İki gün önce arkadaşımın ofisindeyim...
Canı fazlasıyla sıkkın, yolun kenarında duran aracına çarpmışlar, en az 10 gün araçsız kalacağından şikayet ediyor...
Kaza nasıl oldu diye sordum;
"Çocuğun birisi geldi vurdu" diye cevapladı!
"Kimmiş bu çocuk diye" sorunca da "nüfuzlu bir ailenin çocuğu" diye cevapladı...
"Polis çağırdın mı" dedim, ""hayır" dedi!
Kazadan hemen sonra çocuğun hem annesi hem babası gelmiş "aman polis çağırmayın" diye neredeyse yalvarmışlar!
İyi de niye yalvarmışlar, şimdi sıkı durun;
Çünkü ehliyeti yokmuş!
Zarar ziyan hepsi ödenecekmiş, yeter ki polisin haberi olmasın!
...
Şimdi bu arkadaşım, okumuş, kültürlü ve çağdaş bir insan...
Böyle bir insan nasıl olur da bu kadar duyarsız olur diye önce içimden geçirdim, sonra dayanamayıp 'sen katil adayısın' deyiverdim...
Sonra ona cevap hakkı bile vermeden sordum;
"Ya sen arabanın içinde olsaydın da Allah korusun ağır şekilde yaralansaydın, o zaman ne yapardın?"
"O zaman başka" dedi!
"Şimdi öyle oldu değil mi" diye biraz da dalga geçtim kendisiyle...
Verilmiş sadakası varmış...
...
Şunu belirtmeden geçemeyeceğim;
Ehliyetsiz genci tespit eden ama polise bildirmeyen arkadaşım bir katil adayıdır...
Çünkü ehliyetsiz araç kullanan birisini bilip de bildirmemek de en az onun kadar suçlu sayılır...
Peki ya bu çocuğun ailesi?
Olayın polise intikal etmesinin önüne geçerek çocuklarını kurtardıklarını mı sanıyorlar yoksa!
Aksine çocuklarına en büyük kötülüğü yapıyorlar...
Sadece çocuklarına olsa iyi, sokakta gezen herkesedir bu kötülük!
Aile çok nüfuzlu olabilir, paralı da olabilir, ama çocuklarını bunlarla ne kadar koruyabilirler işte o tartışılır...
Devam etsinler böyle yapmaya...
Ben acırım da trafik kazalarında giden günahsız insanlara acırım asıl...
 
 
 
“Yalnızca 5 bin öğrenci tam ödüyor”
 
“Sayın Özadam,
 
Bugünkü (dünkü) köşe yazınızda, DAÜ’de 19000 öğrenci olduğunu ve bunlardan yalnızca 5000 öğrencinin ücret ödediğini “bir yetkiliden” aldığınız bilgiye dayandırarak yazdınız.  Öğrenci İşlerinden sorumlu bir önceki rektörün yardımcısı olarak şunu belirteyim.
Bu bilgi doğru değildir. DAÜ’de %100 burslu öğrenciler hariç tüm öğrenciler ücret ödemektedirler.  Bu sayıda 1000 civarlarındadır. Söylenmek istenen belki yalnızca 5000 öğrencinin tam ücret ödemekte olduğudur.
Evet, DAÜ de tüm KKTC üniversitelerinin ve Türkiye’deki Vakıf Üniversitelerinin yaptığı gibi burs vermektedir.  Şunu da belirtmekte fayda görüyorum.
KKTC’de en az burs veren üniversite DAÜ’dür. Bu bir iddia değil, gerçektir. Aşağıdaki tablolarda KKTC Üniversitelerinin son iki yılda ÖSYM yoluyla almış olduğu öğrencilerin burs oranlarını göstermektedir. Görüleceği gibi eşdeğer öğrenci bazında (Yani  %100 burslu=0 eşdeğer öğrenci, %75 burslu=1/4,  %50 burslu=1/2, %25 burslu=3/4) da DAÜ en fazla öğrenciyi almaktadır. DAÜ’de bugün itibarıyla toplam eşdeğer öğrenci sayısı 12000 civarlarındadır. ..”
 
(Mustafa Kemal UYGUROĞLU)
 
 
SYRİZA VE CTP
 
“CTP milletvekili sayın Doğuş Derya ''Bize de bir Syriza lazım'' dedi, bilmiyorum bunu söylerken Syriza’nın birinci parti gelirken eskiden Yunanistan'ın en büyük sol partisi olarak iktidarda kalıp Yunanistan’ın batışında en büyük müsebbih olan PASOK'u sahneden sildiğinin farkında mı.
Söylediğinin gerçekleşmesi için Pasok gibi KKTC'de yıllarca solun en büyük partisi olarak iktidarda kalan ve halkı bezdiren CTP'nin de bu formülle tarihten silinmesi gerektiğinin farkında mı?
 
