Bugün siyasi partiler er meydanındaydı.

Siyaset sustu, seçmen konuştu…

Zaten siyasiler yılın 365 günü ki çoğu boş konuşurken, seçmen eğer erken seçim olmazsa ancak 5 yılda konuşuyor…

Öncelikle 2009 yılında yapılan seçimleri hatırlamak gerekirse tablo şöyleydi;





Partiler                                    Oy         %             Üye
Ulusal Birlik Partisi                    622.804     43,97          26

Cumhuriyetçi Türk Partisi           415.574     29,34          15

Demokrat Parti                         150.695    10,64            5

Toplumcu Demokrasi Partisi          97.334      6,87            2

Özgürlük ve Reform Partisi           87.879      6,20             2

Birleşik Kıbrıs Partisi                     34.239      2,42             -

Halk İçin Siyaset Partisi                  7.091      0,50            -

Bağımsızlar                                    836        0,06


Bugün yapılan erken genel seçimde ise resmi olmayan sonuçlara göre tablo üç aşağı üç yukarı şöyle olacak;

CTP-BG Yüzde 38
UBP Yüzde 28
DP-Ulusal Güçler, yüzde 23
TDP, yüzde 7
Başarılı ya da başarısız olan partiler gayet açık, hiç fazla yoruma gerek yok…
Yani beklenen oldu ülkeyi kötü yöneten UBP ağır bir darbe alırken, CTP tek başına iktidar olamasa da ipi göğüsledi ve hükümeti kurma görevinin verileceği ilk parti olacak.

CTP’den başlamak gerekirse, her zaman olduğu gibi en disiplinli parti olduğunu bir kez daha gösterdi ve Özkan Yorgancıoğlu bir anlamda güven oyu aldı.
21 vekil onları tatmin eder mi bilemem ama, zaten bundan daha iyisinin olmayacağı zaten belliydi ve CTP’nin seçim boyunca yaptırdığı tüm anketlerde de aynı rakam ortaya çıktı.
Önceki gün yazdığımız gibi TDP barajı geçemeseydi, bu rakam belki 26’ya kadar çıkacaktı ama, en azından CTP’liler bir başka partinin başarası ya da başarısızlığından daha çok kendi güçlerinin ne kadar önemli olduğunu anlamış oldular.

UBP için çok fazla şey söylemek istemiyorum.
İrsen bey nasıl iki kurultay öncesinde hep partilisini hem de kamuoyunu yanılttıysa genel seçimlerde de aynısını yaptı ve tahminlerinin çok altında oy aldı…
Yüzde 44 oyla teslim aldığı UBP, yüzde 27’ye düştüyse ve sadece 14 vekil çıkardıysa yapılacak tek şey vardır, onu da bizim söylememiz gerekmez.

Seçimlerin en karlısı DP-Ulusal Güçler oldu.
Birinci parti olmadığı için Serdar Denktaş elbette ki önce istifa edecek, sonra DP’li yetkili kurullar istifasını kabul etmeyip yola devam edecek.
Serdar Denktaş, ‘ben kazandım’ derse hata eder!
Hata etmekten de öte bir çuval inciri berbat eder…
Eğer DP kendi gücüyle bu seçime gitse taş çatlasa 6-7 vekil çıkaracağından, Ahmet Kaşif hatta Derviş beye yatıp kalkıp dua etmeli ve zafer sarhoşluğuna kapılmadan DP ile Ulusal Güçlerin eskisinden daha fazla kenetlenmesi için bir proje üretmeli…

Ben bu seçimlerde en fazla TDP’ye üzüldüm…
Mehmet Çakıcı’nın aday belirlemedeki hataları yüzde 15’lere varabilecek bir partinin önünü tıkadı…
Oysa denenmeyen tek parti onlardı, halkın da büyük sempatisini kazanmıştı…
TDP’yi bir de parasızlık fena halde vurdu ve yeteri kadar propaganda çalışması yapılayamayınca sonuç kaçınılmaz oldu…
Çakıcı, barajı geçse de artık yönetimde kalıp kalmamayı ciddi bir şekilde masaya yatırmalıdır…