Çöpler toplanıyor, sokak lambaları yanıyor, her ne kadar başarısız olsa da ilaçlama yapılıyor ama sivrisineklerin bir türlü sonu gelmiyor…
Bunlar bir tamam yapıldı mı, adına başarılı belediyecilik diyoruz…
Hele bir de çalışanların maaşları gününde yatırıldı mı değmeyin keyfimize!
Tabi bunlar bizim için geçerli…
Biz bu kafayla gidersek, çağdaş ülkelerin belediyelerinin tırnağı bile olamayız…
Gelin görün ki şartlar, anlaşılan o ki artık bizi küçük mutluluklarla yetinmeye alıştırdı.
Oysa çöp toplamak ve fatura tahsil etmek Afrika’nın en fakir ülkesinde bile doğal karşılanan icraatlar…

Önce kurultay, sonra erken seçim daha sonra da hükümetin devrilmesi olayları beni fazlasıyla bıktırdı…
Tatil yazıları yazmayı beceremediğimden bugünlük LTB’yi biraz gündeme getireyim dedim…
Kadri beyi de aradım sohbet için belli ki işleri çok yoğun olduğundan telefonlarıma cevap vermedi, dönme gereği de duymadı…
Hiç umurum olmaz böyle şeyler, doğal karşılarım…
Allah vere harabeye dönen Başkent’i layıkıyla yönetsin de isterse selamı sabahı bile kessin…
Başarılı icraatları karşısında kendisine vereceğim destek sözünden de dönmüş değildir…

Lefkoşa içen erken yerel seçimin üzerinden bugün tam 2 ay geçti…
Yani 60 gün…
Tamam, 60 günde Lefkoşa’da güllük gülistanlık bir tablo beklemiyoruz ama artık yavaş yavaş Kadri başkanın ne yapıp ne ettiğini de öğrenme zamanının yaklaşmakta olduğunu düşünüyoruz…
Yeşil kitapçık masamızın üzerinde duruyor;
Kadri Fellahoğlu’nun gülen ve güven veren yüzü…
Belediye meclis üyelerinin vaatler dolusu sayfalarını zaman buldukça karıştırıyoruz…

Kadri beyin güven veren resminin yanındaki sayfadaki şu sözlere takıldı şimdi gözlerimiz;
“Tarih Lefkoşa’yı kimlerin bu kötü duruma soktuğunu yazacağı gibi Lefkoşa’yı kimin ayağa kaldıracağını da yazacaktır.”
İmza, Kadri Felahoğlu…
Büyük sözler bunlar, sanki de bir filozof kaleme almış gibi…
Kısaca Lefkoşa’nın çöküşü ve ayağa kaldırılacağına işaret ediyor…
Ama, şu ana kadar hastanın ayağa kaldırılması için gereken önlemlerin alınmadığını da hatırlıyoruz…
Ya da var ama bizim ve kamuoyunun haberi yok…

Kadri bey artık yavaş yavaş hareketlenmek sorunda…
Hareket olmalı ki ardından bereket gelsin…
Belli ki Ziraat Bankası’nın 90 trilyonluk kredisi gelmeden hastanın ayağa kalkması mümkün değil…
Hasta burada, reçete ortada ama ilaç orada…
Bu kredi konusunda Kadri bey bizi biraz olsun bilgilendirirse memnunu oluruz…
Bildiğimiz belediyede yüzde 25 tasarrufa gidilmesi…
Ya çalışanların çeyreğinin durdurulması, ya da maaşların çeyreğinden kesintiye gidilmesi…
İki ucu kirli değnek gibi bir şey…
Hele de bir erken genel seçim öncesinde, kararlılık ister, cesaret ister, biraz da deli olmak ister...

Bir de bankanın krediyi açması için istenen başka bir konu tartışılıyor…
Cemal başkan dönemindeki külliye konusu…
Hani şu, Lefkoşa terminal alanına yapılacak olan külliye…
Dev projeyi yıllar önce TC Yardım heyetinde çizilmiş ve o zamanın yetkilileri bize de göstermişti…
90 milyonluk kredi için külliye şartını biz değil, yine belediyenin içinden çok yetkili şahıslar söylüyor, bazı hükümet üyeleri dile getiriyor, meyhane sohbetlerinde…
Külliye yoksa para da yok diye…
En doğrusunu ise Kadri beyden bekliyoruz, külliye konusu masada mı değil mi diye…

Çalışanların hakları ve ödenmemiş maaşları da meçhul…
Her ne kadar bütün bunlar için Ziraat Bankası kredisi beklense de, peki ya bu kredi olmazsa kadri beyin ‘B’ planı var mı onu da öğrenmek isteriz…
Çalışanın iki aylık maaş alacağı var, bunu alması hatta faiziyle alması caiz, sigorta ve ihtiyat sandığına biriken trilyonlar…
Ankara, kızıp da bize ‘besleme’ dediği günler aklına gelirse ve biz de külliyeye itiraz edersek, vay halimize…
Değerli ağabeyim ve dostum Kadri başkana sesleniyorum;
Dostluk başka ama iş de başka…
Biraz bize ipuçları ver ki, biz de yazarken daha bilinçli olalım ve haddimizi bilelim…





MESAJ KUTUSU


Sayın Ahmet ZAİM, bol miktarda sabıka kaydı olan mahkeme kararıyla kaldırılan bir kişiye tabanca ruhsatı verildiği iddia ediliyor…Siz tüm müracaatlara olumsuz yanıt vermenize rağmen nasıl olur da seçim öncesi en tehlikeli kişilere bile silah ruhsatı verildi, emir kimden geldi anlamak mümkün değil…

