Milletvekili Bertan Zaroğlu’nun yine baş rolde olduğu, rutin trafik denetlemesinde ana temayı herkes yakaladı ama üzerine de kimse gitmek istemedi nedense.

Ana tema: Trafikte torpil.

Bundan yaklaşık üç ay önce, bir yazı kaleme almıştım. ‘’Sürüş Ehliyetlerinin Arkasındaki Gizli Torpil’’ idi başlığı. (http://www.kibristime.com/surus-ehliyetlerinin-arka-yuzundeki-gizli-torpil-makale,5849.html)

Sürüş ehliyetlerinin arkasındaki ‘’mesleği’’ ibaresinin gizli bir torpil olduğunu ve kaldırılması gerektiğini vurgulamıştım özetle.

Şimdi gelelim ‘’Zaroğlu vakası’’nda yaşananların, ‘’trafikte torpil’’ ile ilgili bölümüne.

Sayın Zaroğlu, milletvekilinin aracının trafik polisi tarafından gasp edilemeyeceğini vurgulayıp durdu. Süreç içerisinde takındığı tavır, yaptıkları, yapacakları kendi tasarrufundadır, olumlu, olumsuz sonuçlarına katlanır. Trafiğe olumlu katkısı oldu mu? Hayır.

Sayın Denktaş, Rahmetli R. Raif Denktaş’ın, kendisine ceza kesen trafik polisine teşekkür edişini anlatarak, sosyal medya üzerinden ‘’taşı gediğe koyma’’ refleksinde bulundu. ‘’Trafikte herkes eşittir’’ mesajını, her zamanki gibi, ‘’bir baba anısı’’ kıvamında vermeyi ihmal etmedi. Ortada somut bir adım var mıydı? Hayır.

Sayın Erhürman: ‘’Trafik kuralları, belediye başkanları, milletvekilleri, bakanlar ve başbakanlar için de geçerlidir. Bu konuda hiçbirimizin dokunulmazlığı yoktur.’’ diyerek, trafikte torpil olamayacağından dem vurdu. Konuyu biraz daha ileri götürerek: ‘’ İnsanlarımız görevlerini icra ederken, kendilerini tehdit altında, tedirgin hissedecekleri, risk almış hissedecekleri koşulların oluşmasını engellemek, her şeyden önce biz milletvekillerinin görevidir.’’ sözünü söyledi. İşi biraz daha somutlaştırmaya çalıştı ama, attığı adım yine ‘’ifadelerde’’ kaldı.

Sayın Özersay ise, en radikal yaklaşımda bulunarak, ilk fırsatta Anayasa’nın da değiştirilip, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına kadar getirdi konuyu. Hani bunu, ‘’Bazıları mahalleye, bazıları mahkemeye’’ derken dile getirseydi, belki daha anlamlı olurdu ama yine de iddialı bir çıkış fırsatını da her zamanki gibi değerlendirmeyi de ihmal etmedi. Peki, bu konu ile ilgili somut bir adım attı mı? Hayır.

Yani değerli okurlar.

Yanarım da yanarım, mesleğini doğru dürüst icra etmeye çalışan trafik polislerinin durumlarına yanarım.

Çevirmeyi yaparlar. Gerekli gördükleri durumda tam ceza yazmaya niyetlenirler ki, karşılarına ciddi bir ‘’gizli torpil’’ çıkıverir.

Sürüş ehliyetlerinin arkasındaki ‘’mesleği’’ ibaresi.

Düşünün bir kere, hız sınırını ihlal eden bir araç durduruyorsunuz. Sürücüsünden aldığınız ehliyette ‘’yargıç’’ , ‘’gazeteci’’, ‘’bürokrat’’, ‘’akademisyen’’, ‘’doktor’’ gibi meslekler yazıyor. Herkesin trafik cezasına insani tepkisi bir değil ki! Polise illa ki geri adım attırır, ama nezaketten ama korkudan. Ben yaşadım, anlattım da başımdan geçenleri. Mesleğimi, ceza kesmeye başlamadan önce öğrenseymiş, nezaketinden dolayı yazmayacağını ima etmişti trafik polisi. Yani Sayın Başbakan’ın ifadeleri ile, ‘’trafik polisi görevini yaparken kendini tedirgin hissetmişti!’’ Örnekleri çoktur eminim.

Dolayısyla, Sayın Erhürman’a ve Sayın Özersay’a samimi çağrımdır.

Gelin, sürüş ehliyetlerinin arkasında gizli bir torpil olan ‘’mesleği’’ ibaresini kaldırın.

Dokunulmazlıkların kaldırılması neredeyse afaki bir durumdur, ancak sürüş ehliyetlerinin arkasındaki ‘’gizli torpili’’ ortadan kaldırmak ise, iki dakikanızı alır.

Bu sayede trafik polisleri, görevlerini yaparken, kendilerini tedirgin ve risk altında hissetmemiş olurlar.

Trafik kuralları herkes için geçerli ise, sürüş ehliyetlerindeki dengeyi bozan bu ‘’mesleği’’ ibaresi de çıkartılmak suretiyle eşitlik sağlanmalıdır.

Hepimizin temennisi, trafikte adil yaklaşım ise, bu ‘’gizli torpil’’ detayının düzeltilmesi suretiyle atılacak ilk adım da, gerçek niyetlerimizin aynası olacaktır.

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899