Bir zamanlar Gazimağusa’nın en büyük okuluydu…
500’den fazla öğrencisi vardı, Mağusalılar çocuklarını bu okula yazdırmak için çabalardı!
Belli ki geçmiş hükümetler döneminde bu okul gözden çıkarılmıştı…
Eğer öyle olmasaydı bir ilkokul hiç 3 sene müdürsüz bırakılır mıydı?
İlk kez bu sene müdür atandı ama veliler müdür atanmasına sevinemedi çünkü şimdi de öğretmen açığı ortaya çıktı!
Veliler şimdi bu okuldan öğrencilerini alıp diğer okullara vermek için birbiriyle yarışıyorlar…
Demek ki çifte standart eğitimde de kendini iyiden iyiye sırıtmaya başladı!
Şehit Osman Ahmet İlkokulu’nun en önemli özelliklerinden birisi, yıllardır KTÖS Genel Sekreteri olan Şener Elcil’in de kadrosunda olduğu okul…
Elcil, profesyonel sendikacı olduğu için artık öğretmenlik yapmıyor ama geçmiş yıllarda Elcil’den boşalan kadroya öğretmen ataması yapılırken bu sene yapılmadı, böylelikle okuldaki dengeler yine alt üst oldu…
Bu durum KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’i ilgilendirir mi bilemeyiz ama eğer onu ilgilendirmezse kimseyi ilgilendirmeyeceğini idrak ederiz!
Okulun son durumu içler acısı;
Okul Aile Birliği Başkanı ile uzun uzadıya konuştuk konuyu…
Orada çocukları olduğu için bu durumdan en azla etkilenenler onlar…
Çalmadık kapı, gitmedik makam kalmamış ve yaralarına merhem olan kimse çıkmamış!
Haliyle siyasiler en hassas konuları ciddiye almayınca her zaman olduğu gibi iş yine biz basın mensuplarına düşüyor…
Aynı okulda bir de ilginç bir durum hakim;
Bir öğretmen 20 yıldır orada çalışıyor ama yetersiz olduğu için kendisine sınıf verilmiyor!
Bir öğretmen yetersiz olursa nasıl öğretmenlik yapar ve kendisine sınıf verilmez o da çok ayrı bir tartışma konusu…
Bu durumlarda bakanlık görevinden istifa eden Mustafa Arabacıoğlu’nu çok iyi anlıyoruz…
Eğitimdeki çarpık sisteme ancak bir yıl dayanabildi ve çareyi istifada buldu, bir yanda haklıydı diğer yanda sistemi düzeltmek için mücadele etmediği için haksızdı…
Şimdi çiçeği burnunda bakan olan Özdemir Berova var makamda…
İyi niyetinden, özverili çalışmalarından da hiç kuşkumuz yok!
Bu işkenceye ne kadar dayanır, ne zaman pes eder bilinmez ama temennimiz ilk başta dediği gibi bir an yaşayabilir projelerin gündeme getirilmesidir…
Sayın Bakan ve ekibi için Şehit Osman Ahmet İlkokulu bulunmaz bir fırsat!
3 yıldır müdür yoktu, şimdi müdür geldi ama öğretmenler gidince eğitim yine ağır aksak…
Bir de kendisine ders verilmeyen öğretmen meselesi var!
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki KKTC’de eğitim sisteminde fırsat eşitliği yoktur…
Yıllar önce olduğu gibi, iyi okul kötü okul, iyi öğretmen kötü öğretmen tartışmaları vardır!
Ve iyi okullara iyi öğretmenler verilir, kötü okullara da vasat olanlar…
Zengin çocukları iyi okullara giderken garibanın çocuklarının gittiği okullar hep sorunlarla boğuşur…
Tabi ki sorunun anahtarı sadece bakanlıkta değil!
KTÖS’ün ta kendisinde…
Hem de yıllardır KTÖS’ün patronluğunu yaptığı Şener Elcil kadrosunda bulunan okuldaki sorunları görmez mi, buna ihtimal vermeyiz!
Sistemsizlikten yakınıp eğitimi koyvermek olmaz…
Bakanlık, sendika ve veli eğer isterse pek ala yeni bir sistem kurabilir, eğitimde yaşanan sorunlar tarihe karışabilir…
Tabi ki hep birlikte özveri gösterebilirlerse!
 
