Devletin gece kulüplerine karşı takındığı tavır sanırım değişti;
Gazetelere bakınca bu hemen anlaşılıyor.
Mağusa’da üç gece kulübüne baskın düzenlemişler, 15 kişiyi tutuklamışlar.
Ciddi bir gelişme var burada…
İlk kez hem gece kulübü işletmecileri, hem müşteriler hem de etlerini para karşılığı satan kadınların isimleri açıkça yazılmış…
Aslında çelişkiyi herkes biliyor;
Bu kadınlar devlet eliyle getiriliyor, devlet eliyle devletin hastanesinde her hafta kontrolden geçiriliyor ama yine devlet eliyle baskın yapılıp tutuklanıyorlar.
Olumlu tek gelişme, daha önceleri sadece basında kadınlar deşifre edilirken, şimdi hem bu işten büyük paralar kazananlar hem de zevk yapanlar deşifre ediliyor.
İnsan hakları açısından önemli bir gelişme bize göre!

Ne yazık ki ülkede yasal mı yoksa değil mi diye tartışılan fuhuş sadece gece kulüplerinde yapılmıyor.
Gece kulüplerinde yaklaşık 400 kadar yabancı uyruklu kadın bu mesleği sürdürürken dışarıda belki de çok daha fazlası bu işi yapıyor ve hem de kontrol dışı olarak.
Dün bir polis memuru aradı ve ihbarda bulundu, söylediklerini dinleyince ağzımız açık kaldı.
Onun için bu yazıyı Polis Genel Müdürlüğü’ne ithaf ediyoruz ve bir ihbar olarak kabul edilmesini istiyoruz.
Aşağıda isimlerinin baş harflerini kısaltarak yazacağımız isimlerin açık isimlerini öğrenmek isterlerse bizi ararlarsa onlara vermek bizim için bir görevdir.

Girne ve civarında bir çoğunun tanıdığı baş harfleri Y.M ve N.S olan iki kadın.
Bu işi aleni olarak yapıyorlar!
Bize ihbarda bulunan polis memurunun iddiasına göre bu iki isim, polis tarafından da biliniyor ama ne hikmetse gece kulüplerinde çalışan kadınlara uygulanan yasalar onlara sökmüyor.
Girne’nin en lüks otellerinde mesleklerini icra ediyorlar ve çok yüksek fiyatlara erkeklerle birlikte oluyorlar.
N.S isimli kadın ise sanki de birileri tarafından özellikle korunuyor!
Nasıl mı?

N.S isimli kadın geçtiğimiz gece kiralık arabasıyla seyir halindeyken polis kontrolünde aşırı alkollü olduğu gerekçesiyle nezarete götürüldü.
Tam yasal işlemler başlatılacakken, birileri devreye girdi ve önce kadını serbest bıraktı bir gün sonra da kadına telefon açılarak aracını polis avlusundan alması istendi.
Yanlış okumadınız, mesleği fuhuş yapmak olan bu kadın polis tarafından aşırı alkollü yakalandı hatta kendisine bin 500 TL ceza da kesildi ama anında birilerin araya girmesiyle para cezası dışında başka hiçbir işlem yapılmadı. Aracı da anında teslim edildi.
Bu suçu normal bir insan yapsa, uzun bir süre ne aracını görür ne de sürüş ehliyetini.

Girne Polis Müdürlüğü’nde kayıtlar mevcuttur.
İddia o ki bu kadınlar içeriden birileri tarafından koruma altına alınmıştır.
Bu iddiaları ileri süren ise yine camiadan başka bir polis mensubudur.
Yine bazı meslektaşlarının görevlerini suistimal etmesiyle büyük rahatsızlık duymuş ve yaşananları bizimle paylaşmıştır.
Biz de üzerimize olanı yapıyor ve bu olayı Polis Genel Müdürlüğü’ne havale ediyoruz.
Olayın takipçisi olacağımızı da vurgulayarak!



Okur Mektubu
“Seçimin kazananı: Sistem!”


