Siyaset içlerine öyle bir işlemiş ki adamlar istifa etmeyi bile beceremiyorlar.
Abbas Sınay, partisinden istifa ettiğine dair yazdığı dilekçeyi Meclis Başkanlığına sundu ama ne hikmetse ortada bir istifa gerçeği olduğu halde bu açıklanmadı!
Hatta bize gelen bilgilere göre istifa dilekçesi sümen altı edildi…
Sır gibi saklanmaya çalışılıyor!
Bu işin sırrı kalmadı ki…
Abbas Sınay bugün Yenidüzen Gazetesi’ne yaptığı çok kısa bir açıklamada istifasını doğruladı ama açıklama yapmaktan kaçındı…
Oysa yine bugün istifa konusunda çok detaylı bir açıklama yapacak ve biz de gerekçelerini öğrenecektik…
Biz işin perde gerisini dün detayıyla yazdık!
Bu işte rant var dedik…
Bugün bu yazıyı kaleme aldığımız saate kadar da Abbas beyden bir açıklama bekledik…
Abbas bey her zaman yaptığı gibi bir telefon açabilir ve bize sitem edebilir, yazdıklarımızı yalanlayabilirdi…
“Bana sormadan niçin yazdın” diyebilirdi!
Hatta Merkez Bankası başkanı gibi bize kızıp yüzümüze telefon kapatabilirdi…
Ama yapmadı, yapamadı!
Çünkü yazdıklarımızı inkar edecek tutarlı bir yanı yok, bundan adımız gibi eminiz…
Hadi Abbas bey bir açıklama yapmadı ve bu işi Pazartesi gününden sonraya bıraktı;
Bir daha vurgulayayım, Pazartesi gününe değil, Pazartesi gününden sonraya!
Yani açıklamasının tarihi ucu açık…
Salı da açıklayabilir, Çarşamba da hatta bir hafta ya da bir ay sonra da…
İyi de Kutlay Erk niçin bir açıklama yapmadı!
Belli ki Abbas bey için bütün parti organları devreye girdi ve mutlu etmeye çalışılıyor…
Büyük bir ihtimalle mutlu da edilecek ve Abbas bey istifadan vaz geçecek ama tek bir kelime açıklama yapmayacak…
Sümen altı edilen istifa dilekçesi de yırtılıp çöpe atılacak!
Sevgili okurlar, şimdi ince bir detaydan bahsetmek istiyorum;
Şu anda Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu yurt dışında olduğu için Meclis Başkanı Sibel Siber de Cumhurbaşkanlığına vekalet etmektedir.
O Cumhurbaşkanlığına vekalet ettiği için de Meclis Başkanlığına halen yardımcı görevinde bulunun Ünal Üstel vekalet etmektedir…
Bugün öğlen saatlerinde Ünal Üstel’i Meclis Başkan vekili olarak telefonda aradım ve sordum;
“Abbas Sınay istifa etti mi?”
“Duyduğuma göre ettim” dedi!
Yani o da bizim gibi sadece duydu ama önünde istifa dilekçesi filan yok!
Oysa prosedüre göre, Meclis Başkan vekili olduğu için istifa dilekçesi masasında olmalıydı ve işleme koymalıydı…
Ne tuhaf değil mi?
İstifa var ama dilekçe yok!
Abbas bey istifa ettiğini kabul ediyor ama açıklama yapmıyor…
Sadece “Pazartesi’nden sonra” diyor hepsi o kadar!
Bu istifaya siz inandınız mı bilmem…
Ama ben inanmadım!
Bir vekil istifa ederse dilekçesini Meclis’e sunar ve işleme konulur…
Sonra da çıkar ortaya delikanlı gibi istifa nedenlerini açıklar…
Ama bu bir acayip istifa işte…
Dilekçe gizleniyor, kamuoyuna açıklanmıyor hatta Meclis Başkan vekili bile bu dilekçeye ulaşamıyor ve istifa eden de “Pazartesi’nden sonra açıklayacağım” diyor…
Peki perde arkasında nasıl bir pazarlık yapılıyor?
Abbas bey pazarlıklar sonucunda istifadan vazgeçerse nasıl bir açıklama yapacak?
Ya da pazarlık masasının karşısında oturan CTP kurmayları bu durumu izah edecek?
Ne kadar da çok meraklıyım değil mi?
 