 
 
 
Ehliyet uzatma 30 gün sürer mi?
 
Başlıktaki soru size garip gelebilir!
Çünkü herkes bilir ki KKTC’de süresi biten sürüş ehliyetleri en geç bir hafta içinde yenilenir…
Şu sıralar durum epey farklı!
Ehliyetinizin süresi biti de ilgili daireye gidince çalışanların son sözü şu oluyor;
1 ay sonra yeni ehliyetinizi almaya gelebilirsiniz!
Peki sebep?
İmza atacak yetkili arkadaş AB toplantısındaymış da ondan…
Ne toplantıysa artık bu!
İkinci adam yok yani…
 
 
Araç çalmak suç değil!
 
Diyelim ki bir sabah kalktınız ve evinizin önünde aracınızı bulamadınız…
Önce bir panik yapar, panik durumu atlatınca telefona sarılır ve polise bildirirsiniz.
Şanslıysanız polis aracınızla birlikte çalanı da yakalar ve aracınızı size teslim eder!
Peki aracı çalan ne olur?
Serbest kalır!
Zira KKTC’de araç çalmak suç değilmiş…
Aracınızı çalan sadece benzin çalmaktan yargılanırmış!
İnanmazsanız Merit Lefkoşa Genel Müdürü Mine Gürses’e sorun…
Ve bir yaşınıza daha girin!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Şener ELCİL, kadrosunda bulunduğunuz ama sendikacılık göreviniz nedeniyle yıllardır kapısından girmediğiniz Şehit Osman Ahmet İlkokulu’ndaki aksaklıklar nedeniyle yakında veli eylemi başlayacağını biliyor muydunuz? Bir de şu öğretmen olduğu halde sınıf verilmeyen meslektaşınız meselesi var, böyle bir uygulama dünyanın başka bir yerinde mümkün müdür acaba?
Sayın Fikri TOROS, bir çok işadamı kamu dairelerindeki bürokratik engeller nedeniyle iş yapamaz hale geldiler. Sorunlarına eğilmediniz diye de artık yönetiminize ateş püskürüyorlar. Acaba diyoruz Ticaret Odası misyonunu tamamladı mı? Biraz hareket lütfen!
Sayın Bengü ŞONYA, bet ofislerinden yabancı ortağını soyup sağana çeviren siyasetçi kim? Özellikle sosyal medyada merak konusu oldu ve büyük tartışmalar yaşanmaya başladı. Bir mahsuru yoksa ismini de açıklayıp bütün siyasetçileri zan altında bırakmayın lütfen!
Sayın Halil TALAYKURT, pul yolsuzluğu konusundaki mesajınızı aldım teşekkür ederim. Ama sizin bana gönderdiğiniz belgeden bende iki tane var ve orijinal. Sanırım siz bizim ne demek istediğimizi anlamamışsınız. Yasalar der ki devlet içinde suç işleyenler koruma altına alınamaz aksine yargıya havale edilirler. Biz uyaralım da…
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, Sayın Talat, “hükümet olmak CTP’ye yaramıyor’ gibi çok önemli bir açıklama yaptı! Yaramayan iktidar olmak mı yoksa iktidar olmanın getirdiği bir takım rantlar ve getirdiği kavga mı acaba? Bakalım kendisine cevap verecek misiniz?
Sayın Hüseyin YEŞİLDAĞLI, dün Girne’de bazı polis çavuşlarınız alacak-verecek işine karışıp taraf oldular. 25 polisin park halinde araca el koymasını görenler çok ayıpladı. Hukuk davlarına çok müdahil olmamak gerek değil mi?
Sayın Süleyman İRVAN, Medya Etik Kurulu’nu yasal bir zemine oturtmak şart gibi görülüyor. Aksi halde büyük zamanınızı alan bu kurulan kararları havada asılı kalacak ve emekleriniz de boşa gidecek…