“Benim gibi birçok kişinin de daha önce belirttiği gibi, sistemin kendi çocukları seçime gitti ve isimleri değişse de sistem kendini yeniden yarattı.
Neden? Çünkü, hiçbir parti ve vekil ortaya koyduğu program ve önerilere göre değil, tepki ve ahbap çavuş ilişkilerine göre seçilmiştir. Program ortaya koyan Türkiye’ye karşı da tepki koyan partiler ve vekiller yine sistemin yedeğinde sistem tarafından korunmakta, onlar da sistemi korumakta…
Şu bölgeden olana bakan, bakanlığını sadece kendi bölgesindeki kişilerle doldurur, başka bölgelerden gelen insanlara randevu bile vermez…
Daireler, sorma gir hanı, sakın bir şey sorma, yemediğin fırça kalmaz, personelin çokluğundan oturacak sandalye yok ama iş yapan hiç kimse yok…
Her partide yenilenme ve gençleşme görülmekle birlikte bu yenilenme düşünce konusunda ne kadar yeni olduğu tartışma götürürken, birbirinden çok farklı ve zıt yönde düşünen kişilerin aynı partide olduğu da bilinirse, bir hükümette neler olacağı merak konusudur…
Ben iddia ediyor ve söylüyorum ki, kurulacak hükümet sistemin yeniden yarattığı çocukları ile halkı perişan etmeye devam edecektir…
Geriye Türkiye’nin sunacağı programlar ve buna direnen bazı kişi ve grupların sahnede rol almasını seyredeceğiz.
Üçüncü bir olasılık, Kıbrıs’ta işleyebilen bir çözüm olursa belki daha iyi bir organizasyon ile kendimize çekidüzen verebiliriz…
Ama burada da her şeyi yüzümüze bulaştırma ve Rumlar gibi tüm idarenin dibe vurduğu gibi Türkiye’nin elini eteğini buradan çekmesi sonucu ekonomik olarak dibe vurma olasılığı da karşımızda…
Korkarım biz bunu da başarırız (!)…
Sonuç olarak kazanan parti ve kişileri kutluyorum…
Hükümete gelecek parti ve kişileri çok şey bekliyor…Umarım yukarda yazdıklarım doğru çıkmaz,ben utanırım ve özür dilerim…
İlk defa haksız çıkmamı çok istediğimi belirtmek isterim…”

AVUKAT MUSTAFA ULAŞ
HAK GENEL SEKRETERİ




Okur görüşü:

“Türkiye’den gelen ekip”

Levent bey, siz sanırım Türkiye’den gelen "uzman ekibi" çok uzman sandınız.
O bahsettiğiniz bölgeden toplanıp ucuza çalıştırılan köylüler var ya emin olun onlardan daha özverili çalışırlar.
Bu size bir iğneleme değildir yalnız onu da söyleyeyim. Durumun ispatlı gözümüzle gördüğümüz tesbitidir. Ben size Boğaz Hotel’de ve dolayısıyla boğazdaki manzaradan özetle bahsedeyim.
Bu elemanların içlerinde birkaç usta başı var mı bilmem işten anlayan ve tecrübeli olan edindiğim bilgiye göre yok.
Boğaz’a gidin şöyle birkaç saatinizi Tatlı petrolün ve Lemar’ın arasında bir yerlerde geçirin ya da zahmet etmeyin ben size olanı anlatayım.
Mesai bitişi daha otelin yolunu bulmadan marketten torba torba biralar viskiler alınır hotele geçilir kafalar çekilir sokağa çıkılır tabi boğazdakilerin yaşadığı tedirginliği tahmin edersiniz. Ve hemen her gece otelde kavga tantana üstüne kaymaklı kadayıf tatlısı.
Şunu da ilave etmem gerekecek ki, devletimize ulu önder Atatürk’e ve bayrağımıza yapılan hakaretler de baklava..”

(Bir vatandaş)

GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU

Sayın Ahmet ZAİM, aşırı alkollü olanların sadece para cezası kesilip serbest bırakıldıklarına ve araçlarının da anında verildiğine ilk kez tanık oluyoruz. Bu vatandaş eğer içkili araç kullanırken bir kişiyi katletse bunun hesabını kim verir sonra?

Sayın Mehmet HARMANCI,
dünkü yazımızdan sonra hassasiyet gösterip aradığınız için teşekkür ederiz. Ancak bölge halkı ve esnafı ile daha sıkı işbirliği yaparsanız olayın vahametini daha iyi anlarsınız diye düşünüyoruz.

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, genel başkanlık yarışında bütün yollar size çıkmaya başladı. Eski başkanlık döneminizdeki gibi güne geç başlamazsanız niçin olmasın ki? Bir kere daha denemekte yarar var.

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, Dipkarpaz’da bir sohbet anında partilileriniz DP ile koalisyon yapılmasına şiddetle karşı olduğunu söyleyince epey zor anlar yaşamışsınız. İşiniz bir hayli zor görülüyor, Allah kolaylık versin.

Sayın Hasan SADIKOĞLU, sosyal medyada yerel seçimlerde aday olacağınızı açıklamanız ama parti ismi vermemeniz tepkilere neden olmuş. Şu çocuğun ismini artık koyun da bölge halkı da ne yapacağını bilsin…

Sayın Ömer TATLI,
bir dahaki seçimlerde aday olacağınızı artık söylemeye başlamışsınız. Artık bu işin kurdu oldunuz, hem sizin neyiniz eksik ki? Yolunuz açık olsun…

Sayın Kemal Deniz DANA, bugünkü genel merkez önünde İrsen beye karşı yapılan eyleme katılıp sizin de destek vermeniz büyük bir vefasızlık örneği olarak algılandı. Ayrıca bir kaymakam olarak orada bulunmanız hoş karşılanmadı, bilesiniz.

