani!
 
 
Özgürgün: TÜK fonu geçici…
 
Şu anda en çok tartışılan konuların başında geliyor…
TÜK’ün kurtarılması için yüzde 3’lük fon uygulamasına geçilmesi!
Bizim ve kamuoyunun görüşü şu;
Siyasilerin batırdığı TÜK’ün kurtarılması için bunun bedelinin vatandaşa ödetilmemesi!
Dün konuyu Başbakan Özgürgün ile de konuştuk…
O bakan Çavuşoğlu’na destek verdi!
TÜK’ün küçültülerek kurtarılması gerektiğini çünkü tarımda bir denge sağlayıcı olduğunu ifade etti…
Sonra, yüzde 3’lük fonun öyle denildiği gibi yüzde 10 filan değil, vatandaşa genelde yüzde 0.08 TL’ye yansıyacağını ifade etti…
Hep birlikte göreceğiz artık!
 
 
Akaryakıt zammının bir açıklaması olmalı!
 
Acı haber genelde akşam saatlerinde veriliyor…
Akaryakıt zamları yani!
Vatandaş depoları doldurmasın diye…
Sanki de bu zamlar biraz keyfi kaçmaya başladı!
Güya dövizdeki hareketlere göre zamlanacaktı…
Döviz maşallah iyi gidiyor!
Dünya petrol fiyatları da en düşük düzeyde…
O zaman açıklama yapmak durumundalar!
Fol yok yumurta yok…
Bu zamlar niye!
 
 
Aile acılı ama…
 
Büyükkonuk’taki traktör faciası…
14 yaşında fidan gibi bir gencimiz hayatını kaybetti!
Şükür kaza anında yanındaki 8 yaşındaki kardeşi kurtuldu…
Elbette ateş düştüğü yeri yakar ve evlat acısı gibi insana ağır bir ceza olamaz ama!
Burada sorgulanması gereken şu;
Bu traktörü kim 14 yaşındaki bir gence teslim etti!
Hiç mi başlarına böyle bir felaket gelebileceğini akıllarından geçirmediler…
Allah aileye sabırlar versin!
 
 
Türk-Rum polisi işbirliği yapmalı!
 
Müzakereler nereye varır bilemem…
Ama artık kesinlikle bir sonuç alınmalı!
Çözüm gelmeli Kıbrıs’a artık, yaşayabilir, kimsenin burnunun bile kanamadığı…
Ama çözüm olmadan da yapılması gerekenler var adada!
Her iki taraftaki adli olayların çözümü mesela…
Kuzey’de bir suç işleniyor Güney’e kaçıyorlar!
Güney’de işleniyor doğru Kuzey’e…
Böyle devam ederse adanın her iki tarafı da suç cenneti olur!
Sırf bunun için bile Türk ve Rum polisi mutlak bir şekilde işbirliği yapmalı, bunun için siyasiler tarafından fırsat yaratılmalı ve çözüm olsa da olmasa da uygulamaya geçilmelidir…
Hem de hiç gecikmeden!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Mustafa AKINCI, müzakere heyetinde bir temsilci de hükümetten bulundurun da bu sıkıntıdan siz de kurtulun hükümet edenler de artık! Heyette ana muhalefetin temsilcisi olunca ciddi sıkıntılar yaşanıyor! En azından bari hükümete cevap verin!
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, yani ne yaptınız ettiniz açıklamalarınızda Başkomutan’ı yine çileden çıkardınız! Bunun sonu nere gider bilemeyiz ama bu sefer verilen cevap biraz ağır kaçtı değil mi!
Sayın Yüksel ÖĞMEN, mahkumların mahkeme sırası bekledikleri eski polis merkezi binasına hiç gittiniz mi! Fareler cirit atıyor, pislikten geçilmiyor, rutubet öyle bir koku yapmış ki rezalet büyük! Özellikle mahkum aileleri bu mekanın iyileştirilmesini istiyor!
Sayın Süleyman MANAVOĞLU, polis teşkilatında çalışanlarda da artık ikinci iş furyasının başladığını biliyor muydunuz! Kimsenin ekmek parasının peşinde değiliz ama buradan bakılınca da hiç hoş gözükmüyor!
Sayın Serdar DENKTAŞ, ek mesailer konusunda dün sendikaya verdiğiniz mesaj gayet yerinde ve olması gerekendi! Zira bazı devlet dairelerinde bu iş çeteleşmeye kadar gitti ve bu paralar da halkın cebinden çıkıyor!
Sayın Özdemir BEROVA, eğitim sendikalarını derslere girme konusunda yaptığınız açıklamayla öyle bir kızdırdınız ki bu sene ders başı bile yapılamayabilir diye duyduk. Siz yine de en iyisi onlarla bir masa etrafında oturup gönüllerini alın deriz!
Sayın Hasan TUĞRUL, önceki gün Mağusa Antalyalılar mahallesinde UBP örgütüne geniş katılımlı bir yemek düzenlediniz ama tek bir bakan ve milletvekili davet etmeyerek akılları karıştırdınız. Acaba diyoruz mesajınız kime ve niyeydi!
Sayın Harun DİMİLİLER, Cypruvex yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna kimseye sormadan oturdunuz ama diğer 4 üye buna şiddetle karşı çıkıp salonu terk etti! Sahi bu makamı bu kadar şiddetle niçin istiyorsunuz ki!
Sayın Erhan ARIKLI, YDH olarak köy ziyaretlerini hayli yoğunlaştırdığınız gözleniyor. Bu arada merkezlere de ağırlık vermekte yarar var zira Meclis’in kapısını aralamak isterseniz başka çare yok değil mi! Gazanız mübarek olsun…
Sayın İsmet ESENYEL, Laptalı bir restoran işletmecisini makamınızdan kovduğunuz yönündeki iddialar doğru olamaz değil mi! Sizin gibi gayet centilmen bir bürokrattan bunu asla beklemeyiz!
Sayın Mahmut ÖZÇINAR, Güzelyurt’a yeni ve çağdaş bir belediye binasından sonra yeni projeler üretmeye başladığınız söyleniyor. Bu arada bu yatırımları ha keşke yıllar önce yapsaydınız diye dizinizi de dövmeye başlamışsınız. Neyse geç olsun da güç olmasın artık!
Sayın Doğuş DERYA, kadın sığınma evi konusunda ne yazık ki kendi partiniz de dahil olmak üzere yalnız bırakıldınız ve hedefe ulaşamadınız. Ne yazık ki biz de klavye kahramanlığı olduğu sürece bir adım öte bile gidemeyiz!
Sayın Fikri ATAOĞLU, Orman Bakanlığı’na yaz sezonunda alınan geçici orman işçilerinin hangi kıstaslara göre alındığını biliyor muydunuz! Bu işi de torpile dayalı yaparsak ormanları kime emanet edelim ki!
Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, Cumhurbaşkanı kabul ettiği taktirde hükümetin müzakere heyetinde temsilcisi olacağını biliyor muydunuz! Şimdiden hazırlanın deriz zira Annan Planı sürecinde yıldız olmuştunuz…
Sayın Vamık VOLKAN, dünkü radyo programında ülkenin pislikten geçilmediği ve çevre felaketleri konusuna epey değinmişsiniz. Acaba diyoruz bu konuda bir proje üretmeyi hiç düşündünüz mü! Bir düşünün deriz…
Sayın Kemal ALTUNCUOĞLU, Bakan Atun ile bu sıralar öyle fazla yurt dışı ziyaret yaptınız ki görenler sizi bakanlığın bürokratı zannetmeye başlamışlar. Acaba diyoruz aktif siyasete başlama zamanınız geldi mi!