Olayın birkaç boyutu var;
Öncelikle elbette insani boyutu…
Kimsenin isteye isteye eşcinsel olduğuna beni kimse inandıramaz…
Bunun için çeşitli görüşler var.
Örneğin kimisi eşcinselliğin gen meselesi olduğunu, kimisinin çocukluk travmasından kaynaklandığını söyler…
Bazı tıp insanları bunu hastalık olarak kabul eder…
Neyse ne işte!
Ama konunun tartışma biçimi çok yanlış!
Zamanlaması da çok kötü belirlenmiş…

Okyay Sadıkoğlu bugün 20 örgüt temsilcisiyle bir toplantı yaptı…
Bu yasaya karşı olduklarını ifade etti…
Böyle hassas konularda ‘referandum’ yapılmasını istedi…
Zaten geçenlerde bir gazete bu konuda ilan yayınladığı diye yerden yere vuruldu…
Okyay Sadıkoğlu diyor ki;
“Referandum yapılsın, halk onay verirse saygı duyarız…”
Sağ cenapta olan ve dini duyguları ağır basan bir kişi ve ona destek veren örgütler referandum sonunda ‘saygı duyacağız’ diyorlarsa bundan daha doğal ne olabilir ki?
Referanduma karşı olmak, demokrasiye karşı gelmekle eş anlamlıdır!

Ülke son 5 yılda yangın yerine dönmüş, zengin daha zengin olmuş, fakir daha da fakirleşmiş, halkın refah düzeyi dibe vurmuş, hükümetin uğraştığı şeye bakın siz!
Hele UBP ve DP’ye ne demeli?
Hükümet partisi DP bu yasa konusunda ikiye bölünmüşken, Ana muhalefet partisi UBP korkaklığından Meclis’e bile girmiyor!
Dışarıda bu yasaya aykırı konuşmalar yaparken, oylamaya katılmayıp vitrine oynuyorlar!
Halkın bunu yutacağını sanıyorlarsa fena halde yanılıyorlar!
Çıkarsın kürsüye, yaparsın konuşmanı, koyarsın gerekçelerini delikanlı gibi, oturursun yerine!
14 vekilin en az 10 tanesinin bu yasaya onay vermediğini bilmeyen mi var?

Başta da dedik;
Zamanlama yanlış ve büyük hata!
Toplumun sıkıntı ve rahatsızlıklarından önce bir kısım insanın uçkur meselesine yer vermek her ne kadar doğru olsa da insanlarla dalga geçmektir…
Bu toplumun önceliği eşcinselliğin yasal olması değil, çirkefe dönen sistemin halkın nefesini daraltmasıdır…
Ama bizim vekiller meclis kürsüsünde bunu konuşacaklarına, sorunlara birlikte çözüm üreteceklerine eşcinselliği gündem yaparak, aslında gündem değiştirmektedirler…

Örneğin LTB’nin elektriklerinin kesilmesi meselesi;
LTB elektrik borcunu yapılandırmadı diye, yarından itibaren evimizin suyu kesilecekmiş!
İyi de bana ne LTB’nin elektrik borcundan?
Ben LTB’ye her ay düzenli olarak faturamı ödüyorsam, benim suyum niçin kesilsin ki?
Eşcinsellerin hakkını koruyan bir siyaset düzeni varsa benim su alma hakkımı kim savunacak?
Suları kesik bir başkent varken eşcinsellere özgürlük verseniz ne yazar?
Kapatın gitsin şu LTB’ye alnınızdan öpeyim!

