Meclis yoğun bir şekilde bütçeyi görüşüyor.
Daha doğrusu, hükümet yeni bütçeyi anlatırken, muhalefet mikrofonu bulunda maşallah bütçe dışında her şeyi konuşup, saldırıya devam ediyor.
Dün bir gazetemizin de manşetten verdiği gibi, bütçede maaşlara ayrılan pay bu yıla göre çok daha fazla.
Kimi, kurultay için yapılan istihdamlar başka türlü ödenmez derken, kimi de hükümet 2013’de erken seçime gideceği için yeni bir istihdam furyası yaşanacağından şimdiden kılıf hazırlıyor iddiasında bulunuyor.
Bunlara 2013 yılında Haziran ve Aralık ayında kamu çalışan ve emeklilerine verilecek toplamda 200 TL’lik maaş zammı da eklenince, biraz olsun yüreğimize su serpiliyor.

2013 bütçesinin detaylarının basında yayınlanmasından sonra görüldü ki KTHY mağduru olmuş çalışanlarının alacakları için hiçbir çalışma yapılmamış.
Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın verdiği sözler unutulmuş olacak ki, çalışanların ne ihtiyat sandığı yatırımları ne de tazminat alacakları 2013 yılında da çözülmeyecek.
Bizi bu konuda uyandıranlar ise yine KTHY’nin eski çalışanları oldu.
Kimisi mail attı, kimisi telefonla, kimi de bizzat çarşıda pazarda önümüzü keserek, özellikle de Maliye Bakanı’nın verdiği sözü hatırlatmamızı istediler.
Onun için bu yazı Ersin beye ithaf olunmuştur.
Ciddi bir devlet adamı olarak bildiğimiz ve öyle de olmasını temenni ettiğimiz Ersin Tatar, nasıl olur da 2013 bütçesinde böyle bir detayı atladı ya da birileri istemedi diye çalışanların alacakları yeni bütçeye konulmadı, bunun gerekçesini öğrenmek ve bunu kamuoyuna duyurma hakkımızı kullanıyoruz.

Dün bir miktar yazmıştık bugün biraz daha üstünde vurgu yapalım.
Nasıl bugün LTB’yi batırıldı diye tartışıyorsak ve kaos ortamı devam ediyorsa, KTHY’de de sorumlular sadece ve sadece yönetenler ile siyasilerden başka kimse değildir.
KTHY, biraz da Atlas Jet’e hayat öpücüğü verilmek için batırılmış, çalışanlar aylarca işsiz kalmış sonunda devletin çeşitli kademelerine yerleştirilmişlerse de alacakları olan ihtiyat sandığı yatırımları ve sözleşme gereği tazminatları bir türlü ödenememiş, buna bir de 2013 yılı bütçesine konulmamasıyla doğal olarak güçlü bir tepki ortaya çıkmıştır.
Sayın Tatar, bu konuda kesinlikle bir açıklama yapmalı ve bunun gerekçelerini başta KTHY çalışanları olmak üzere kamuoyuna açıklamalıdır.




Yeni yola, yeni asfalt!

Bazı olaylar var ki akıl sır ermiyor.
Akla da mecburen çeşitli şaibeler geliyor.
Girne çevre yolunun bir bölümünün yeniden asfaltlanması gibi.
Bu yolu haftada en az iki kere kullanırım. Gördüğüm o ki en sorunsuz yollardan birisi. Zira daha iki sene önce trafiğe açıldı.Nasıl olur da yeni bitmiş bir yola yeni asfalt dökerler anlamış değilim.
Dahası da var;
Bu yolun çevresindeki telefon şebekesinin de değiştirilmeye başlanmış.
Yeni yerleşim birimi olduğu için telefon hatlarında da sorun yok.
Memleketin bir çok yerinde yollar köstebek çukuru olmuşken, yine bir çok bölgesine telefon hattı çekilmemişken, bu işin ardında bir bit yeniği arıyorsak, haksız mıyız yani?



55 bin öğrenci varmış!

