Kalite her ne kadar tartışılsa da…

Artık üniversiteler ülkesiyiz!

Yüz küsur bin öğrenci var ülkemizde…

Dikkat ederseniz hep sayılar üzerinden yorum yapılıyor!

Öğrenci sayısı şu kadardı şu kadar oldu…

Bu bir övünç kaynağı mıdır evet bize göre öyledir!

Bu ülke ambargolar altındaysa, izolasyonlar uygulanıyorsa dünyanın yüzlerce ülkesinden öğrenci geliyorsa bir başarı vardır…

Bunu kabul etmekle birlikte hele de eğitim gibi bir sektörde sayıdan daha ziyade kalitenin de önde tutulması kaydıyla!

Sayıyla değil de kaliteli eğitimle gurur duyacağımız günler gelirse ne ala…

Burada öğrenci okutan velilerden zaman zaman telefonlar alırız…

Kimi bunu tanıdık vasıtasıyla yapar kimi de nereden bulursa bulur artık iletişim numaralarımızı bazen buradaki eğitim sistemi bazen de burada eğitim gören çocuklarının durumlarını araştırmamızı isterler!

Biz de eğer elimizden bir şey gelirse yardımcı oluruz…

Ama son zamanlarda böyle telefonlar ve mesajlar eskisine göre bir hayli arttı!

Geçenlerde bir baba aradı oğlunun eğitimini tamamlamadan geri döndüğünü söyledi…

Belli ki oğlunun açıklamaları tatmin etmemiş kendisini!

Ama internetten araştırmış…

İsimlerinin baş harflerinin yayınlandığı bir habere rastlamış!

Oğlunun açık ismini verdi soruyor;

“Bu benim oğlum mu değil mi” diye…

Maalesef onun oğlu çıktı,bunu kendisine açıklarken de epey zorluk çektik bir aile faciasına yıl açma kaygısıyla!

Sanal bahis vurgunları son günlerde epey gündem olunca bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettik…

Hani geçende BBC’nin KKTC’deki yüksek öğrenimi biraz da ayaklar altın alan haberini yayınlayıp epey de eleştirmiştik ya!

Hoş o kız öğrencilerin fuhuş yaptığı iddialarını konu alıyordu ama…

Şu internetten oynanan bahis oyunları var ya!

Görüldüğünden çok büyük tehlike bu…

Eğitim sektörünü için için kemiren!

Öğrencileri tuzağa düşüren büyük tehlike hem de…

Kimi öğrenciler bahis oyunlarında ceplerinde tek kuruş kalmayıncaya kadar batağa düşüyor!

Kimisi de bu bahis çetelerinin eline banka hesaplarını kullandırarak düşüyor…

Bu hesaplarla önce küçük gibi görülen paralar yurt dışına çıkarken, biriktiğinde milyonlar dönüyor ve bu paraların büyük kısmı öğrenci hesaplarıyla giriş-çıkış yapıyor ve her öğrenciye de küçük bir kar payı veriliyor…

O paralar da ne yazık ki kumara gidiyor!

Öğrenci sayısı elbette önemli…

Ama daha da önemlisi kesinlikle kalite!

Ve öğrencilerin diplomalarını aldıktan sonra ki hayat akışları…

Tabi ki giderken geride bu ülkeye bıraktıkları!

Ciddi rakamda paralar bırakmış olabilirler ama…

Ya götürdükleri!

Ülkemiz eğitimine her geçen yıl daha fazla duyulan güvensizlik…

Bu arada biz yıllardır ne yaptık?

Öğrencileri altın yumurtlayan tavuk olarak gördük…

Devlet, yurt dışından çok sayıda öğrenci geliyor diye hava bastı!

Ev sahipleri fahiş fiyatlarla onlara ev kiralayıp ceplerini doldurup haksız kazançlar elde etti…

Marketler, restoranlar, eğlence yerleri öğrencilerden hep nasiplendiler!

Yapılmayan tek bir şey vardı…

Öğrenci güvenliği!

Ülkeye okumak için gelen öğrencilerin önlerine kurulan tuzaklar hiçbir zaman gündem olmadı…

Sonra da ‘oğlum suç işledi mi’ yok kızım her hangi bir fuhuş batağına düştü mü’ diye başlayan sorular her geçen arttı ve biz bu kafayla gidersen artmaya da devam edecek!

