Dinler arası diyaloğa hiçbir zaman inanmadık…

Kimse de bizi inandıramaz!

Hele de birileri çıkıp da Kıbrıs sorununun dinsel bir sorun olmadığı söylerse, sadece şaşmayız…

Bu söylemlerin altında kötü niyet de ararız!

Ama en fazla şaşkınlığımız da bu söylemler sonrasında sessiz kalan, sessiz kalarak bunların doğru olduğunu kabul eden Din İşleri Dairesi Başkanı Talip Atalay’a olur…

Nedendir bilinmez, Kıbrıs’ta dinler arası diyalog adı altında bir takım etkinliklerle sadece bir İsveç ilgileniyor!

Başka bir işleri yokmuş gibi sanki…

Bu konuda Güney’de de yoğun olarak toplantılar  düzenliyor!

Bizim Talip bey de bu tür etkinliklere yüzlerce kez gitti…

Bunu geçtiğimiz yıllarda giriş çıkışlarını yayınlayarak ispat da ettik!

O zaman bize bu konuda her hangi bir açıklama yapacağına gitti polise şikayet etti…

Bunu hala merak ederiz!

Talip beyin yüzlerce kez Güney’e geçmesi ayıp bir şey midir?

Ya da çok mu özel bir bilgidir de polise şikayetçi olmuştur…

Bu konuda bir şey çıkaramadı ama, bu soru hep aklımızda kalacaktır ve yeri gelince de kendisine hatırlatacağız!

Biz de din özgürlüğünden yanayız…

Kim hangi dini seçmişse seçmiş!

Hepsine saygı duyarız…

Ama geçenlerde yazdığımız gibi borç içindeki bir Kıbrıslı Türk bir Türk adamı önce Hristiyan, sonra da bir kilisenin rahibi oluyorsa bunu sorgularız!

Peki sorguladık da ne oldu derseniz, zaten bir şey olması gibi bir beklentimiz de yoktu…

Ama en azından Talip beyden beklerdik ki bu konuda bir açıklama yapsın!

Bu memlekette insanlar para karşılığı Hristiyan oluyor ve hatta rahiplik görevi bile yapabiliyorlarsa hele de bu yöntemle bir gecede borçlarını temizleyip aksine zengin oluyorlarsa, Din İşleri Başkanlığı da artık sorgulanmalıdır…

Dinler arası diyaloğa gelince…

Hatırlarsanız bundan bir süre önce Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu 2. Hristostomos Kıbrıslı Türklere ağır hakaretlerde bulunmuştu…

Türklerin Müslümanlaştırılmış Hristiyan Rum oldukları palavrasını sıkmıştı!

Bu ağır hakaret sonrası bile bizim Din İşleri Başkanlığı, dolayısıyla Talip Atalay ortaya çıkıp da tek bir kelime bile etmemişti…

Bu söylem nasıl yenir yutulur bilemeyiz!

Bu konuda sessiz kalmak aynı zamanda da bu iddiaları da kabul etmek anlamındadır…

Yani bu iddia eğer doğruysa, Talip bey de, ben de, tüm Kıbrıs Türk halkı da Müslümanlaştırılmış Hristiyan Rumlardır öyle mi?

Aradan epey zaman geçse de, Talip bey bu konuda cevap hakkını kullanmamakta ısrar edecek midir?

Bundan da zaten hiç şüphemiz yoktur…

Yine bundan bir süre önce, bir Hala Sultan ziyareti sonrasında sizlerle bir okur mektubu paylaşmıştık…

Zaman ve zemin bakımından tam isabetli olacağından o yazıyı bir kez daha buradan paylaşma gereği duyuyoruz…

Umarız dinler arası diyalog yalanına kendini inandıran ve herkesin inanması için büyük mücadeleler verenlerin kulağına küpe olsun diye:

 “Levent bey iyi günler.

Geçen günkü Hâlâ Sultan Türbesi "Dinler arası diyalog" grubunun şov alanı oldu.

