Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in geçtiğimiz pazartesi akşamı yemekte bir araya gelmesiyle ilgili haberler, bugün de Rum gazetelerinde geniş yer buldu.

Alithia gazetesi “Yemek Ardında Neler Bıraktı… Müzakere Kapısının Kilidi Açıldı, Ancak Kapı Henüz Açılmadı” başlığıyla yayımladığı haberinde, yemeğin ertesi gününün, başlangıçtaki değerlendirmeyi teyit ettiğini yazdı.

Yemeğin müzakerelerin yeniden başlaması için kapıyı açmadığını, ancak en azından “kapının kilidini açtığı” yorumunda bulunan gazete, bunun küçük de olsa bir kazanç olduğunu savundu.

Bunun, iki liderin BM Genel Sekreteri’ne, Lefkoşa-Atina-Ankara üçgenine temsilci göndermesine yeşil ışık yakmalarından ortaya çıktığını savunan gazete, BM Genel Sekreteri’nin temsilcisinin önünde bulacağı ve müzakerelere başlanması için aşılması gereken “dört dikene” de atıfta bulundu.

Gazete geniş yer verdiği haberinde “liderlerin, böyle bir temsilcinin sadece ve sadece aynı, bilindik ve binlerce kez dile getirilmiş anlaşmazlıkların kendisine tekrarlanmasını dinlemek için değil, yalnızca BM Genel Sekreteri’nin Crans Montana’nın ardından gerçekleşen uzun toparlanma sürecinin ardından, tüm müdahil tarafların bir süreç içerisinde, artık müzakereye yeniden başlamaya hazır olduklarını bilmesi durumunda atanıp geleceğinin tam anlamıyla farkında olarak yeşil ışık yaktıklarını” da iddia etti.

“BM Genel Sekreteri’nin hemen temsilci ataması durumunda, bunun, yemeğin kapalı kapıları arkasından kendisine gönderilen mesajların cesaret verici olduğu anlamına geleceğini” öne süren gazete, Guterres’in Crans Montana’daki konferansın çöküşünün ardından, müdahil tüm tarafların iradesi ve hazır olduklarının önceden garantiye alınmaması durumunda, Kıbrıs sorununda herhangi bir girişim yapmayacağını açık ve net bir şekilde ortaya koyduğunu anımsattı.

Liderlerin, “anavatanlarıyla” istişare ederek temsilci gönderilmesine onay verdiklerinin açık olduğunu da öne süren gazete, öte yandan liderlerin kısa bir zamanda müzakere masasına yeniden oturmaya niyetli olduklarını ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in açıklamasından da bu sonucun çıktığını ileri sürdü.

Gazete “Anastasiadis diyaloğun Crans Montana’da kaldığı yerden başlamasına Rum tarafının hazır olduğunu yinelediği zaman, Kıbrıs Türk liderin bu olasılığı ihtimal dışında bırakmadığını” iddia etti.

Bunların, liderlerin sınır kapılarıyla ilgili verdikleri güvencelerle birlikte (1 Temmuz’da Derinya kapısı, Eylül ortalarında da Aplıç-Lefke) yemekte meydana gelenlerin olumlu bir şekilde yorumlanmasını teşkil ettiğini yazan gazete, ancak bunun Kıbrıs sorunundaki durumun yemeğin ardından dramatik bir şekilde değiştiği anlamına gelmediğini ekledi.

“ANLAŞMAZLIKLAR SÜRÜYOR”

Gazete bu ara başlıkla yayımladığı haberinde ise, iki lider arasında “hem müzakerelerin özüne, hem Guterres çerçevesinin yorumlanmasına, hem de yeni bir müzakere esnasında izlenecek prosedüre yönelik büyük anlaşmazlıkların var olmaya devam ettiğini” yazdı.

Gazete, “Crans Montana konferansından bu yana geçen 10 aylık zaman zarfında, iki tarafı da daha ‘bilge’ yapmadığını, gelişmelerin BM Genel Sekreteri’nin temsilcisinin üstleneceği işin çok da kolay olmayacağını gösterdiğini” de ifade etti.

