Ziraat Bankası’nın 90 milyonluk kredisi LTB’de umutları artırdı.
Yapılan toplantılar kamuoyuna açıklanmasa da az çok neler olduğu, neler konuşulduğu herkes
tarafından bilinmekte.
Peki son durum ne?
BES, kendilerine sunulan bütün önerileri kabul etti.
İyi de etti!
7 yılık birikmiş İhtiyat Sandığı borçları kapanacak, 1.5 yıllık sigorta primleri yatacak, bundan
böyle çalışanlar günü gününe maaşlarını alacak.
Bunun karşılığında, belediyede eskisi gibi savurganlık yapılmayacak, 3 yıl maaş artışı ve
istihdam olmayacak, bir süre bayram ödeneği ödenmeyecek.

Çalışanlar bu maddeleri çoktan kabul ettiler bile.
Böyle sürüncemede yaşamaktansa, biraz daha özveride bulunup en azından işlerini
kaybetmemek, geçmiş yatırımlarının yapılması için onlar için çok şey.
Geçen yazmıştık, artık cebinde kuruş olmayan ve aileden de destek göremeyenler, gazinolara
gidip karınlarını doyuruyorlar diye.
İki gündür sürekli bu konuda telefon alıyoruz.
İşin maddi konusu bir yana manevi zararlar daha fazla.
Bir çok çalışan bir şekilde hayatını yarım yamalak idare etmeye çalışsa da bir çoğunda aile
yaşamı diye bir şey kalmamış.
Örneğin dün konuştuğumuz bir belediye çalışanı, hem kendinde hem de eşinde psikolojik
sorunlar başladığını ve aileden aldıkları maddi yardımla psikolojik tedavi görmeye
başladıklarını ağlayarak anlattı. Hem ağladı, hem de bizi de ağlattı.

Yine bir başkası, bin 200 TL maaş aldığı halde bu paraya muhtaç olduğunu, alamadığından
dolayı da her sabah eşinden sigara parası aldığı için kahrolduğunu anlattı.
Bir bayan çalışan ise ‘artık işimizin başına dönmek istiyoruz ne olur bize yardım edin’ diye
feryat etti.
Çocuğunun dershane parasını ödeyemedikleri için isyan edenler mi ararsınız, yoksa cebinde
kalan üç kuruşu belki çıkar da biraz rahatlarım diye bet salonlarına yatıranları mı?
Kredi kartı limiti bittiği için ve borçlar ödenemediği için eve gelen bankalardan ihbar kağıtları
da var çok miktarda.

Ama belli ki BES, hala pes etme niyetinde değil.
Hangi akla hizmet ederler, bu işin arkasında pis siyaset mi var bilemeyiz ama yapılan son
toplantıda ‘grevde çalışmadığımız günlerin de parasını isteriz’ diye bir istekte bulunulması
uzlaşmayı riske sokmaktadır.
BES, çalışanı 45 Gün boyunca çalıştırmadı, biz de buna hiç itiraz etmedik ve haktır hukuktur
dedik, destek verdik ve hep de yanlarında olduk ama böyle bir istem LTB’yi kaosun içinde
tutmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Çalışılmayan 45 günlük grevde çalışanlar toplam 5 milyon TL alacaklıdır.
Ama sendika bu parayı kendi ödemesi gerekirken, artık çizmeyi aşarak bunu da devletin
ödemesini istemektedir.
Bir türlü kendi ceplerine elleri gitmemektedir.

Duyduk ki başkan Savaş Bozat geçtiğimiz günlerde istifanın eşiğine gelmiş.
Yine söylenenlere göre, Bozat uzlaşmadan yana olduğu halde yönetimdeki bazı isimler her
şekilde grevin eyleminden yana tavır koyarak, krizin devam etmesi için sendikaya baskı
uygulamaktaymış.
Bu operasyonun arkasında da bir takım siyasilerin hatta bazı bakanların olduğu iddia ediliyor.
Bu iddia bizim değil bazı çalışanların, hatta sendika yöneticilerinin iddiası.
Bir başka iddia ise, sendika yönetiminden bir iki ismin belediye meclisi üyelerini tehdit
etmesi.
Hem de Lefkoşa Polis müdürünün önünde.
Barboros Savaşçı’nın bu nedenle rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığı da söyleniyor.

