Devlet kurumlarının birbirine bu kadar düşman ya da iletişimsiz olduğu başka bir dünya var mı?
Bize göre yok!
Ölümlü trafik kazalarında birinciyiz, kanserde birinciyiz, kurumlar arası düşmanlık ve iletişimsizlikte de üstümüze yok, kesin bunda da birinciyiz.
Siyasetin hep ön planda olduğu bir ülkede bundan daha iyisini beklemek de zaten saflık olur…

İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Hasan Alicik geçen hafta sonu polis konusunda pek önemli ifşaatlarda bulunmuştu.
Hani şu fuhuş baskınları konusunda!
Gece kulüplerinde çalışan kadınların izinlerinin bitmesine çok az bir süre kala polis tarafından baskınların gerçekleştirilmesi açıklaması!
Haberi okuyunca benim bile gözlerim fal taşı gibi açılmıştı!
“Helal olsun müsteşara” diyerek de içimden geçirdim…
Sonra da bekledim, ikinci ve daha mühim açıklamayı!

Boşuna beklemişim meğerse;
Biz müsteşardan ikinci ve polis teşkilatını darmadağın açıklamayı beklerken, kamuoyuna isim ve makam açıklayacakken hayal kırıklığı yaratan açıklaması geldi…
“Denetimler yasaya uygun yapılıyor…”
Nasıl açıklama ama?
Biz meslek hayatımız boyunca siyasilerin çok manevrasını görmüştük ama bürokratların böyle kıvırdıkları açıklamaya ilk kez tanık olduk!
İstismarın önlenmesi için bu konuda kadın sığınma evi yapacaklarmış da kadınları da oraya yerleştireceklermiş…
Hadi oradan!

Oysa biz Hasan Alicik’ten şöyle bir açıklama beklerdik;
“Birilerinin fena halde gazına geldim ve polisi suçlamak zorunda kaldım…”
Ya da;
“Yanlış bir istihbarat aldım ve açıklamam biraz aceleye geldi…”
Veyahut;
“Bu işin ardında siyasi konular olduğu için böyle demek zorunda kaldım…”
Ama en doğrusu;
“Polis teşkilatımızdan özür dilerim…”

Bu arada polisin bağlı olduğu Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın da bu konuda bir açıklama yapması elzem olmuştur…
Devletin bir müsteşarı polis teşkilatını bu kadar zan altında bırakan bir açıklama yapmışken, eliniz kolunuz bağlı mı oturacaksınız?
Küçücük bir açıklama dahi yok mu?
Onlardan da tek kelimelik bir açıklama yok tabi ki…
Polisin şamar oğlanına çevrildiği bir başka dönem hatırlıyor musunuz siz?
Hem de vatandaşın en güvenilir kurumlar arasında hep listenin başında olan bir kurumu, şimdiye dek bu kadar ayaklar altında süründü mü?
Çok yazık!

LTB’nin aracıyla kaçak avda yakalanan kim?

İhbar LTB içinden bir çalışandan geldi;
İki hafta kadar önce Pazar günü ava kapalı askeri bölgede yakalanan bir kişinin kullandığı araç hakkında!
Yakalanan araç LTB’ye ait…
Ama başka bir şirkete hibe edilmiş!
Aracı çalışanlardan birinin eşi kullanıyor!
Ve araç bozulunca kaçak bölgede yakalanıp araca el konuluyor!
Hadi bakalım Sayın Fellahoğlu;
İşin içinden çıkabilirsen, çık bakalım!


 MESAJ KUTUSU

Sayın Aziz GÜRPINAR, kapı dışarı edilen Jasmine Jourt otel çalışanları bakanlığınıza şimdiye kadar 30’dan şikayet dilekçesi yazmışlar. Bir tanesi bile elinize ulaştırılmadı mı yoksa?

