1 aydır yurtdışında olan bir arkadaşımın evine, 7.22 TL’lik elektrik tüketimine karşılık, 57.69 TL’lik fatura gelmiş. Faturada, Tüketim Toplamı, 7.22; Maktu Ücret, 26.20 TL; Sokak Aydınlatma Bedeli, 19.01 TL; KDV, 5.24 TL olarak belirlenmiş.

Sokak aydınlatma bedelinde yurttaşa atılan hukuk dışı kazığa karşı kim ne zaman hakkını arayacak bilmiyorum. Aramızdan biri konuya ilişkin dava açmadıysa, açmalı. El-Sen üyesi, EL-Sen eski başkanı Tuluy Kalyoncu’yu arayıp, elektrik faturalarındaki menşesi bilinmeyen maktu ücretin neleri içerdiğini öğrenmeye çalışıyorum. Söze aydınlatma ücretleri ile giren ve aydınlatma ücretlerinin belediyeler tarafından halktan toplanmasına karşın 38 yıldır KIB-TEK’e ödenmediğini hatırlatan Tuluy Kalyoncu; KIB-TEK’in belediyelerden alamadığını yurttaştan almak zorunda kaldığını söylüyor. Aydınlatma bedellerinin, belediyelere devlet tarafından yapılan katkıdan kesilerek KIB-TEK’e ödenmesinin en doğru yol olacağını belirten Tuluy Kalyoncu; ‘maktu ücret’ olarak faturalara yansıtılan bedelin ise 1954 Elektrik İnkişaf Tüzüğü’nün 7. Maddesi uyarınca ‘sayaç kirası ve başka hizmetler için’ alındığını kaydediyor.

Ne inanılmaz bir ülkede yaşıyoruz. Kurumların aralarındaki anlaşmazlıklardan dolayı yurttaş aydınlatma ücretini hem bağlı bulunduğu belediyeye hem KIB-TEK’e ödemek zorunda bırakılıyor, hem de nereye harcandığını bilmediği maktu ücreti her ay ödemeye zorlanıyor. Sabit sayaç kirası ne kadar ve ‘yapılan başka hizmetler ‘ neyi içeriyor, bilen yok. Zaten yurttaşın ne haddine ödediği faturaları ne için ödediğini sorgulamak. Devlet faşizminin kapıdan kovsanız bacadan dalarak cebinize el atabildiği nadir ülkelerdendir ülkemiz. Devlet kurumları değil mi istedikleri gibi yurttaştan haraç toplar. Yurttaşlar olarak sorgulayıcı olsak, haklarımızı korumak için dava açsak devlet kurumları hadlerini bilmeyi öğrenecek ama devlet sürekli yurttaşlarına haddini bildirmekle meşgul. Hani faturalara BDÜ Ücreti, Budala Yurttaş Ücreti koysa KIB-TEK, biz onu da ödeyeceğiz!

1954 Elektrik İnkişaf Tüzüğü’nün 5. Cetveli’ni incelerken şöyle bir ibare okuyorum: ‘Kamu kesiminde çalışan ve elektrik tüketim borçlarını bordrodan kestirmeyi kabul eden memur ve işçilere fatura bedeli üzerinden %5 indirim yapılır.’ Yurttaşları arasında memurlar lehine ayrımcılık yapabilen, kamuda çalışanlara elektrik faturalarında % 5 indirim avantajı sağlayan bir devletin elbette devlet faşizmi yaptığını ileri sürebiliriz. Toplumun bir katmanını diğer katmanlarından üstün tutan ve o katmana her türlü avantajın sağlanmasını körükleyen bir devlet, özel bir faşizm yaratıyordur: Memur devleti faşizmi!



Devlete ödemekle yükümlü kılındığımız her kuruşun hesabını yurttaşlar olarak sormayacaksak, devlet yurttaşa hesap verebilmeyi nasıl öğrenecek? Bütçe açıklarını, memur maaşlarını cebimizden toplamak için hangi ücreti, ne için talep ettiğini açıklama zahmetine her şartta katlanacak demokratik bir devlet yaratmak, en önce yurttaşlarının görevidir. Memura peşin ödemelerde indirim yapılıyorsa, memur olmayan ve peşin ödeme yapacak olan diğer yurttaşlarına da elektrik faturalarında % 5 indirim olanağı yaratmak, eşitlikçi devlet olmanın bir gereğidir. Bizi açıkça enayi yerine koyanlara tepki göstermediğimiz için böyle bir devlete müstahak olduğumuzu ve biz değişmedikçe, devlet kurumlarının ve kurumların başındakilerin istedikleri gibi yurttaşı soyabileceğini fark etmeden Kuzey Kıbrıs’ta değişen bir şey olmayacak.

AE.179/1954(18.3.1954)

1954 ELEKTRİK İNKİŞAF TÜZÜĞÜ

7. Tüketicilerin aldıkları elektrik akımına karşılık ödeyecekleri ücret tarifeleri, tüketicilerin ödeyeceği sayaç kirası ve yapılan başka hizmetler için, tüketicilere İdare tarafından kiralanan teçhizata karşılık tüketicilerin ödeyeceği ücretler, bu Tüzüğün Beşinci Cetvelinde gösterilmektedir ve 1 Temmuz 1953 tarihinde yürürlüğe girmiş sayılırlar; sadece sokakların ışıklandırılması için verilen elektrik akımına karşılık ödenecek ücret tarifeleri, 1 Ocak 1954 tarihinde yürürlüğe girmiş sayılır.