Eğitim Bakanımız müjdeyi verdi;
KKTC üniversitelerindeki öğrenci sayısı 55 bine ulaşmış.
Böyle bir müjdeye biz sadece ‘Allah’ deriz…
Ama doğruysa!
Umarız da öyledir ama bizim bildiğimiz başka şeyler var.
KKTC üniversitelerinde kayıtıl olan binlerce öğrencinin kayıt yaptırdıktan sonra çeşitli sektörlerde çalıştıkları.
Dahası artık işverenin bu yolla kaçak çalışan olayını yasalaştırması.
Otellerde, inşaatlarda, bahçelerde binlercesi part time adı altında günün ilk saatlerinden gecenin geç vakitlerine kadar çalıştırılıyor.
Anlayacağınız uyanık iş adamları, Türkiyeli işçiler geri dönmeye başlayınca böyle bir yöntem bulmuşlar.
Dahiyane değil mi?







MESAJ KUTUSU


Sayın Ersan SANER, yapımı iki sene önce tamamlanan Girne Çevre yolunun yeniden asfaltlanması kafalarda çeşitli sorular yarattı. Bölge trafiğinin alt üst olması bir yana bu konuda çeşitli söylentiler yapılıyor. Kamuoyunu bilgilendirmekte yarar var.

Sayın Derviş EROĞLU, boş kalan Ombudsman makamına aylardır atama yapılmaması dairede sıkıntı yaratmaya başlamış. Neyi bekliyorsunuz bilmiyoruz ama daha fazla gecikmeden bu atama yapılırsa isabetli olacak

Sayın Halil ORUN, devletin çeşitli kademelerinde olanlara Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu ile çıkışlar yasaklanırken sizin bir eğitmenle birlikte bu pasaportu kullanarak Fransa’ya uçmanız duyanların tepkisine neden oldu. Biraz çifte standart oldu değil mi?

Sayın Sami DİLEK, dün öğlen bir grup gazeteci ve siyasetçiye bir restoranda epey nutuk atmışsınız. Yedikleri yemekten bir şey anlamamışlar. Bu ne şiddet bu ne celal böyle?

Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU, acil servislerde uzman doktor eksikliği hat safhaya çıkmış. Bir an önce açıkların kapatılması ve hastalara daha iyi hizmet verilmesi isteniyor. Özellikle sağlık sendikaları epey muzdarip.

Sayın Sunat ATUN, bir işadamımızın güneyden hurda plastik izni iptal edince devreye girip anında izni çıkardığınızı duyduk. Arkadaş size öyle bir dua ediyor ki, ikinci kez hacca gitmiş kadar sevap kazandınız.

Sayın Sümer AYGIN, belediyenize bağlı şirketin bir kamyonu kötü bir kaza yapmış ve bir çalışan ağır yaralanmış. Büyük geçmiş olsun. Ayrıca aileye gösterdiğiniz ilgi epey taktir topladı.

Sayın Mutlu ATASAYAN, ülkenin çeşitli sektörlerinde özellikle de Nijerya uyruklu öğrencilerin en ağır işlerde çalışması kafalarda çeşitli sonu işaretleri yarattı. Bazı uyanık iş adamlarının yeni yöntemler denediği söyleniyor, bir araştırın bakalım.

Sayın Burcu DOLMACI,
Sosyal Hizmetler Dairesi’nde ihbar hattının bayına getirildiğinizi öğrendik. Halkla ilişkiler uzmanı olarak isabetli bir karar olmuş. Tebrik eder başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz.

Sayın Ersin TATAR, ülke genelinde 150 kadar maaşlı antrenörün devlete hiç vergi vermediğini biliyor muydunuz? Bu arada KTHY çalışanlarının alacaklarını yeni bütçeye koymadınız diye epey tepki topladınız.

Sayın Erdal ÖZCENK, bakan Hasipoğlu’nun yıllar önce bakanlık yaparken bir baş hekimi görevden almasını söylemesinden sonra konuşma öyle çarpıtılmış ki yüreğiniz kalkmış. Gönlünüz rahat olsun sizin için öyle bir tehlike görülmüyor.

