Suat hocanın Osmanlıca yazılmış mektubuna takıldık gidiyoruz.
Hatta içimizde Arapça kelimeleri Türkçeye çevirip yayınlayanlar bile var.
Her zaman yaptığımız gibi, işi gırgıra aldık, hele de sosyal medyada bu işi epey abarttık.
Suat Hoca neredeyse, ülkenin kahramanı ilan edilecek!
Oysa üzerinde durmamız gereken çok daha hassas konular var.
Örneğin Suat Günsel, niçin bu görevi kabul etti ve önce Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü, sonra Tayyip beyin dilek ve temennilerini, KKTC kamuoyuna duyurdu?
Kendisine böyle bir görev verilmesinin ardındaki nedenler nelerdir?
Örneğin, buradaki hastanesinde TC kökenli vatandaşların tedavi edilmesi için, KKTC devleti ile bir anlaşma yapmak istemesi olabilir mi?

Suat hocanın mektubu bir süre daha gündemde kalacak gibi görülüyor ama, buradan kendisine bazı sorular yöneltmek istiyoruz.
Her ne kadar bunlara cevap vermeyecek olsa da!
Suat hocam;
Bu mektubu önce Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na gönderdiniz sonra da kamuoyuyla paylaştınız ama, peki bu mektupta niçin Derviş bey ile görüştüğünüzü de belirtmediniz?
Kendisine, Tayyip beyin Ahmet Kaşif’in ikinci turdan çekilmesi ricasını söylediğini niçin mektubun satır aralarına olsa da koymadınız?
Ya da, Ahmet Kaşif ile yaptığınız bire bir görüşmede kendisine niçin adaylıktan çekilmesi gerektiğini söylediğinizi mektubun bir yerlerine eklemediniz?
Böylelikle kamuoyunun çok daha iyi aydınlatmış olacak, kamuoyu da Ankara’nın mesajını direkt olarak almış olacaktı…

Sözümüz tabi ki Suat Günsel’e değildir.
Ahmet Kaşif’e de burada önemli görevler düşüyor.
Kaşif de her zaman yaptığı gibi susuyor ve bildiklerini kamuoyuyla paylaşmıyor.
Örneğin, 21 Kurultayı öncesinde evine yapılan ziyaretlerden hiç bahsetmedi, ya da üstü kapalı geçti...
Ankara’dan kendisini kimler aradı, nasıl telkinlerde bulundu, bunları niye açıklamadı?
Hatta, kalp spazmı geçirip İstanbul’a gittiğinde hastanede kendisini kimler ziyaret etti, ne gibi ricalarda bulundu, bunların hiç mi önemi yok?
Doğruları söylemekten kaçınan bir genel başkan ve başbakan adayı, eğer o makamlara oturursa, ülkeyi yine kapalı kapılar arkasında mı yönetecek?
Hatta bu listeye Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nu da ekleyebiliriz.
Yılar önce Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ardında 42 MİT görevlisi olduğunu itiraf eden Eroğlu şimdi niye suskunluk içindedir?

Sevgili okurlar;
Dün sabah programımda hiç tanımadığım ve programıma ilk kez bağlanan bir vatandaş ne dedi bilir misiniz?
“Biz Anavatan’a tapardık…”
Duydunuz değil mi, adam ‘biz Anavatan’a taparız’ değil, ‘tapardık’ dedi.
İşte içimin ‘cız’ ettiği saatti o an..
Bunu herkes biliyor, herkes yaşıyor ama iş telaffuz etmeye geldi mi kimse söylemiyor, bu ülkenin insanı ile Anavatan Türkiye arasında müthiş bir uçurum oluşmaya başlamıştır.
Bu zemini yaratan da gelmiş geçmiş bütün Türkiye yönetimler ile, yine bizim ülkenin gelmiş geçmiş, beceriksiz, basiretsiz, Anavatan’dan para koparmak için Sarayönü’nde takla atmaya bile hazır olan siyasetçi bozuntularından başkası değildir.




