Bu yazıya doktorlar biraz kızabilir.
Hiç kızmasınlar, aksine bu yazıyı dikkate alarak bundan sonra eşe-dosta verdikleri hasta raporlarında daha hassas olsunlar.
Hipokrat yemini etmiş, o yemine sadık kalan doktorlarımızın çoğunlukta olduğundan eminiz.
Hatta, onlardan hasta olmadıkları halde eşe-dosta rapor vererek, Hipokrat yeminine ihanet eden meslektaşlarını uyarmalarını, bu konuda öncülük etmelerini bekliyoruz.

Bu güne kadar Mağusa Hastanesi ile ilgili çok sayıda köşe yazısı kaleme aldık.
Üzülerek söylüyorum ki yazdıklarımızın hemen hepsi doğru çıktı, bunlar belgeleriyle ispatlandı, ama görünen o ki kamunun laçkalığından fazlasıyla nasiplerini almış olsalar ki, ama çalışanların uyanıklığı ama da yöneticilerin yumuşak başlığı nedeniyle bir türlü çözüme ulaşamadı.
Onun için bize gelen bilgileri sizinle paylaşmaya ve kamuoyunun aydınlatılması görevimize devam ediyoruz.

Konu bu kez hastanede yüzden fazla hasta raporuyla devletin trilyona yakın zarara uğratılması.
Bize söylenen rakam 190.
Yani şu anda 190 hasta raporu için bakanlık soruşturma başlattı.
Bu da hastane çalışanlarının tam 190 kez hasta raporu alarak, devleti fazla mesai ödetmeye zorlamak anlamı taşıyor.
Bazı çalışanlar aralarında anlaşıp sırayla doktor raporu getirerek, diğer arkadaşlarının fazla mesai yapmasını sağlıyor.
Sonra, nöbet değişimi yapılıp bu kez diğerleri doktor raporu getirip, yine diğer arkadaşlarının fazla mesai alması sağlanıyor.

Bu bilgiler, sağdan soldan duyduğumuz duyumlar değil.
Bizzat Sağlık Bakanı Hasipoğlu’ndan alınan bilgilerdir.
Sayın bakanın da bilgisinde olup, bu konuda soruşturma başlatıldığını da memnuniyetle örendik.
Hasipoğlu, bu işin sonuna kadar gidebilecek mi, partisinden gelecek olan tepkileri göğüsleyebilecek mi bilemeyiz ama, bunu takip edip devleti çalanları ortaya çıkarıp, bir de deşifre ederse, ülkesine büyük hizmeti geçmiş olacak.
En azından şimdilik şunu öğrendik ki, Hasipoğlu hiçbir şey yapamasa da, terfi zamanı gelince işini suistimal edenle etmeyeni birbirinden ayıracak.

Konuyu hastane başhekimi Erdal Özcenk ile de görüştük.
O da olayı doğrulayıp, bu konuda çalışma başlattıklarını söyleyince, hem sevindik hem de üzüldük.
Sevindik çünkü, eğer kararlı bir soruşturma olursa, işe partizanlık karışmazsa devleti çalanlar ortaya çıkacaktır.
Üzüldük, çünkü bir hastane yetkilisinin çok daha dikkatli olmasını bekler, bu suiistimallerin zamanında önüne geçmesini beklerdik.
Erdal Özcenk, bu konuda kendisiyle yaptığımız telefon görüşmesinde ‘sahte rapor çok var’ diyerek olayın vahametini ortaya koymuş, devletin kaynaklarının nasıl heba olduğunu da bize göstermiştir.

İşin kötüsü, bazı çalışanların fazla mesai uğruna yaptıkları tingözlük için ülkemizde hiçbir yasal yaptırım yoktur.
Yani, alınan raporlar ve ödenen fazla mesailer ne kadar acıdır ki yasal çerçeve içinde yapılmaktadır.
Bu da kamunun iflasının resmidir, bu ülkeyi yönetenlerin acizliğidir.
Sadece Mağusa Hastanesi’nde çalışana aylık 1 trilyona yakın fazla mesai ödeniyorsa, bir de bunu ülke genelinde düşünüp, kamunun diğer birimlerini de göz önüne aldığımızda, zaten devletin iflas etmemesi mümkün olmazdı.

İlk sözümüz onlaraydı, son sözümüz de onlara olsun, yani doktorlarımıza.
Bunu hepsi yıllardan beridir yapıyor demiyoruz.
Ama birçoğu yapıyor.
Kimisi sırf hastası diye hasta olmadıkları halde raporlara imzayı çakarken, kimisi de artık bir alışkanlık haline dönüştüğü ve kimsenin de denetlemediği için bu raporları düzenleyerek, dost ve tanıdıklara torpil yapıp, bazısının haksız kazanç elde etmesine sebep veriyor, ama devlete ve daha da önemlisi kamu disiplinine verdikleri zarar, çok daha büyük.


MESAJ KUTUSU

Sayın Mutlu ATASAYAN, 10 Kasım törenleri nedeniyle okul müdürlerine bakanlıktan gönderilen mesajlar epey kafa karıştırdı. Bu arada tören yapmak isteyenlere otobüs tahsis edilmesi de ayrıca eleştirildi, haberiniz olsun.

Sayın Erdal ÖZCENK, Mağusa Hastanesi’ndeki rapor yolsuzluğu ile ilgili sıkı bir araştırma başlattığınızı memnuniyetle öğrendik. Birkaç kişinin canını acıtmadığınız müddetçe bunun önüne geçemezsiniz. Kolay gelsin diyoruz.

Sayın Özgün FARUK, başınıza gelenler Güzelyurt camiasında çabuk duyuldu ve her yere yayıldı. Geçmiş olsun diyoruz.