Sayın Tufan ÖZHURMAN, Abbas Sınay’ın istifası mecliste kabul edilmedi ve şimdi de ‘angarya’ tartışması başlatıldı! Devlet angarya çalıştıramayacağına göre hukukçu gözüyle bu olaya nasıl bakıyorsunuz? Yoksa ara sıra sinip kalmak daha mı doğru?
Sayın Fatma SOLMAZ, Ulusal Adalet Partisi kuruluş çalışmalarını tamamlamış ve parti tüzüğünü dün İçişleri Bakanlığı’na vermiş. Bu arada ülkede ilk kadın genel başkan sıfatını da taşıyormuşsunuz. Hayırlı uğurlu olur inşallah…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, partinizin önceki gün Abbas Sınay’ın istifası ile ilgili çekimser kalma kararı tartışma konusu oldu. Birçok vekiliniz çekimser oyu kullandı ama nedenini hala bilmiyor, haberiniz olsun istedik…
Sayın Osman YÜCELEN, eski çalışanlarının sadece 64 kişiden ibaret olmadığına dair mesajlar almaya başladık. 27 kişiyi daha listeye dahil etmeniz isteniyor bizden iletmesi…
Sayın Hakan ORAN, Hamit Bakırcı’nın bakanlıktan alınmasından sonra minik çaplı kutlamalar yaptığınız söyleniyor. Olayı fazla büyütmemek lazım, sonuçta ülke çok küçük ve her an karşı karşıya kalabilirsiniz…
Sayın Hüseyin ÖZTOPRAK, Türkiye’deki tedavi sürecinin bitmek üzere olduğunu ve çok yakında adaya geri döneceğinizi öğrendik. Tekrar büyük geçmiş olsun, sevenleriniz sizi dört gözle bekliyor…
Sayın Halil SAKALLI, son günlerde T ve B izni için daireye müracaat edenlerin sayısında önemli bir artış gözleniyormuş. Umarız doğru değildir zira bunu taksiciler duyarsa bakanlığı basar sizi de orada oturtmaz.
Sayın Hayati ÖZOK, Hilton KIBRIS özellikle de turizm çevrelerinde büyük bir heyecan yarattı. Bu arada umarız yapacağınız 250 istihdamda Kıbrıslı Türklere öncelik verirsiniz ve işsizlik sorununun çözülmesinde büyük katkınız olur…
Sayın Abdullah ÜÇGÖZ, Diyalog TV’de göreve başladığınızı duyduk. Hayırlara vesile olur inşallah. Başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…
 
 
 
Günün Fıkrası
 
Otobüs bekliyorum…

Bir gün, kadının biri evdeki elbise dolabı ses yaptığı için eve marangoz çağırmış, marangoz, kadına şikayetini sormuş, “dolabın nesi var? “Kadın, dolabım çok ses yapıyor demiş, adam dinlemiş dolabı çıt yok. Kadın, sesin dolabın dışından değil, içinden geldiğini söyleyip, adama dolabın içine girip de dinlemesini söylemiş. Adam da bunun üzerine dolabın içine girip ses dinlemeye başlamış. Beklemiş, beklemiş yine çıt yok, bu sefer kadın marangoza, otobüs geçtiği zaman dolabım ses yapıyor demiş, adam da bunun üzerine dolabın kapağını kapatıp otobüsün geçmesini beklemiş. Ne olsa beğenirsiniz, adam dolabın içindeyken kadının kocası eve gelmiş, ceketini asmak için dolabı açtığında, dolabın içinde bizim talihsiz marangozu bulmuş! Kadının kocası sinirli bir şekilde marangoza sormuş, “sen burada ne arıyorsun” marangoz ise “şimdi size ne diyeyim ki, otobüs beklediğimi söylesem inanmazsınız”