Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Güney Kıbrıs’ta ilk turu 28 Ocak, ikinci turu ise 4 Şubat tarihinde gerçekleştirilecek seçimlerin ardından başkan seçilmesi durumunda yapacağı ilk girişimin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla görüşmek olacağını açıkladı.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Simerini, Fileleftheros ve Atina Haber Ajansı’na (ANA-MPA) Kıbrıs sorunu, Güney Kıbrıs’taki seçimler ve iç siyaset konularını içeren röportajlar verdi.
Simerini gazetesinde, “İlk Randevu Akıncı’yla – Anastasiadis: Türkiye’ye Siyasi Bedel Ödetilmesi Hakkındaki Öneriler Gerçekçi Değil” başlıkları altında yer alan söyleşisinde Anastasiadis, seçilmesi durumunda ilk icraatının Cumhurbaşkanı Akıncı’yla bir araya gelmek olacağını söyledi.
Anastasiadis söyleşisinin Kıbrıs sorununa ilişkin kısmında, 6 Temmuz 2017 tarihinde Crans Montana’da gerçekleştirilen zirvede yaşananlara ilişkin bilindik tezlerini yineledi.
Crans Montana zirvesinde, güvenlik ve garantiler konularına ilişkin bütünlüklü bir öneri sunduğunu iddia eden Anastasidis, Türkiye’nin ise, BM Genel Sekreteri’ne, garantiler ve müdahale haklarının kaldırılması konusunda esnek davranabileceği izlenimi verdiğini savundu.
Türkiye’nin bu esnekliğinin temelinde, Kıbrıs’ta kalıcı bir üs bulundurma talebinin olduğunun zirvenin ilk günlerinde bilinmediğini ve 6 Temmuz günü ortaya çıktığını da öne süren Anastasiadis, Türkiye’nin garantiler ve müdahale haklarında ısrar ettiğini meydana çıkmasıyla gerek kendisi gerekse BM Genel Sekreterinin büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını iddia etti.
Anastasidis, Kıbrıslı Rumların endişelerini ve Kıbrıslı Türklerin tezlerinden bazılarını tatmin eden önerilerinin Crans Montana’da kabul edilse ve referanduma sunulsaydı, Kıbrıslı Türklerin de evet diyeceklerine inandığını söyledi.
“ÖNCELİĞİM AKINCI”
Anastasiadis, “BM’nin kendisinden ve Akıncı’dan girişim beklediği, seçilmesi durumunda Kıbrıs sorununda hangi girişimleri üstleneceği” şeklindeki bir soruya “ilk girişim, nereye gittiğimizi görebilmek adına Sayın Akıncı’yla temasa geçmek olacak” yanıtını verdi.
Anastasiadis şunları söyledi: “Başka temeller ve başka planlara ilişkin açıklamalar oluyor. Bu sebeptendir ki, her şeyden önce Sayın Akıncı’yla uzlaşı olması gerekir. Yani, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni fonksiyonel, federal bir rejime dönüştürecek bir çözüm için mi müzakerelere devam edeceğimizi netleştirmeliyiz. Eğer hemfikirsek BM Genel Sekreteri’ne başvuracağız. Eğer hemfikir değilsek, onlar başak bir şey ima ediyorlarsa, BM Genel Sekreteri’ne nasıl gidebiliriz ki?”.
“Bugüne kadarki tezlerine bakılarak Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümünü Kıbrıslıların iyiliği için söylemenin yanlış olacağını, Türkiye’nin istediği şeyin, ne yazık ki, Kıbrıs’ı stratejik hedeflerini uygulama aracına dönüştürmek olduğunu” da iddia eden Anastasiadis, Türkiye’nin aksine ikna edilmesinin, Türkiye’ye siyasi ve ekonomik bedel ödetme sözleri vererek değil, beş daimi üye ve diğer ülkelerle ilişkileri geliştirerek yapılabileceğini öne sürdü.
Anastasiadis, Türkiye’nin AB sürecinin ilk dönemlerde bir araç olduğunu ancak şu anda bir etkisinin olmadığını belirterek, her ülkenin dış politikasını kendi çıkarları doğrultusunda belirlediğini, Rusya, ABD ve AB’nin kendince sebeplerden ötürü Türkiye’yle ilişkilerini korumak istediklerini, bu yüzden Türkiye’ye siyasi ve ekonomik bedel ödetilebileceği yönünde iç siyasette yapılan propagandaların gerçekçi olmadığını vurguladı.
Anastasiadis söyleşisinin geri kalan kısmında ise iç siyasete ilişkin açıklamalarda bulundu.
