“Bizim kulağımıza gelen şu; Polis Örgütü (Değişiklik) Yasası’yla ilgili Başsavcılık’tan görüş alınmış. Başsavcılık’tan hükümete, anayasaya aykırıdır yazısı gelmiş. Böyle olmasına rağmen seçim yatırımı olsun diye 12 Kasım’da ivedilikle geçmesi için seferber olundu ve dün de Meclis’e gitti. Meclis’e yüzlerce polis geldi haklarını almak için. İnşallah bu polis yasa tasarısı seçim yasağına girmemiştir.

İşte dün de Meclis’te parti başkanları gelmedi, nisap sağlanamadı. Eğer bu polislerle ilgili yasayı Meclis’ten geçirilirse yasaya uygun mu değil mi? Yasa Cumhurbaşkanı’na gidecek. Cumhurbaşkanı yasaya onay verecek mi, yoksa veto mu edecek? Bu karar oybirliğiyle alındı.” Bu değerlendirme Emekli Polisler Derneği Eski Genel Başkanı HP milletvekili adayı Nurettin Çırakoğlu’na ait.

Çırakoğlu Kanal T Haber Artı’da konuğum oldu. Polis teşkilatının yıllardır çözülemeyen ya da çözülmek istenmeyen sorunlarını konuştuk. İlginçtir gerek UBP’nin geçen dönem koalisyon ortağı CTP ile polisle ilgili konularda talep ettikleri görüşmelerin kabul edilmediğini anımsattı Çırakoğlu.

“Neden kabul etmediler görüşmeyi?” diye sordum.

“ UBP ile CTP bizi kabul etmedi. Çünkü polisin sorunlarıyla bugüne kadar ilgilenmediler. Ben 27 yıl polislik yaptım. 27 yıldan sonra bir güvenlik şirketi kurdum. 12 Kasım 2017’ye kadar bizimle ilgilenilmedi. Polisin terfileri tıkandı şu anda terfi işlemi yapılmıyor. Çünkü yasası yok. Mevcut hükümetin bunları geçirmesi gerekirken 12 Kasım’da gazeteye beyanat verdik. Polis seçime gitmeyecek ve oy kullanmayacak diye. Hükümet bu beyanatın üzerine aynı gece tuttu sanki başka işi yokmuş gibi ivedilikle polis yasasını geçirmeye çalıştı. Hükümet seçim yatırımı yaptı.”

Aslında taşlar şimdi yerine oturmaya başladı diyebiliriz. Bir söz vardır ya: ‘Bayram değil seyran değil; eniştem benim niye öptü.’ misali Hükümet Polis Örgütü’yle ilgili değişiklik yasasını bir önce Meclis gündemine taşıdı.

Bence geç olsun ama güç olmasın bu polisle ilgili yasaların bir an evvel geçmesi şart! Gerek polisimiz, gerek askerimiz halkın gözbebeği ve halen en güven duyulan kurumların başında gelmekte. Gerçi son şu FETÖ olaylarıyla olarak asker ve polis halkta güvenlik zafiyeti oluşturduysa da; içlerinde mesleğini en iyi şekilde yapanları saygıyla selamlıyor ve baş tacı ediyoruz.

Polisin sosyal hakları sorunları yanında yıllardır mesai sorunları yaşadığı bir gerçek. Bununla birlikte nakil konularında sorunlar var. Onlar kısmen son PGM zamanında giderildi ancak yeterli değil. Peki polisimiz tam olarak ne istiyor? Çırakoğlu özetle şunları söyledi:

“Bir polis karakola ne kadar yakınsa o kadar verimli olur. Karpaz’da ikamet eden birisini Lefkoşa’ya atarsanız ömrü yollarda geçer; işin bir de maddiyat kısmı var. Polisin servis aracı da yoktur. Mahkemelerde sorunlar var. Meclis’te bekleyen yasalar var. Bugüne kadar ilgilenilmedi. Bir polis ayda 360 saat çalışır. Normal çalışma saati 170 saat. Polis 24 saat çalışır, 48 saat dinlenir. Oysa kamuda çalışanların bir kısmı 24 saat çalışırken 72 saat dinlenir. Bu konuda da birlik bütünlük yok. Diyelim ki polis izinli ama bir bakıyorsunuz mahkeme konusu çıkar. Mahkemeye şahadet vermeye gider. Memlekette hemen her gün eylem, grev ve yürüyüşler var. Polisimiz o hengameye de koşturuyor. Bu sorunların giderilmesi lazım.”

Durum o kadar vahim ki Polis yasası ta 1984’de geçmiş. Siz düşünün o yıllarda yollarda bugün olduğu gibi araç var mıydı ki trafik olsun? Şimdi günümüzde trafikte araçlar kilitlendiği yetmiyormuş gibi arap saçı gibi birbirine giriyor. Hal böyleyken Lefkoşa Trafik Şubesi’ndeki devriyede sadece 4 tane polis çalışıyormuş. Polis Teşkilatı yasasında 3 bin personel yasamızda olması gerekirken, şu anda polis sayımız 2200’lerde. Yani polisimiz yeterli değil. Çıraklıoğlu bunu çok net açıklıyor:

“Ne olacak? Teşkilata 50 kişi alırlar, 70 kişi emekliye çıkar.” Bu sorunlar yetmiyormuş gibi bugüne kadar gerek Başbakan’ın gerekse Meclis’in çekmecesinde duran geçirilmeyen bir sürü polis yasası var. Bunların bir an önce geçmesi gerekirdi. Bunlardan biri Bilişim Suçları Yasa Tasarısı. Yıllardır Meclis’te. Bununla birlikte toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasa tasarısı geçirilmedi. Teknik takip ve muhbir kullanma, telekomünikasyon yoluyla yapılan işlemlerin denetlenmesi bunların hiç biri geçmedi. Peki neden geçirilmedi bugüne kadar ? Bugüne değin o bir sürü yasa neden bekletildi? Yasaların geçmesi için seçim zamanlarını mı beklemek gerekiyor? Bizler hep hantal bürokratik yapıdan, bir türlü ilerlemeyen ve günün sonunda ayağımıza sürekli dolanan sorunları ötelemekten şikayet ederiz ancak bizce; devlet denilen aygıtla birlikte bu köhnemiş düzenin kuklası durumuna düştüğümüz artık yetti. Bize layık olduğumuz yeni nesil bir yapılanma gerekiyor.

Hemen şimdi!