BRTK’nda da durum farklı değil!
Gelmiş geçmiş hükümetler döneminde 20 milyon TL gibi müthiş bir borç biriktirmişler…
Şimdi de elektrikleri kesilmiş, mazot ile jeneratör çalıştırıyorlar…
İyi de nereye kadar?
Bir devlet kurumu bir başka devlet kurumunun elektriğini kesmiş kimin umurunda!
Böyle kepazelik başka nerde var?
Eşcinsellik yasası geçsin ama BRTK’nin şalterleri insin!
Maliye Bakanlığı ona keza;
Devletin para politikalarını belirleyen bakanlığın elektrikleri kesik!
Elektrik borcunu yapılandıramayan Maliye’den bu ülkeye yarar mı gelir?
Ya da devletin elektrik kurumlarının şalterleri bir bir inerken, buna çözüm üreteceğine, eşcinsellik yasasını öncelikli yapan meclisten…

GÜNÜN FOTOGRAFI



“Ekmek paramızla oynuyorlar”

“Levent bey,
Eğitim bakanı Mustafa Arabacıoğlu halen daha bazı taşımacı firmalara izinleri olmasına rağmen sözleşme imzalamamakta diretiyor. Kendisine sorulduğu zaman ise bir Girne milletvekilimiz istemiyor diyor. Levent bey simdi size sormak isterim. Bu insanların ekmek parasıyla dalga geçer gibi oynanmasının ne hakları var. Sizin aracılığınız ile Sayın Arabacıoğlu’na buradan çağrı
yapmak isterim. Bu insanların ekmekleriyle oynamayın haklarını verin, sözleşmelerini yapın…”

(Bir okur)


“Haksız olan yok”

“HERKESİN "haklı" olduğu bir başka memleket var mı acaba?
İşe gitmeyip maaş çeken,
İşi olsun diye torpil yaptıran,
Çocuğu nezle oldu diye işe gitmeyen,
Gerekmemesine rağmen ek mesai yazdıran,...
Kuzeyde karşılığını alsa da güneydeki malı da satan,
Aleni şekilde vergi kaçıran,
'inşaat sektörü için" dağları oyan,
Siyasette 'söz verip de yapmayan',
Başkasının hakkı olsa da devlette işe girmeyi kabul eden,
Bir yıllığına müdürlük, müsteşarlık kabul edip onca maaşı cebe indiren,
Müşavir olmaktan zerre kadar rahatsız olmayan,
Üçlü kararname yöntemi yanlış deyip, o yöntemle atama yapan,
Başkasını enayi yerine koyup trafikte sıraya girmeyen, kırmızıda geçen...
HERKES HAKLI!!!
Maşşallah memlekete...”

(Kudret ÖZERSAY)



MESAJ KUTUSU

Sayın Serdar DENKTAŞ, partinizin İskele ilçe kongresinde katılımcı 69 kişiden 39 kişinin delege bile olmadığını biliyor muydunuz? Eğer ilçelere gereken önemi vermezseniz yakında ciddi hayal kırıklıkları yaşayabilirsiniz, bizden uyarması!

Sayın Hakan DİNÇYÜREK,
bugün mecliste yaptığınız konuşma bir vekile yakışmayan konuşma oldu. Ha keşke o kelimeyi hiç ağzınıza almasaydınız? Kamuoyuna bir özür borcunuz var…

Sayın Aziz GÜRPINAR, İskele Sosyal Hizmetler Dairesi’nde yaşananlar konusunda büyük baskı altında olduğunuz iddia ediliyor. Siz elinizi vicdanınıza koyun ve doğrudan yana karar verin gerisini hiç düşünmeyin…

Sayın Hamit BAKIRCI, Salamis Otel’in atık sularının denize akıtıldığını biliyor muydunuz? Konuya duyarlılık gösterip mercek altına almanızı isteyen mesajlarınız geliyor, bizden iletmesi!

Sayın Ahmet CENNETOĞLU, faaliyet raporu olmayan ve onaylanmayan bir ilçe kongresi sizce ne kadar gerçekçi olur? Gençlik Kolları faaliyet raporunu delegelere yutturduğunuz iddia ediliyor.