Sayın Ahmet BENLİ, Gönyeli’de Hüseyin Amca caddesinde bir vatandaşın kaldırım yapacak diye kaldırımı toprakla kapayıp, yayaların can güvenliğini tehlikeye soktuğunu biliyor muydunuz? Bu arada ne zamandan beri kaldırımları vatandaş yapıyor?

Sayın Ahmet GÜLLE, kalp krizinden ölen Irmak Beyler’in ailesinin ölüm olayında ihmal şüphesiyle mahkemeye baş vurduğunu biliyor muydunuz? Kalp krizi vakalarına ne zamandan beri kadın doğumcular bakıyor?

Sayın Sami DİLEK, Mağusa Hastanesi Hemodializ Servisi’nde çalışan işçilerden şikayet mesajınız geldi. Bu bölümdeki hemşireler kendi görevlerini baskı ile işçilere yaptırmak istiyorlarmış, bu bir risk değil midir?

Sayın Kadri FELLAHOĞLU, belediyenizin 2014 bütçesi geçmediği için esnafa ve borçluğu olduğu şirketlere ödeme yapmadığı yönünde şikayetler geliyor. İlginize ve bilginize sunulur.

Sayın Serdar DENKTAŞ, 2 Şubat’taki kurultayda yüzde 80’in üzerinde oy oranını hedeflediğiniz söyleniyor. Siz yatın kaldın da Hasan Taçoy’a dua edin, bu işlerin uzmanı olduğu için işlem tamammış…

Sayın Hasan ALİCİK, çelişkili açıklamalarınızı şimdilik müsteşarlıkta acemiliğinize bağlıyoruz. Umarız bu olaydan ders alır ve bir daha açıklama yapmadan birkaç kez düşünürsünüz…

Sayın Hamit BAKIRCI, yangın helikopteri konusunda biraz acı olsa da en doğru gerçeği açıkladınız. Biz de zaten bu helikopter buraya gelirse paslanacağından şüphe duyuyorduk. Mersin’e konuşlandırılsın daha iyi değil mi?

Sayın Özdemir TOKEL, Atatürk Kapalı Spor salonunda elinizde metre ile ölçüp biçerken görenler ‘yeni bir ihale mi aldı’ diye söylenmeye başladılar. Bilmezler ki Pazar günkü kurultaya hazırlanıyorsunuz! Parti kaynıyor aman ölçüleri kaçırmayın olur mu?

Sayın Kudret ÖZERSAY, cep telefonlarının pili erken bitip bir de ısınıyorsa dinlenme şüphesi olduğu yönünde görüş belirtmişsiniz. İyi de ben günde 3 kez şarja koyarım ayrıca telefonlar ateş gibi olur. Buna göre beni dinleyen kim olabilir?

Sayın Mehmet HULİSİOĞLU, yol boyunca uzanan reklam panolarınız bazı kişiler tarafından mercek altın alındı, didik didik ediliyor bilesiniz…

Sayın Emel KİŞİ, Girne Belediye Başkan adaylığı için isminiz artık yüksek sesle konuşulmaya başladı. Sümer bey sizin için epey zorlu bir rakip ama parti içinden de büyük desteğiniz var.

Sayın Ahmet NERGİS, eski müdür gitti ve kurtuldu. Şimdi şu ünlü hukuk müşaviri konusunu nasıl çözeceksiniz siz düşünün artık. Hele de pastırmalı yumurta sevmiyorsanız yandığınız gündür…


GÜNÜN FOTOĞRAFI



GÜNÜN FIKRASI

Düşünce tarzı

Sınıfta öğretmen sormuş:
- Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır?
Çocuk cevaplamış:
- Hiç kalmaz örtmenim.
- Olur mu oğlum, demiş öğretmen,
- 2 tane kalır.
- Olmaz öğretmenim, demiş çocuk,
- Siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar...
Öğretmen şaşırmış ve:
- Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim, demiş. Sonra çocuk, - Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum. Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir?
Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş.
- Emerek yiyen evlidir, demiş. Çocuk:
- Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir, demiş.
- Ama düşünce tarzınızı beğendim.