En büyük  marifeti iğneden ipliğe zam üstüne zam yapmak ve vatandaşı da canından bezdirmek olan, bu yamalı bohça hükümetinin misyonunun gereği olarak, elektrik birim fiyatlarına da habire zam yaptığı, bilinen bir gerçektir..

Bu bağlamda; fakir fukara garip guraba başta olmak üzere, yiyecek bir lokma ekmeği zor bulabilen vatandaş ödeme gücü kalmadığı için, artık başta elektrik olmak üzere, son dönemde sürekli kabaran faturalardan illallah demektedir..

Buna mukabil; adeta akordu bozuk orkestra gibi, her ortağı ayrı telden çalan ve tabiri caiz ise, tuzu kuru olan bu hükümetin derdi ise, vicdani ret gibi gereksiz bir yasa tasarısıyla, gündemi değiştirmektir.. 

Maalesef durum aynen böyledir. Oysa ki; ülkemiz bugüne kadar, basiretli ve yüksek ferasetli siyasetçiler tarafından yöneltilmiş olsa idi, elbette ki elektriği de çok daha ucuza, halkın tüketimine sunmak mümkün olacaktı. Ancak her nedense, bugüne dek çeşitli hükümetlerde görev alan gerek enerji bakanlarının ve gerekse de kurulan hükümetlerin, halkın kullandığı  elektriği ucuza satabilmek için, her nedense somut hiç bir formül üretemediği tartışmasızdır. 

Eğer bu ülkede halkımız, devletin ürettiği elektriği kullanmak zorunda ise, bu durum da devlet, sosyal devlet olma ilkesinin ilk şartı olarak, alternatif enerji kaynaklarına da yönelmek suretiyle,  elektriği daha ucuza üretmek ve dağıtmak zorundadır...

Ama maalesef ki, bu durumun tam tersine, devletimiz elektriği çok pahalıya üretmekte ve bunda herhangi bir beis de görmemektedir...

Nitekim; son yapılan zam dan sonra konutlarda kullanılan elektriğin 250 kilowata dek birim fiyatı kdv hariç 0.79 tl mertebesindedir. Bu miktara kdv eklendiğinde ise, 1 kilowatın birim fiyatı kabaca 1 tl ye gelmektedir..  

Oysa ki" sadece 2 yatak odalı bir evde, elektriği aydınlatma ve buzdolabı, tv, çamaşır makinesi gibi zorunlu ev aletleri dışında kullanmayan bir ailenin, ödemesi gereken asgari fatura tutarı ortalama 250 tl nin altına asla düşmemektedir...

Böylesi bir durum ise, elektrik her ne kadar keşfedileli 200 yılı geçmiş olsa da, 2019 yılına geldiğimiz bugünler de, bir çok kişi için, maalesef rahatlıkla kullanılabilir bir enerji kaynağı olmaktan uzak kalmaktadır..

Evinde gaz mı yoksa odun sobası mı kullanacağını, elektrik sobasını kullanamadığı için alternatif olarak gören, ancak bir çeki odunu veya bir bidon gazı bile bulamayacak durumdaki emekli teyzem ise, fakru  zaruretten, fiyatların korkunçluğu karşısında  battaniyeye sarılıp oturmaktadır..

Bu noktada iş aslında bellidir.. Bırakınız vatandaşa neredeyse dünyanın en pahalı elektriğini satmak yerine iddia ediyoruz ki tahmini 350 bin nüfusu olan ülkemizde, sosyal yardım almaya mahkum olan vatandaşımızın, indirimli elektrik vermek yerine, tüketeceği elektriğin ilk 100 kilowatının bedava verilmesi mümkündür. Bu da somut olarak, fakir fukara, garip guraba nın, her ay kdv hariç 50 tl lik  elektrik faturasını ödememesi sonucunu doğuracaktır..

Formül ise basittir..

1-elektriğin iletimi ile üretimini ayıracaksınız.

2- elektrik üretimin de hak sahibi kıb tek derhal özelleştirilmelidir..

3- elektriğin üretim den ayrılacak perakende satışı da, aynı TC ve AB ülkelerin de olduğu gibi özel şirketlere ihale ile verilmeli, tüketici açısından serbest rekabet piyasası yaratılmalıdır..

4- Sn. Özdil Nami' nin de ifade ettiği gibi, Türkiye 'den kablo ile elektrik getirilmesinin önü, rekabetçi piyasa koşulları dikkate alınarak, açılmalıdır..

Yapılacak basit bir kaç reformun sonunda, muhtaç  ailelerin, aylık yaklaşık en az  50 tl+ kdv tutarındaki faturası nın devlet tarafından ödenmesi mümkündür..

Bu arada rüzgar ve güneş enerjisinden alternatif olarak elektrik üretmek de mümkündür..

YDP iktidarında fakir ve gurebanın kullandığı elektrik faturasının belli bir bölümü Devlet tarafından ödenecektir.

Saygılarımla

Bertan Zaroğlu

Genel Başkan Yardımcısı

Editör: TE Bilisim