Sayın Faiz SUCUOĞLU, yorucu bir seçim sürecinden sonra Portekiz’e tatile gittiniz ama görevden alınınca tatil zehir oldu değil mi? Telefonları kapayın ve sakın tatili yarıda kesip de aileye yazık etmeyin.

Sayın Turgay AVCI,
UBP Mağusa ilçe başkanlığı görevini kabul etmemeniz siyaseti bırakacağınız yönünde algılanmış. Sizin gibi vizyon sahibi birine ülkenin ihtiyacı var. Yakında erken genel seçim var ipin ucunu sakın bırakmayın.

Sayın Asım İDRİS, okullar açılmadan yaptığınız ziyaretler memnuniyetle karşılandı. Daha önceki bakanlar son hafta piyasaya çıkar sadece resim çektirirdi. Tebrik ederiz.

Sayın Derviş EKŞİCİ,
en iyisini siz yaptınız ve seçimlerden hemen sonra eşinizle birlikte Bangkok’a uçtunuz. Paylaştığınız resimleri görenler kıskanıyor bilesiniz. Nazara gelmenizden korkuyoruz.

Sayın Mehmet Ali TALAT
, 4 yılda ülkeyi de kendini de talan eden UBP’nin yeniden iktidara getirilmesinde biz mantık filan göremedik. Bazı görüşleriniz partiniz içinde de infialle karşılanıyor bilesiniz.

Sayın Alev ŞENSOY, geçici de olsa LTB asbaşkanlık göreviniz hayırlı uğurlu olsun. Siz yine de bayram ödemelerinin yapılmasını partinize mal etmeye kalkıp da bir çuval inciri berbat etmeyin. Mutlu bayramlar dileriz.

Sayın Engin ÇALIKUŞU, İrsen beyin en büyük savunucularından birisi olarak bugünkü eylemde sizin de yer almanız büyük bir vefasızlık örneği olarak algılandı. Siyasette her şey mubah diyorsanız siz de haklısınız.

Sayın Hasan BOZER, bazı partililer UBP’nin ikiye bölünmesinde büyük sorumluluğun sizde olduğunu düşünüyorlar. Bazıları yakında çok önemli ifşaatlarda bulunacakmış şimdiden hazırlıklı olun.

Sayın Hüda AKSOY, yağlı kuzu etleri hazır, kuru fasulyeyi de ıslattım, sizden telefon bekliyorum. Ancak bu kes eskisinden çok daha acı olacak bilmenizde yarar var. Turşular da artık sizden olsun…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, çok özel görüşmeler yapmak üzere acil olarak Ankara’ya uçtuğunuzu öğrendik. Bayram münasebetiyle el öpmeye mi gittiniz yoksa dönüşte beklenen bombayı patlatacak mısınız?

Sayın Leman ASLIM, 25’nci yaş gününüz hayırlı ve uğurlu olsun. Bu kez de eşinizden 5 taş yüzük hediye alamadıysanız artık bizim yapacağımız çok bir şey yok. Kapının arkasına merdane koyma zamanı geldi demektir.

Sayın Halil FALYALI, sizin tekne teklemeye başlamış olsa ki bir türlü denize indirememişsiniz. Haydan gelen huya gider sözünü boşuna söylememişler olsa gerek değil mi?

Sayın Mustafa HANÇERLİ, çalışanların bayram ödemelerinin imza altına alınacağı toplantıya katılmamanız LTB üyeleri arasında epey yadırganmış. Birkaç gündür kayıp olduğunuz söyleniyor, hayırdır sıcaklar sizi de mi bunalttı yoksa?


Günün Fıkrası

100 milyon

Yaşlı amca Viagra adlı bir ilacın piyasaya satıldığını duymuş. Ancak nereden ve nasıl temin edileceğini bilmiyormuş. Torununa başvurmuş bu konuda:
- At bakalım büyükbaba 10 milyon lira ortaya.
demiş bıçkın torun:
- Sana bulayım o ilaçtan...
- Şimdi yanımda yok
demiş büyükbaba:
- Sen ilacı al ben odana bırakırım 10 milyon lirayı...
Torun ilacı sağlayıp büyükbabasına vermiş. Ertesi akşam işten dönünce odasına bakmış bir kenarda 100 milyon lira duruyor. Dışarı seslenmiş:
- Büyükbaba ilaç 10 milyon liraydı sen 100
milyon vermişsin.
- Ben 10 milyon verdim evlat
demiş büyükbaba:
- 90 milyon da büyükannen verdi...