HILLARY Clinton’ın seçim mağlubiyetinden sonra yazdığı “What Happened?” kitabı bir seçimde seçmen tercihlerinin neye göre yapıldığını gösteren mükemmel bir kaynak.Aday arkadaşların okumasını salık veririm.

 Clinton  seçimi nasıl Donald Trump’a karşı kaybettiğini açıklarken buna  şaşırdığını ve bunun nedenlerinin  ne olduğunu açıklıyor.

Kampanyanın gidişatı ve seçmenden gelen olumlu mesajlarda dikkate alındığımda Herkes Clinton’ın kazanacağından emindi.

Ne yalan söyleyim bende öyle görüyordum.

 Ama olmadı. Clinton kaybetti.

Clinton bununla ilgili kitabında birkaç gerekçe gösteriyor.

 Dışişleri bakanlığı sırasında şahsi e-mail adresini kullanmasını medyanın haddinden fazla gündeme getirmesi...

 FBI’ın eski başkanın seçimden hemen önce kapanan soruşturmayı yeniden açacağını ima etmesi, bu e-mail’lerde gerçekten bir sır olduğu algısının kamuoyunda oluşması...

Clinton’ların vakfının parasal ilişkileri, Hillary Clinton’ın büyük paralar karşılığında yaptığı özel konuşmalar...

 Clinton’ın sesinin beğenilmemesi, kadın olması, politikada hâlâ cinsiyetçiliğin baskın gelmesi.

Kitabında hepsini tek tek açıklıyor.

Yaptığı tüm açıklamalar insanı oldukça tatmin ediyor.

 Hatta ilk kez bir politikacının kitabı bu derece açıkça,oldukça objektif , hesapsızca, öfke ve hayal kırıklığının dayattığı dürüstlükle yazılmış gibi.

Clinton belli ki çok akıllı bir kadın. birikimli, kafası çok müthiş çalışıyor ve dünyanın liderliğinede uygun bir isim. İyi bir özgeçmişi var politikaları,projeleri ,vaatleri, çözüm önerileri var. Dünyanın nasıl işlediğini biliyor, ülkesinin her bölgeside dahil sorunlarını iyi teşhis etmiş.

Akıl ve mantığı ön planda tutuyor,duygusal davranmıyor , düşünerek konuşuyor, kelimelerini ölçüp tartıyor.

 Hillary Clinton İşte tam da bu yüzden kaybetti.

Kitapta her sorunun yanıtı var, ama tamamını okuyunca Zeitgeist’in Clinton’ın aleyhine işlediği izlenimini edinmek mümkün. Asıl anlamadığı bu. Çünkü hâlâ mantıklı düşünüyor ve kaybettiğinin özünde mantıklı bir gerekçesi yok.

Karşısındaki rakibi sürekli yalan söyledi, atıp tuttu, insanları gaza getirdi ve kazandı.

Biri akla, diğeri duygulara hitap etti.

Böyle bir dönemde akılla, mantıkla, projeyle, ayrıntıyla uğraşmayıp kolay gaza gelmeye karar vermiş Amerikan seçmeni.

Yanıt bu kadar net gibi..

Akıldan uzaklaşmamızın gerekçelerini bilemeyiz:Günümüz teknolojik araçları aptallaşmamızı sağlıyor zaten.

 Reality show’lar , saçma dizilerin beynimizi uyuşturmasıda cabası...

Ha tabii buna Toplumsal menfaat sözünün ne demek olduğunu tam anlamı ile özümsememiş bir toplumun bireylerininde büyük ölçekte varlığınıda katmak lazım.

 Sonuçta ABD, ülkenin hatta dünyanın kaderini  bir reality show yıldızına teslim etti.

 Korkutucu bir süreç bu.

Clinton’ın kitabı çok önemli, çünkü dünyanın gidişatını ve seçmen tercihlerindeki global eğilimi de gösteriyor.

Burada bizim de çıkaracağımız epey ders var: Ne yazık Birikimli, donanımlı, zeki ve entelektüel bir siyasetçi kazanamıyor.

Umarım bu seçimde bu millet irfanını susturmaz.Reality show yıldızlarına izin vermez.Yoksa Allah acısın bizi...