Sayın Ahmet ÇALUDA, sıralamayı beğenmezseniz kavga çıkaracağınız yönde haberler alıyoruz…Siz son sırada bile olsanız ilk sıradan ipi göğüslersiniz, hiç stere girmeye gerek yok…Hayatın tadını çıkarmaya bakın…

Sayın Kemal DÜRÜST, bölgede şahsınıza karşı inanılmaz bir anti propaganda başlatıldı…Bazı yeni adayların vitrine konulmak istenmesi sizi aşağı sıralara çekebilir…Vkit geç olmadan önleminizi alın ki üzülmeyesiniz…

Sayın Sunat ATUN, bütün bakanlık müdürleri ilçe binasında yoğun bir tempo içinde çalışıyormuş…Hoş bizim ülkemizde görmeye alışık olduğumuz manzaralar ama yine de vatandaşın gözüne batıyor işte…

Sayın Hüda AKSOY, birkaç hafta önce sizin kelleyi isteyen Ahmet Çaluda’ya karşı kelle savaşları başlattığınız ve baltanın ucunu bilediğiniz söyleniyor…Bizim ed aklımıza hep sirkeli kelle paça çorbası geliyor ister istemez…Ne tuhaf değil mi?

Sayın Mehmet ÇELEBİOĞLU, parti içinde bir gizli el sizi üst sıralara koymak için epey çaba sarf ediyor…İpiyle kukuya indiğiniz bazı kişilere dikkat etmekte yarar var. Paçanızı bir kaptırırsanız, gerisi de gelecektir. Anladınız değil mi?

Sayın Yüksel ÇELEBİ, belediye meclisi sizi iki sene önce baz istasyonlarını köy dışına çıkarmak için yetkilendirdi ama siz hala kılınızı kıpırdatmadınız…Şikayetler her geçen artıyor bilesiniz…

Sayın Süleyman ASLAN, İngiltere’de yaşayan Rumların KKTC’deki malları kimin adına satmak isteğiniz merak konusu olmuş…İyi bir kaptan olduğunuzu bilirdik ama emlak işleriyle uğraştığınızı yeni duyduk…Hayırlı işler dileriz…

Sayın İrfan ERBAY
, Lefkoşa’dan DP aday adaylığınız hayırlı uğurlu olsun…Trabzon kökenli olmanız başta Değirmenlik ve çevresi olmak üzere ada genelinde heyecan yaratmış, parlak geçmişiniz de şansınızı yükseltiyor…Siz yine de kurtlara yem olmamaya dikkat edin olur mu?

Sayın Erhan ARIKLI, Akdeniz TV’de Nazım Beratlı ile yaptığınız programlar ses getirmeye başlamış. Bir de kanal uyduya çıkarsa ne ala…Hüseyin Macit daha pamuk ellerini cebine götürmeyi düşünmüyor mu acaba?

Sayın Sofu ALTINBAŞ, Bakanlar Kurulu tarafından KKTC’nin Gaziantep fahri temsilciliğine atandığınızı duyduk…Hayırlı ve uğurlu olsun, ara sıra gelirken kuru baklava da getirirseniz çok daha iyi olacak…

Sayın Mustafa KAYMAKAMZADE, emekli olduğunuz için üzülüyordunuz ama İrsen bey giderayak son kıyağını yaptı ve Vakıflar İdaresi’nin yönetim kurulu üyesi oldunuz…Bu arada yeni müdür dedektif gibi eski defterleri karıştırıyor bilmenizde yarar var…

Sayın Halil ESENDAĞLI,
bundan böyle Düzova’ya gelirken iki kere düşüneceğim. Zira siz de tabanca ruhsatı aldınız ve en çok da şeytandan korkuyorum…Tabancayı temizlerken aman dikkat…

Sayın Tansel DORATLI, seçim öncesi bu kadar sessiz kaldığınıza göre muhakkak yakında bir bomba patlayacak demektir…Bu arada eşinizin aday olacağı söylenmeye başladı doğru mu?

Sayın Hakan DİNÇYÜREK,
bölgenizde sizin için yoğun bir kampanya başlatıldı…bütün hastalarınız birer tercih verse, Meclis’ten içeri girersiniz…Hatice hanımın getireceği oyları da unutmamak lazım değil mi?

Sayın Aysu Basri AKTER, geçen gün canlı yayında Baskın Oran’ı konuşturmanız bazı izleyenleri epey etkilemiş ki tebrik mesajlarınız geldi…Başarılı ve yansız programlarınızın devamını dileriz…

Sayın Emine SİVRİ, belediye seçimindeki heyecanınız devam ediyor olmalı ki bu kez de gözünüzü vekilliğe dikmişsiniz…Serdar başkan kendisine çok yakın kişileri veto listesine alıyor haberiniz var mı?

Sayın Kadri YEL,
Halkın Adalet Konseyi olarak seçimler girmek için satılık la da kiralık siyasi parti aradığınızı duyduk…Modaya siz de uydunuz desenize…Allah utandırmasın artık…






Günün Fıkrası

Trafik polisi


Temel trafik polisi olmuş, gelene geçene ceza yazıyordu. Kasaba halkı Temelden illallah etmişler ve şikayette bulunmuşlardı. Bunun üzerine Temel'i amiri ıssız bir köy yolunda görevlendirmişti.
Ne gelen var ne giden var, Temel sıkıntıdan akşamı zor etmişti. Tam görev yerini terk edecekken bisikleti ile gelmekte olan bir papaz gördü, durdurup yanına yaklaştı,
- Papaz efendi bu karanlıkta tek başınıza gitmekten korkmuyor musunuz ?
- Niye korkayım evladım, ben yanlız değilimki. Sağımda İsa, solumda Meryem Ana var korkulur mu hiç ? deyince Temel hemen ceza makbuzunu çıkardı ve :
- Papaz efendi size üç kişi ile bisiklete binmekten ceza yazıyorum.