Sigaranın tütünden yapıldığı herkesin malumu. Çok seneler önce bu bir keyif aracı olarak görüldü. Ancak, geçen yıllarda zararları söz konusu olunca, bunun içilmemesi için çareler arandı, tedbirler alındı.
Dünya Sağlık Örgütü de sigaranın ve diğer tütün ürünlerinin içimindeki zararlara dikkat çekmek amacı ile 31 mayısı Dünya Sigarayı Bırakma Günü olarak ilan etti.
Bilimsel araştırmalara göre sigara ve dumanında 4 binden fazla zehirli madde bulunmaktadır. Bu maddelerin büyük kısmı kanserojen madde içermektedir.
Sigara içerisindeki en tehlikeli üç madde, nikotin, karbon monoksit ve katrandır. Nikotin, kalp ve damarların sağlıklı çalışmasını engellemektedir. Katran ise solunum yollarına ve akciğerlere yapışmakta ve zarar vermektedir. Karbon monoksit de hücrelerin hızlı ve fazla büyümesine neden olmaktadır.
Tütün ve tütün ürünleri keyif anında içildiği gibi üzüntü anında da içilmektedir. Ancak her iki halde de içenin sağlığına zarar verdiği kesin. Sigara içimi insanların eğitim seviyesi ile paralellik göstermektedir. Eğitim seviyesi arttıkça sigara içimi de azalmaktadır.
İletişim araçlarının özellikle radyo ve televizyonların çoğalması ve gelişmesi , sigara reklamlarının kaldırılması da sigara içimini bir nebze azaltmıştır. Malum bu günlerde yayınlanan filmlerle ve dizilerde sigara içilme görüntüleri puslandırılmaktadır. Yani, sigara içimi özendirilmemeye çalışılmaktadır.
Sigaranın insan sağlığına olan kötü etkileri ortaya çıkınca ülkeler buna karşı tedbirler almaya başladılar. Halen 65 ülke sigara içimine karşı sınırlamalar getirmiştir. Bu ülkeler arasında Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de vardır. Çıkarılan yasalarla kapalı mekanlarda sigara içimi yasaklanmıştır. Bu tedbirin yanında insanları sigaranın zararları konusunda da eğitmek lazım. Yasaklama her zaman istenen oranda verim sağlamamaktadır. Bunun yanında verilecek eğitimle insanları korumak mümkün.
Sigara tüketiminin içenlerde gırtlak kanseri ve akciğer kanseri başta olmak üzere birçok hastalığın tetikçisi olduğu yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Tabii, içenlerin yanında bulunanlar da sigaranın zararlarından nasibini almaktadırlar.
Sigara içimi genelde ergenlik yaşlarında bir merak ve hava atma olarak başlamaktadır. Bu yaşlardaki gençlere aileleri çok dikkat etmelidirler. Ancak anne ve baba kendileri sigara içerlerse çocuklarına ‘Aman içme zararlıdır’ demeleri inandırıcı olmayacağından gençler içmeğe devam edeceklerdir.
Üniversite günlerinde bir hocamız bu konuda bizlere ‘Çocuklar duman içmek ne demek? Kendi kendinize zarar vermeyin’ derdi. İçenler zararını yıllar sonra gördüklerinden içilmemesi telkinlerine genelde kulak vermemektedirler. Ne zaman ki bir sağlık sorunu yaşanır işin ciddiyeti o zaman kavranır. Yani sigaranın zararları ile yüzleşince o zaman içmekten vazgeçilir. Ve ‘Keşke daha önce kesseydim’ gibi yakınmaları duyarsınız.
Erken yaşlarımda arada bir içtim ancak paket taşımadım ve tiryaki olmadım. Oğullarım büyüdüğünde ise içmemeye ve evde sigara bulundurmamaya dikkat ettim. Denemek istediklerinde de kızmadan bu fırsatı kendilerine verdim. Deneyip de bir faydası olmadığını anladıklarından hiç biri içme istemi göstermedi.
Ülkemizde her geçen gün sigara içmeme yönünde bir gelişme gözlenmektedir. Kapalı mekanlardaki sigara içmeme yasağı işe yaramıştır. Geçmişte böyle mekanlardan sonra eve döndüğümüzde tüm kıyafetlerimizin sigara koktuğunu hatırlıyoruz.
En önemli gelişme ise, düğünlerde sigara verilmesine son verilmesidir. Hatırlanacaktır eskiden düğünlerde çiftleri tebrik edenlere sigara da ikram edilirdi. Sigaranın zararlarını bir gün değil daima hatırlayalım ve içmeyelim.
Sağlıklarımızı kaybetmeden onu koruyalım. Sağlık her şeyin başı ve önemlidir.