Adı üstünde öğrenci bunlar…

Yurt dışından buraya eğitim görmeye geliyorlar!

Üniversite diploması almaya…

Sonra yeni hayatları başlıyor!

Hayata atılıyorlar, kimisi iş hayatına, kimi de diplomasını duvara asıyor…

Her birinin ayrı bir umudu var, hayalleri, gelecek düşleri!

Onlar bizim için başka değer de taşıyor…

Üniversiteler bu ülkeye iyi para kazandırıyor çünkü!

Altın yumurtlayan tavuklar gibi…

Çünkü çoğumuz biz onları böyle görüyoruz!

Burada ne kadar para bıraktıkları gailesi yani…

Bu kız öğrenci ise bir bet salonunda çalışıyormuş…

Hem de 4 bin 500 TL gibi gayet iyi bir maaşla!

Sonra işler istediği gibi gitmemiş…

Talihsiz bir tecavüz olayı gelmiş başına!

Daha doğrusu kendi öyle ifade ediyor mahkemede…

Suçlu da belli kıza göre!

Ama bir de detaylara bakmak gerek…

Bir kız öğrenci, bet salonu ve orasının patronu!

Mahkemede kendi verdiği ifade de hayli ilginç…

İşyerinden alacağı varmış patronu ile görüşmeye gitmiş…

Patronun adamı almış kendisini aracı durdurup marketten bir bira almış, moral için olsa gerek!

Patronla birlikte evde havuzun başında oturmuşlar sözde alacak verecek meselelerine…

Patron içiyor ya!

Onun da canı viski çekmiş, başlamış kadehleri yudumlamaya…

Alkol bu şişede durduğu gibi elbette durmaz!

Kafası iyi olunca atladım elbiselerimde havuza diyor kendi ifadesine göre…

Sonrası malum!

İnsan ıslanınca ne ister, havlu yeni giysiler filan…

Sonra da tecavüz iddiası!

Kızlığını kaybetmiş o evde diye şikayetçi olmuş polise…

Elbette çok çirkin olay…

Ama sonuçta neyin nasıl olduğu kararını mahkeme verecek!

Biz de o karara saygı duyacağız…

Ama işte gelin görün ki insan haliyle bir kız öğrencinin bir bet salonunda nasıl olur da çalışabildiğini düşününce aklı almıyor işte!

Günün belirli saatlerinde çalışıldığını biliriz de tam gün olarak nasıl çalışılır, hem de kumarın hasının döndüğü bir bet salonunda işte onu kabul edemeyiz…

Sen buraya öğrenci olarak diploma almaya gel, sonra kumar oynatan bir mekanda çalış sonra da patronla papaz ol ve sonucunda tecavüz iddiası!

Öncelikle okul yönetimlerine sormak gerek…

Sizler için okulunuzda okuyan ve iyi de para bırakan öğrencilerin değeri gözünüzde sadece bu kadar mı?

Onların okul dışında ne yaptıkları umurunuzda mı?

Size ne öğrencilerin özel hayatından değil mi?

Ya devletimiz…

Öğrenci sayısının bile tam olarak belli olmadığı bir devletin insanlarıyız biz!

Öğrenci sayısını bilmeyen bir devlet mekanizması öğrencinin ne iş yaptığını nerede çalıştığını hangi olaylara karıştığını hiç mi merak etmiyor yoksa…

Belli ki etmiyor olsa gerek!

Onun içindir…

Bu tür olaylar alt alta toplandığında gün gelecek ve öğrenci duasına çıkan bir ülke haline geleceğiz!

Çünkü bu ülkede öğrencilerin tümü de devlete değil sadece Allah’a emanettir…

MERAKLI KÖŞE?

Irkçılık bunun neresinde?

Yeni Bakış Gazetesi bir manşet haberi nedeniyle Medya Etik Kurulu’ndan uyarı almış…

Şikayeti kim yaptığı belirtilmiyor her nedense!

Gazetenin uyarı alan manşeti  başlığı şöyle;

“Suçlu Göçü Ülkeyi Bitiriyor…”

Bu tespiti de bir uzman söylemiş!

Böyle bir haber nasıl olur da uyarı alır anlaşılır gibi değildir…

Ülke gerçekleri kabul edilmediği sürece sorunlara çözüm bulmanın mümkünatı yoktur…

Vakıflar Dairesi’nin adaleti bu mu?