Sayın Sonay ADEM, son günlerde sosyal paylaşım sitelerinde isminiz yoğun olarak görülmeye başlamış. Devrim içerikli paylaşımlarınız gözlerden kaçmıyor. Neydi o eski günler değil mi?

Sayın Afet ÖZCAFER, Kaşif’in bütçe konusundaki açıklamalarından sonra hala olumlu oy kullanmayı düşünmüyor musunuz? Açıklamalarınız parti içinde biraz tepki ile karşılandı bilesiniz.

Sayın Barbaros SAVAŞÇI
, tören ve provalarında özellikle sanayi bölgesi ile Taşkınköy ve Göçmenköy’de trafik polisi bulundurmanız isteniyor. Zira bu bölgelerin bazı kavşakları arap saçı gibi oluyor, bizden iletmesi.

Sayın Mehmet ÖZKARDAŞ
, olası bir erken genel seçimde artık milletvekili adaylığı konusu ciddiye bindi. Eğer ekranlarda söylediklerinizi mecliste gerçekleştirebilirseniz, gönüllerde taht kurarsınız.

Sayın Aybars KARAATMACA, bazı abonelere yanlışlıkla bin TL fazla fatura mesajı gidince, vatandaşın tansiyonu yükselmiş. İkinci gönderilen hata mesajı da yüreklere su serpmiş. Teknoloji ara sıra şaşıyor değil mi, geçmiş olsun.

Sayın Aydın TÜRKSEVER, İzmir’deki Alsancak stadının Halkapınar’da olduğuna emin misiniz? Yani biraz daha İzmirliliğinizden şüphe duymaya başlayacağım ona göre…

Sayın Bülent KILIÇOĞLU, yurt dışından gelen reklam güzeline o sarılış da neydi öyle? Bir de gazete sayfalarında yayınlanınca umarız evde sorun olmamıştır. Biz baba şefkati hissettik ama, bayanlar bilirsiniz daha hassastır.

Sayın Simavi AŞIK, belediye konusunda asıl konuşması gerekirken bu kadar sessiz kalmanız epey yadırganıyor. Belediyeyi en iyi tanıyanlardan birisi olarak artık konuşma zamanı gelmedi mi? Yoksa torunlardan fırsat mı olmuyor?

Sayın İlkay ASLIM, yeni yıl hediyesi için size çok detaylı bir yemek tarifleri kitabı göndereceğim. Bol bol evde çocuklara yemek yapar, artık yumurta kırmaktan kurtulursunuz.

Sayın Turgay AVCI, sizin bölgede yıllardır telefon hattı çekilmedi ama, Girne’de yeni hatlar sökülüp daha yenisi çekilmeye başlandı. Milletin vekili olarak biraz pasif kalmadınız mı?




Günün Fıkrası

Azmin zaferi…

Bir gazeteci ülkenin en zenginlerinden 70 yaşındaki bir iş adamıyla röportaj yapmaktadır.
Sorar;
—Efendim bize bugünlere nasıl geldiğinizi, hangi aşamalardan geçtiğinizi ve bu serveti nasıl yaptığınızı anlatır mısınız?
—Zevkle, der iş adamı ve anlatmaya başlar;
—1920’lerin sonuydu, savaşın etkileri yeni yeni siliniyordu. Benim de cebimde birkaç centten başka para yoktu. Cebimdeki 5 cent ile bir elma aldım ve akşama kadar onu parlatıp 10 cente sattım. O gece sabahı zor ettim, sabah olunca da 10 cent ile iki elma aldım ve onları da sattım. Böyle azimle çalışarak ay sonuna kadar 10 dolardan fazla param oldu…
Bunları dinleyen gazeteci heyecanlanmış ve “Peki sonra ne oldu” diye söze girmiş, iş adamı da devam etmiş;
—Ertesi ayın başında karımın halası öldü ve bize tam 20 milyon dolar miras bıraktı…