Bizim de hiç işimiz yok yani…
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha 9 ay varken memleketin başka meselesi kalmamış gibi kamuoyunu yine seçim havasına sokmaya çalışıyoruz…
Aslında biz değil de kamuoyu istiyor bunu!
İlla ki seçim, illaki siyaset…
Kıbrıs Türkünün geneli her ne kadar seçimlerden bıktığını ya da siyasetçiden soğuduğunu söylese de işin aslı öyle değil!
Bana sokakta sorulan 10 sorudan 9 tanesi hükümet ne olacak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimler aday da yine benzer sorular…
Vatandaşın talebi böyle olunca da bize de arz etmek kalıyor…
Cuma günü öğlen saat 13.00’de Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber’in makam odasındayız…
Önce mütevazi ve kilo aldırmayacak bir yemek ardından kahve sohbeti…
Bizim aklımızdaki tek soru şu;
Sibel hanım aday olacak mısınız?
Ya da CTP’ye rağmen aday olacak mısınız?
Çünkü kamuoyunun merak ettiği sorular bunlar…
Aslında Sibel hanım da bu soruları soracağımızı gayet iyi biliyor ama konuya girilmesini mümkün olduğu kadar geciktiriyor…
Onun elinde mavi bir dosya var;
Ben ısrarla seçim sohbetine girilmesini beklerken o da ısrarla mavi dosyanın içindeki bilgileri bana aktarmaya çalışıyor…
Belli ki mavi dosyadakileri bana aktarmadan seçim sohbetine başlamayacağız…
Aslında dosyadaki bilgiler eften püften bilgiler değil!
Cumhuriyet Meclisi’nin son bir yıldaki icraatlarını özetliyor…
Daha önce bakkal dükkanı gibi işleyen meclisin şimdi daha ciddi ve radikal icraatlar yaptığını görmek memnun edici…
Örneğin 1920 yılından itibaren Kıbrıs’ta yayınlanan gazetelerin arşivinin yapılması mükemmel…
Gazetecilik yapıyoruz ama bu işin geçmişini ne kadar sağlıklı biliyoruz?
Onun için bizim meslektekiler için mükemmel bir çalışma yapılıyor ve Sibel hanıma tüm basın mensupları teşekkür borçluyuz…
Yine yeni bir çalışma olan engelli vatandaşlarımız için yapılan proje…
İçimizden geçiriyoruz, şimdiye kadar niçin kimsenin aklına böyle bir şey gelmedi diye!
13 müşavirin şu anda Meclis’te çalıştığını duyuyoruz…
Hani şu yüz kusur tane devletin kamburu olarak nitelendirilen ve öfke duyulan müşavir meselesi…
13 tanesi orada danışman sıfatıyla çalışıyor…
Az ama başlangıç için iyi bir rakam…
Yine hizmet içi eğitimler konusunda önemli çalışmalar var…
Ve tasarruf tedbirleri;
Daha önceki yönetimlerin bayramlarda yeni yıllarda devletin kesesinden vatandaşın ensesinden lüks ve pahalı hediyeler dağıttıklarını hala unutmuş değiliz…
Yeni dönemde bu tür harcama çılgınlıkları artık tarihe karışmış!
Ve toplamda yüzde 60 gibi tasarruf yapılmış…
Kültür ve sanat alanında burada sayamayacağımız çok icraatlara imza atılmış ve atılmaya hazırlanılıyor…
Şimdi gelelim adaylık konusuna;
Sibel Siber ismi bu toplum için çok önemli bunu zaten teslim etmeyen yok…
Doktorluk mesleğinin zirvesindeyken siyasete girdi ve hiç zorlanmadan milletin vekili oldu…
Oradan da kendisinin bile beklemediği bin anda Başbakanlık koltuğunda buldu kendisini…
3 ay gibi çok kısa bir süreye sığdırılan ve cesur kararlarla gelen bir başarı sürecini yakaladı…
Şimdi de Cumhuriyet Meclisi gibi devletin en tepesini temsil eden vitrinde değişimden yana icraatları sıralıyor…
Peki Cumhurbaşkanlığı seçimleri?
Aday mısınız Sibel hanım?
Bu soru kendisini belli ki çok sıkıyor ama şu soru gelince geriliyor;
CTP’ye rağmen aday mısınız?
Şu anda belli bir grup var ki bunlar da kendi yakın çevresi Sibel hanımın Cumhurbaşkanı adayı olması için kulislere başladılar…
Hatta çok ileri gidip CTP göstermese bile ‘bağımsız’ aday olarak çıkabileceğini iddia ediyorlar.
Hatta daha da ileri gidersek eğer Sibel hanım bağımsız olarak aday çıkarsa DP-UG kendisini koşulsuz olarak destekleme hazır ki bunu biz bir söylenti olarak değil bazı DP yetkilileri ile yaptığımız konuşmalardan kendi ağızlarından teyit aldık…
Şükürler olsun ki Sibel hanım her ne kadar Cumhurbaşkanlığı gönlünde yatan bir aslan olsa da ki bu da normaldir öncelikli derdi bu değil…
Bir kere en önemli vurgusu şu;
Daha yeni seçimden çıkar bir toplum bu kadar seçim yorgunu iken yeni bir seçime niçin bu kadar hevesli…
Seçim yorgunluğu…
Ama bizde siyaset hız kesmiyor işte!
Varsa da yoksa da seçim, siyaset ve sonra da siyasilere lanet okumalar!
Ne tuhaf bir çelişki değil mi?
75 milyonluk Türkiye’de bile Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir ay kala adaylar belirlenirken bizde 9 aylık uzun bir süre olmasına rağmen kimlerin aday olup olmayacağı merak konusu oluyor!
Sibel hanım bunun bilinciyle kendisini seçimlerden daha çok görevinin kendisine verdiği sorumlulukları yerine getirmek için çırpınıyor!
Aday olacağım demiyor ama olmayacağım da demiyor…
Peki Sibel Siber Nisan 2015’te CTP-BG’nin adayı yapılır mı?
Bize göre yapılmaz!
Hatta daha kesin de söyleyebiliriz, yapılmayacak…
Peki CTP’ye rağmen aday olur mu?
Kendi ağzından yazalım;
“Böyle bir soru sorulmamalı bile…
Mesajı çıkarın artık!
Tüm okurlarımızın ve Kıbrıs Türkünün Ramazan Bayramını kutlar esenlik dolu nice baramlar dileriz…
 
