LTB’de yaşanan kriz Salı günü aslında bir umut kaynağı vardı herkeste.
Başbakan İrsen Küçük, kurultay mahkemesinden çıktıktan sonra, LTB ile ilgili müjdeyi verecek ve krizin çözüldüğünü açıklayacaktı.
194 kişi devletin çeşitli birimlerine aktarılacak, başkan ve belediye meclis üyeleri toplanıp radikal kararlar alacak, bunun akabinde Ziraat Bankası’ndaki 55 milyon lira LTB’nin sorunlarına ilaç olacaktı.
Olmadı, olamadı çünkü oldurmadılar.
Birileri çelmeyi takıp, kaos ortamının kördüğüm olmasına sebep verdiler.

Belli ki artık bu iş, belediye sorununu çözme konusunun dışına çıkmış, tamamen çirkin siyaset taktiklerinin işlediği ucube bir ortama sürüklenmiştir.
Bunda ne gibi bir siyasi rant düşünürler çok ayrı bir konu ama, bize gelen ilk bilgiler, parti içinde Cemal Bulutoğluları’nı katletme girişiminden başka bir şey değildir.
Onu devre dışı bırakmak için, yemin etmiş siyasetçiler, 194 kişinin devlete alınacak olmasını, devletin kadrolarının şişirilecek bahanesini öne sürerek, bu konuda olumsuz görüş belirtmişler, hatta bazı dost gazetecilere yazılar yazdırmışlar ve kendini haklı gösterme yolunu seçmiştirler.

İddia o ki;
LTB’de yaşanan krizin tam uzlaşmayla sonuçlanacağı son dakikada hem de İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, son toplantıda ağırlığını koymuş, hatta çalışanları bu konuda yönlendirmiş ve bunun da ötesinde ‘belediye batarsa batsın’ diye gerçek niyetini ortayla koymuştur.
Çünkü, kendisi İskele vekili olan Çavuşoğlu’nu Lefkoşa Belediyesi’nde olanlar asla ilgilendirmemektedir.
Eğer, konu İskele belediyesi olsa, eminiz ki bu sorun bu kadar yılan hikayesine dönmez, çoktan çözülmüş olurdu.

Bu hükümet artık çoktan güvenini yitirmiştir!
Yitirmiştir çünkü, hükümet aldığı kararların arkasında duramamakta, duramayınca da halkın gözünde basiretsiz ve beceriksiz olarak görülmektedir.
Daha geçen hafta sonunda belediye ile ilgili radikal denilen kararların hiçbirisi uygulanmamış, böylelikle yaşanan kriz çözülemeyecek noktaya gelmiştir.
194 kişinin devlete nakledilmesine yasak koyanlar, ve bunun devletin iyiliği adına yaptıklarını savunurken, ne çabuk kurultay sürecinde alınanlar ve söz verilenleri unutmuştur?

Bir sözümüz de bakan Çavuşoğlu’nun basın işlerini yapan meslektaşımız Nazmi Pınar’a olacaktır.
Dün bu konuyu bize anlatmak için, bakanını korumak ve savunmak için epey dil döktü.
Bakanın LTB’de menfaati olmayan tek siyasetçi olduğunu söyledi.
Nazmi’yi bulunduğu mevkii bakımından anlarız, çabasına da saygı gösteririz.
Ama gerçek mesleğinin de gazetecilik olduğunu unutmamasını salık veririz.
Ve bundan böyle, yazdıklarımızdan dolayı, karşımızda meslektaşlarımızı değil, yazdığımız kişilerin gerçek kişilerini görmek isteriz.
Sen hiç merak etme Nazmiciğim, ben seni çok iyi anlıyor ve takdir ediyorum.

MESAJ KUTUSU

Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU, Mağusa Hastanesi’nde 1 trilyona yakın kanunsuz ek mesai ödemesi ortaya çıkardığınızı duyduk. 190 tane ek mesai raporunu sıkı incelemeye almışsınız. Demek ki Lefkoşa’da salgın hastalık, Mağusa hastanesinde de salgın ek mesai hastalığı var desenize…

Sayın Sami DİLEK, Kamu-İş’in kurultay öncesinde Güzelyurt’ta önemli miktarda ki 240 bin TL olduğu iddia ediliyor yeme-içme harcaması yaptığı ortaya çıkmış. Bu konuda açıklama yapmanız isteniyor. Eğer bu konuda Ahmet Çaluda’ya bir kıyak yaptıysanız başınız büyük belada, bilesiniz.

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, bundan böyle bizim ile temasa geçmek isterseniz, danışmanlarınız aracılığıyla değil bizzat kendiniz temas kurun lütfen. Biz eski dost değil miyiz ki aracı kullanıyorsunuz?

Sayın Ersan SANER, CAS çalışanları bir kez daha diken üstünde oturmaya başladılar. Eğer şu anki girişimler sonuçlanırsa yeni kriz kapıda diyorlar. Bu konuda çalışanların tek umudu sizsiniz, ağzınızdan çıkacak kelimeler merakla bekleniyor.

Sayın Ahmet ÇALUDA, Kamu-İş’in kurultay harcamaları mercek altına alındı ve yakında belgelerin konuşacağı söyleniyor. Bu konuda epey tantana çıkacak haberiniz olsun istedik…

Sayın Kemal Deniz DANA, buradaki yayınlarımızdan sonra Göçmenköy’deki lağım patlağı sorununu çözdüğünüzü memnuniyetle öğrendik. Bu arada bölge insanından da teşekkür mesajlarınız gelmeye başladı.

