Sendikal Platform karar üretmiş;
AKP’ye karşı direnişe geçeceklermiş!
İyi, güzel…
Hadi diyelim AKP dayatma paketle birlikte Kıbrıs Türkünü yok etmeye çalışıyor…
Bunu niçin yapmak istiyor bilemem ama, böyle cesaretle dayılanan Sendikal Platform’un batmış ve bitmiş bir ülke için planı, projesi var mı?
Kokuşan ve çürüyen sistemi yeniden yapılandırmak için bir paket hazırladı mı?
Hadi AKP’yi buradan sepetledik, Kıbrıs Türkü sonra nasıl bir yaşam sürecek, çalışanını nasıl ödeyecek, yolunu okulunu nasıl inşa edecek bir paketi var mı?

Bu ülke çarpıklıklar ülkesi!
Bir yanda zenginlik ve padişah hayatı sürenler, diğer yanda üç kuruş ile eve ekmek götürme derdinde olanlar.
Mesela, bu ay sonu 13’ncü maaş var.
Kimi eve toplamda tam 30 bin TL girecek.
Kimi aynı hayata devam edecek, ayda bin TL ile 4 kişilik ailesini geçindirmek için, ondan bundan kesecek.
Peki, ay sonu evine 13’ncü maaşla birlikte 30 bin TL girecek olanlara soruyorum;
Sizin bu düzeni değiştirmek için bir paketiniz var mı?
Yoksa, şu anki sistem sizin için en iyi sistem mi?

Dün televizyonda Aslan Bıçaklı’yı dinliyorum;
Her zaman ki kalın ve yüksek ses tonuyla diyor ki;
‘Bu pakete kesinlikle karşıyız…”
Hadi ben de karşıyım!
Ama Aslan beye de şunu sorarım;
Sen yılların çalışanı olarak ayda eline sadece 2 bin 500 TL geçerken, Göçmenköy’de iki haneli odada hayatının en güzel günlerini geçirmeye mahkumken, bir kurumun yöneticisi eğer emekli olduğunda 1 trilyona yakın emiklilik parası alıyorsa, şimdi söyler misin bana senin bu konuda paketin nedir?
Bu sistem kime ne yarar getirir?

Dün bir vatandaş telefonda şikayet etti;
Gitmiş elektrik kurumuna bir işi için…
Görevli kadın başını kaldırmış, bekle diye de dayatmış.
Çünkü daha önemli bir işi varmış, önce elindeki moda dergisine odaklanmış.
Böyle örneklere çok rastladık bu devletin dairelerinde.
Bezelye ayıklayanlar, börülce temizleyenler, çok düşünürüm acaba onların paketleri ne?

Muhalefet başka alem!
Onların da elle tutulur bir paketi yok ama akılları fikirleri hükümeti paketlemekte.
Yarın bir gün iktidar olsalar, ya kuzu gibi paketi devam ettirecekler, ya da geçmişte olduğu gibi hükümeti terk edecekler.
Daha paket bile açıklanmadan iki gün önce pakete karşı reklam broşürleri hazırlayan muhalefetten bu ülkeye ne gelir Allah aşkına!

Sevgili okurlar;
KKTC’nin en kötü, en beceriksiz ve basiretsiz hükümeti ile karşı karşıyayız.
Kendi becerisiyle bir paket hazırlayamayınca, bunu Ankara’ya devretmiş ve şimdi de bu paketi bizim paketimiz diye yutturmaya çalışmaktadır.
Bu paket bizim mizim değildir ama, ön yargılarla paketin içeriğine bile bakmadan da çöpe atılacak bir şey değildir.
Türkiye’nin buradaki yetkilileri, bizi bizden iyi tanıyıp, yıların yanlışlığını, hatalarını ve devletin ensesine çöreklenenlerini tespit etmiş ve artık buna bir deme zamanının geldiğini gösterecek bir paketi hazırlayıp önümüze konmuştur.
Ve biz kendi paketimizi hazırlamadığımız, statükoyu değiştirmeye çalışmadığımız sürece de kimsenin bu paketi dayatıyorlar diye Anavatan’a kızıp köpürme hakkı yoktur.
KKTC’de rehabilitasyon döneminin sonuna gelinmiştir.
Ya kendi ellerimizle kendi ayaklarımız üzerinde durmayı deneyecek, ya da bunu başkalarının yapmasına göz yumacağız ve şikayet hakkımızda olmayacaktır.
Siz hangi yolu seçersiniz?




MESAJ KUTUSU


Sayın İrsen KÜÇÜK, Nisan ayında erken genel seçim olması yönünde Ankara ile uzlaşmaya vardığınızı öğrendik. Parti bu haberle kaynıyor ve rakipler ise çileden çıkmış durumda. Seçim reçeteniz çok merak edilmeye başladı. 500 istihdam liste başı diyorlar.

Sayın Ahmet AKBİL,
LTB’deki uzlaşma için epe direttiğiniz sonunda müsteşarlık teklif edilince yelkenleri suya indirdiğiniz iddia ediliyor. Şimdi bakanlıkların müsteşarları bunu duyunca epey panik yapmışlar, piyangonun kime vuracağını merak ediyorlar.

Sayın Mete ÖZMERTER, bir esnaf kardeşimize yaptığınız iyilik büyük memnuniyet yaratmış. Yatıp kalkıp dua ediyor. Duyarlılığınızdan dolayı tebrik eder, başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz.

Sayın Sunat ATUN, öfkeli bir vatandaş geçenlerde Kıb-Tek’e gitmiş ve işini halletmek yerine moda dergisi okumayı tercih eden bayan çalışanın disiplinsiz davranışları karşısında neredeyse beyin kanaması geçiriyormuş. Bilginiz olsun istedik.

