Panayır,bir yerde belli zamanlarda birkaç gün sürmek üzere ticaret maksadı ile kurulan pazara denmektedir. İnsanlar birlikte yaşama sürecinde ellerindeki malları tanıtmak ve birbirleriyle değiştirmek için çok eski zamanlardan beri panayırlar kurarlar. Bu alışkanlık halen çeşitli bölgelerde sürmektedir. Kuzey Kıbrıs’ta olduğu gibi güney Kıbrıs’ta da bu uygulama devam etmektedir.

Facebook da her geçen gün insanların bir şeyler paylaştığı bir ortam haline geldi. Aile bireyleri ve aynı köyün, bölgenin veya aynı düşüncenin insanları facebook aracılığı ile haberleşerek toplanmakta ve birlikte hareket etmektedirler.
Bu ya eylem veya bir piknik veya bir panayırda buluşma olmaktadır.

Güney Kıbrıs’ta Larnaka-Lefkoşa yolu üzerindeki Üçşehitler (Goşşi) köyünün Şorongolar ailesi mensupları, facebook üzerinden haberleşerek bir süre önce Boğaz piknik alanında bir araya geldiler. Benim de mensubu olduğum ailenin, Amerika’da, İngiltere’de, Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan üyeleri yıllar sonra bir araya geldiler. Bu birliktelikte yeme içme yanında güzel anılar paylaşıldı. Bu buluşmaya katılan ve toplumun yakından tanıdığı isimler de vardı. Trafik Eski Müdürü Özdemir Uzuner, eski müsteşarlardan Özker Uzuner, doktor eşi Sıdıka Uzunur oğulları Halil Uzuner, Doğu Akdeniz Üniversitesi eski rektörlerinden Profesör Halil Güven, TAK eski müdürlerinden Emir Ersoy, iş insanı Erdemir Sofuoğlu, Bilgin Yabanok ve onların eşleri, çocukları.
Yine facebooktan iletişim kurarak biraya gelenler güney Kıbrıs’ın Kukla köyünün insanları oldu. Köylülerin köyü birlikte ziyaret etme ve köy panayırına katılma arzuları bayramın ve de panayırın son günü olan 18 ekim günü gerçekleşti. Köyün hanımlarından Kadriye Savaşır, facebookta açılan Kuklalılar Derneği üzerinden çağrı yaparak gitmek isteyenleri bir araya getirdi. Neticede iki otobüs dolusu Kukla’lı birlikte köylerine gitti. Eşim Ziba da Kukla’lı olduğu için bu ziyarete biz de birlikte katıldık .

Metehan sınır kapısında buluşuldu. Saat dokuza doğru yola çıkıldı. Önce Limasol-Baf sahil yolunun güneyindeki sahilde Petra Tu Romiu (Türkçesi; Gavur taşı) yani Afrodit Kayalıkları diye bilinen sahilde mola verildi. Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası olan Afrodit’in bu alanda doğduğuna inanılmaktadır. Havanın güzel olmasını fırsat bilen yabancıların oradaki denizde yıkanmalarına da şahit olduk. 18 ekim doğum günleri olan Kukla’lılar bu sahilde pasta kesip köylüleri ile doğum günü kutlaması yaptılar.

Daha sonra Afrodit kayalıklarına çok yakın olan Kukla’ya gidildi. Yüz metre kadar uzunluktaki panayır alanı gezilerek yemek yenecek yere ulaşıldı. Daha önceleri Türk kahvehanesi olan yerde öğle yemeği yendi. Yemeğini yiyen evini ziyarete koyuldu. Genç ve ileri yaştaki Kukla’lılar sokak sokak köylerini gezdiler. Hangi evde kimin yaşadığını konuştular.Kendi evleri ve oralarda yaşayan, kimisi Rum kimisi başka ülke insanları ile görüşen köylüler anılarını tazelediler. İlk okulu ziyaret ederek öğrencilik günlerini konuştular. Sadece yeri bilinen mezarlığı ziyaret edenler ve ölülerine dua okuyanlar da oldu.
Köylülerin iki otobüs halinde panayıra gelmeleri köyde bir canlılık yarattı. Anlatılan panayırın eski panayırın beşte biri kadar olduğuydu. Geçmişte üretilen her şey yanında hayvan da satılırmış. Şimdiki panayırda, samarella, fıstık, sucuk, ceviz, meyve ve hediyelikler satılmakta idi. Fiyatların Kuzey Kıbrıs’takinden daha yüksek olmasına rağmen, elleri boş dönmemek için, fıstık, ceviz, samarella, sucuk gibi ürünlerden alındığı görüldü.
Güzel bir gün oldu. Organize edenlere teşekkürler.

Dört saatlik köy ziyaretinden sonra Baf kasabasının limanına gidildi. Bir saatlik liman turundan sonra dönüş yoluna çıkıldı. Gece saat 20.00 sularında dönüldü. Herkeste buruk bir mutluluk. Köyü görmek ve anıları tazelemek güzeldi ancak ayrılmanın burukluğu da vardı.
Ülkenin kırk derece sıcağından sonra gelen serin havada bu tür gezilerin arttığını görmekteyiz.
Kukla’lılar da panayırı bahane ederek buluşup köylerini ziyaret ettiler.Yani panayır bahane, gezme ise şahane.