(Mustafa SERÇELİK)
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
 
Sayın Sibel SİBER, dün öğlen iş adamları ile yediğiniz yemekten sonra moralinizin bir hayli yükseldiği söyleniyor. Hele de bazı genç iş adamlarının aralarında teşkilat kurarak büyük bir kampanya başlatacak olmaları iyi haber değil mi?
Sayın Ahmet KAŞİF, dün YDÜ’nün Mağusa’daki dispanser açılışında Derviş beyin yanında tek bir sizin yer aldığınız Mağusa’da günün konusu oldu. Sonradan gelenler bakalım bunun hesabını nasıl verecekler?
Sayın Eren ERSİNLER, Avcılık Federasyonu seçimlerinde desteklediğiniz aday kazanamayınca ürettiğiniz kuşların elinizde kaldığını duyduk. Siz bir devlet memurusunuz ve bunların satışı konusunda bazıları dedektif gibi peşinizde geziyor haberiniz olsun. Her an Maliye’ye bir şikayet gidebilir…
Sayın Teberrüken ULUÇAY, 100 bin Euro’luk kimlik kartı istemi kamuoyunun geniş bir kesimi tarafından ‘rüşvet’ olarak yorumlandı. Hemen değiştirip yerine daha makul istemler koymanızda fayda görüyoruz…
Sayın Bülent DİZDARLI, siz sadece Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin Başhekim yardımcısısınız. Bırakın da basın mensupları görüşlerini özgürce açıklasınlar. Yok bakanlığın avukatlık görevini de üstlenmek isterseniz işte ona karışamayız…Nasıl bir demokrasi anlayışı bu Allah aşkına!
Sayın Derviş EROĞLU, Güzelyurt ve civarında seçim ofislerinin başına koyacağınız isimler bazı partilerinizi rencide edebilir. Bu konuda çok daha fazla hassas olup, bir değil bin kere düşünmekte yarar görüyoruz. Bu arada halen 6 puan farkla birinci sıradasınız.
Sayın Erol ŞEHERLİOĞLU, yani sizin sendika nasıl bir sendikadır ben hala anlamış değilim. Hastaneler Allah’a emanet, çalışanlar sahipsiz, her yerde ek mesai yolsuzluğu ve siz hala 20 senedir sendikanın başındasınız. Allah’a havalesiniz…
Sayın Çiğdem ALTINFİNCAN, yani sonunda suçunuzu kabul edip itiraf etmeye başladınız kutlarız ama ha keşke bunları bir yol önce söyleseydiniz de hem sizin vicdanınız rahat olsaydı hem de canlarını kaybeden ailelerin…
Sayın Emine ELİGÜLLÜ, bazı okul müdürleri hakkında odalarında sigara ve puro içtikleri yönünde size yapılan şikayetleri sonuçlandırdınız mı? Siz bu olayın üstüne gitmezseniz biz isimleriyle açıklayacağız bilesiniz!
Sayın Meral AKINCI, bazı AB yetkilileri ile seçim gezisi yapıp AB yardımları konusunda vaatlerde bulunduğunuzu duyduk.  Onların ipile kuyuya inmemenizi tasfiye ederiz. Sonra zor anlar yaşayabilirsiniz, bizden uyarması…
Sayın Ali MAHŞEKER, kadim bir komşum olarak sizin eve yapılan kundaklama girişimini üzüntü ile öğrendim. Büyük geçmiş olsun. Şükürler olsun ki sizin köpekler bir kez daha işe yaradı. Allah beterinden saklasın!
Sayın Tözün TUNALI, bonzai denen meret uyuşturucu konusunda bir televizyon kanalında yaptığınız açıklamalar büyük hayret uyandırdı. Ben artık Syriza’nın KKTC’deki bir örneği olacağınızdan kuşku duymamaya başladım. Allah utandırmasın…
Sayın Harun GÜLMEZ, geçenlerde Lefkoşa Kolan Hastanesi’de gidip tedavi olan bir vatandaş mesaj göndermiş, temizlik, hijyen ve halkla ilişkiler konusunda parmağını ısırdığını söylüyor. Söylenecek çok fazla bir şey yok, tebrik ederiz…
Sayın İsmail ARTER, DAÜ’de kayıp yelkenli soruşturması konusunda bir sonuca varabildiniz mi? Vatandaş unutmamış sonuçları merak ediyor. Hatırlatmamızı istediler. Elçiye zeval olmazmış…
Sayın Derviş YÜCETÜRK, geceleri meyhaneleri dolaşıp derneğe bağış toplamanız tepkilere neden oluyor. Bizce de bırakın vatandaşı stres attığı akşamlarda  hafta sonlarında bari kafasına göre takılsın.
 
 GÜNÜN FOTOĞRAFI:






Günün Fıkrası
 
Temel havada 

Temel Reis, İdris reisle birlikte uçakla İstanbul’a gidiyorlarmış. Bir sarsıntı olmuş 
Herkeste bir telaş… Derken pilot konuşmuş: 
-Bir motorda arıza var ama üç motorla biz gideriz meraklanmayın. 
15 dakika sonra bir ses daha ve yine pilot: 
-Bir motor daha stop etti ama meraklanmayın iki motorla gideriz. 
10 dakika sonra üçüncü motor stop etmiş ve pilot uçağın bir motorla 
gidebileceğini söylemiş. 
Temel Reis dayanamayıp: 
-Ula İtris reis, istermisun şimti törtünçü motor da posulsun ta hepten havada kalalum.