Cuma gecesi Ercan’da uçak iki saat rötar yapınca, çalışanlarla bire bir sohbet etme imkanı buldum.
Daha ilk girişte, valizimi verirken güvenlik memurları soru bombardımanına tuttular…
Ercan’ın yeni patronunun kendi özel güvenlik şirketini Türkiye’den getireceğini ben de gazeteden okumuştum…
Onun için ‘kesin bir bilgi yok’ desem de güvenlikteki çalışan arkadaşların işsiz kalma korkularını yüzlerinden okudum…
Özelleştirmenin ilk şamarı onların yüzünde patlayacaktı, onlar da bunun endişesini taşıyordu…

Şöyle çevreye özelleşme öncesinde dikkatlice bir baktım…
Çünkü, gelen giden turistlerin hep eziyet çektiği Ercan’da ben de ‘yeter artık’ deyip özelleştirmeden yana tavır koymuştum…
Otoparkta yaşanan kargaşalar, pis ve kullanılamaz haldeki tuvaletler, kırık dökük valiz taşınan paslı araçlar, muhaceret önünde yaşanan uzun kuyruklar, hoyratça atılan ve yırtılan, tekerlekleri kopan valizler, beni de hep isyan ettirmiş, ‘artık özelleşsin de kurtulalım’ dedirtmiştir…
Çünkü, hiçbir zaman bu devletin ciddiyetini, dünyaya açılan penceresinde görememiş, hatta çoğu zaman da o çirkin görüntülerden utanmıştım…

Bunlar bir film şeridi gibi gözümün önünden geçerken, bir CAS çalışanının yanıma yanaştığını gördüm…
Önce selam sabah sonra şikayetler…
Önce KTY çalışanıydılar, sonra CAS çalışanı oldular, ister istemez…
Buna paralel olarak, bir anda maaşlar neredeyse yarıya düştü, haliyle geçim sıkıntısı çekmeye başladılar.
Daha da beteri, artık hastalanmak yok, doktora gitmek yok, rapor almak yok…
Müdür, kendi maaşını 7 bin TL’den 8 Bin TL’ye çakarmış, ayrıca 13. Maaş da alıyor ama, çalışanın en çok aldığı 2 bin TL, hasta olup da gelmezse izinlerinden kesiliyor, 13. Maaş filan da yok!

Muhaceretten geçip uçağı beklemeye başladım…
Hem yukarı hem de alt katı gezdim dikkatlice.
Satış mağazalarının hepsinin de isimlerinin üstü siyah kartonlarla örtülmüş, tezgahlarda tek bir tanıdık yüz yok…
Çünkü, artık bütün mağazaları sadece Taşyapı şirketi ile Kanerler işletecek, özelleştirmenin gereği olarak…
Özelleştirmenin daha üçüncü gününde yeni çalışanlar da belli ki mekana yabancı, tek işleri rafları doldurmak, diğer yandan müşterilere hizmet etmek…
Özelleştirme bu olsa gerek diye geçirdim içimden…

Aşağı katta oturup kahvemi içerken, tanıdık bir yüz yanaştı yanıma…
Oturduk sohbet ettik, onun da endişelerini dinledik, sonra bir başka çalışan da bizimle oldu, elinde de bir beyaz kağıt;
Sigarada karton başına 7 TL
Rakıya 4 TL
4’lü viskide 14 TL zam!
O gün, o saat olmuş bu zamlar…
Tabi ki diğer bütün ürünlere yeni patron oturtmuş zamları, kimsenin gözünün yaşına bakmadan, hem de kimseye danışmadan…
İşte o zaman kafama dank etti bir şeyler!
Özelleştirme bu olsa dedim, ama bu kez yüksek sesle…

Ercan’dan sattığımız paranın zaten üçte biri memur maaşlarına gitti…
Diğerleri de bütçe açıklarına gidecek…
Sonra elde var sıfır…
Özelleştirme böyle bir şey olsa gerek!

GÜNÜN FOTOĞRAFI

MESAJ KUTUSU


Sayın İrsen KÜÇÜK
, Yeşilköy Köy Kooperatifi kapatıldığı için yaklaşık 150 kadar kişi sosyal yardım maaşını alamadı. Bölgeden çok sayıda şikayet aldık, dar gelirli aileler maaşlarını bekliyorlar.

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Cuma günü toplanan bakanlar kurulu toplantısında mahkemenin kurultay kararına isyan edip, uymama çağrısında bulunmuşsunuz. Sizden beklemezdik doğrusu…

Sayın Ahmet KAŞİF
, sürpriz bir kararla partiden ihraç kararı çıkarsa sakın şaşırmayın. Siz her ne kadar genel merkez önüne nöbetçi koysanız da parti yetkililerinin toplandığı çok gizli yerler de var. Bizden uyarması…

Sayın Mehmet TANCER, sizin bakanlık vaatleri yerine gelmeyince bu kez de yeni yapılandırmada özel kalem olan eşinizi müsteşar yapmak için harekete geçtiğiniz görülmüş. İsteyenin bir yüzü kara değil mi?