Sayın Mehmet ÇAKICI, Lefkoşa Türk Belediyesi’nde yapılan istihdamlar konusunda tek temiz partinin TDP olduğunu öğrendik. Bunu seçim malzemesi olarak tepe tepe kullanabilirsiniz. Tebrik ederiz.

Sayın Hasan İNCE, elektrik kesintisi olabileceği açıklamalarından sonra jeneratör satışlarının patladığını duyduk. Öyle bir sektöre yatırım yaptınız ki sırtınız asla yere gelmez. Hayırlı işler, bol kazançlar dileriz.

Sayın Ersin TATAR, polisteki mazbata dosyalarının bin değil 3 bin 700 olduğu söyleniyor. Müsait cezaevi bulsalar herkesi içeri tıkacaklar ama şimdilik bu mümkün görünmüyor. Şu mazbata sorununu bir çözseniz, vatandaş sizi sırtında taşıyacak.

Sayın Ahmet KAŞİF, kurultay öncesi Mağusa Hastanesi’ne yapılan istihdamlar yakında tüm açıklığıyla deşifre olacak. Savunmanızı şimdiden hazırlamanız salık veriliyor.

Sayın Sercan CAVUŞOĞLU, Yusuf Kılgöz ile birlikte Sağlık-Sen’in bölge temsilciliği görevine getirilmişsiniz. Bakalım sendikacılıkta da siyasette olduğu gibi başarılı olabilecek misiniz? Kolay gelsin…

Sayın Sezai SEZEN, uzun bir aradan sonra Kantara’nın suya kavuşacak olması bölgede memnuniyet yarattı. Bundan sonra şerbet gibi tatlı su akacak diyorlar. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz.

Sayın Celal CİN, dikkat ediyoruz da LTB konusunda hemen herkes konuşurken tek siz sessiz kaldınız. Kıdemli belediye meclisi olarak bir konuşsanız acaba ne fırtınalar kopar değil mi?

Sayın Mine GÜRSES, Lefkoşa Merit’in kuruluşunun 4’ncü yılını kutlar kalite ve başarı dolu nice yıllar temenni ederiz. Bu başarıda en büyük pay sizin, hiç mütevazi olmanıza gerek yok.

Sayın Mehmet DOLMACI, Lapta’daki talihsiz kazayı yapan sürücüyle isim benzerliğiniz olması dostlarınızı epey üzmüş. Allah ne size, ne kimseye böyle bir acı tattırmasın inşallah.
Şahap’ın yeni yemek tariflerini otelde kullanmaya başladınız mı?

Sayın Erdal ÖNCÜ, haksızlık gören vatandaşın gazetelere gidip derdini anlatmasında sizce nasıl bir sakınca olabilir ki? Siyasetçiler ile bazı yayın organlarını birbirine karıştırmayın lütfen.

Sayın Osman AMCA, dünkü eylem günlerce sürecek dediniz ama yine yanıldınız. Bu muhalefet birleşmezse eylemlerin caydırıcı olmasının imkan ve ihtimali yok. Siz oturun derdinize ağlayın.

Sayın Ahmet BENLİ, üçüncü kez aday olmamak için parti içinde büyük bir çalışma başlattığınız söyleniyor. 27 bin kişilik listeden bakalım aradığınız niteliklerde başkan adayı bulabilecek misiniz?

Sayın Serdar DENKTAŞ, LTB konulu eylemlere katılmadığınız için kamuoyundan tepki mesajlarınız geliyor. Ara sıra dişinizi göstermekte yarar var değil mi?

Sayın Erdinç GÜNDÜZ, uzun bir aradan sonra köşe yazılarına başladığınızı memnuniyetle öğrendik. Sizin gibi eski tüfeklerin erkenden pijama giymesi topluma yapılan büyük haksızlıktır. Cehenneme hoş geldiniz.

Sayın Burhan YETKİLİ, muhterem ağabeyinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet, size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler dileriz.


Günün Fotoğrafı



Günün Fıkrası


Kredi kartı

Uluslararası bir toplantı için bir Alman, bir Fransız, bir İngiliz, bir İtalyan ve bir Türk Atina’da tavernaya giderler.
Biraz sonra bir dansöz sahne alır. Alman’ın önüne gelip bel kıvırmaya başlar.
Alman ne yapacağını bilmez. Türk Alman’a para basmasını söyler.
Alman cüzdanını çıkarır ve 100 Euro’yu dansözün sağ sütyeninin içine sokar.
Dansöz Fransız’ın önüne gelir. O da 100 Euro’yu dansözün sol sütyeninin içine sokar.
Sıra İngiliz’e geldiğinde o da 100 Euro’yu dansözün göbeğine yapıştırır.
İtalyan’da 100 Euro’yu dansözün alnına yapıştırır.
Sıra Türk’e gelir. Türk cüzdanını açar bakar ki beş para yok.
Dansöze arkasını dönmesini ve eğilmesini söyler.
Dansöz eğilince külotunu aşağıya indirir ve cüzdanından çıkardığı kredi kartını dansözün poposunun arasından geçirir ve şöyle der;
-“Çek istediğin kadar!.”