 


MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Binali YILDIRIM, KKTC’ye yaptığınız seçim ziyaretinde sanırız burada siyaset ne kadar çirkin boyutlara ulaştı kendi gözlerinizle görmüşsünüzdür. Bu yalaka takımına nasıl tahammül ettiniz doğrusu tebrik ederiz. İzlenimlerimizi yarın aktaracağız kısmetse…
Sayın Sibel SİBER, sizi hep takdir ederdik bir kez daha gönlümüzde taht kurdunuz. Bir çok siyasetçi ve vatandaş yeni bir seçim derdine düşerken sizin mevcut çarpık düzeni ayağa kaldırma çalışmalarınız memnuniyet verici. Yüreğimize su serptiniz…
Sayın Yüksel ÇELEBİ, ilk icraat suya 6 TL zam ve 2.1 milyon TL borçlanma…Oysa seçim öncesi hiç böyle konuşmuyordunuz. Su arada Taşkent yolunun asfaltlama çalışmaları başlamış tebrik ederiz…
Sayın Teberrüken ULUÇAY, Muhaceret Dairesi’ndeki sigara içme şikayetine siz pek ilgi göstermediniz ama Sağlık Bakanlığı yetkilileri yazımızı ihbar kabul edip daireye baskın yaptılar…Haberiniz olsun istedik!
Sayın Hamit BAKIRCI, hadi bayram tatili araya girdi ve siz hala açıklama yapmadınız ama bayram sonrası takibe devam edeceğiz bilesiniz…Bu arada stresten dolayı küçük bir de rahatsızlık geçirmişsiniz. Büyük geçmiş olsun…
Sayın Tufan ERHÜRMAN, bir grup partiliniz Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda sizin de adınızı anmaya başladılar. Ama bunu meyhane sohbetlerinde dile getirince çok daha hoş karşılanmıyor…Gaza gelmezsiniz değil mi?
Sayın Arzu KOYMAN, gazete bası yaparak engelli vatandaşlarımıza yardım toplamanız memnuniyet verici ama bu bağış işlerinin yasalar çerçevesinde yapıldığını umarız biliyorsunuzdur. Bazıları bu işi taktı kafaya ve takibe aldı bilesiniz…
Sayın Ertan BİRİNCİ, Binali Yıldırım’ın ziyaret programı konusunda Kemal Altuncuoğlu ile fena halde kapıştığınızı duyduk. Neyi paylaşamadınız anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu…
Sayın Cemal ERDOĞAN, Esentepe’de Atatürk büstünün arkasındaki direklerde aylardır Türk bayraklarının olmadığını biliyor muydunuz? İplerin çürümesini bir gerekçe olarak kabul etmeyiz bilesiniz. Ayıptır be kardeşim…
Sayın Resmiye CANALTAY, Mağusa’da tek başınıza kaldığınızdan şikayet ediyormuşsunuz. Sunat Atun’u yabana atmamak lazım, genel sekreterliği unuttu sadece bölgeye ağırlık veriyor…Acaba diyoruz yerleri mi değiştirseniz…
 
 
Günün Fıkrası
 
Düşünce tarzı

Sınıfta öğretmen sormuş:
- Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır?
Çocuk cevaplamış:
- Hiç kalmaz örtmenim.
- Olur mu oğlum, demiş öğretmen,
- 2 tane kalır.
- Olmaz öğretmenim, demiş çocuk,
- Siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar...
Öğretmen şaşırmış ve:
- Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim, demiş. Sonra çocuk, - Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum. Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir?
Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş.
- Emerek yiyen evlidir, demiş. Çocuk:
- Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir, demiş.
- Ama düşünce tarzınızı beğendim.