Bulunduğumuz coğrafya itibari ile Dünya’nın gözünün adada, dolayısıyla ülkemizde olduğu gerçeğini kabul ederek, dostumuzun az, bize düşmanlık etmek isteyenlerin/ edenlerin çok olduğunu bilerek yaşadığımızı düşünüyorum. Ateş çemberi Ortadoğu’ya çok yakın olmanın, doğal gaz yataklarının da neredeyse üzerinde olmanın büyük dezavantajlarının olduğunu kabul etmek gerektiğinin de altını çizmekte fayda var. Belki bugün düşmanlarımız eline silah alıp ensemize dayamıyor olabilir ancak ben, yıllardır çalışmalarını arttırarak devam ettikleri inancını taşıyorum.İçte ve dışta yaptıkları sessiz çalışmalar tamamen kurduğumuz Cumhuriyeti zayıflatma, yıpratma, sonunda da yıkma yönündedir. Yukardaki cümleye de müzakerelerde gelinen son nokta, ve bugün Güney Kıbrıs’ın tavrını da referans gösterebiliriz.Özellikle son döneme bakıldığında Green Tree’de yapılan görüşmeler, Mont Pelerin zirvesi ve hemen ardından Crans Montana görüşmelerindeki sonuç ortadadır.Hele ki bin bir umutla gidilen Crans Montana görüşmelerinde elde edilen sonuç, Güney Kıbrıs’ın talepleri, tavrı, bizi bir sonuca götürmeyeceğini apaçık gözler önüne sermiştir. Oysa biz çözüm karşıtı değil, karşı tarafı, hatta dünyanın ada politikasını iyi okuyabilmişizdir. Güney Kıbrıs’ın amacı sabittir; KKTC’yi zayıflatmak, bölmek, parçalamak.Bu sinsi eylemleri için dış dünyada çalışmalarına devam ettikleri gibi, ülkemiz içinde de beslediği bazı kesimlerle varlıklarını sürekli diri tutmaktadırlar. Her provakatif eylemde en ön sıralarda yer alan bazı isimler, inanmadıkları, küfrettikleri bu ülkeden maaş almaktadırlar.İnanmadıkları halde maaş almaları da manidar olduğu gibi, bu onların ne kadar onursuz, iki yüzlü olduğunu gözler önüne sermektedir. Bazı sendikaların tek görevi, bu dış güçlerden aldıkları talimatları uygulamak, icazetleri doğrultusunda yaşadıkları ülkeyi ve maaş aldıkları devleti karalamaktır.AB, ABD, BM, UNOPS, UNDP, SOROS VAKFI, STELYOS Vakfı'ndan para alan bu kesmin amacı açık ve nettir; böl- parçala. Buna ek olarak da bölücülük faliyetinde bulunarak, KKTC’de yıllarca birlikte yaşamış, kader birliği yapmış insanları bir birine düşürmektir. Her fırsatı değerlendiren bu zatlara işlem yapılmaması da bunların kendilerine güvenlerini arttırmaktadır.Bu özgüvenle Devletin mahremi olan Meclisi yıkmaktan, Başbakanlığın kapılarını kırmaktan, Devletin malına zarar vermekten zerre kadar çekinmemişlerdir.PKK üzerine yazılan kitapları Sendika binalarında tanıtmaktan bile çekinmeyen bu zatlar, sürekli olarak Güney Kıbrıs’a giderek KKTC hakkında faliyetler sürdürdükleri bilinen bir gerçektir. Yaptıkları çirkinlikler cezasız kalmamalıdır. Gelmiş geçmiş hükümetler bu güruha sesini çıkartamamakta veya bilerek çıkarmamaktadır. Ülke yönetimine geldiğimiz gün bunların hesabı tek tek sorulacaktır. Bununla ilgili yasa önerimiz hazırdır.Onların inanmadığı meclise girdiğimizde önerilerimizi sunacağız ve ivedi şekilde çalışmalarımızı başlatacağız. Kimsenin bu ülkenin ekmeğini yeyip, bu ülkeyi satmasına izin vermeyeceğiz. Bizlerin yapması gereken şey, ülkemize, vatanımıza sahip çıkmaktır. Bize hediye edilen Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmak bizim boynumuzun borcudur. Bu vatanı sevip, korup kollayan tüm kardeşlerimizi de en kalbi duygularımla selamlıyorum.

BERTAN ZAROĞLU

YDP GENEL SEKRETERİ

Editör: TE Bilisim