Geçtiğimiz Cuma günü…

Ülkemizde günlük yayınlanan 20 gazetenin 19’unda Vakıflar Dairesi’nin 1 tam sayfa renkli yarım sayfa da siyah beyaz reklamları vardı!

Tek bir gazete haricinde…

Havadis bu kampanyadan yararlandırılmadı!

Nedeni de gayet açık…

Havadis son günlerde Vakıflar Dairesi müdürü hakkında eleştiri haberleri yapıyor!

Başkan kızmış olacak ki bu gazeteye ambargo uyguluyor…

Sanki para kendi cebinden çıkıyormuş gibi!

Çok yazık…

Devlet niye gazete almıyor?

Bakanlıklar ve dairelerin birçoğu artık gazete alımlarını kısıtladı…

Gerekçe ekonomik koşullar!

Oysa bazı gazetelere maddi yardım yapılıyor…

Aksine bu yardımlar yerine devletin bayilerden çok daha fazla gazete alması gerek!

Ayakta kalabilsinler, çalışanların maaşlarını ödesinler, sosyal yatırımlarını zamanında yapabilsinler diye…

RHA’lardan kıssınlar ama basından bu yardımı esirgemesinler!

MESAJ KUTUSU

Sayın İbrahim BENTER, Müdürü olduğunuz Vakıflar İdaresi’nde aylardır bol keseden reklam dağıtırken tek bir gazeteye ambargo uygulamanız da gözlerden kaçmıyor! 19 gazeteye iyilik tek bir gazeteye de kötülük çok da doğru bir icraat olmasa gerek değil mi?

Sayın Serdar DENKTAŞ, kendinize yeni bir basın ve imaj ekibi kurarak çarşıya inmeniz Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlık olarak algılandı. Bu arada hükümetten bir partiye ültimatoma hazırlandığınız iddia ediliyor hayırdır uyumsuzluk mu baş göstermeye aşladı!

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, Türkiye’den buraya okumak için gelen öğrenciler artık bet salonlarında çalışmaya başlamışlarsa gidilen yol çok doğru bir yol değildir. En kısa zamanda ciddi şekilde önlem almanız bekleniyor…

Sayın Aysu Basri AKTER, müdiresi olduğunuz BRT’de bazı çalışanların disiplin cezası alarak belli süreliğine kurumdan uzaklaştırıldığını duyduk. Bu konularda dengeyi korumazsanız gün gelir ipleri elinizden kaçırırsınız bizden uyarması!

Sayın Zeki ÇELER, ülkede yaşanan kadına şiddet olaylarına rağmen devletin hala bir sığınma evininin olmaması çok büyük bir eksiklik olarak nitelendiriliyor. Bu önemli proje sizin dönemde olmazsa bir daha hiç olmaz diye düşünüyor vatandaşlar…

Sayın Fikri TOROS, yeni ihale yasasının bu şekliyle geçmeyeceğini açıklamanız komite üyelerini derecesiz memnun etti. Umarız bu konu hükümet arasında ciddi bir sıkıntı yaratmaz çünkü birileri bu yeni yasayı dört gözle bekliyordu!

Sayın Ersan SANER, Rumlar tarih kitaplarını yeniden yazsınlar şeklindeki açıklamanıza siz kendiniz inandınız mı? Yani bazen göstermelik açıklamalar hayli göze batıyor ve biraz da komik kaçıyor değil mi?

Sayın Harun MADEN, işletmenize bağlı internet hizmetlerinden son günlerde vatandaştan şikayetler gelmeye başladı. 20 MPPS ücreti ödeyip 10 MBPS gücünde hizmet verildiği yönünde bazı mesajlar gelmeye başladı…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, Başbakanlığa bağlı olan Vakıflar İdaresinin geçen yıl yaptığı 8  Milyon TL’lik yardımlar konusunda bilginiz var mı yoksa bu yardımlar biraz keyfi ve şahıslara göre mi yapılıyor acaba dersiniz?

Sayın Okyay SADIKOĞLU, mensubu olduğunuz partide yapılan bazı icraatları uygun görmediğiniz için ağırdan tepki koymaya başladığınız konuşuluyor. Bu konuda yanınızda başkaları var mı yoksa tek başına mı mücadele etmeyi düşünüyorsunuz?