CTP’de tedirginlik, DP’de hüzün UBP’de de ise bayram havası var şu sıralar.
TDP’ye de çalkantılı bir dönem yaşarken can simidi gibi oldu…
CTP tedirgin çünkü Özkan bey sanki de aldığı hükümet kurma görevini Cumhurbaşkanına devredecek gibi görülüyor.
Partisi neredeyse ikiye bölündü, kimi DP ile koalisyonu isterken, özellikle eskiler UBP’den yana tavır koydular…
Muhalefette kalmayı yeğleyenler de her geçen gün artıyor…

Özkan bey şimdi UBP’nin kapısını çalacak ve hiç tahmin etmediği bir UBP ile karşılaşacak.
UBP istedikçe, Özkan beyi soğuk terler basacak!
5 bakanlığı ve meclis başkanlığını verdi verdi, vermese görev iade!
Sanki de caminin minareleri göründü gibi…
Aslında CTP için bir daha ki seçimlerde tek başına iktidar olması için büyük fırsat da doğdu…

DP de kabak gibi tam ortadan ikiye bölündü…
CTP ile ortaklık yapmak isteyenler, UBP ile kucaklaşmak isteyenler…
Sağın ucundakiler UBP ile ortadakiler CTP ile evlilikten yana!
Hele de Ulusal Güçler’den vekil olanlar Saray’dan gelen telkinlerle önce UBP ile ortaklık sonra da sağda birleşmeden yanalar…
Saray ile DP arasında mekik dokuyanların isimlerini bir bilseydiniz ha keşke!

Ülkeyi 4 yıl yöneten ve hem kendi partilerin içine eden UBP’de ise tam bir bayram havası var…
Tam da CTP-DP olacak ve bütün hayaller suya düşmüşken, onlara öyle bir fırsat doğdu ki, bırakın bakanlıkları, müsteşarlık ve müdürlükler bile dağıtılmış durumda…
İrsen Küçük faktörünü de unutmamak gerek değil mi?
Daha bir ay önceye kadar İrsen beyin önünde takla atanlar, şimdi ‘bir hafta sonra yok’ diye neredeyse göbek atacaklar…
İrsen beyin postu ne kadar pahalı bunu birkaç gün sonra öğreneceğiz…

Ve Hüseyin Özgürgün;
Hani Ankara’ya gitti ya!
Neler olmuş neler?
“Başbakan olacan hazırla kendini” demişler ve eline de bir açık çek vermişler!
Yani kendisi şu anda Başbakanlığa hazırlanıyor…
Bunları biz bir yerlerimizden değil, dün görüştüğümüz bazı UBP’li kurmayları dinledikten sonra yazıyoruz…
Ne memleket ama değil mi?





Kadın siyasetçi düşmanı avukat kim?

Geçici hükümette başarılı bir grafik çizerek gönüllerde taht kuran Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Mehmet Harmancı Bakanlar Kurulu’ndaki bir anısı sosyal medyada paylaşarak büyük bir tartışma konusu yarattı.
Bakan Harmancı şöyle dedi;
“Bu süreçte unutmayacağım bir anı da şudur. Bakanlar Kuruluna bir avukat tarafından yazılmış biraz da hafif tehditkar uslupla yazılmış bir mektup dağıtıldı. Mektup şu şekilde başlıyordu: "Sayın Baylar" Başbakan'a dedim ki "geçersiz bir hitap olduğundan içeriğe bakmamıza gerek yok." Ülkemizde kadın bakanlar kurulu üyeleri olabileceğine veya başbakan olabileceğini hala kabullenemeyen ve hala kalıplarını kıramamış kişiler görmek hem de avukatlık mesleğinde görmek üzücü…”

Harmancı’dan ricamızdır, gel şu kadın düşmanı avukatı bir açıkla da kamuoyu da bilgi sahibi olsun…



LTB çalışanları ne olacak?