“GÜVENLİK KONSEYİ DAİMİ ÜYELERİYLE YENİ KONFERANS”
Öte yandan Anastasiadis, “Fileleftheros” gazetesinde yer alan söyleşisinde, Kıbrıs sorununun çözümü için yapılacak yeni bir konferansa BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri ile AB’nin de yer alması gerektiği görüşünü ortaya koydu.
“Karşı taraftan (Kıbrıs Türk tarafı kastediliyor) müzakere masasına yeniden oturulmasının aynı hedef için olmayacağı yönünde mesajlar geldiği” şeklindeki yorumsal bir soruya Anastasiadis, “niyetlerin seçimden hemen sonra belli olacağı” yanıtını verdi.
Anastasiadis, girişimlerin olacağını ve seçimleri kazanması durumunda, BM Genel Sekreteri’nin talep ettiği şeyin var olup olmadığını anlamak için kendisinin de girişimlerinin olacağını belirterek, Türkiye’nin, uzlaşıya varılacak her şeyin AB normlarına uyumlu olması gerektiğini anlaması için yeni bir konferansa Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üye ülkesi ile AB’nin de müdahil olması gerektiğini savundu.
Anastasiadis, AB üyesi bir ülkenin garantörünün mevcut olmayacağını, devlet, vatandaşlar ve anayasanın normal işleyişi için en iyi garantinin AB ve 7’nci paragraf temelinde, anlaşmanın uygulanmasının gözetmenliğinin BM Güvenlik Konseyi tarafından yapılması olduğunu iddia etti.
Yeni bir konferans için iyi hazırlık yapılması gerektiğini vurgulayan Anastasiadis, bu hazırlığın Yunanistan-Türkiye, BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri-Türkiye arasında diyaloglarla yapılabileceğini belirtti.
Anastasiadis, Türkiye’ye dost ülkelere, ortak kabul edilebilir bir çözüme ulaşabilmek adına yardım edebilecek şekilde müdahil olmalarının zamanı geldiği mesajını gönderdiğini de ifade etti.
UNFICYP’in görevi süresinin uzatılmasına ilişkin raporda, Yeşil Hat’tın gözetlenmesi konusunda UNFICYP’in taviz verdiğine ilişkin söylemlerin sorulması üzerine ise Anastasiadis, “bu haberlerin tamamen yalan olduğunu, gerçekleri yansıtmadığını” öne sürdü.
Anastasiadis, “Akıncı’yla aralarındaki kimyanın bozulup bozulmadığı” şeklindeki bir soruya karşılık ise, “Akıncı’yla aralarında bir soğukluk oluştuğunun doğru olduğu” yanıtını verdi.
“Gerçek niyet olması ve Akıncı’nın, seçildiği ilk zamanlardaki gibi, Ankara’dan bağımsız şekilde konuşabilmesi durumunda bu soğukluğun kolayca ortadan kalkabileceğini” öne süren Anastasiadis, “Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkleri refaha kavuşturmak hedefi yerine üçüncü bir ülkenin politikasına hizmet edildiği gördüğünüzde güvensizlik, karşılıklı saygıda azalma ve endişe başlar” şeklinde konuştu.
“EĞER B PLANLARI VARSA GELSİNLER GÖRÜŞELİM”
Öte yandan Alithia ve Haravgi gazeteleri, Anastasiadis’in Atina Haber Ajansı’na verdiği röportaja kısaca yer verdiler.
Alithia gazetesi, Anastasiadis’in röportajında, Kıbrıs sorununda yeni bir stratejiden bahseden çevrelere yanıt verdiğini yazdı.
Anastasiadis, “başka planlardan ve stratejilerden bahsetmekle ne barış koşullarının ne de Kıbrıslı Rumların garanti altına alınamayacağını” belirterek, “eğer bir B planları varsa gelsinler görüşelim” şeklinde konuştu.
Anastasiadis, “Benden önceki başkanların yaptığı gibi, arzu edilen hedef, iki toplumlu iki kesimli federasyondur” şeklinde konuştu.
Crans Montana zirvesinde anlaşmaya varılmamasının sebebinin “Akıncı’nın tutumu ya da kendisiyle olan ilişki değil, Türkiye’nin garantiler ve güvenlik konularındaki olumsuz tutumu olduğunu”  öne süren Anastasiadis, Kıbrıs sorununa kalıcı çözüm bulunmasının Türkiye’nin olumlu işbirliği ve katkısına bağlı olduğu iddiasında da bulundu.

Editör: TE Bilisim