“DÖRT DİKEN”

Bu aşamada, görüşmelere ve müzakerelere yeniden gidilip gidilmeyeceğini belirleyecek olan ve rahatsızlık yaratan meselelerin ise dört tane olacağını yazan gazete, bunları kısaca şöyle özetledi;

“1. Açık uçlu müzakerelere yeniden başlanmasına yönelik Türk itirazı ve Türk tarafının bir çeşit zaman çerçevesi veya zaman takvimi belirlenmesine dair talebi, 2. Doğal gaz konusu ve Türk tarafının kabul görmeyen tezinde ısrar edip etmeyeceği veya Türk tarafının, örneğin zaman takvimine ilişkin bir karşılık olarak herhangi bir aşamada bunun değerini düşürüp geri mi çekeceği, 3. Rum kesiminin yeni tur müzakerelerin ilk önce iç boyutlarda başlaması gerektiği ve iç boyutta özlü bir ilerleme yaşanması durumunda, yeni bir konferansa gidilmesine dair tezi, 4. İki tarafın da farklı okuduğu ve yorumladığı Guterres çerçevesindeki bazı noktaların, BM temsilcisinin de varlığı ve katılımıyla net bir şekilde açıklığa kavuşturulması.”

BM Genel Sekreteri’nin temsilcisi ile müdahil tarafların, rahatsızlık yaratan bu dört konuda “ortak bir dil” bulmayı başarmaları halinde, müzakerelerin başlayabileceğini ve Kıbrıs sorununun geriye kalan açık konularına müzakere masasında çözüm aranabileceğini yazan gazete, bu sürecin, gerekli karşılıklı siyasi irade var olması halinde, uzun ve beyhude olamayacağını öne sürerek, bir önceki dönem müzakerecilik yapmış olan Anderas Mavroyannis ile Özdil Nami’nin “açık olan geriye kalmış konuların, üç aydan fazla müzakere gerektirmediğine” dair kısa zaman önceki açıklamalarına gönderme yaptı.

Gazete “BM Temsilcisini Beklerken” ara başlıklı haberinde ise, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorununda şahsi bir temsilci ataması olasılığına her zamankinden daha yakın olduğunun görüldüğünü iddia ederek, şu ana kadar en baskın olan ismin, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in siyasi işlerden sorumlu yeni yardımcısı Rosemary DiCarlo olduğunu ileri sürdü.

71 yaşındaki DiCarlo’nun 1 Nisan’dan itibaren Jeffrey Feltman’ın yerini aldığını kaydeden gazete, DiCarlo’nun bir dönem ABD’nin BM’deki Daimi Temsilciliğini yaptığını, aynı zamanda ABD Dışişleri Bakanlığı’nda da çeşitli görevlerde bulunduğunu belirtti.

DiCarlo’nun Yale Üniversitesi’nde okutman olduğunu, aynı zamanda geçmişte ABD Milli Savunma Konseyi ile İstihbarat Dairesi’nde de görev yaptığını yazan gazete, Rusya ve Eski Sovyetler Birliği uzmanı olarak addedilen DiCarlo’nun, Orta Doğu’yu da çok iyi bildiğine dikkat çekti.

İngilizce, Rusça ve Fransızca bilen DiCarlo’nun Brown Üniversitesi’nden doktorası olduğunu da kaydeden gazete, DiCarlo’nun Rhode Island’da doğduğunu ve evli olduğunu ekledi.

BM Genel Sekreteri temsilcisi atanması konusunda şu an devam eden bir istişare bulunduğunu da yazan gazete, öte yandan BM Genel Sekreteri Guterres’in yemek konusunda BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar tarafından bilgilendirilmesinin beklendiğini de kaydetti.

Bu arada gazete, Rum Haber Ajansı KİPE’nin elde ettiği bilgilere dayanarak, Spehar’ın bu aralar New York’taki BM Genel Merkezine planlanmış bir seyahatinin olmadığını ekledi.

