Ne düşünüyorum biliyormusunuz? Başımızda var olan sorunların tümünü kendimizin ürettiğini ve bunların bir çoğunun bazı gruplarca kasıtlıolarak yapıldığını, isteyerek ve bilerek çareler üretilmediğini üretilen çarelerin de önünde duvar gibi durulduğunu ve de kimi insanlarımızın, bu akımıyayanlarla, karşı çıkanlar arasında gel gitler yaşadığını...
Elbetteki kendi kişiliğini geliştirip,ileri görüşleri sağlam temel taşlara oturtulmuş, tuzluk elinde bir o yana, bir bu yana koşturmayan,aklı selim insanlara da sahibiz Allahtan..
Şöyle basitçe bir düşünelim..
Önceliklede şu KKTC Devletimizi ele alalım.Çünkü başımıza ne geliyorsa bu devletin varlığına başta kendi içimizde inanıp inanmamakla ilgili sorunlar yaşadığımız herkesçe malum..Bu konuda top yekün anlaşamamış olmanın getirilerinin başta içimizdeki birlik ve beraberleğin bir türlü oluşamamasının ana nedenidir. Birileri sürekli olarak devletten şikayet edip,sürekli olarak Devletimizin başında bulunan o 2 adet KK'yı hep kaka diye lanse etmeye çalışıp dalga geçerken diğerleri her şey yolunda demeye gelen demeçlerle durumu idare etmeye çalışıyorlar.
Durumu idare etmek ne demeye geliyor peki?
İşte adı üstünde..Oy kaygısı taşıyan lider kişilerden tutunda,kendisinden olmayanı dışlayan,dere akmaya başladığı andan itibaren kendi testisi ile uğraşma fırsatı veren,ortada "Ben çareyim" diye bas bas bağıran faydalı işlere sırf birilerinin önü kapanacak diye burun kıvırtan sisteme eyvallah demeye geliyor tabiiki.
Bakınız lütfen mevcuttaki partilerimizin neredeyse tümünün içinde kaynayan kazanlara.
Daha seçimlere aylar varken kendi içlerindeki kavgalar nedeniyle KKTC kimin umurunda oluyor. Vatandaşın çığlıklarına kim kulak asıyor. Yazarlar yazıyor,siyasetçiler konuşuyor,vatandaş bağırıp çağırıp isyan ediyor. Arada ihale kavgaları,çözümlenmemiş toplu taşımacılık,pahalı elektirik ve akaryakıt,Sterlin balyozu altında ezilmeler,soygunlar,darplar,cinayetler hep ülkemizde yapılan seçimlerin sonrasına atılıyor. Sonrasında ise yine herşey aynen devam ediyor.
Bu nasıl bir yerleşmişsistemdirki kimse ben değiştireceğim demeye cesaret edemiyor ve radikal kararlar alabilecek birileri türemiyor.
AB diyorlar,dışlanıyoruz,
BM diyorlar,kaale alınmıyoruz,
Rumlar diyorlar,tiksintiyle,aşağılanmalarla itiliyoruz.
Uluslar arası hukuk diyorlar o da bize çalışmıyor,
Kısacası ,şu anda sadece ve sadece 40 yıldır olduğu gibiTürkiye'nin yardımları ile ayakta durabiliyoruz.Bu da gösteriyorki değişmemiz ve kendimiz olmak gerekiyor.
Arkadaşlar..".Kol kırılır,yen içinde kalır.".diye bir atasözü vardır ve boşuna söylenmemiştir. Bana ne yahu senin ihtiras,koltuk,baş olma kavgalarından. Yap kavganı kendi içinde,kapalıkapılarının ardında,anlaş ve öyle çık halkın karşısına.
Kendi içinizdeki bu çirkinlikleri dışarı neden sızdırıyorsunuz? Bu şekilde halkın gözünde büyüdüğünüzü zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz. Çünkü böyle böyle kazandınız tüm güvensizlikleri. Ve yine böyle böyle siyasetten,Meclisten soğuttunuz halkımız dediğiniz kişileri.
Halk elinde mumla, dürüst,basiretli,ileri görüşsahibi,ülkeye çeki düzen verecek bir lider arayışında. Hem öyle boğulmak üzereki böyle birine can simdi gibi sarılmaya hazır. Yok artık eskisi gibi illede ben şu partidenim zihniyeti. Bu açık ve seçik ortada ve de giderek yaygınlaşıyor.
Benden söylemesi..