Sayın Turgay AVCI, bir yıl gecikmeli de olsa nihayet kurultay kararı almışsınız ve yakında kurultay tarihini açıklayacakmışsınız. Haberi duyan ÖRP’liler heyecan yapmış, memnuniyetlerini dile getiriyorlar.

Sayın Ahmet KAŞİF,
geçenlerde İrsen beye yakın iki kişi kapınızı çalıp uzlaşma için çeşitli alternatifler sunmuş ama, ikinci tur olmazsa olmazımdır diyerek kesin tavır koymuşsunuz. Bu iş artık inada bindi değil mi?

Sayın Şerife ÜNVERDİ,
Lefkoşa’nın temizlik işlerinde çalıştırılan işçilerin kayıt dışı olduğu iddia ediliyor. Gazetecileri sopayla koşturan bu densizlere umarız gerekli cevabı verirsiniz.

Sayın Faiz SUCUOĞLU, 12/12-2012 tarihinde gece saat 12..12’de bir kız çocuğunun doğumunun size nasip olduğunu öğrendik. Bugün ilk piyango satıcısından elindeki bütün biletleri almanızı tavsiye ederiz.

Sayın Ersin TATAR
, siz hala 13. maaşları toplayamadınız ama vatandaş çoktan bankalardan bu parayı borçlandı bile. Umarız bir kaza bela olmaz, aksi halde tam bir facia yaşanır ülkede.

Sayın Halil ESENDAĞLI,
önceki akşam yakın dostlarınıza gavcar mantarı ziyafeti çekmişsiniz. Madem ki kimsede sağlık sorunu yaşanmadı bu işten anlıyorsunuz demektir. Afiyet bal şeker olsun.

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Ece Oktay adlı hukuk öğrencisi kızımıza yıldırım hızıyla vatandaşlık verilmesi kamuoyunda epey tepki yarattı. Bakanlar Kurulu’nun hangi özelliklerinden dolayı bu genç kıza vatandaşlık verdiğini içeren açıklamanızı merakla bekliyoruz. Bu arada e-pasaport hayırlı uğurlu olsun.

Sayın Mehmet TEZCAN
, vatandaş genelde yaş gününü ailesiyle geçirir ama siz K.Kaymaklı örgütünde geçirmeyi tercih ederek siyasete ne kadar düşkün olduğunuzu bir kez daha göstermişsiniz. Hayırlı yaşlar dileriz.

Sayın Zeki ZİYA,
Londra ziyareti dönüşünde sizin uçaklarda da ekranda Larnaka yazısı var mıydı? Teknoloji bazen havada bile şaşırabiliyor değil mi?

Sayın Ramazan ÖZÇELİK, erken genel seçimlerde Girne’den milletvekili adaylığınıza kesin gözüyle bakılıyor. Sırf bu yüzden Beymen’den onlarca takım elbise aldığınız söyleniyor. Aşağısı kurtarmıyor değil mi? Kıskananlar çatlasın.

Sayın Sümer AYGIN,
Adana belediyesi ile kardeş belediye olup bundan sonra daha sıkı işbirliği kararı almışsınız. Dönüşte ev sahipleri bol miktarda şalgam suyu hediye göndermişler. Umarız tansiyonunuz yoktur.

Sayın Hüda AKSOY
, sizi ne zaman Osman Korahan ve Ahmet Havutçu ile birlikte aynı masada görsem hep hayır mı şer mi diye sorarım kendi kendime. Bakalım dünkü çok özel yemekten sonra başımıza neler gelecek?

Sayın Ali Özmen SAFA,
Türkiye’den özel getirtilen Lüfer partisinde gözlemlenmişsiniz. 3 tane birden tükettiğiniz iddia ediliyor doğru mu? Gözümüz yok, yarasın.

Sayın Cenk MUTLUYAKALI, Yeni Düzen’in 38’nci kuruluş yıldönümünü kutlar, başarı dolu nice yıllar temini ederiz. Yolunuz açık olsun…

Sayın Haluk DOĞANDOR,
maşallah çakı gibi eve geri dönmüşsünüz. Demek ki damarlar artık eskisinden daha sağlam olduğuna göre, şimdi sizden daha çok korksunlar değil mi? Tekrar büyük geçmiş olsun.

Sayın Kemal Deniz DANA
, sopa ile gazeteci kovalayan temizlik işçileri konusunda basından özür dilemeniz olumlu bir gelişme ama, eğer muhabir arkadaşın kafasını patlatsalardı bu özrün ne önemi kalacaktı?


Günün Fıkrası

Hediye


Bir kadının bir süreliğine iş seyahati için İngiltere’ye gitmesi gerekmektedir.
Kadının kocası eşini havaalanına kadar götürür. Karısı:
- "Teşekkür ederim kocacığım, senin için İngiltere’den ne getirmemi istersin?" diye sorar. Adam güler ve yanıtlar:
- "Bir İngiliz kızı istiyorum hayatım..."
Kadın sessiz bir şekilde kocasından ayrılır ve yola çıkar.
2 hafta sonra adam karısını tekrar hava alanından almaya gider ve sorar:
- "Hayatım gezin nasıldı?" Karisi:
- "Teşekkür ederim hayatım çok güzeldi." Adam:
- "Peki hediyem nerde?" Kadın:
- "Ne hediyesi?" Adam: -
"Hani bir İngiliz kız istemiştim ya..." Kadın: -
"Haa hatırladım, evet elimden geleni yaptım, simdi biraz beklememiz lazım kız olup olmayacağını görmek için...