Akıncı dün akşam kulübümüz YENİCAMİ’yi ziyaret etti. Öncelikle ziyaretinin amacı tamamen Kulübümüze yeni sezonda başarı dilemek ve yeni yönetimle bire bir tanışmaktı. Bunun yanında kalabalık bir yönetim onu karşılayınca Cumhurbaşkanlığı seçimi de konuşuldu ister istemez.

Öncelikle söyleyeyim Mustafa Akıncı benim gözümde dürüst siyasetçilerin başında gelir. Adını bildiğimden beri hep halkın içinden biri olarak tanıdım kendisini. Gerek konuşmasıyla gerekse duruşu ile öyle olduğunu da kanıtladı.

Yıllarca TKP için yanan ve o uğurda siyaset yapan Akıncı üzerine basa basa cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki duruşunun parti ile endeksli olmadığını vurguladı. ‘Ben bağımsız aday oldum ve Cumhurbaşkanlığı’nın bağımsız olması gerektiğine inanıyorum’ diyerek girdi söze…

Kulüpte gerçekleştirdiğimiz sohbet güzeldi.

Neden halen bir anlaşma olmadığı sorusu yöneltildi kendisine. Açıkladı ama ondan önce duydu mu duymadı mı tam emin değilim ama 40 senedir Kıbrıs sorununun çözülmediğini ve bu gidişle de çözülemeyeceğini ifade ettim.

Kendimi bildim bileli Kıbrıs sorunu hep çözümsüz kaldı, gelecek herhangi bir Cumhurbaşkanının da bunu başaracağına inanıyorum diyemem. Sayın Eroğlu da bu sorunu çözümleyememiştir. Nedenleri her seferinde ayni şekilde aktarıldı. Rumların barış yanlısı olmak istememesi öne sürülerek hep bir fazla istedikleri söylendi. Her seferinde Rum tarafının çözüme yaklaşırken kendi çıkarlarını ön planda tutuğu söylendi.

Akıncı dâhil Kıbrıs sorununu çözümleyecek bir lider olduğunu düşünmüyorum. Her ne kadar bu sorunun çözülmesine çok yakın olduğumuz belirtilse de çözüme oldukça uzak olduğumuza inanıyorum.

Akıncı’ya göre son karar ne Cumhurbaşkanının ne Türkiye’nin ne de Amerika’nın. Kıbrıs üzerinde söz sahibi olan ve en güçlü kesimin her iki tarafta yaşayan halkın olduğu yönünde. Yani son kararı halk verecek. Bugün baktığımızda Amerika’nın ve Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki gücü ortadadır. Ama halkın gücü de küçümsenemez elbette. Her iki toplum ortak çıkarlar noktasında birleşirse bu iş çözülür. Akıncı’nın savunduğu ortak çıkarlar konusu da zamanında örnek vererek belirttiği Lefkoşa Kanalizasyon konusu. Yani zamanında Belediye Başkanlığını yürüttüğü Lefkoşa’da kanalizasyon sorunu her iki taraf için ortak sorun olduğundan bunu hayata geçirmeyi başardıklarını belirtti ve ekledi; bugün doğalgaz ve su da ortak çıkarlar içindedir. Yani Güney Kıbrıs ekonomik sıkıntı yaşarken her gün bir dükkân kepek indirirken ortak çıkarlar işin içine girince çözüme o kadar yakındır. Suyun ve doğalgazın gelmesi her iki tarafın çıkarları ile örtüşüyorsa çözüm olur. Halkın iradesi önemli. En büyük güç o ülkenin insanıdır diyor Sayın Akıncı. Diyor demesine de Sayın Akıncı kimse halka bir şey sormuyor ki!!!

Halen halktan gizlenenler olduğunu düşünüyorum. Bugün halka liderlerin oturdukları masada nelerin konu edildiği nelerin konu edilmediği açıkça anlatılmamıştır. Halk Kıbrıs konusunda fazla bilgiye sahip değildir. Her ne kadar ‘çözüm istiyoruz ama Rum tarafı yaklaşmıyor, sorun çıkarıyor’ dense de son sözü değil halk Cumhurbaşkanı dahi söyleyemez. Yani sayın Akıncı ‘Son söz bizi idare edenlerindir’.