Okur Görüşü
“Yargımıza açık çağrı”


Bugün, bir yerel gazetemizde çarşaf gibi sınavsız ve münhalsiz, tamamen UBP delege ve örgüt başkan yakınlarının partizanca devlete istihdam edildiği 150 kişilik liste yayınlandı.
Belli ki Sayıştay Başkanlığı (Sayıştay Başkanı ve 2 üyesi), hiçbir aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz ve devlet organları ve yönetim makamlarının eşitlik ilkesine göre ayrıcalık yapmamak zorundadırlar diyen anayasamızın, sadece UBP delege yakınlarının devlete istihdam edilmesinin anayasaya açıkca aykırı olduğunu, ayrıca kendilerinin de bir devlet organı olarak anayasaya aykırı hareket ettiklerini yorumlayamıyorlar veya görmezden geliyorlar.
Ayni şekilde, Kamudaki Geçici Personeli düzenleyen Kamu Görevlileri yasasına göre, alınacak personel uygun bir sınav ile alınır demesini yine yorumlayamıyorlar veya görmezden geliyorlar, hiçbir münhal ve sınav yapılmadan yasaya aykırı işe alınan bu ayrıcalıklı kişilerin devletten her ay maaş çekmesine sessiz kalıyorlar.
Bunlara bağlı olarak Sayıştay, bilerek veya bilmeyerek İrsen Küçük hükümetinin kurultaya yönelik hukuka aykırı istihdam icraatlarını denetime tabi tutmuyor, destek vermiş oluyor.
Kesin olan; Sayıştay’ın asli görevi olan, kamu işlemlerinin yasalara uyguluk denetimini yapamıyor olması, devlet kaynaklarının partizanca sömürülmesine hiçbir şekilde müdahalede bulunmamasıdır.
Buradan bağımsız olduğuna yüzde yüz inandığım yargımıza, yargıçlarımıza seslenerek, artık harekete geçmelerini; asli görevlerini yerine getirmeyen, yasalara aykırı hareket eden bu kurumu ve yöneticilerini sorgulamalarını ve çok büyük yara alan kamu vicdanını rahatlatmaları gerektiğini düşünüyorum…”
(HARPER ÇİMENCİ)

GÜNÜN FOTOGRAFI



MESAJ KUTUSU


Sayın Suat GÜNSEL, biz de o meşhur mektupta bir eksiklik var diye hayıflanıyorduk meğerse resmen Ahmet Kaşif’in istifasını istemişsiniz. Yakında yeni hükümeti sizin kurmanız da istenirse kesinlikle şaşırmayacağız.

Sayın Ünal ÜSTEL, oğlunuzun kız arkadaşı, şoförünüzün oğlunu da devlete istihdam ettirip kırılması çok zor bir rekor ve rezalete imza attınız. Gencecik insanlarımız işsizlikten intihar etmeyi bile düşünürken, sizi sadece Allah’a havale ediyoruz.

Sayın Fuat NAMSOY, istihdam edilen isimler çarşaf çarşaf yayınlamaya başladı. Hiçbir açıklama yapmayacak mısınız? Sizin evladınız bizim de evladımızdır, helal olsun ama peki ya fakir fukaranın çocuklarını Hristofyas mı sahiplensin şimdi?

Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU, bir dost sohbetinde gerekirse ikinci turda kavga çıkarıp sonuca gidilmemesini , İrsen beyin başkanlığının devamını sağlayacağını söylemişsiniz. Yani bunu başkası söylese şaşırmazdık ama siz söyleyince çok üzüldük. Bu korku nedir anlamadık gitti doğrusu…

Sayın Halil İbrahim AKÇA
, Elektrik Kurumu’nun sayaç ihalesinde ki yanlışları görüp müdahale ettiniz ama istihdamlar konusunda halen en ufak bir yorum bile yapmadınız. Bu arada Girne Akçiçek’te açılan yeni servisin personel yokluğundan açıldıktan sonra hemen kapandığını biliyor muydunuz?

Sayın İrsen KÜÇÜK
, dün yaptığınız TMT’ye sahip çıkan açıklamanız milliyetçi kesimde büyük memnuniyet yarattı. Buna bazı mihraklar çık kızacak ama ülkenin geçmişini de böyle ayaklar altına almamak lazım değil mi?

Sayın Turgay AVCI, tam 7 senedir kafanız rahatken şimdi UBP’ye geçince istihdam telefonlarından epey başınız ağrımaya başlamış. Bu arada halen bazı eski örgütlerinizden tepki mesajlarınız geliyor. Kızgınlıkları ise onlara danışmadan transfer oluşunuz.

Sayın Yıldıray PARALI, Lefke polis amiri olarak ilk icraatınız karakol önündeki 40 senelik yeni dünya ağacını kestirmek olmuş. Bölge halkı çok kızgın bilesiniz. Aksine sizin halak örnek davranışlar içinde olmanız bekleniyor.

