Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu eski Başkanı Hasan Tosunoğlu, görevden alındığı iddialarını yalanladı ve protokol geciktiği için istifa ettiğini söyleyerek, ‘‘Devletin, Kooperatif Merkez Bankası’na borçlarını ödemekten imtina etmesi bize göre kabul edilebilir bir yaklaşım değildir“ dedi.

Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu eski Başkanı Hasan Tosunoğlu Kıbrıs Postası’na konuşarak, “Devletin Kooperatif’e olan borcunu ödemesi şart” dedi.

‘Algı operasyonuna’ soyunulmadığı sürece her türden eleştiriye açık olduğunu vurgulayan Tosunoğlu, ‘devlet tarafından görevden alındığına’ yönelik iddiaları da kesin bir dille yalanladı. İstifasının nedeninin, Kooperatif Merkez Bankası’na yönelik devlet borcunun ödenmesi konusunda hükümetle teknik heyet arasında yaşanan sorunlar olduğunu vurgulayan Tosunoğlu, bu konuda bir anlaşma yapılmasına rağmen, hazırlanan protokolün, özellikle UBP kanadı tarafından geciktirilmesinin, görev yaptığı zaman zarfında yaşadığı en ciddi problem olduğunun da altını çizdi.

‘‘Devletin, Kooperatif Merkez Bankası’na borçlarını ödemekten imtina etmesi bize göre kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Hükümet içerisindeki krizin benim özellikle bu konudaki ısrarlarım sebebiyle daha da büyümemesi ve yapılacak spekülasyonlarla Kooperatif Merkez Bankası’na daha fazla zarar gelmemesi için görevimden istifa ettim’’ ifadelerini kullanan Tosunoğlu, görev yaptığı dönemde, çeşitli çıkar gruplarının, ‘kurumu geriletemiyoruz, bari ilerlemesine izin vermeyelim’ perspektifiyle Kooperatif’in altını oyduğu izlenimine sahip olduğunu da ekledi.

Kurumu, görevi boyunca, dijital ve inovasyon odaklı çalışma koşullarına adapte etmeyi hedefleyen çalışmalar yaptığını belirten Tosunoğlu, başta yükseköğretim sektörü olmak üzere bu ülke için çalışan, bu ülkeyi yurt bilen tüm gerçek ve tüzel kişilere ellerinden gelen desteği her zaman verdiklerinin altını çizdi.

Geçtiğimiz hafta tüm ülke gündeminin odak noktasındaydınız, Kooperatif Merkez Bankası gibi bir kurumun yönetim kurulu başkanlığından istifa ettiniz ve bu çok tartışıldı. Her şeyden önce şunu soralım: Bu kadar gündemde olmak yorucu olmuyor mu?

‘‘Merhabalar! Her şeyden önce, bu röportaj vesilesiyle gazetenizin sayfalarını bana ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Gündemde olmak, stres yönetimi, kriz yönetimi, zaman yönetimi… bunlar bizim bu görevlere gelmeden önce de kendi işimizden ve hayatımızdan aşina olduğumuz konular. Eleştirilere tahammül göstermek bizim gibi önemli sorumluluk üstlenmiş insanlar için işimizin bir parçasıdır yeter ki tartışma konuları sarih ve şeffaf olsun, herhangi bir algı kirliliği veya manipülasyon yapılmasın.’’

O zaman hemen algı kirliliği yaşanan ilk meseleyi soralım: Hasan Tosunoğlu istifa mı etti yoksa hükümet tarafından görevden mi alındı?

‘‘Evet, bu konunun özellikle bazı çevreler tarafından çarpıtıldığına ben de şahit oldum. Ülke olarak maalesef şöyle bir şansızlığımız var: Erken seçim sürecine girildi mi, tüm değerler, ilke ve prensipler rafa kalkıyor. Neredeyse tüm siyasi partilerde tamamen ‘1 yıl içerisinde gerçekleşecek erken seçimde yaşanan olayları kendi lehime nasıl kullanırım?’ gibi bir mantık var. Benim her şeyden önce Kooperatif Merkez Bankası gibi Kıbrıs Türk halkının öz varlığı bir kuruma ve onun çalışanlarına müthiş bir saygım ve bağlılığım var, bunu belirtmek isterim. Görev yaptığım süre içerisinde de, görevden sonraki dönemde de atacağım tüm adımlar, bu kurumsal aidiyet esasına dayalı olacaktır. Geçtiğimiz günkü basın açıklamasında da ifade ettiğim gibi görevimden istifa etme sebebim, devletin, Kooperatif Merkez Bankası’na borçlarının ödenmesi konusunda koalisyon ortakları ve teknik heyetler arasında yaşanan problemlerdir. Bu konuda anlaşma yapılmış olmasına rağmen hükümetle imzalamak için hazırladığımız protokolün, teknik heyetler ve özellikle hükümetin UBP kanadı tarafından geciktirilmesi görev süremiz içerisinde karşılaştığımız en büyük engellerden olmuştur. Devletin, Kooperatif Merkez Bankası’na borçlarını ödemekten imtina etmesi bize göre kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Hükümet içerisindeki krizin benim özellikle bu konudaki ısrarlarım sebebiyle daha da büyümemesi ve yapılacak spekülasyonlarla Kooperatif Merkez Bankası’na daha fazla zarar gelmemesi için görevimden istifa ettim.’’

