Kubilay KURÇER

KKTC'nin deneyimli siyasetçilerinden Sami Dayıoğlu, hükümet programı kapsamında ülkedeki toplumsal ve siyasal sorunları değerlendirdi. Dayıoğlu, hükümetin KIB-TEK ile ilgili sorunların net bir çözüme bağlanamadığının altını çizerek, KIB-TEK’in maksimum çalışmasının elektrik fiyatlarını düşüreceğini söyledi. Sami Dayıoğlu, ADA TV’de Cansu Örmeci’nin “Öğlen Ajansı” programına konuk oldu.

“ÜRETİM SÜRDÜRÜLEBİLİR HALE GELMELİ”

Tarım konusundaki karşılıklı öngörülerin ve niyetleri olumlu bulduğunu ifade eden Dayıoğlu, önümüzdeki dönemdeki 25 ayda yapılacak icraatlerle ilgili “ümitli olunması gerekir” şeklinde konuştu. Dayıoğlu, tarımcılığın gelişmesini ve tarımcıların daha iyi günlere görebilmesinin önemine vurgu yaparak ülkenin değerinin artması konusunda endişe duyduğunu söyledi. Güzelyurt akiflerinin geliştirilmesi ve bölgede yapılacaklarla ilgili açıklama yapılmadığını dile getiren Dayıoğlu, hükümet programının detayları içinde yer alabileceğinin de altını çizdi.

Hellimin coğrafi anlamda tescillenmesinin 3-5 ay içerisinde gerçekleşebileceğini söyleyen Dayıoğlu, ileriye dönük çalışmalarla ilgili zamana ihtiyaç duyulduğunu, fakat icraatlerle ilgili endişe duyduğunu dile getirdi. Dayıoğlu, program içinde bahsedilen Hal Yasası’nın içeriğinde ürünü sokacak üretici olmadığının korku verici olduğunu belirterek Güzelyurt Havzası’yla ilgili çalışmaların açıklanmadığına da dikkat çekti.

“TÜKETİLEN ÜRÜNE GÖRE TEŞVİK EDİLMELİ”

Küçük ve orta boy işletmelerin geliştirilmesinin doğru yaklaşım tarzı olduğunu söyleyen Dayıoğlu, teşviğin, üretime göre verilmesi gerektiğini vurguladı. Tüketilen ürüne teşvik edilmesinin kaliteyi getireceğini belirten Dayıoğlu, kalite unsurlarının zincirlenerek, üretimin daha sürdürülebilir hale geleceğini açıkladı. Dayıoğlu, Türkiye’den gelecek suyun ek maliyetlerine dikkat çekerek üretimin kalitesinin artmasını, “Maliyetin aşağı çekilip rekabet pozisyonunun oluşturulmasına bağlı olduğu” şeklinde yorumladı.

“YANLIŞ KARARLAR ALINDI”

Sami Dayıoğlu, KTHY Komisyonu’nu kuracak isimlerin önemini vurgulayarak, siyasetin dışındaki uzmanların kurması gerektiğini söyledi. Dayıoğlu, yapılacak olan icraatlerden çıkacak tablonun halka karşı gizli tutulması yerine aynı anda deklare edilerek sunulması gerektiğinin altını çizerek, yeraltı kaynaklarının en modern şekilde değerlendirilmesinde uzman kişilerin söz sahibi olması gerektiğini açıkladı.

Tarım sektörüyle ilgili yanlış kararlar alındığını ifade eden Dayıoğlu, KKTC’nin “ada ülkesi” olmasından dolayı tarımsal arazilerin dağıldığını, dolayısıyla tarımın çevreyle ilgili unsurlarla birlikte ele alınması halinde daha verimli olacağı inancı içerisinde olduğunu söyledi. Dayıoğlu, transfer istasyonlarının yapılmaya başladığı zaman, doldurulacak çöplerin bölgeye kirlilik saçması durumunda yapılmasının bir anlamı olmadığının altını çizdi. Suyun dağıtımının belediyelere verilmesi gerektiğini belirten Dayıoğlu, geçmişte elektrik meselesinde olduğu gibi suyun halka iki defa ödettirilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.

“HER ÜLKENİN KENDİ YÖNETİM TARZI VARDIR”

Özel sektördeki sendikalaşmanın teşvik edilmesiyle ilgili “Müessese yücelecek ki çalışan yücelecek. Bana parayı ver ama nereden istersen kazan mantığı sendikalaşma anlamına ters düşer.” şeklinde konuşan Dayıoğlu, hükümetin KIB-TEK ile ilgili tam olarak anlaşamadığını öne sürerek, şunları kaydetti:

“Bana göre hükümetteki her iki parti de bu konu üzerinde anlaşamadılar. Meseleyi muallak cümlelerle geçiştirdiler. AB normlarına göre, her ülkenin kendi normu ve yönetim tarzı vardır. KIB TEK’in en üst kapasitede çalışması şart. KIB-TEK’in maksimum çalışması maliyeti de düşürür. KIB-TEK’in geçmişte yaptığı anlaşmalar sadece kurumu bağlar fakat ben tüketici açısından baktığımda elektrik fiyatının yüksek olduğunu görüyorum. Fiyatlar borsaya göre yapılıyorsa günlük indirimler yapılmalı.” 
Editör: TE Bilisim