Hem Pervin Gürler’i hem de Şenay Kebapçı’yı belki de 20 yıl kadar geçti basın subaylığı dönemlerinden tanırım…
Biz o zaman Halkın Sesi’nde çalışırken, onlar da Sarayönü’nde Polis Genel Müdürlüğü’nde gençlik yıllarında basın subaylığı görevlerinde bulundular…
Her ikisinin de o zaman basınla ilişkisi mükemmel derecede, başarılı bir şekilde geçti…
Sonra ne olduysa oldu, rütbeler yükseldikçe aralarında önce tatlı bir rekabet başladı…
Bu her meslekte gayet doğaldır…
Sonra iyice topa çıkınca rekabet tatlılıktan çıktı sanki de kan davasına döndü…
Bir kere, polisin çok değerli iki kadın komutanının bu şekilde biraz da siyasetçilerin dürtmesiyle bu noktaya gelmesi her şeyden önce polis teşkilatı için kayıptır…
Şu anda Pervin Gürler genel müdür olmasa da vekaleten bu görevi sürdürmekte ama herkesin de bildiği gibi ataması gerçekleşememiştir.
Bu sadece Cumhurbaşkanı Eroğlu ile Başbakan Yorgancıoğlu’un sıradan bir sürtüşmesinin
ürünü müdür?
Yoksa kamuoyundan gizlenmeye çalışılan başka şeyler mi vardır?
Başbakan Yorgancıoğlu’na geçen hafta yaptığımız ziyarette bu konuyu da sormuştuk.
O da kendince nedenlerini sıralamıştı…
Ve polis konusunda son sözü şu olmuştu;
“Üçüncü bir isim atamayı düşünüyoruz…”
Yani, ne Pervin hanım ne de Şenay hanım!
Bunu niçin gündeme getirdik;
Çünkü günlerdir polisten çeşitli şikayetler alıyoruz!
Ve polis genel müdürü sorunu bitmedikçe de kamplar arasındaki uçurum büyüyeceğe benziyor!
Uçurum büyüdükçe de huzursuzluk artacak dolayısıyla bu polis teşkilatına olumsuz yansıyacak!
İyi de böyle bir polis teşkilatına vatandaşımızın güveni ne kadar olur, bunu düşünen yok mu?
Önerimiz şudur;
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Başbakan Özkan Yorgancıoğlu bir araya gelip bu sorunu çözecek!
Bunun başka bir alternatifi kalmamıştır…
Sıradan bürokrat ataması olsa neyse de, sıkıntı halkın en güvendiği polis teşkilatında olunca bunun kamuoyuna yansıması kötü olur…
Devletin tepesindeki imi makama da hatırlatalım dedik!
 
 
9 ayda 25 istifa!
 
GKK’da görevli uzman askerlerin emeklilik sorunu Meclis’e kadar taşınsa da bu konuya kimse ciddi bir şekilde eğilmeyince uzman askerlerin de emeklilik furyası artmaya başladı.
Uzman askerler çok haklı olarak emeklilik hakları olmadığı için istifa yolunu seçiyorlar.
Bize aktarılan son dokuz ayda 25 kişinin istifa ettiği yönünde!
Sağolsun UBP Mağusa Milletvekili Dursun Oğuz tek tabanca bu işin üzerine eğiliyor ama 49 vekil bu konuda sessiz kalınca sorun da bir türü çözülemedi…
GKK’ya ve hükümete ithaf olunur!
 
 
Gece 24.00’de ses yasağı mı olur?
 
Geçenler de yine değinmiştik;
Turizmin kalbi Girne Yat Limanı’nda uzun yıllardır devan eden 24.00’den sonraki ses yasağına şikayetler durmak bilmiyor.
Şimdi şehir içinde yasak olsa belki anlarız ama turistlerin uğrak yeri olan ve bir eğlence mekanı sayılan Yat Limanı’nda bu kadar erken saatte ses yasağı olması turizme yarar değil zarar sağlıyor…
Serdar Denktaş, yoğun gündeminden vakit ayırabilir de bölgeye bir ziyaret yaparsa iyi olacak…
 
 
Asgari ücret ne zaman artacak?
 
Adresimi nereden bulmuş bilmem ama dün ofise orta yaşta bir kadın geldi.
İlk sorusu şu oldu;
“Asgari ücret ne zaman artacak?”
Özbekistanlı bir hasta bakıcısı…
KKTC’de kayıtlarında var ve geçimini bir evde hasta bakarak sağlıyor.
İşverenin de hayli memnun olduğunu söyledi!
İşin garibi şu;
Asgari ücret konusunda ki sorular bizim yerli halktan gelmiyor da artık üçüncü dünya ülkelerinden gelip burada çalışanlardan geliyor.
Acaba bizim yerli halk asgari ücretten memnun mu diye aklıma takıldı!
 
 
“Lütfen ismimi belirtmeyin!”
 