Meclis artık karar üretmelidir!

Kıbrıs sorunu tam bir muamma haline geldi…

Buna bir de gelecek yıl yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri eklenince siyasiler çözüm yerine siyasette bir adım önde olma gaylesine düştü!

Kimler aday olacak, kim kime destek çıkacak falan filan…

Bu yöntemle Kıbrıs sorunu daha bir 50 yıl daha çözülmez!

Çünkü bu konuda her kafadan ayrı ses çıkıyor…

Bunun sonucunda da federasyoncular ve federasyon karşıtları diye ülke bölünüyor!

Aslında konunu özünde Türkiye’nin garantörlüğü meselesi var…

Komşu Türkiye’nin garantörlüğü olduğu müddetçe bu ülkede çözüm hayal!

Hadi onlar bir yana da Kıbrıs Türkü bu konuda ne düşünüyor…

Bize göre referandum şart!

Sonra da bir meclis kararı tabi ki…

Çoğunluk ne derse odur sonuçta!

Sadece Merak İşte?

Ercan’da ‘kara delik’ nerede!

Bu yazı aslında ihbar niteliğindedir…

Dikkate alınırsa ne ala, en azından biz uyarmış olalım!

Bu bir duyum, söylenti filan da değil…

Ercan’daki kara delikten bahsediyoruz!

Her türlü usulsüzlüğe açık olan bir kara delik burası…

İsteyenin istediği elini kolunu sallayarak geçirdiği kocaman bir delik!

Bu aslında Ercan’da, ilgili şirket tarafından da biliniyor ama tüm ikazlara rağmen pek umurlarında değil…

Hallederiniz modunda arkadaşlar, sanki de çok önemsiz bir konuymuş gibi!

Bilinen ama göz yumulan bir kara delik…

Ve Ercan’ı güvensiz bir liman kılıyor doğal olarak!

Kapatın bu kara deliği yerini de çok iyi biliyorsunuz…

Büyük bir amme hizmeti yapmış olacaksınız çünkü!

Uyarmadı da demeyin olur mu?

Ciklos soruşturması ne oldu?

4 genç yitip gitti…

Soruşturacağız ve suçlular cezalandırılacak dediler ama!

Akıbeti belli değil…

Ciklos’ta 4 gencin hayatına mal olan olayın soruşturması hala bitmedi mi?

Bunu kamuoyuyla paylaşıp suçluları adalet önüne çıkaracak mısınız?

Yoksa sin da geçsin mi!

Kim bu bakan?

Eski Kaymakam Kemal Yılmaz’ın 2 ay hapse çarptırılmasında sonra bir takım iddialar gündeme gelmeye başladı…

Söylenenlere göre Yılmaz’ın yıkım kararını geciktirmesinde bur bakanın talimatı etki olmuş!

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz ya…

Bu konuda bilgisi olanlar bunu gidip adli kurumlarla paylaşmak zorundalardır!

MESAJ KUTUSU

Sayın Tolga ATAKAN, Ercan’da kocaman kapkara bir delik var ve buradan her türlü yasal olmayan hemen her şey geçebiliyor! Haberiniz yoksa hemen araştırmalara başlayın deriz, bu deliğin kapanması halinde hemen hemen tüm yasa dışı olaylar da sona ermiş olacak, bizden uyarması!

Sayın Narin Ferdi ŞEFİK, Lefke mahkeme binası tamire alınacak denildi ama henüz bir gelişme yaşanmadığı için bölge halkı artık bu işin ardında başka bir şeyler aramaya başladı. Olacaksa olsun olmayacaksa da niçin olmayacağı açıklansın istiyorlar!