Sayın Sezai SEZEN
, yeni yıl tebrik kartlarına bayram mesajı yazınca kartı görenler gülmekten kırılmışlar. Yoksa bayramdan kalan kartları kullanarak tasarrufu mu düşünmüştünüz. Kutlama, kutlamadır değil mi?

Sayın Turgay AVCI,
dün akşam BRT’de izledim ve yine de içinizin çok rahat olmadığını hissettim. Yüreğinizin bir yarısının ÖRP’de kaldığı her halinizden belli oluyordu. Aşırı duygusal olmak da kötü değil mi?

Sayın Güliz KANER, Ercan’daki mağazalardaki şok zammın büyük ortak tarafından geldiği söyleniyor. Ama yine de dikkat, fiyatlar artarsa müşteriler de Türkiye’deki mağazalara yönelir ve kaybeden siz olursunuz…

Sayın Gökay KÖROĞLU, Serdarlı Belediyesi’nin son ihalesini de siz alarak hem belediyeyi hem de bölge halkını derecesiz mutlu etmişsiniz. Başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Halil KASIM, Görneç’teki çim saha projesiyle bütün gençliğin gönlünde taht kurdunuz. Bölge halkı bu çalışmanızı asla unutmayacağınızı söylüyor. Tebrik ederiz…

Sayın Mehmet DEMİRCİ, GAÜ işbirliğiyle okula tahsis edilen bölgeye bin tane ağaç dikmiş ve yeşillendirme çalışmalarına büyük katkı koymuşsunuz. Tebrik mesajlarınız geliyor.

Sayın Hüda AKSOY, uzun bir sessizlik döneminden sonra bir kez daha telefonun başına oturmuş bütün delegelere istihdam sözü vermeye başlamışsınız. Ama kurultay için istihdam edilenlerin yüzde 70’işinin partili olmadığını bilmiyorsunuz değil mi?

Sayın Zorlu TÖRE, bir zamanlar televizyon programlarında ilk sıralarda yer alırken, artık yeni bir kararla mümkün olduğu kadar çıkmamaya gayret gösteriyormuşsunuz. Hayırdır, yoksa bakanlığa mı hazırlanıyorsunuz?

Sayın Nalan NAZLI, Ticaret Dairesi’nde çalışan bir erkek bozuntusu kadınlara musallat olmaya başlamış ve artık söylentiler daire dışına çıkmaya başlamış. Bir an önce olayı kontrol altına almakta yarar var.

Sayın Hasan KILIÇ,
Turgay bey UBP’li olunca eski kadroyu toplamak için ilk toplantıları yapmaya başladı bile. Listenin üst sıralarında siz de varsınız. Yakında başkente doğru yola çıkabilirsiniz. Hayırlısı olsun…

Sayın Buran ATAKAN,
CAS çalışanları artık bezdi ve sendikalılaşmak için hareketlenmeye başladı. Bu sıralar ilginize muhtaçlar kısa zamanda bir ziyarette fayda var…

Sayın Oktay KAYALP, Çanakkale yolundaki Noyanlar apartmanları önündeki çukurlardan gelen şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor. Şu yağmurlar başlamadan yamalamaya başlasanız diyoruz…

Sayın İlhan BÖKE
, yüksek maaşa bir de 13’ncü maaş eklenince katmerli mutluluk oluyor değil mi? Asgari ücret alan işçinin ahını da unutmamak lazım. Biraz el insaf lütfen…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU,
2 hostesin vatandaşlık olayını partili arkadaşlarınıza da anlatamamışsınız. Her biri ayrı telden çalıyor bilesiniz.

Sayın Başaran DÜZGÜN,
çok sayıda Abbas isminde kişi arayarak sizi şikayette bulundu. Artık şu ağzınızdaki baklayı çıkarıp da ezeli düşmanınızı ismiyle yazsanız diyoruz. Bu arada kendisine yolluk hazırladınız mı?



Günün Fıkrası


Motoru sıcak tutacaksın



80 lik ihtiyar 20 yaşındaki kıza aşık olur ve evlenirler. Küçük kasabada büyük olay yaratan evlilik memnun mesut devam ederken bir yıl sonra ihtiyar
karısını doğum yapmak üzere hastaneye getirir. Herkes şaşkınlık içindedir. Derken hemşire gelip adamı tebrik eder.
-"Bu mükemmel bir şey! Bu yaşta bunu
nasıl başardınız ?"
-"Eee" der ihtiyar, "Motoru sıcak tutacaksın kızım!"
Ertesi yıl 80 lik ihtiyarın 20 lik karısı tekrar hamile kalır ve yine aynı hastaneye gelirler. Hemşire yine büyük bir şaşkınlık içinde,
-"Tebrik ederim, bu olağanüstü bir şey!" deyince ihtiyar kıs kıs güler,
-"Sana söyledim. Motoru sıcak tutacaksın!"
Bir sonraki yıl, ihtiyarın karısı yine hamiledir ve karısı
doğumhanede iken gelen hemşire ihtiyara,
-"Vay be ne erkekmişsin!" der. İhtiyar,
-"Motoru sıcak tutacaksın" diye cevap verince hemşire atılır:
-"Eh artık yağı değiştirsen iyi olacak. Bu defaki zenci!"