Sayın Zeki ZİYA
, ‘Gerçek Lefkoşalı’ sloganıyla LTB ara yerel seçimlerine hazırlık yaptığınız söyleniyor. Özellikle iş dünyası sizi bağımsız aday olarak çıkarmak için şimdiden kulislere başlamış. Kazanırsanız bakalım belediyeyi de uçurabilecek misiniz?

Sayın Hüseyin ÇOBANOĞLU
, BRT çalışanların haklarına halel gelmemesi için yoğun bir çalışma içinde olduğunuzu memnuniyetle öğrendik. Siz yine de söylentileri kulak ardı etmeyip sık sık çalışanlarınızla birlikte olup durum değerlendirmesi yapınız.

Sayın Ferdi Sabit SOYER, Fetullah hayranlığı parti içinde ve dışında epey tartışılır hale geldi. Konuya açıklık getirmeniz için ikinci bir yazınız merakla bekleniyor.

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, iki hostesin önce vatandaş yapılıp sonra da istihdam edilmesine yönelik açıklamanız kimseyi tatmin etmemiş ki halen bu konuda mesajlarınız geliyor. Bu arada çalışma izinleri biten çok sayıda kişi de yakında kapınızda kuyruklar oluşturabilir haberiniz olsun.

Sayın Ertan BİRİNCİ, LTB başkanlığı adaylığı konusunda ortalıkta isimler uçuşurken siz biraz sessiz kaldınız gibi görülüyor. Yoksa sessiz ve derinden mi çalışıyorsunuz da bizim bilgimiz yok…

Sayın Ziya EMİR,
LTB başkanlığı konusunda sizin de bağımsız aday olarak ortaya çıkacağınız ve hiç de kimsenin beğenmeyeceği bir strateji ile oy isteyeceğiniz söyleniyor. Lefkoşalı belediyesine sahip çıkmayın her şeyi hak etti değil mi?

Sayın Turgut ERGÜL, sosyal paylaşım sitelerinde yayınladığınız resimler başınıza iş açabilir. Biz sizi daha ciddi bir duruşa sahip bilirdik, görmeyeli ne oldu böyle?

Sayın Bünyamin MARHAMETSİZ, olası bir erken genel seçim için vekillik yoklaması yaptığınız ve bölgede nabız tuttuğunuz söyleniyor. Bize göre bir dönem daha beklemekte yarar var, sizin bölge bu sıralar epey karışık görülüyor.

Sayın Kemal YILMAZ, CTP ilk seçimlerde bölgede sizden çok şey bekliyor. Özellikle getireceğiniz oylar ikinci vekilin çıkmasını sağlayacak. Önder bey banko görülürken, ikinci isim konusunda da neredeyse 4 isim var. Anlayacağınız sorumluluğunuz çok büyük.

Sayın Ahmet KAPTAN,
siz istihdamların arka kapıdan yapıldığını iddia ede durun, artık utanma kalmadı bütün hepsi ön kapıdan yapılmaya başladı. Bu arada belediye başkanlığı adaylığı konusunda çok sessiz kaldınız, rakipler hızlı çalışıyor.

Sayın Ertan ALİGÜLLÜ
, okulunuzda 2015 yılında öğretmenlere sigara yasağı getireceğinizi açıklamanız hem öğretmenlerde hem de velilerde büyük memnuniyet yaratmış. Değerli bir yönetici olarak başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz.

Sayın Murat PİRO
, nişan yüzüğünü taktın sonra gözlerinizin içindeki ışık bir başka yanmaya başlamış. Biz kız tarafındanız bilesiniz. Ömür boyu mutluluklar dileriz. Allah bir yastıkta kocatsın…

Sayın Çelebi
ILIK, Güzelyurt’ta ayak basmadık yol bırakmayarak seçimlerde çok iddialı olduğunuz gözlemleniyor. Bir de kırsal kesimi tararsanız bu iş olacak gibi görülüyor.




Günün Fıkrası

Hile yaptım!


Adamın biri bir gün iki saat gözükmedikten sonra karısının yanına bara gitmiş. Karısı adama çıkışmış:
-“Nerede kaldın kör olası! İki saattir yoksun!” demiş.
Adam demiş ki:
-“Şimdi sırası değil, eve gidip hemen bavulunu hazırla arkadaşım seni kapıda bekliyor. Seni kumarda kaybettim” demiş.
Karısı hiddetle:
-“Bunu nasıl yaparsın!” demiş.
Adam da gayet sakin bir şekilde:
-“Hile yaptım karıcığım!.”