Bugün, neredeyse zamanımın çoğunu CTP içinde yaşanan yerel seçim sonrası kargaşaya ayırdım.
Çok sayıda CTP’li dostumla konuştum, tartıştım hatta bazı isimler aldım…
Öncelikle belirtmeliyim ki herkes gibi CTP karıştı diye göbek filan atmadım!
Çünkü inancım odur ki madem ki siyasi parti sayısı bellidir ve başka alternatif yoktur, bu ülkenin CTP’ye de ihtiyacı vardır ve beni de daha ziyade partiler isim olarak değil, hangisinin bu ülkeye ne verip veremediği bağlar…
Ama en ilkeli parti ünvanını taşıyan bir partide artık seçimlerde takoz koymak, ilçe binaları basmalar başlamışsa da bunları da kamuoyuna duyurmak, yorumlamak bizim görevimizdir.
Bugün öğlen saatlerinde CTP’nin Mağusa ilçe binası, akşam saatlerinde de Girne ilçe binası bazı partililer tarafından basıldı!
Daha önce başka bir partide böyle bir olay yaşandı mı, en azından ben duymadım!
CTP, bu konuda bir ilki başarmışsa bu da bir şeydir diye bakarım ben olaya…
Bugün bütün gün bu haberleri okuduk sosyal medyada, büyük ihtimalle de yarın gazete manşetlerinde okuyacağız…
Genel seçimlerde başlayan gerginlik yerel seçimlere taşındı, üç büyük merkezde seçim kaybedilince herkes birbirini suçlamaya hatta ilçe binası basmaya başladı!
Aslında gerçek öyle değil;
CTP içindeki yaşanan sıkıntı, ne genel seçim sonuçları ne de yerel seçimlerde alınan mağlubiyet değil!
Sorunun dibine inilince, sıkıntının tamamen parti içindeki statükodan kaynaklandığı görülüyor…
Peki o statüko nasıl oluşmuş?
Düşünün bir kere, 20 yıldır Mağusa ya da Girne belediye başkanısınız, haliyle orada bir güç kurmuşsunuz, insanları işe almışsınız, onların lideri olmuşsunuz, sonuçta seçim kaybedilince bir işaretle emrinizdeki orduyu harekete geçirip partiyi darmadağın edebilirsiniz.
Dün Mağusa’da çoğunlukta Oktay Kayalp’ın, Girne’de de Sümer Aygın’ın kurduğu belediyenin yan şirketinin adamları parti basıyorsa bu statükonun kaçınılmaz sonlarından biridir…
Biraz da iş, aş ve menfaat kavgasıdır!
Bu yazı CTP üzerinden okuyucudan alkış almak için kaleme alınmamıştır…
Zira bizim yapımızda birilerinin mutsuzluğundan mutlu olma gibi bir özellik yoktur…
Onun için mümkün olduğu kadar objektif olmaya dikkat ediyoruz…
Ve birkaç parti kurmayı ile yaptığımız görüşmeden sonra parti içini karıştıranların isimlerini de burada aktarmak isteriz…
Ferdi Sabit Soyer,
Sonay Adem,
Oktay Kayalp,
Ali Gülle,
Ömer Kalyoncu,
Niyazi Düzgün,
Doğan Şahali,
Sümer Aygın,
Erkan Eminağa,
Ahmet Derya,
Eşref Vaiz
Ve Mehmet Ekin Vaiz gibi isimler parti içinde karışıklık çıkarmakla suçlanmaktadırlar.
Bir çoğu da tanıdığım, dost bildiğim isimler!
Ayrıca burada amaç onları deşifre etmekten daha ziyade, parti içinde hep bu isimlerin konuşulduğunu ve sorun olarak görüldüğünü belirtmek içindir.
Bunların parti içindeki menfaatleri nedir bilmem ama başta da dediğim gibi bu isimler çok sayıda partili ile görüşülüp, ortak paydada buluşulan isimlerdir…
Ve bunların birer adım geriye çekilip ki bu asla tavsiye değildir bir süre sessiz kalmaları partinin selameti açısından önemli görülmektedir!
Peki CTP-BG Başkanı ve Başbakan Özkan Yorgancıoğlu bu kavganın neresindedir?
Ya da neresinde olmalıdır?
Bence tam göbeğinde olmalıdır!
Ama değil işte…
Bu hem benim hem de kendi partililerinin tespitidir ki, otorite neredeyse elinden uçup gitmiştir…
Parti içi statüko, kendi ordularını ve haliyle tetikçilerini oluşturmuş ve partiye zarar vermeye başlamış ama o hala işin ciddiyetini anlayamamış ya da geniş yapısı gereği sorunların üzerine gidememiştir…
Seçim sonrası, kaybeden adaylar ve diğer partililer ağız birliği yaparcasına ‘partilim bana oy vermedi’ diye haykırıyorsa ve o hala sessiz kalmayı yeğliyorsa sorun sadece tabanda değil tavandadır da…
 
 
“Nerede verdiğiniz söyler?”
 
