Hemen hepimiz, günlük yaşantımızı etkileyen olaylarla ve konularla ilgili, az ya da çok tespitler yapar, fikirler üretiriz. Bazen de an gelir, aklımıza birden ‘’şeytanın sor dediği’’ sorular geliverir.

İşte sağlıkla ilgili oradan buradan tespitler ve sorular:

Sağlık Bakanlığı’nın Rampası

Evrensel Hasta Hakları Derneği, geçtiğimiz günlerde yaptığı basın açıklamasında, Sağlık Bakanlığı binasındaki rampanın olduğu giriş kapısının kapalı olduğunu ve engelli vatandaşlarımızın bakanlık binasına girmekte oldukça zorlandıklarını vurgulamışlardı. Bir de ben ekleme yapmak isterim. Engelli rampasının eğimi, Şehir Planlama Dairesi’nin belirlediği eğime (%8 eğimli) göre oldukça fazla. Dolayısıyla, devletin engelli vatandaşlarımıza ne kadar önem verdiği (seçimler hariç!) de bakanlığının rampasından gayet net anlaşılabiliyor! Tekerlekli sandalyeye binerek o rampadan tek başına ya da birisinin yardımı ile zorlanmadan çıkabilecek bir sağlık bakanı görecek miyiz çok merak ediyorum! (İdeali, rampanın revize edilmesidir.)

İlaç Kurulu Kolaylaştırır Mı Eziyet Mi Eder?

Geçenlerde, Lefkoşa’dan yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta, yatağında takip edilen bir bakım hastası, takip ettiği özel doktoru tarafından tedavi önerilerek ilaç kuruluna çıkarıldı. Hastanın durumu, ilaç raporunda ayrıntılı açıklanmış, durumunu anlatan fotoğrafı da raporuna eklenmişti. Buna rağmen, hastanın ambulansla evinden alınarak ilaç kuruluna getirilmesi istendi. Hastanın raporunu yazan doktor ise kurula davet edilmedi. Her şey yasal olabilir ama, bu hastanın durumunun zaten bilindiğini, ilk ilaç kurulu raporunun da aynı hastaneden verildiğini söylersek ne olur? Hizmet mi eziyet mi? Siz karar verin!

Hastaların Tetkik Sonuçları Neden Ellerine Verilmiyor?

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde çektirilen MR/Tomografi’lerin görüntü CD’leri uzun zamandır hastaların ellerine verilmiyor. Üstelik, bu tetkikler yapılırken, hastalardan, yerine göre, 80-160 TL katkı payı alınıyor. Yani tamamen bedava da değil! O zaman, hastaların, görüntü CD’lerini evlerinde bulundurmaları, diledikleri zaman diledikleri doktorlara da gösterme fırsatları neden ellerinden alınıyor? Aynı durum, hasta dosyalarında da geçerli. Örneğin, MS hastalarının çoğunun dosyaları, hastaların ellerinde değil. Hastaların özel/mahrem bilgilerinin bulunduğu dosyaları ellerinde bulundurmaları, hastadan gerekli iznin alınmasından sonra bir kopyasının saklanması daha doğru değil mi?

Makbuzlar Tamam Da Gelir Dağılımı Nasıl Olacak?

Geçtiğimiz günlerde, Sayın Sağlık Bakanı, bir açıklamasında, kamu hekimlerinin özel hastanelerde bakacakları hastalar karşılığında verilecek makbuzları bastıklarını açıkladı. Sayın Bakan, kamu hekimlerinin özelde baktıkları hastadan kesilen ücretin yüzde kaçını özel hastanenin, yüzde kaçını devletin, yüzde kaçını da kamu hekimlerinin alacağını kamuoyuna açıklama cesaretini gösterebilecek mi? Zannetmiyorum! Şeytanın sor dediği başka bir soru da, bu makbuzları hangi yasaya dayandırarak bastırdığıdır.

Hekim Her Yerde Hekim Mi?

Geçenlerde Sayın Sağlık Bakanı, sokakta bayılan birine kamu hekimi müdahale ederse, buna ikinci iş mi diyeceğiz?’’ diye bir tespitte bulundu. Hekim, hekimliğini her yerde yapabilmeliymiş! Mantıklı. O zaman soralım: Özelde çalışan bir hekim, sigortalı bir hastamın istemesi durumunda, kendisini devlet hastanesinde yatırıp takip edebilir mi? Sağlık Bakanı, aynı mantık çerçevesinde, bu soruya da cevap verebilmelidir!

KKTC Yükseköğretim Stratejik Planlama Çalıştayı Raporu Ne Zaman Yayınlanacak?

Çalıştayın üzerinden tam iki ay geçti. Birçok kişi çalıştayın sonuç raporunu merakla bekliyor. Süre uzadıkça, bazı kurum ya da kuruluşlar, yöneltilecek yoğun eleştirilerden mi çekiniyorlar sorusu akla geliyor.

Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) Prensipte Tamam. İlk Adım Ne Olabilir?

Geçtiğimiz günlerde, Sayın Sağlık Bakanı, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Sekreteri Osman Baturhan Dursun ve beraberindeki heyetle görüştü. Sayın Bakan, KKTC’de de YEDAM merkezlerinin açılması ve arazi bulunması için gerekli girişimleri yapacağının sözünü verirken, ülkemizin de bir gerçeği olan madde bağımlılığı konusuna savaşta, her türlü işbirliğine hazır olduklarını dile getirdi. O zaman, ülkemizde yaş denetimi yapılmaksızın yaygın olarak tüketilen, madde bağımlılığına giden yolda bir ‘’köprü’’ olarak kabul edilen alkolün reklamlarına da sınırlama getirilmesinin teklifi gibi, mecliste cesur bir adım atacak mı?

Trafikteki Hız İhlaline Polissiz ve Radarsız Çözüm Önerisi

Aslında bunu herkes biliyor. Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkenin bazı şehirlerinde, hız cambazlarına, trafik kuralı ihlali yapanlara karşı hala başvurulan bir yöntem. Üstelik etkili de! Maket trafik polisi arabaları. Anayollar üzerinde belirlenen yerlere konulacak ve zaman zaman yerleri değiştirilecek trafik polisi arabalarının ülkemizdeki etkinliğini denemeye değmez mi?

Dr. H. İlker İpekdal İletişim: 0542-8529899