Sayın Talip ATALAY, Mağusa’daki Buğday Cami’sinin belediyeye devrine bölgeden tepki mesajları geliyor. Camilerin kültür merkezi olmasına pek alışık olmayan vatandaşlar hayli fazla bilesiniz…

Sayın Sunat ATUN, eşcinsellere çeşitli haklar tanıyan yasa tasarısı konusunda ‘hayır’cılar arasında olduğunuzu öğrendik. Yakın kalkın dua edin ki partiniz oylamaya katılmama kararı aldı.

Sayın Ahmet GÜLLE, Girne Akçiçek Hastanesi çok acil olarak 20 hemşire bekliyor. Mevcut çalışanlar artık yoğunluktan sağlıklı hizmet veremeyeceklerini ifade etmeye başladılar. Sihirli değneğiniz yok biliriz ama, sağlıkta ta şakaya yer yok!

Sayın Zorlu TÖRE,
Bir çok vekil eşcinsellik yasası konusunda dansöz gibi kıvırırken siz yine aslanlar gibi kürsüde bildiğiniz çizgiden çıkmadınız. Yasa her ne kadar tartışıma kaldırsa da size gönül verenler memnun…

Sayın Emin BİLGEN, birkaç güne kadar KTHY eski çalışanlarının tazminat ödemeleri konusunda basın açıklaması yapacağınızı öğrendik. Biraz geç olacak ama yine de kamuoyunun doğruları bilmesi açısından önemlidir. Merakla bekliyoruz…

Sayın Selim SAYARI, çok yakında NTV Kıbrıs kanalının yayına başlayacağını öğrendik. Hayırlı ve uğurlu olsun, umarız Fog TV’nin kapanmasıyla işsiz kalan genç meslektaşlarımıza da fırsat verilir…

Sayın Müge DENKTAŞ, Mağusa’da kurultay çalışması yaptığınız ve Serdar bey için oy istediğiniz gözlemlenmiş. Buna memnun olan da var tepki koyan da…

Sayın Zeki ZİYA, teşvik sistemine karşı duruşunuz bazı acente sahiplerinin tepkisine neden oluyor. Kendilerinin ekmeğiyle oynadığınızı iddia edenler bile var.

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Kaya Artemis’e verdiğiniz arazi yeni hükümet tarafından iptal edince epey zorda kaldığınız söyleniyor. Otel yöneticileri bu durumdan hiç hoşnut değilmiş. Umarız sizi sıkıştırmıyorlardır.

Sayın Hüda HÜDAOĞLU, henüz müsteşarlık atamanız gerçekleşmedi ama Serdar beyle görüşmek isteyenlere fırça atmaya bile başlamışsınız…Bu ancak Serdar beye ve partiye zarar verir bilesiniz…




Günün Fıkrası

Çikolata


Adam kumsalda yürürken ayağı bir şeye takılmış, bir de bakmış bir lamba. “Ha ha haa” demiş; “Bu da içinden cin çıkan sihirli lambalardan olmasın?” Lambayı biraz ovalamış vee... birden etrafı dumanlar kaplamış, derken kocaman bir cin ortaya cıkmış:
- Benden üç şey dileyebilirsin, dile bakalım!
Adam “Harika!” demiş. “İlk olarak 1 milyar dolarım olsun istiyorum.” Cin parmaklarını şıklatmış ve kumsal baştan aşağı silme banknotlarla dolmuş... Adam gözlerine inanamamış ve ikinci dileğini söylemiş:
- Hawaii’de okyanusu gören lüks bir villa istiyorum. Cin yine parmaklarını şıklatmış ve adam birden elinde lambayla kendini Hawaii’de muhteşem bir evin önünde bulmuş.
Cin sormuş:
- Evet, son dileğin nedir? Adam düşünmüş düşünmüş ve:
- Kadınlar için dayanılmaz, karşı konulmaz olmak istiyorum. Cin yine parmaklarını şıklatmış ve...
Adam bir kutu çikolataya dönüşmüş.