Hâlâ Sultan hazretleri üzerinden Rum lehine propaganda yapıldı.

Her gün KKTC'de ayin yapan ve bugüne kadar KKTC makamlarına teşekkürü çok gören Rum Ortodoks kilisesi.

Ama Din İşleri Daire Başkanı da her Hâlâ Sultan ziyaretinde Başpiskopos, Rum İçişleri Bakanlığı ve İsveç Elçiliğine teşekkür ve şükranlarını sunmaktadır.

Sanki de Rum tarafı Türklere çok büyük bir lütuf sunmuş gibi yüceltiliyor ve kamuoyuna bu şekilde aktarılıyor.

Geçen yıl Başpiskopos'a sordular, KKTC'deki ayinlerden dolayı teşekkür edecek misiniz, diye!

Cevabı "Kuzey’deki tüm kiliselerin anahtarları verilmeden, serbest ayin yapmaya başlamadan ve kiliseye ait mallar iade edilmeden teşekkür etmeyi düşünmüyorum" dedi.

Ayrıca son Hala Sultan ziyaretinde daha önce olmayan bir manzara vardı.

4 Ortodoks papaz, Ermeni, Maronit, Katolik ve yabancı misyon şeflerinin yoğun bir şekilde katılımları dikkat çekiyordu…”

Sadece Merak İşte?

İmam Rumca öğrenince ne olacak?

Dinler arası diyalog dedikleri etkinliklerde bunlar konuşuluyor…

Papazlar Türkçe öğrenecekmiş!

İmamlar da Rumca!

Papazların kendi keyfi bilir de bizim imamlar ve müezzinler Rumcayı öğrenince ne olacak diye de insansını sorası geliyor…

Acaba dersiniz bundan sonra ezanlar Rumca okunur mu?

Ciklos niye kapatılmadı?

Sel felaketindeki suçlamalar devam ediyor ya…

Biz de katkıda bulunalım istedik!

Geçtiğimiz Çarşamba gecesi felaketin yaşandığı saatlerde bir Allah’ın kulu ortaya çıkıp da Lefkoşa-Girne yolunun kapatılması için niye talimat vermedi?

Demek ki tek şeritten filan verileceğine belki de bu yolu sabaha kadar kapatsalar belki de facianın boyutu bu kadar büyük olmayacaktı!

Gelecek ne zaman gelecek?

3 Aylık hayat pahalılığı ödeneklerini tartışıyoruz…

Karşılıklı suçlamalarla!

Hükümet bu konuda ‘ödemeyeceğim’ demedi…

Borcum borçtur dedi!

Ha keşke bu konuda bir de zaman verseydi…

İnsanlar güvensin diye!

Onun için çalışanlar soruyor…

Gelecek ne zaman gelecek diye!

Takoz koyan olur mu?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler şimdiye kadar yapılmayanı yaptı ve çalışanlarına gerçek maaşları üzerinden yatırım yapmayanları resen cezalandırılacağı kararını aldı…

Çalışanlar için mükemmel bir karar da!

Ya iş dünyası bu karara nasıl bakıyor?

Çok da iyi baktığı söylenemez…

Bazı örgütler şimdiden bu kararın kaldırılması için girişimlere başladı bile!

Bakalım takoz koyabilecekler mi?

MESAJ KUTUSU

Sayın Filiz BESİM, Mağusa Devlet Hastanesi’nde troid ve B-12 tahlillerinin malzeme eksikliği yüzünden yapılmadığını biliyor muydunuz? Özellikle dar gelirli vatandaş bu konuda büyük sıkıntılar çekmeye başladı bir el atıverin deriz!

Sayın Ahmet Cenk MUSAOĞLULARI, Dome Otel’in sözleşmesinin tam bir yılan hikayesine döndüğünün farkında mısınız? Elinizi biraz daha çabuk tutun zira artık sizin partilileriniz bile istifanızı istemeye hazırlanıyorlar!