 
Ahmet Gülle’nin açıklaması…
 
“Sn. Levent Özadam
Sağlık alanında reform çalışmalarımızı, ülkemizin uzun yıllardan beridir
içinde bulunduğu özel konum ve sorunlarından kaynaklanan sıkıntıları aşarak
gerçekleştirmek için; Sağlık Çalıştayımızın kararları doğrultusunda sürdürüyoruz.
Bunlar için çalışırken; adalet, hakkaniyet, verimlilik ve üretkenlik temel değerleri
çerçevesinde açıklık, katılımcılık temellerinde yolumuza devam ediyoruz.
Bütün bunlar gerçekleşirken 06/08/2014 tarihinde Kıbrıs Time’da
yayımlanan yazı Bakanlığımızı, dürüstçe yeniden yapılanma yönünde çalışan ve
özveriyle hizmet veren sağlık camiasını son derece rencide etmiştir.
Kamuoyunun bilgisine getirmek isterim ki; CTP-BG Girne Milletvekili Sayın
Dr. Abbas Sınay ile kökleri çok eskiye dayanan bir dostluk, meslektaşlık ve
sağlığı iyileştirme hedefi çerçevesinde saygı ve sevgiye dayalı bir arkadaşlığımız
vardır ve bu dostluk son derece sağlıklı bir şekilde devam etmektedir.
Sayın Sınay, etik değerlere sahip çıkan özveriyle hizmet veren ve insan
sevgisiyle dolu bir meslektaşımızdır. Kıbrıs Time’da paylaşılan yazıda gündeme
getirilen protez konusuyla Sayın Dr. Abbas Sınay veya çalıştığı hastanenin hiçbir
bağlantısı olmayıp böyle bir konunun senaryolaştırılıp gündeme getirilmesini
basın etiğine tamamen aykırı bulduğumu belirtmek isterim. Gerçekleştiği
söylenen diyalogların gerçekle hiçbir bağlantısı olmadığını kamuoyunun bilgisine
getirir, saygılar sunarım…”
 