Bakanlar Kurulu dün bir kez daha önemli kararlara imza atarken açıklamalardan çok tatmin olmayan LTB çalışanları hayal kırıklığı yaşadıklarını ifade ettiler.
Yıllardır yatmayan sosyal yatırımlarının, alamadıkları geçmiş maaşların bakanlar kurulu kararlarına girmediğine üzülen çalışanlar ‘bizi bunlar da göz ardı ettiler’ şeklinde yorumlarda bulundular.
Haksız da değiller yani!


Serdar Denktaş'tan CTP'ye ÖRP intikamı!

1-CTP şimdi ya DP'nin önerilerini kabullenecek ve koalisyonun iplerini DP'ye verecek.
2-Tabanına rağmen CTP, UBP ile koalisyona gidip ciddi kavgalara neden olacak...
3.Bir ilk daha yaşanıp birinci parti muhalefette kalacak
Her üç seçenekte de kaybeden CTP olacak.
Serdar Denktaş ve kurmaylarının intikamı acı oldu dersek yanılmış olmayız sanırız.
(Oğuz KÖSE)

Yazarın notu: İntikam soğuk yenen bir yemektir…



Akıncı’dan Serdar Denktaş’a…

“1998 genel seçimleri sonrasında UBP-TKP koalisyonu kurulması çalışmalarında, Meclis Başkanlık divanının oluşumu hükümet pazarlıklarının dışında tutulmuş ve meclis başkanı birinci parti olarak UBP'den seçilirken, yardımcılığına TKP talip olmayarak ana muhalefete verilmesini önermiş ve o dönemde bu makam DP'ye gitmişti. Dolayısıyla, bu geleneğin devamını öngören CTP önerisi doğru bir öneridir ve DP'nin bu tarihsel yakın geçmişi anımsayarak onaylaması uygun olacaktır...”
(Mustafa AKINCI)




MESAJ KUTUSU


Sayın Suat GÜNSEL, sonunda ne yaptınız ne ettiniz basını da birbirine düşürdünüz ya helal olsun size! Yıllardır dost bazı mensupları şimdi sırf sizin avukatlığınızı yapmak için birbirine düştüler. Hele de bunların arasında en eski ve tecrübeli gazeteci ağabeylerimizi görünce içimiz parçalanıyor. Allah sizi bildiği gibi yapsın…

Sayın Mehmet Ali TALAT, önce bir süre konuşmama kararı alıyorsunuz sonra ağzınızı tutamayıp gittiğiniz yerlerde koalisyon çalışmalarındaki yorumlarınızla ortalığı karıştırıyorsunuz. Her dost, dosdoğru dost olmaz bilirsiniz değil mi?

Sayın Ahmet CENNETOĞLU, üzülürüm de sizi üzülürüm. Tam da bakanlık havasına girip hatta kutlamalara bile başlamışken, Serdar başkan ne yaptı böyle? Yüzünüzden düşen bin parça diyorlar.

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, dün akşam ki parti meclisi toplantısında UBP ile koalisyon yanlılarına epey veriştirmişsiniz. Cesur çıkışlarınız epey memnuniyet yaratmış, böyle giderseniz partilinin gönlünü çabuk kazanırsınız…

Sayın Asım AKANSOY, DP Genel sekreteri Bengü Şonya ile sabahın erken saatlerinde Lefkoşa Merit’te yaptığınız toplantı resmi bir toplantı mıydı yoksa gayrı resmi bir toplantı mı? Görenler merak etmiş…

Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, yeni yaşınızı kutlar sevdikleriniz ile birlikte sağlıklı ve mutlu nice yıllar dileriz. 60 yaş sendromunu atlatmak biraz zor olabilir ama eminiz siz kolay başaracaksınız.

Sayın Faiz SUCUOĞLU, UBP’nin seçim harcamalarının dökümü konusunda epey ısrarlı olduğunuz ve sonuna kadar da üstüne gideceğinizi öğrendik. Eşeyelin bakalım altından neler çıkacak?