Sayın Kudret ÖZERSAY, Manama’ya KKTC temsilcisi gönderme kararınız zemin ve zaman bakımından hatalıydı ve doğal olarak da vatandaş bu atamaya büyük tepki gösterdi. Artık acemilikleri bir yana bırakmanın zamanı gelmedi mi?

Sayın Talip ATALAY, bir kez daha skandal bir kararın altına imza atarak tepkileri yine üzerinizde topladınız. Kıbrıs’taki Türk varlığının en büyük düşmanları ile bu kadar içli dışlı olmanın elbet bir sebebi vardır değil mi?

Sayın Cafer GÜRCAFER, Ciklos yolu ile ilgili hemen her kafadan bir ses çıkarken bu işin asıl uzmanlarının bulunduğu sizin birlikten henüz bir bilirkişi raporu çıkmadı. Bu arada yeni Range Rover aracınız hayırlı olsun, kazasız belasız sürüşlerle inşallah…

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Beylerbeyi yolunda 100 metrelik kesimde artık sürüşler resmen işkenceye dönüştü diye şikayetler geliyor. Bu yolun bakımı için hiç gecikmeden ilgili birimlere talimat vermeniz bekleniyor…

Sayın Ersin TATAR, Ankara’da çok istemenize rağmen Tayyip beyle görüşmeniz bir türlü gerçekleşememiş ve derecesiz üzüntü duymuşsunuz. Bu arada Türkiye söylemlerinde dikkatli olmak gerek zira bazı partileri zan altında bırakıyorsunuz!

Sayın Behiç ÖZTÜRK, Başsavcılık göreviniz şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun. Çok sayıda tamamlanamayan dosya sizi bekliyor zira bazıları öyle önemli ki sonuçlanınca ortalığı toz duman edecek nitelikte…

Sayın Zeki ÇELER, yatırımların maaşlar üzerinden yapılması için başlattığınız girişim tüm çalışanların da desteğini aldı ama yine de bazı iş adamlarının bunu engellemek için bir takı kulisler yaptığını bilmenizde yarar görüyoruz…

Sayın Abdullah İŞKEY, bölgede çok yakında büyük bir hesaplaşma başlatacağınız ve bundan bir vekilin de epey olumsuz etkileneceği konuşuluyor. Acaba bunu yeni yıla girdikten sonra mı başlatsanız, partinin selameti açısından iyi olacak gibi geldi bize…

Sayın Hasan CANPOLAT, eşiniz sigaraya devam etiğiniz için sizi şikayet edince, doktorunuz sizi tedavi etmekten vazgeçmiş ve sizi yarı yolda bırakmış diye duyduk. Artık bırakma yeni bir hayata başlamanın zamanı gelmedi mi?

Sayın Taner ULUTAŞ, geçirdiğiniz rahatsızlıktan dolayı geçmiş olsun der en kısa zamanda acil şifalar dileriz. Ülkenin sıkıntısı ve stresi artık bedenlere de dolayısıyla olumsuz etki ediyor değil mi? Siz eski topraksınız kısa sürede ekranlara dönmeniz bekleniyor…

Sayın Polat ALPER, çalışanlar Kıbrıs Postası’nın 17’nci kuruluş yılı etkinliklerinin biraz zayıf gittiğinden şikayetçi olmaya başladılar. Yemeli içmeli ve yatılı bir etkinlik beklediklerini söylüyorlar haberiniz olsun istedik…

Sayın Turgay DENİZ, iş dünyasının sel felaketi için büyük bir bağış kampanyası başlatması ve bu konuda biraz da bonkör davranmasını isteyen mesajlarınız gelmeye başladı. Artık pamuk ellerin cebe atılması zamanı geldi değil mi?

Sayı Hasan UZUN, pek yakın bir tarihte nikah masasına oturacağınız ve bu konuda yoğun bir telaş içinde olduğunuz söyleniyor. Hatta kutlamaların 40 gün 40 gece devam edeceğini iddia edenler bile var, bunlar sizi batıracak desenize…Bir ömür boyu mutluluklar  dileriz!