“CTP " Revize edeceğiz" dediği göç yasasını yani dayatma paketi uyguluyor.
TIS YOK....
Sağlıkta ,Eğitimde Personel tasarrufu Sağlık ve Eğitim hizmetlerini aksatmaya devam ediyor..
TIS YOK....
Sağlık Çalışanları mesai saatleri sonrasında İLO sözleşmelerine aykırı çalıştırılmaya devam ediliyor.
TIS YOK..
Halkın gündemine ÇÖZÜM VE ÇÖZÜM ANAYASASINI getirecek yerde makyajlı Cunta Anayasasını getirenleri yere göğe sığdıramadınız...
Şimdi 3 KOLTUK kaybettiniz diye çıkardığınız gürültüye bak!!!
UYANIN DA PARTİNİZE HALKA VERDİĞİ SÖZLERİ HATIRLATIN...”
 
(EROL ŞEHERLİOĞLU)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ahmet GÜLLE, Sağlık Bakanlığını artık parti merkezi gibi kullanmaya başlamışsınız. Hadi UBP ve DP bunu çok yapardı da size ne oluyor? Kendi çalışanlarınız bile bundan şikayetçi bilesiniz!
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, ilk hedefiniz belki Akdeniz değil ama parti içinde kemikleşmiş ve ordu kurmuş isimler olmalıdır. Aksi halde partiyi ve dolayısıyla ülkeyi onların yönetimine vermiş olursunuz. Her şeye rağmen parti üst düzeyi sizi seviyor ve savunuyor bilesiniz…
Sayın Oktay KAYALP, sizin orduda asker sayısı kaç tane bilemeyiz ama Sonay Adem’in ordusu da az buz değil! Bugün Karpaz’dan bile takviye askerler geldi sadece komut bekliyorlar. Gazanız mübarek olsun!
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, yaptığınız erken genel seçim çağrısı tartışır ama eğer öyle bir şey olursa sakın ola partinin başında kalmayın. Zira İrsen beyin başına gelenleri sakın unutmayın!
Sayın Ahmet KAŞİF, Mağusa’da destek verdiğiniz iki belediye meclis üyesi adayının seçimlerde başarılı olamadığını söylüyorlar. Eski gücünüzün kalıp kalmadığı tartışılmaya başladı bilesiniz!
Sayın Resmiye CANALTAY, Mağusa’da seçim zaferi tamamen sizin eseriniz olarak görülüyor. Televizyonlara çıkamayan bir aday, darmadağın bir DP ile büyük bir başarıya imza attınız, tebrikler…
Sayın Özel KADIOĞLU, UBP Göçmenköy örgütü olarak istifaya hazırlandığınızı ve partinizin önünün açılması için yeniden yapılanma mesajı vermek istediğinizi duyduk. Demek ki parti içende halen sizin gibi akil adamlar var. Hadi hayırlısı…
Sayın Hüseyin Avkıran ALANLI, bölge halkının görüşüne göre vekillikten sonra belediye başkanlığına adaylık büyük bir taktik hatası oldu.  Bu mesajı alıp bölge için artık yararlı icraatlar yapmanız bekleniyor, bizden uyarması!
Sayın Ali GÜLLE, ilçe binasında sizi yumruk sallayan partiliyi tespit edebildiniz mi? Bu süreçte artık yakın doğu sporlarından birine başlamak sanırız en doğrusu olacaktır. Büyük geçmiş olsun!
Sayın Sibel SİBER, Cumhuriyet Meclisi’nin oybirliği ile hazırlayıp referanduma sunduğu Anayasa konusunda kamuoyu sizden bir açıklama bekliyor. Çok geciktirmeyin lütfen olur mu?..
Sayın Katip DEMİR, rakip adaylar hala sizin kazanmış olduğunuza inanamıyorlar. Özellikle Momenekşe’de rakiplerinizin toplamından fazla oy almanız büyük sükse yarattı. Tebrik ederiz…
Sayın Prof. Abdullah ÖZTOPRAK, 4 Temmuz’a sayılı saatler kala yeniden rektörlüğe atanmanın heyecanını yaşadığınız söyleniyor. DAÜ’ü 10 bin öğrenciden alıp 16 bine yükseltmeniz bile büyük başarıydı, şimdiden kutlarız…
Sayın Mustafa AKYÖN, Gönyeli’de birinci sıradan belediye meclis üyesi seçilmenizin haklı gururunu yaşıyorsunuz. Artık bundan sonra hedef meclis olmalı değil mi? Olmaması için de hiçbir neden yok yani…
Sayın Fırat ATASER, Nazmi ve Alihan kafaya koydu ve sizi belediye başkanlığı koltuğuna oturttu. Artık kuzu mu kesersiniz yoksa onları dünya turuna mı gönderirsiniz o da sizin bileceğiniz bir iş.
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI
 


Eski genel başkanlara göre farklı bir duruş sergileyen Özkan Yorgancıoğlu'ndan daha otoriter bir yönetim bekleniyor.
 
Günün Fıkrası
 
Gömleğin cebi

Bir işadamı tavernaya girer, bara oturur ve bir duble martini sipariş eder.
İçkisini bitirdikten sonra, gömleğinin cebine bir göz atar,
ardından barmene bir duble martini daha hazırlamasını söyler.
Bunu da bitirince, yine gömleğinin cebine bir göz atar,
sonra barmene donup bir duble daha martini siparişi verir.
Barmen;
'Bakın bayım, size bütün bir gece boyunca martini getirebilirim. Fakat, bardağı her doldurmamı istemenizden önce niçin gömleğinizin cebine baktığınızı söylemek zorundasınız' deyince adam cevap verir;
'Karımın fotoğrafına bakıyorum.Ne zaman gözüme güzel gözükecek, işte o zaman eve gitme zamanı gelmiş olacak.'