Sayın Aybars KARAATMACA, dün yamaç paraşütü yapan engelli bir vatandaşımız aradı ve öyle bir duygusal konuşma yaptı ki gözlerimiz sulandı. Büyük sevap kazandınız Allah tuttuğunuzu altın etsin…

Sayın Temel BULUT, gazete çalışmalarına hız verdiğiniz ve kısa bir süre içinde ülkeye 14’ncü gazeteyi kazandıracağınızı memnuniyetle öğrendik. Umarız yeni mezun genç arkadaşlar sizin sayenizde kendi mesleklerini icra ederler. Hayırlı olsun.

Sayın Deniz GÜRGÖZE, sayılı günlerin çabuk geçeceğini ben size söylemiştim. Bir haftalık 5 yıldızlı bir tatilden sonra şimdi bütün işleri size bırakıp ben tatile çıkıyorum. Allah sabırlar ve kolaylıklar versin…

Sayın Zorlu TÖRE, dünkü parti meclisi toplantısında CTP’yi sanki öcü gibi göstermeniz parti içinde hoş karşılanmadı. Artık bu vatanın evlatlarını ayrıştırmaktan vazgeçmenizi öneririz. DP tabanı size ateş püskürüyor bilesiniz…

Sayın Mustafa AKINCI, kimin hangi bakanlıkları alacağından daha ziyade kimin ülkeye neler katacağına dair açıklamalarınızın altına imza atıp şapka çıkarıyoruz. Ha keşke siyasete bu kadar erken bir vakitte veda etmeseydiniz. Sizin gibileri mumla arar hale geldik…

Sayın Mustafa MİS, sizin süt ve yoğurtlar sanırız her iki parti liderine gaz yaptı. Formülde biraz değişiklik yapmakta yarar var değil mi?

Sayın Mehmet ÇAKICI, siz de dahil üç vekile bakanlık teklifinde bulunulduğu iddiaları parti içinde barış rüzgarları estirmişe benziyor. Acaba yine dörtayak üstüne mi düştünüz dersiniz?

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, seçimlere yönelik parti hesapları gündeme gelince epey tedirgin olduğunuz gözlemlenmiş. Hayırdır yaranız mı var ki bu kadar gocunursunuz?

Sayın Harun DENİZKAN,
böyle bir süreçte yeni gazete çıkarıp bunu idame ettirmek büyük cesaret işi. Gazanız mübarek olsun, Allah utandırmasın…

Sayın Hüseyin EKMEKÇİ, Mersin tatili yaramış olsa gerek ki kilolar da epey artmış diyorlar. Artık orta yaş gurubuna girdiğinizi de göz önünde bulundurmak lazım değil mi?





Günün Fıkrası

İntihar yemeği


Bir Amerikalı, bir İtalyan, bir de bizim Karadenizli Temel, hep birlikte bir inşaatta çalışıyormuş. Her gün yemek torbalarını açıyorlar; Amerikalınınkinden Hamburger, İtalyalınınkinden spagetti, bizim Temelinkinden de hamsi çıkıyormuş. Bir gün, iki gün derken bunlar dayanamamış, yarın da aynı yemekler çıkarsa hep birlikte intihar edelim diyerek, karar almışlar. Ertesi gün torbalarını açmışlar ki ne görsünler; gene aynı yemekler. Hep birlikte intihar etmişler.Bunların hanımları cenaze töreninde bir araya gelmiş.
Amerikalının eşi:
- Söyleseydi yemeği değiştirirdim. İntihar etmesine gerek yoktu. diyerek ağlıyormuş.
İtalyalının eşi de:
- Bu kadar basit bir konu için intihar mı edilir. Söylese değiştirirdim diyerek ağlıyormuş.
Temelin karısı ise;
- Aaaah, aaahhh, her gün yemeğini kendi hazırlardı diyerek ağlıyormuş…