Peki sizce devletin, Kooperatif Merkez Bankası’na borçlarını, bu konuda anlaşmalar yapılmasına rağmen ödememe sebebi nedir?

‘‘Bu konu, aslında üzerinde en çok durulması ve sorgulanması gereken konudur ancak maalesef ülkemizdeki muhalefet anlayışı üzüm yemekten ziyade hem bağcıyı döveyim hem de küpümü doldurayım mantığında olduğu için asıl tartışılması gereken konular geri planda kalıyor. Kooperatif Merkez Bankası, bu ülkenin öz varlığıdır ve çok şükür kendi ayakları üzerinde durabilecek durumda, güçlü bir kurumdur. Mesele, aslında tam da bu güçlü konumundan kaynaklanmaktadır. Benim edindiğim izlenim, çeşitli çıkar gruplarının, Kooperatif’in daha da güçlenmesini engellemeye çalıştığı yönündedir ve bunun için de çeşitli kurumlarda lobi faaliyetleri yürütülmektedir. Burada da şöyle bir strateji izliyorlar: “Kurumu geriletemiyoruz, bari ilerlemesine izin vermeyelim.” Biz görev yaptığımız süre içerisinde bu tip yaklaşımlara pabuç bırakmadık. Cesur adımlarla kurumu somut ve ölçülebilir değerler çerçevesinde çok daha iyi durumlara getirdik. Bahsettiğimiz sektör, bankacılık sektörüdür ve burada yoruma ve kişisel değerlendirmeye yer yoktur. Gerek mevduat gerekse krediler konusunda görev yaptığımız dönemde kurum lehine sağladığımız başarılı ilerleme, rakamlarla ölçülebilir ve son derece somut durumdadır.’’

Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptığınız dönemde en çok önemsediğiniz projeleriniz neler oldu?

‘‘Biz göreve geldiğimiz zaman bu mevkilerin geçici mevkiler olduğunu bilerek bu göreve geldik. Devraldığımız kurumu, devredeceğimiz zaman Kıbrıs Türk halkının yüz akı olarak teslim etmek için devraldık. Öncelikli hedefimiz, kurumu günümüzün olmazsa olmaz dijital ve inovasyon odaklı çalışma koşullarına adapte etmek oldu. Bunun için de önce kurum içi yönetim mekanizmalarının etkin hale getirilmesi için bir dizi çalışma başlattık. Uzun yıllardır vekaletle yürütülen 30’u aşan pozisyondaki çalışana asaletlerinin münhal ve mülakatla verilmesini sağladık, Genel müdür yardımcısı sayısının, bankanın gelişen ihtiyaçları çerçevesinde artırılması, kurumsal iletişim alanında eksikliğin doldurulması amacıyla Reklam ve Halkla İlişkiler Bölümü’nün oluşturulması gibi adımlar attık.  İlk defa tüm çalışanları kapsayacak şekilde eğitim çalışmaları düzenledik. Tüm çalışanlarımızın bulundukları pozisyonlara göre yetkinlikleri ve ileriye dönük potansiyellerinin ölçülüp değerlendirilmesi yapıldı.’’

Görev yaptığınız dönemde birçok sektör temsilcisi ve sivil toplum örgütüyle birlikte çalıştınız bunlar arasında en çok önem verdikleriniz nelerdi?

‘‘Her şeyden önce biz şunu her zaman aklımızda tuttuk: Kooperatif Merkez Bankası, Kıbrıs Türk halkı için vardır. Bu yüzden halkımıza ve çeşitli sektör temsilcilerimize verdiğimiz destek bizim için çok anlamlıydı. Küçükbaş hayvan besleyicileri için sınıf faiz ile yemlik arpa, besi yemi, süt yemi, besi peleti alımı için kredi sağladık. Ülkemizin lokomotif sektörlerinden yükseköğretim sektörüne (LAÜ ve GAÜ) önemli miktarlarda kredi sağladık. Girne Amerikan Üniversitesi bünyesinde şube açılışımızı yapmak için protokol imzaladık. Kısmetse şubemiz bu ay açılıyor. İlk kez yurt dışı bir fuara katılarak, İngiltere’deki Kıbrıslı Türklere yönelik olarak konut kredisi sağladık. Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu ile Koopbank Kıbrıs Kupası için sponsorluk anlaşması yaptık. Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Çıraklık Eğitim Merkezi Bina projesine destek olduk. Özel Eğitim Merkezi (ÖZEV)’in üstü kapalı spor alanı projesine destek verdik. Biz bu ülke için çalışan, bu ülkeyi yurt bilen tüm gerçek ve tüzel kişilere elimizden gelen desteği her zaman verdik, bundan sonra da icra edeceğimiz tüm görevlerde vermeye devam edeceğiz.’’

(Kıbrıs Postası)

Editör: TE Bilisim