İskele’den, Yenierenköy’den, Dipkarpaz’dan sabah ezanı ile yola çıkan ama Mağusa Hastanesi’nde sıra numarası alamayan vatandaşların sırrı çözüldü.
Biz değil bunu Sağlık Bakanlığı yetkilileri çözdü aslında!
Sabahın 6’sında hastaneye varan ve kayıt yaptıramayınca bakanlığa şikayet edilen konuda işin sırrı hastanede bazı çalışanların ilk kayıt numaralarını eşe dosta ayırmasından başka bir şey değil!
Siz istediğiniz kadar sabahın köründe hastaneye gidin ama ilk numaralar hep bazı çalışanlar tarafından tanıdıklara saklanıyor, ya son numaralara kalıyorsunuz ya da tedavi olamadan köyünüze dönmek zorunda kalıyorsunuz.
İşte bir hastane çalışanının kamuoyuna duyurulması için bizimle paylaştıkları;
“Levent bey, Başhekim ne yapmak istiyor? Sağlık bakanı benim partilim, işlerin daha iyi gitmesi için çabalayacağına tam tersini yapıyor amacı ne anlamış değilim?
Başhekim hastanede yapılan usulsüz ek mesai soruşturmalarına bakana bile kafa tutabiliyor ve hakkında soruşturma açılan memuru bakanlığın ‘koymayın’ uyarısına rağmen ek mesai almasını yine sağlayabiliyor!
Böyle rezalet bir durum olmaz olamaz ve düşünün bir başhekim bakana kafa tutabiliyor… Hastanede çalışan da haliyle başhekime kafa tutabiliyor ve ne yapıyor, çalışan ‘benim ek mesaimi keserseniz bende sizin usulsüzlüklerinizi ortaya dökerim’ diyebiliyor!
Bu durum karşısında sayın Ahmet Gülle’nin iyi niyetinden hiç şüphem yok ama o niyetini sustimal eden birileri var ise bence gereğini derhal yapmalı ya da kendisi bu görevi bırakmalı! Okul arkadaşlığı başka idarecilik başka sayın bakan.
Gelelim esas konuya ve yaşanan rezaletliğe;
Son yapılan olay hastanede idare amirlerinin de canını öyle sıktı ki konu artık rayından çıktı. Vatandaşlar sabahın köründen Karpaz’ın çeşitli köylerinden hastaneye doktor kontrolü için  numara almak ister ve hatta bazıları numara bile bulamaz ve hastane içerisinde bir tanıdık dost arar rica üzerine doktora bakınmak için ama gel görün açılan soruşturma yine başhekim engeline takılıyor.
Çünkü hakkında soruşturma açılan personel idare amirlerden başhekime kadar bu soruşturmayı başlatırsanız  ‘benim bildiklerim var Sayıştaylığı çağırırım der ve başhekim idareye talimat verir soruşturmayı kaldırın diye!
Hastanede vatandaşlara sabahleyin doktor numarası verilen kayıt bölümü var, numaralar buradan çıkar sistem de hastanenin tüm birimlerinin kontrolü bilgi işlem bölümünden yönlendirilir…
bakın burada çalışan bilgi işlem bölümünde çalışan kişi hakkında idare Amiri Ceyhun Ümiter, gerçekten çalışmalarını her zaman takdirle takip ettiğimiz birisi bu kişi ilgili soruşturmayı ilgili diğer çalışanların şikayeti üzerine hemen açar açma konusu ise bu çalışan bilgi işlem bölümünden her gün yakınlarına tanıdıklarına doktor numaralarını çıkartıp ayırır ve bu her gün olunca aşağıda kayıt bölümünde çalışanların dikkatini şöyle X doktora daha birinci sırada pencere açılırken ilk kişi numara ister ve o kişiye üçüncü numara verilince kıyamet kopar! Tabi ki kayıt bölümünde çalışanın suçu yok, üst kattan numaralar çıkartılıp alınır.
Burada çalışanlar konuyu idareye aktarır idare amiri hemen soruşturmayı başlatır ama gelin görün soruşturma yine başhekim tarafından kapatılmak istenir!..”
Yazının bundan sonrasının muhatabı artık Sağlık Bakanı Ahmet Gülle’dir ve şu sorular cevap beklemektedir:
Ek mesai yolsuzluğunu altı ay geriden izinler yazılarak kapatmak sizce doğrumudur? Bunun belgeleri sizde bakanlıkta da var,  bunu polise havale etmek yerine kapatmak istemenin manası nedir?
Hangi çalışan personel hastane yönetimini tehdit edip ‘Sayıştaylığı buraya çağırırım’ demektedir, hastanede Sayıştaylığı ilgilendiren bizim bilmediğimiz hangi olaylar yaşanmıştır?
Hastane başhekimi ve diğer idarecilerin ek mesaileri ile ilgili bazı çalışanlar ısrarla durumu bakanlığa bildirmesine rağmen niye bu konuda sessiz kalınmaktadır?
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Ahmet GÜLLE, çok iyi biliyoruz ki Mağusa Devlet Hastanasi Başhekimini görevden almanız an meselesi ama okul arkadaşlığı buna engel oluyor. Elbette sizin bileceğiniz bir konu ama artık o hastanede işler rayından çıktı kontrol bazı çalışanların eline geçti.
Sayın Kutlay ERK, Karpaz köylerinde doğu kökenli vatandaşlarımızın oyunu çevirebilmek için yine istihdam sözü vermeye başladığınız söyleniyor. İyi de daha öncesi sözleri yerine getirmediniz ve seçmen bu kez bunun intikamını almak peşinde, bunu biliyor muydunuz?