Biz artık kaosa oynayan hükümeti de, sendikayı da bazı bakanları da bir yana koyuyoruz.
Hepsinin bir takım hesapları olabilir, ama bütün bunlar çalışanı mutsuz etmeye devam
ediyorsa, bu ülkenin başkentinin rezil durumu kente gelecek turizm acentelerinin iptaline
neden oluyorsa, serin havalara rağmen halen sineklerin içinde bir yaşam sürüyorsa, artık dur
demenin vakti gelmiştir.
Grevdeki günlerin paralarını isteyenler bununla yetinmeyip altlarına birer de Mercedes isterse
hiç şaşmayacağım.
Ne yazık ki çalışan dışında Ziraat Bankası’nın 90 milyon TL’sinin son şans olduğunu kimse
görmüyor, ya da bir takım çarpık ilişkilerden dolayı görmemezlikten geliyor.



MESAJ KUTUSU

Sayın Fuat NAMSOY, size bir görev verildi ve elinize yüzünüze bulaştırdınız. Sonra da
inkar yolunu seçtiniz. Büyük bir acemilik örneği sergilediniz doğrusu. Bir an önce kurultaya
gidilmesi gerektiğini de mi yoksa siz söylemediniz?

Sayın İsmet AKİM
, sizin oğlan da CTP hükümeti döneminde belediyede istihdam edilmiş
değil mi? Demek ki yayınladığınız raporda sadece şimdiki hükümete değil sizin partiye de ara
sıra dokunmak gerekiyor.

Sayın Savaş BOZAT,
belediyede uzlaşma sağlanmasını istediğinizi biliyoruz. Bunun için
geçenlerde istifa etmeyi bile düşünmüşsünüz. Siyasete alet olmadan bu işi çözün ve artık
çalışanın da Lefkoşalının da yüzünü güldürün.

Sayın Barbaros SAVAŞÇI, belediyede yaşanan kiriz sizi de hastanelik etmiş, büyük geçmiş
olsun. Trafik şubede olmak gibisi yoktu değil mi? En kısa zamanda sağlığınıza kavuşmanızı
bekliyoruz.

Sayın Halil İbrahim AKÇA
, dün sabah St.Hilarion civarlarında spor bisikleti sürerken
görülmüşsünüz. Biz de diyorduk bu enerji ve zindelik nereden geliyor diye. Sağlıklı kafa
sağlıklı vücutta bulunur değil mi..

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, nişanlınızla birlikte el ele mobilya takımı seçerken
görülmüşsünüz. Düğün için artık geriye sayım başladı desenize. Ankaralı nişanlınız buradaki
mobilyaları beğenir mi bilemeyiz artık.

Sayın Suat YELDENER, sizin için ithal müsteşar diyenlere epey içerlemeye başladığınız
söyleniyor. Bıraktınız güzelim memleketi burada ne işiniz var biz de anlamış değiliz. Allah
kolaylık ve sabırlar versin.

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, siyasilerimizden birisinin eşinin size telefon açıp ‘istifa
et’ demesine epey içerlemişsiniz. Ortalık iyice karışmasın diye ismini burada zikretmiyorum.
Bilirlerse bilsinler.

Sayın Ahmet HAVUTÇU, YDÜ’ye ödenmeyen 30 milyon TL için az kalsın mahkemelik
oluyormuşsunuz. Faturasız ödeme emrini size kim verdi, siz mi açıklayacaksınız yoksa biz mi
açıklayalım?