Sayın Mustafa TOKAY, 12 Kasım günü mahkeme sahte imza olayı konusunda bir karar üretecek diyorlar. Böyle deneyim sahibi ve saygın bir bürokrat nasıl olur da bu işlere karışmış hala anlamış değiliz. Artık hakkınızda hayırlısı.

Sayın Sonsel TATLISU, Bütçe Dairesi müdürlüğünüze getirilmeniz bakanlıkta memnunluk yarattı. Bu işin uzmanı olarak zaten başka bir ismin atanması beklenmiyordu. Tebrik eder başarılı çalışmalarınızın daim olmasını dileriz.

Sayın Ünal ÜSTEL, Başkent’in pisliği yüzünden Güney Kıbrıs’tan turist taşıyan acenteler bir bir iptallere başladı ama sizden hala çık çıkmadı. Demek çevre işleri sizi pek sarmamışa benziyor değil mi?

Sayın Ali ÜSTEL, kusura bakmayın ama sizi takibe aldım, son günlerde o kadar çok şikayet geliyor ki, bakan kardeşi olmanız hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Sürprizlerimi bekleyiniz lütfen.

Sayın Savaş BOZAT, dün aldığınız karar hem çalışanların çoğu hem de başkentliler tarafından tepki gördü. Şimdi 300’e yakın çalışanı sokağa atıp belediyeyi KTHY’ye çevirirlerse nasıl hesap vereceksiniz?

Sayın Ali Özmen SAFA, yeni kanal projenizi duyduk. Anlaşılan bu memlekette artık medya sizden sorulacak. Hayırlı ve uğurlu olsun diyoruz.

Sayın Aybars KARAATMACA, Turkcell’in Yeni Boğaziçi’nde okullar bölgesindeki üst geçit projesi bölge halkı tarafından memnuniyetle karşılandı, tebrik ederiz. Bu arada olası elektrik kesintileri için jeneratör arayışına girmişsiniz, o zaman KKTC’ye hoş geldiniz.

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Türkiye’de müebbet hapis cezası alan bir iş adamının KKTC vatandaşlığını iptal ettirmeniz olumlu karşılandı. Hoş o kişi ömür boyu içeride olacağından o kimliği hiç kullanamayacaktı ama yine de görüntü olarak iyi oldu.

Sayın Kazım AND, mazbata mağdurlarının kalbini kazandınız bir kere. Milletvekilliği adaylığı isteseniz de olacak istemeseniz de. Bundan böyle arkanızda halk var, siz de farkı gösterin.

Sayın Gökhan GÜLER, Meclis’te her ne kadar işler doğru gitmese de, arı gibi çalışkanlığınız gözlerden kaçmıyor. Birçok siyasinin eli kolu oldunuz. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz.

Sayın Sami DİLEK, sizin dürüstlüğünüzden ve çalışmalarınızdan hiç kuşkumuz yok. Ama biraz sabredin bakalım elimize ne gibi belgeler gelecek. Pazartesi günü kahveye bekleyin beni.

Sayın Nilgün ŞEFİK, emeklilik için artık gün değil saatleri saymaya başlamışsınız. Sizin gibi faal ve çalışmayı seven başarılı bir bürokrat emekliliğe zor alışır ama konu torun olunca iş değişir değil mi?

Sayın Burhan CANBAZ, Mekke’den kasalar dolusu gelen hurmaları çaktırmadan götürdüğünüz iddia ediliyor. Bilirsiniz fazlası sıkıntı yaratır ve ateşiniz yükselebilir. Müslüman malının ortak olduğunu unuttunuz mu?

Sayın Ömer KÖSEOĞLU, mazbata mağdurları sürekli kulaklarınızı çınlatıyorlar. Biraz esneklik göstermezseniz, bu ülkede her on kişiden birisi hapse girecek.

Sayın Naci BAYRAMOĞLU, sonunda sizi de köşeye sıkıştırıp nişan yüzüğünü takmışlar. Eninde sonunda yakalanacaktınız değil mi? Sağlıklı, mutlu ve uzun ömürlü bir ilişki temenni ederiz. Beşi biryerdeleri hazırlayın artık.

Sayın Dengiz KÜRŞAT, uzun zamandır hayaliyle yaşadığınız M serisi BMW aracı için artık zamanın geldiğini söylüyorlar. Geç bile kaldınız, başınız kel değil ya. Yoksa kel miydi?

Sayın Asaf ŞENOL, Lefkoşa Belediyesi’nde olası bir seçim için kulislere başladığınızı duyduk. Özellikle partinin genç kesiminde büyük desteğiniz var. Hadi bakalım hayırlısı.

Sayın Türker OZANKAZA, kızınızın geçirdiği trafik kazası bütün aileyi ve tanıdıkların yüreğini kaldırdı. Büyük geçmiş olsun diyoruz, verilmiş sadakanız varmış.

Günün Fotoğrafı




Günün Fıkrası

Pazarlamacı

Elektrik süpürgesi satıcısı, bir apartman dairesinin kapısını çalmış, kapıyı açan bayana,
- “Hanımefendi, bu elimde görmüş olduğunuz kovanın içinde at pisliği var!” demiş ve bu bir kova pisliği evin içine doğru savurarak döküvermiş.
Sonra da
- “Hanımefendi, elimdeki elektrik süpürgesi ile 10 dakika içinde bunu temizleyemezsem, bu pisliği yiyeceğim..!”
Kadın satıcıya şöyle bir bakmış
- “Beyefendi, üstüne domates sosu da ister misiniz?
Elektrikler kesik de...