Bir ara vatandaşa cesaret gelmişti;
Yaptığı ihbar ve şikayetlerde göğsünü gere gere adını sanını verir ve şikayetini yapardı!
Yani korkusuzdu!
 Son zamanlarda ne olduysa oldu…
En azından bana yapılan şikayet ve ihbarlarda konuşmanın son cümlesi şöyle oluyor;
“Lütfen ismimi belirtmeyin!”
Bence bu çok ürkütücü!
Hele de kendisine yapılan bir haksızlığı basınla paylaşmak isteyenler bunu söyleyince aklıma da şu geliyor;
UBP dönemlerini anlarız da CTP iktidarında bu ne kadar normal…
Paylaşmak istedim!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Aziz GÜRPINAR, çok büyük ihtimalle eski ve yeni berber derneği başkanının kavgasına alet edilip çalışma saatleri konusunda bir çoğunu mutsuz eden yeni bir karar alındı. Ayrıca kadın kuaförlerine tanınan ayrıcalık da çok adil olmadı diye çok sayıda mesaj alıyoruz. Bilginiz olsun istedik…
Sayın Kudret ÖZERSAY, Anastasiadis sizi fena halde yanılttı ve engelli basketbol karşılaşması konusunda talihsiz bir açıklama yaptınız. Umarız ilk görüşmede bunun hesabını sorarsınız.
Sayın Tüner ÖKSÜZOĞLU, sağlık ocağının kapatılmasına karşı duruşunuzla dün Vadili halkının gönlünü bir kez daha fethettiniz. Eğer siz sesinizi yükseltmeseydiniz bakanlık zaten sizin sağlık ocağını kapatmayı çoktan göze almıştı. Tebrik ederiz…
Sayın Hulisi MANİSOY, festival yapılmasına izin vermediniz kimse ses çıkarmadı ama şimdi de spor salonunun kilitlerini değiştirerek gençlerin sor yapmalarını engellediniz. Tekwandocu gençler dün size ateş püskürüyordu bilesiniz!
Sayın Ahmet KAŞİF, bir hastanede çalışan Derviş beye yakın birini Karpaz’a sürdürmek için Sağlık Bakanlığı nezdinde girişim başlattığınızı duyduk. Hele de bu konuda bizim de adımızı anınca ilgimizi çekti doğrusu. Hadi bakalım öyle olsun, bundan sonra bizden günah gitti!
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, İskele Kaymakamlığının kaçak yapıdaki kestirdiği elektrik akımının sizin talimatınızla açılmadığını memnuniyetle öğrendik. Ama şimdi asıl sorun kaçak yapıya destek veren devlet görevlisini bulmak. Yönetim kurulundan birisi olabilir mi?
Sayın Şener ELCİL, İkinci Cumhurbaşkanı Talat’ın adaylığı için yaptığınız açıklamalar kamuoyunda Akıncı’ya destek vereceğiniz yönünde algılandı. Konuyu biraz daha netleştirirseniz herkesin merakını gidermiş olacaksınız…
Sayın Cafer GÜRCAFER, Mimoza Otel konusunda Türkiye’yi mahkemeye vermiştiniz ya, konunun hangi aşamada olduğunu soran mesajlar almaya başladık. Bazı kesimler vaz geçtiğinizi söylüyor doğru mu?
Sayın Mehmet Ali TALAT, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile geçmişte yakın arkadaş olmanız bazı partilileri memnun ederken bazı muhalifleri ise çileden çıkardı. Bu da sizin için hem iyi hem de kötü bir haber değil mi?
Sayın Kutlay ERK, geçtiğimiz hafta içinde Lefkoşa’da bir otelin VİP salonunda küskün partililerle bir yemek organize ettiğinizi öğrendik. Uzlaşmanın ise halen sağlanamadığı söyleniyor. Allah kolaylıklar versin…
Sayın Aykut ÜRETİCİ, Mağusa Hastanesi’nde dünkü ebola paniğini gayet soğukkanlılıkla iyi yönettiniz. Bir kadın doktorunuz acemilik yapıp sağı solu aramasaydı kimsenin ruhu bile duymayacaktı. Allah bir daha o korkuyu kimseye yaşatmasın…
Sayın Mehmet SEYİS, basından bazı arkadaşlar aradı açlık grevine gönüllü olarak katılmak istediklerini söylediler. Bu konuda sendika politikanızı açıklarsanız katılımcıların sayısı beklediğinizden fazla olabilir…
Sayın Çelebi ILIK, Serdar Denktaş yurt dışında olunca dün bütün gün bölgede inceleme gezisi yaparken görülmüşsünüz. LAÜ’de yürürken havanızdan da geçilmiyormuş yani. Oralarda asayiş berkemal miydi bari?
Sayın Süleyman ERGÜÇLÜ, 60’ncı yaşınızı kutlar sağlıklı ve mutlu nice seneler temenni ederiz. Artık torun sayısını arttırmak gerekmiyor mu? Akranlarınız torunlarıyla voleybol takımı bile kurmaya başladı…
Sayın Harun GÜLMEZ, basından çok sayıda arkadaş bizim ameliyat deneyimimizi kıskandı ve kendileri için de toplu bir ameliyat ayarlamanızı istiyorlar. Kansız olanı tercih edin ki görüp de bayılmasınlar…
Sayın Hasan HASTÜRER, üçüncü torun da dünyaya gelerek sizi mutlu etmiş. Minik bebeğe sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileriz. Sizin gibi dedeleri olduktan sonra sırtları hiçbir zaman yere gelmez değil mi? Tebrikler…
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI:

 
Günün Fıkrası
 
Gerdek

Köyde adetmiş, gerdek gecesinde kız bakire ise damat pencereden bir el ateş edermiş. Temel de bir gün evlenmiş ve geceleyin gerdeğe girmiş. Tüm köy halkı gece silah sesini beklemiş ve silah sesini duyduktan sonra rahatlamış. Ertesi gün erkekler Temeli tebrik etmişler ve gece olunca Temel tekrar göğsü kabarık şekilde karısıyla yatağa girmiş.Bir süre sonra Temelin evinden birkaç silah sesi gelmiş.Köy halkı hemen Temelin evine girmiş ve gelini kanlar içerisinde yatakta ölü bulmuşlar. Temeli yakalayıp karısını niye vurduğunu sormuşlar. Temel yanıtlamış:
- Bakire değildi". 
Ahali sormuş:
- Oğlum daha dün bakire diye gerdek gecesinde silah sıkmadın mı?
Temel yanıtlamış:
- Dün gece bakireydi, bu gece değil.