Sayın Serdar DENKTAŞ, Lefkoşa Belediyesi için şok bir aday hazırlamaya başladığınızı
duyduk. Biz de ismini duyunca dudağımız uçukluyordu az kalsın. Acaba kabul edecek mi
yoksa son anda cayar mı?

Sayın Güner GÖKTUĞ, Faiz Sucuoğlu için başlatılan operasyon başarılı olsaydı, Lefkoşa’nın
yeni ilçe başkanı siz olacaktınız. Sizin acemi genel sekreter beceremeyince gerçekleşmedi.
Size meclis yakışır diyorlar.

Sayın Oktay GÜNEY
, Maığusa’dan kız kardeşiniz aradı hala söz verdiniz çift camları
takmamışsınız. Para yönünden endişe etmesin gerekirse öderiz diye mesaj göndermişler.
Onlara acımıyorsanız yeğenlere acıyın bari, kış kapıda…

Sayın Süreyya GÜRSES,
parti merkezinde ve ilçede yapılmaması gereken çok özel
toplantıların sizin Mardo’nun ikinci katında yapıldığı söyleniyor. Dondurma paralarını
ödüyorlarsa sorun yok, ödemiyorlarsa yandınız demektir.

Sayın Şerife ÜNVERDİ
, İhtiyat Sandığı paralarının hangi bankada hangi faiz oranlarıyla
uyuduğu merak konusu olmuş. Bazıları inceleme altına aldılar haberiniz olsun.

Sayın Hasan SERTOĞLU, siz hala LTB başkanı olacaksınız diye her gece rüya görürken
genel başkan çoktan başka bir aday bulmuş ve siz de bunu öğrenince kurultayda hesaplaşma
andı içmişsiniz. Şu başkanlık sevdasından vazgeçip meclise girmeyi düşünseniz diyoruz.

Sayın Suat GÜNSEL
, kurultayda taraf olmamanız için bir devlet büyüğümüz bazı
nasihatlerde bulundu diye duyduk. Başka şeyler de duyduk ama şimdilik elimizde belge yok.
Anladınız değil mi?

Sayın Mehmet UYSAL, partinin akil adamı olarak sizin garaj, garaj olmaktan çıkıp kurultayın
nabzının attığı yer haline gelmiş. Ama aracını tamir için getiren yok değil mi? İrsen beyin
ziyareti epey merak konusu olmuş.

Sayın Olgun AMCAOĞLU, Gönyeli’ye bir havuz kazandırmak için yoğun çalışma içinde
olduğunuz söyleniyor. Sakın Ahmet bey bu projeleri duymasın anında yerine getirir.

Sayın Hüseyin TURAN, uzun bir bekleyişten sonra nihayet vatandaşlığı almış ve bu dertten
kurtulmuşsunuz. Hayırlısı olsun diyoruz. Ne kazancınız olacak bilemiyoruz ama en azından
artık formalitelerle uğraşmayacaksınız. Bunu çoktan hak etmiştiniz.

Sayın Ahmet ERTAÇ
, söz verdiğiniz özel formüllü makarna sözünüzü tutmayınca dostlarınız
sitem etmeye başladı. Malzemeden korkmamanızı kendilerinin getireceklerini söylüyorlar.
Bizden iletmesi.

Günün Fıkrası

Emeklilik

Bir adam son günlerini yaşıyormuş. Uzuvları meleklerin huzuruna çıkmışlar.
Göz saygıyla ayağa kalkmış, kibarca söze başlamış:
- Efendim... Sizden bir ricam var. Emekliye ayrılmak istiyorum. Yetmiş yıldır
görmekten yoruldum...
Göz sözlerini bitirdikten sonra sırayla, kulaklar ve ayaklar söz alıp emekliliklerini istemiş.
Derken arkadan çok kısık bir ses duyulmuş:
- Asıl emeklilik benim hakkım!
Melekler öfkeyle bağırmış:
- Ayağa kalkıp konuşsana saygısız...
- Ayağa kalkacak güçte olsam, emekliliğimi ister miydim hiç?