Fileleftheros gazetesi ise “Keşif Görevi” başlıklı manşet haberinde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Rosemary DiCarlo’yu göndermeye karar vermeden önce, Spehar’dan bilgilendirme bekleyeceğini yazdı.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ın, liderlerin geçtiğimiz akşam bir araya geldiği yemek konusunda hazırlayacağı raporun, Guterres’in bir sonraki hareketlerinin ne olacağını belirleyeceğini ileri süren gazete, New York ve Lefkoşa Rum kesiminden elde edilen bilgilerin kısaca şunlara işaret ettiğini savundu;

“1. Antonio Guterres Kıbrıs sorununda yeni bir özel temsilci atayıp atamayacağına karar vermedi ve bundan emin değil. 2. Elizabeth Spehar liderlerin görüşmesinde konusunda Guterres’e bir bilgilendirme raporu gönderecek, 3. BM Genel Sekreteri’nin Siyasi İşlerden Sorumlu yardımcısı olan Rosemary DiCarlo’nun hem liderle görüşmek için Kıbrıs’ı, hem de Kıbrıs sorununa müdahil ülkelerin başkentlerini ziyaret etmesi bekleniyor, 4. BM ve Lefkoşa’daki bilgilere göre DiCarlo’nun ziyareti, daha çok keşif amaçlı olacak çünkü müdahil tüm tarafların niyetlerini kayda geçirmeye çalışacak. Bu ziyaret, Kıbrıs sorunundaki gelişmelerle ilgili olarak önümüzdeki Haziran ayında BM Güvenlik Konseyi’ne gönderilecek olan raporun hazırlığıyla da ilgili olacak.”

Liderlerin ise gerçekleştirdikleri iki saatlik görüşmede, Guterres çerçevesini masaya yatırdıklarını yazan gazete, liderlerin, görüş ayrılıkları ve anlaşmazlıkların sürdüğü konusundaki sonuca varmak için, tüm konuları ele aldıklarını öne sürdü.

Bu durumun, gelişmeleri yakından takip etmekte olan BM ve yabancı çevreler tarafından oldukça olumsuz bir şey olarak yorumlandığına dikkat çeken gazete, “yemekten acı bir tat olarak geriye kalan şeyin, işlerin daha zor bir hale geldiği ve müzakerelerin yeniden başlaması olasılığının yakın gelecekte daha fazla uzaklaştığı olduğunun belirtildiğini” iddia etti.

İç sayfadan da yer verdiği haberinde, “iki liderin tüm boyutları parça parça ele aldıklarını ve hem fikir olmadıkları sonucuna vardıklarını” öne süren gazete, yemekte hakim olan konunun Guterres çerçevesi olduğunu iddia etti.

“Elde ettiği bilgilere” ve tarafların kamuoyunda söylediklerine de dayanarak, Akıncı ile Anastasiadis’in iki şey üzerinde hem fikir olduklarını savunan gazete, bunlardan ilkinin “farklı düşündükleri ve bir dizi konu üzerinde anlaşmaya yakın olmadıkları, ikincisinin ise olayların seyrini incelemek için, BM Genel Sekreteri’nin temsilci göndermesine herhangi bir itirazda bulunmayacakları olduğunu” ileri sürdü.

Gazete “Guterres Temsilci Atayıp Atamayacağı ve Ne Zaman Atayacağı Konusunda Emin Değil” başlıklı haberinde ise, “elindeki bilgilere dayanarak”, DiCarlo’nun BM Genel Sekreterinin Siyasi İşlerden Sorumlu yeni yardımcısı olacağını ve bu göreve 1 Mayıs’ta atanacağını yazdı.

“Yine elindeki bilgilere dayanarak”, Guterres’in ilk aşamada DiCarlo’yu tarafların niyetlerini görmek için bölgeye göndereceğini yazan gazete, Guterres’in bunun sonucunda şahsi bir temsilci atayıp atamayacağına karar vereceğini belirtti.