Sayın Talip ATALAY, Turnalar köyünden vatandaş aradı cami hocası sorunu bir türlü çözülememiş. Hocalar biraz sosyete olunca köyde kalmak istemiyormuş. Sonuçta ezan saatlerinde de sorunlar yaşanıyormuş. Yakında kapınızı çalı bu kez papaz isteyeceklerini söylüyorlar. Anlayacağınız fena öfkeliler bilesiniz!
Sayın Aykut ÜRETİCİ, Mağusa Devlet Hastanesi’nde açılan ya da açılmak istenen soruşturma dosyalarının kapatılması yerine aksine soruşturmaların tamamlanması için destek vermeniz bekleniyor. İpleri bir an önce elinize almaya bakın bizden uyarması!
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, çöplerin yer altında muhafaza edilmesi yöntemi bölge halkı tarafından memnuniyetle karşılandı. KKTC’de bir ilk olduğundan umarız diğer belediyelere de örnek teşkil eder, tebrik ederiz…
Sayın Özbek DEDEKORKUT, Dipkarpaz’da bölge turizmine büyük katkılar sağlayacak olan çılgın projenizi gördüm. Umarız bu projeler devlet tarafından da desteklenir ve bölgenin kötü kaderi sizlerin de sayesinde artık değişir…Memleket sevdası böyle bir şey değil mi?
Sayın İsmet AKİM, Güney Kıbrıs elektrikte son iki yılda yüzde 30’a varan indirim yaptı ama biz hala 1-2 kuruşun tartışmasını yapıyoruz. Madem ki indirim Şubat’a kaldı boşverin onu da yapmayın arkası bahar nasıl olsa!
Sayın Serdar DENKTAŞ, Dipkarpaz’ın gözbebeği turistik yerlerinden Arch House’de bir çok iş adamının gözü olduğu şikayetini aldık. Oysa oradaki çalışanlar tesisi büyük özverilerle döner sermaye sistemi ile başarı ile yönetiyorlar. Birilerinin dolduruşuna gelmezsiniz değil mi?
Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, yakın iş arkadaşlarınız ile birlikte Kıb-Tek’in fuel oil ihalesine katılmak için kolları sıvadığınız söyleniyor. En temizi bu iş değil mi, hayırlı işler bol kazançlar dileriz…
Sayın Perihan AZİZ, iki ay olmasına rağmen Bağlıköy’de düzenlenecek olan  eko gün için seferberlik ilan ettiğinizi öğrendik. Emekli olduktan sonra kendinizi ülkenin kültür ve sanatına adamanız takdire değer bir davranış, tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…
Sayın Gürel CANTAŞ, fındık kabuğu kadar küçük eski arabanızdan fazla verim alamayınca kendinize son model gıcır gıcır Mercedes araç aldığınız söyleniyor. O cüsseye de öyle bir araç giderdi değil mi? Kazasız belasız sürüşler dileriz…
Sayın Erçin ŞAHMARAN, sizin ufaklığın başarılı bir ameliyat geçirdiğini memnuniyetle öğrendik. Bu arada ben de devlet hastanelerine güvenin tam olmasından yanayım ama bazıları var ki insan girmeye korkuyor!
Sayın Tevfik GÖREN, yine bir seçimler öncesinde Karpaz’da CTP’nin aranan adamı haline gelmişsiniz. Kim bilir yine ne sözler verildi değil mi? Bu kez tutarlarsa ne ala tutmazlarsa da artık sizi de tutamazlar diye düşünüyoruz, ne dersiniz?
Sayın Olcay FAYDALI, Mağusa’ya açtığınız eczaneniz hayırlı ve uğurlu olsun. Ailede siyasetçi çok olunca epey yoğun katılımlı bir açılış gerçekleşmiş. Hayırlı işler bol kazançlar dileriz…
Sayın Mehmet UYSAL, sizin garaj yine UBP kurmayları tarafından dolup boşalıyor ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hala net tavır koymadığınızdan şikayet var. İrsen beyin kararını bekliyorsanız işte o zaman bir şey diyemeyiz…Hadi hayırlısı.
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Günün Fıkrası
 
Sarıl bana...

Karı-koca yatağa giriyorlar, tansiyonlar yükseliyor, sevişmeye
hazırlanıyorlar. Ancak kadın durup dururken, “Dur, canım istemiyor, sadece
bana sarıl” diyor. Adamcağız, “Neden?” diyor.
Karısı: “Bir kadın olarak sevgi ihtiyaçlarımı anlamıyorsun” diyor Adam,
sevişemeyeceklerini anlıyor ve kadının istediğini yapıyor. Ertesi gün adam,
karısını çok güzel bir mağazaya götürüp, alışveriş yapıyor. Kadın, 3
tane pahalı kıyafet deniyor ama karar veremiyor. Adam, karısına hepsini
almasını söylüyor. Sonra, 200 dolardan 3 çift ayakkabı da alıyor… Sonra,
pırlanta küpeler alıyor. Kadın heyecanlanıyor, mutlu oluyor… Kocasının delirdiğini düşünüyor ama umurunda değil, pırlanta kolye de alıyor. Kocası, “Kolye sevmezsin sen ama bunu beğendiysen, alabilirsin” diyor. Kadın zıplıyor,
yerinde duramıyor mutluluktan. “Hazırım, kasaya gidelim” diyor kadın.
Kocası: “Hayır hayır hayır bunları satın almayacağız ki” diyor.
Karısının yüzü bembeyaz oluyor.
Kocası: “Bunlara sadece sarılmanı istiyorum.”