Sayın Fikri ATAOĞLU, uçak biletlerinde 300-400 TL’lik bir ucuzlamanın asla olmayacağını söyleyen bazı turizm işletmeleri bu konuda bahse bile girmeye hazır olduklarını bildiren mesajlar göndermeye başladılar. Hele de yolcu başına alınacak olan 20 Dolarlık sigorta parasıyla birlikte biletlerin daha da pahalı olacağını iddia ediyorlar haberiniz olsun istedik…

Sayın Süleyman KÖROĞLU, sizi haklı çıkaran mahkeme kararından sonra yeniden devletteki işinize geri dönebilmek için büyük bir hukuk mücadelesi başlattığınızı duyduk. Umarız haksızlık en kısa zamanda son bulur ve 8 aylık çile de artık sona erer!

Sayın Mustafa AKINCI, Cumhurbaşkanlığı için yapılan son anketlerden sonra çeşitli yorumlar yapılmaya başlandı. Kimi bunlara algı operasyonu diyor kimi de halkın nabzını iyi tutan sonuçlar. Bu arada sizin yaptırdığınız anketleri yayınlatmayı artık düşünmüyor musunuz?

Sayın Kamil KAYRAL, kamu reformu diye bilinen yeni yaza çalışmalarında hemen herkes bir yorumda bulundu ama asıl sizin görüşleriniz çok önemli geliyor bize! Bu konuda hükümet sizden görüş aldı mı yoksa biraz aceleye mi getirildi dersiniz bu konu!

Sayın Tahir TOPAL, işyerinde çalışanlara en fazla hakları sağlayan bir patron olarak çalışanlarınız tarafından soyulmanız tam bir vefasızlık örneği oldu! Büyük geçmiş olsun umarız bundan böyle istihdamlarda daha fazla ince elen sık dokursunuz…

Sayın Ayşegül BAYBARS, yeni belediyeler yasasında belediye sayısının azaltılacağı konusunda yorumlar yapılmaya başlandı. Zaten eğer bunu yapmazsanız onu adı reform olmaktan çıkar siyasi rant olarak anılmaya başlar. Cesaretinizi kırmayın deriz!

Sayın Şener ELCİL, kamuda örgütlü bir çok sendika kamu reformu ile adlandırılan yeni tasarıya olumsuz yorum yaparken bu konuda sizin sessiz kaldığınız dikkat çekmiş olmalı ki bu konuda çeşitli sorular gelmeye başladı. Muhakkak bir yorumunuz olacaktır değil mi?

Sayın Emete İMGE, uzun bir süredir biraz da derme çatma bir binada Hasta Hakları Derneği olarak hizmet verirken şimdi yine Lefkoşa’da çok daha bir modern binanın açılışı için artık saatleri saymaya başlamışsınız. Hayırlara vesile olsun artık!

Sayın Halil TALAYKURT, santral ihalesini ODTÜ’ye havale ederek belki de hayatınızın en doğru işini yapmış oldunuz. Bilim insanları ile uzmanların görüşlerine de umarız belli çevrelerden tepki gelirse artık abes olur değil mi?

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, bölge halkı bahar yaklaşırken büyük bir çevre seferberliği başlatılması konusunda mesajlar göndermeye başladılar. Halkın da içinde olacağı projeler üretmenizi bekliyorlar, harbiniz olsun istedik…

Sayın Erkut ŞAHALİ, çiftçi ve hayvancı kesimi muhalefetin dozunu her geçen gün biraz daha artırmaya başladılar. Yakında büyük eylemler yapılacağı söyleniyor, gecikmeden onlarla bir masa etrafında buluşmakta yarar görüyoruz…

Sayın Bilbay EMİNOĞLU, yeni çıkacak olan günlük gazetenin başında sizin olacağınız ve çok değişik bir sayfa tasarımıyla okuyucunun karşısına çıkmak için yoğun bir çalışma temposunda olduğunuz gözleniyormuş. Hadi bakalım hayırlısı!

Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, bölge halkı belediyenin restoranının özelleştirilmesini istemiyorsa elbet vardır bir bildikleri. Acaba diyoruz sizde mekanı Dome Otel örneği çalışanlara mı devretseniz diyoruz. Bir düşünün hele!

Sayın Kemal ALTUNCUOĞLU, uzun ve heyecanlı bir bekleyişten sonra nihayet siz de dede olma sevincini yaşayarak ayaklarınız yerden kesilmiş. Minik bebeğe bir ömür boyu sağlık ve mutluluklar diler bunu devamını bekleriz artık…