Dr. Ahmet Gülle
Sağlık Bakanı
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Menteş GÜNDÜZ, bir üniversitemizin bütün haberlerinin bültene konulması için TAK’a baskıda bulunduğunuzu öğrendik. Herkesten beklerdik ama sizin adınız anılınca  hayal kırıklığı yaşadık. Bu baskının nedenini siz mi açıklamak istersiniz yoksa ben mi açıklayayım? Karar sizin…
Sayın İsmet AKİM, Kıb-Tek’e ait bazı özel evraklar sosyal medyada havada uçuşmaya başlamış! Bazı kurum çalışanları fena halde huzursuz oluyorlar haberiniz olsun istedik! Kurum bakkal dükkanı değil ya!
Sayın Derviş EROĞLU, Muğla dönüşü Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda son kararınızı vereceğinizi öğrendik. Bu arada tatil yaparken aynı zamanda tepeden tırnağa kontrol olduğunuz ve sonuçların olumlu çıktığı söyleniyor…
Sayın Ahmet GÜLLE, sizin ve müsteşarınızın makam odalarının tuvaletlerini yenilediğiniz söyleniyor. Yani her şey tamam da bir o kalmıştı değil mi? Bari molozları bakanlık bahçesine yığdırmasaydınız, görenler garip garip gülüyorlar…
Sayın Ali Rıza USLUER, uzun bir bekleyişten sonra nihayet birkaç gün içinde naklin gerçekleşeceğini memnuniyetle öğrendik. Bütün dualarımız sizinle olacak, adaya dönerken eskisinden çok daha sağlıklı olacağınızdan hiç kuşkumuz yok.
Sayın Mehmet DEMİRCİ, Dipkarpaz’da tamamen size özel bir kooperatif  kurulup sizin de müdürlüğe getirileceğinizi öğrendik. Yine dört ayak üstüne düştünüz desenize. Hayırlı ve uğurlu olsun…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, parti yetkili örgütleri sizden toplantı beklerken siz yine Ankara’ya uçmuş ve partiyi başsız bırakmışsınız. Bu kez dönüşünüzde sürpriz tepkilere açık olun zira partili iyice çileden çıkmak üzere…
Sayın Hüseyin MACİT, Altınbaş ailesi ile bir arazi yüzünden fena halde papazı bulduğunuzu söylüyorlar. Benim merak ettiğimim bakalım onların parası mı yoksa sizin basın gücünüz mü galip gelecek? Gazanız mübarek osun…
Sayın Zeren MUNGAN, bazı öğretmen arkadaşlar aradı okulların açılmasına artık az bir süre kala hazırlık ödeneklerinin unutulmaması ve bütçeye konulmasını istediler. Devlet alacağını da borcunu da unutmaz değil mi?
Sayın Önder SENAROĞLU, Toprak Ürünleri Kurumu’nda çalışanlar aylardır binanın önündeki bayrak direklerinin boş olduğundan şikayet ettiler. Madem ki orası da devlet kurumu biraz ayıp kaçıyor değil mi? Haberiniz olsun istedik!
Sayın Kutlay ERK, Abbas bey için mutluluk formülü buldunuz mu merak konusu olmuş. Kendisi istifa gerekçelerini açıklamak için ucu açık bir açıklama yaptığı için kafamız iyice karıştı. Bakalım beklenen açıklama sizden gelecek mi?
Sayın Ali BİZDEN, siyasetçiye kızıp da sosyal medyadan çekilmek olur mu hiç? Ben iddia ederim ki bir hafta bile dayanamayıp yeniden geri döneceksin! Bir öğle yemeği iddiasına ne dersin?
Sayın Bengü ŞONYA, kamuoyu sizi hiç bu kadar sessiz görmemişti! Ara sıra ses vermeniz ve hayatta olup olmadığınızı bilmek isteyenlerin olduğunu biliyor muydunuz? Haberiniz olsun istedik…
Sayın Mustafa HASTAN, Kıbrıs’ın sıcak ve nemli havasından sonra Moldava’nın serin havasına kavuştuğunuzu daha da önemlisi aile ile kucaklaştığınızı duyduk. Dönüşte umarız dostlara leziz ev şarabından getirmeyi unutmazsınız…
Sayın Meriç ERÜLKÜ, hanım ve çocuk Belçika’ya tatile gidince bekar başınıza kaldığınız söyleniyor. Hanım dönünceye kadar gözümüz üzerinizde uyarmadı demeyin olur mu?
Sayın Mine GÜRSES, ABD’den kızınız ve torununuz geldikten sonra gözünüzün başka kimseyi görmediğinden şikayetler geliyor. Bakalım onlar tatil bitip de geri dönünce dostlara nasıl hesap vereceksiniz?


GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 
 
 
 
 
Günün Fıkrası
 
Ha keşke

Yeni evli çift sabah uyanırlar, yatakta muhabbet başlar, Kadın sorar kocasına; 
-Ya senin ayakların neden bu kadar büyük?. 
-Çocukluğumda çok yalın ayak gezdim de ondan. 
Peki ya, kafan neden bu kadar iri? 
-Çocukluğumda hiç şapka giymezdim de, ondan. 
Kadın bir süre düşündükten sonra: 
-Vah Vah! , ne olurdu çocukluğunda birazda külotsuz gezseydin!.