Gazete, BM Genel Sekreter Yardımcısının müzakereleri yeniden başlatmayı başarması durumunda ise, Guterres’in hemen Kıbrıs sorununda özel bir danışman atama konusunda hareket etmeye karar verebileceğini belirtti.

Gazete Rum siyasi partilerin de yemeği kendi istedikleri şekilde yorumladıklarını ekledi.

Politis gazetesi habere, “Sorumluluk Yalnızca Onlarda… BM Liderlere Genel Sekreter’in İyi Niyet Misyonunun Sınırlarını Netleştirdi” başlıklı haberinde, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ın diplomatları bilgilendirmesinde, yemekte bazı olumlu unsurlar da ortaya çıktığına atıfta bulunduğunu, ancak sürecin yeniden başlamasını ele almanın liderlere kaldığına işaret ettiğini de aktardı.

Gazete, “BM’nin yemeğin ardından liderlere, BM Genel Sekreteri’nin herhangi bir geçici temsilcisinin, süreci kendi başına kurtarmasının söz konusu olmadığı mesajını ilettiğini” de öne sürdü.

“Diplomatik kaynaklara” dayanarak, Spehar’ın yemek konusunda diplomatları bilgilendirmesinde, yemekle ilgili bazı olumlu şeylere değindiğini yineleyen gazete, bunların yemeğin bir kopma olmadan ve liderler arasındaki iletişim kapıları kapanmadan başlayıp bitmesi, aynı zamanda liderlerin, geçici temsilci olarak birinin seçilmesine itiraz etmemeleri olduğunu kaydetti.

Yine elindeki bilgilere dayanarak, Spehar’ın liderleri iyi niyet misyonunun sınırları konusunda bilgilendirdiğini de belirten gazete, Spehar’ın liderlere, Guterres’in son raporunda da yer aldığı üzere “BM’nin işinin, Kıbrıslılardan daha Kıbrıslı olmamak şeklinde olduğunu belirttiğini” iletti.

“ANASTASİADİS VE ZAMAN ÇERÇEVESİ”

Gazete “Yalnızca Çerçeveden Sonra Zaman Takvimi” ara başlıklı haberinde ise, “yine elindeki bilgilere” dayanarak, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in “tarafların Guterres çerçevesinin maddeleri üzerinde anlaşmasının ardından, bir zaman takvimi var olmasını ihtimal dışında bırakmadığını” ileri sürdü.

Anastasiadis’in “ilk önce Guterres çerçevesindeki unsurlar konusunda anlaşmaya varılması kaydıyla, müzakerelerin tamamlanması için belirli bir zaman ufkunun ele alınmasını reddetmediğini” öne süren gazete, “konu hakkında bilgisi olan bir kaynağa” dayanarak, bunun iki liderin Spehar’ın yer almadığı baş başa görüşmesinde, iki taraf arasındaki esas anlaşmazlık olduğunu da ifade etti.

Gazete, Anastasiadis’in, tezinin, iki liderin Guterres çerçevesindeki altı unsurla (garantiler, askeri birlikler, toprak, mülkiyet, eşit muamele ve yönetim) ilgili meseleleri kapayarak, ardından, yeni ve kalıcı bir özel danışman atanması aracılığıyla, Genel Sekreteri yeniden Kıbrıs sorununa müdahil olmaya çağırmak olduğunu kaydetti. 

Rum kesimi için bu aşamada hedefin, bir sonraki adımların metodolojisi konusunda bir anlaşma var olması olduğunu yazan gazete, Anastasiadis’in, Guterres paketinin kapanması ve temsilci atanmasının ardından, müzakerelerin tamamlanması için, bir zaman ufku olması gerektiğini ihtimal dışında bırakmadığını savundu.

Haravgi ise habere “Her şey Değişiyor İşgal Kalıyor- BM Genel Sekreteri’nin Şahsi Temsilcisi Beklerken” başlıklarıyla yer verdi.

Editör: TE Bilisim