Türkiye Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin; “Kıbrıs Türklerinin haklı mücadelesinin, çelikleşmiş iradesinin en yüce sembolü” olduğunu vurgulayarak, “Kıbrıs Türklerinin meşru haklarının daha geç olmadan teslim edilmesi, başta hava ve deniz ulaşımı olmak üzere tüm ambargoların kaldırılması, modern dünyanın ve çağdaş Avrupa’nın bir parçası olan KKTC’nin diğer tüm Avrupa ülkelerine tanınan haklardan eşit şekilde yararlanması” temennisinde bulundu.

Türkeş, Kıbrıs’ta çözümü isteyenin, masada kalarak barış için çözüm için direten Kıbrıs Türk halkının olduğunu, dünyanın bu gerçeği görmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin birleşik bir Kıbrıs’ı ezelden beri desteklediğini” söyledi ve “Kıbrıs’ta çözüm mümkündür. Dileğimiz; Kıbrıs’ta nihai barışın sağlanması, sizlerin meşru haklarının teslim edildiği bir anlaşmaya imza atılmasıdır” dedi.

Kıbrıs’ta kalıcı bir barışın önünde hiçbir zaman engel olmadığını gerek referandumda gerekse müzakere masasında çözümcü duruşuyla gösteren KKTC’nin maruz bırakıldığı haksız tecride rağmen sosyal ve ekonomik alanda büyümeye devam ettiğini, hem turizm hem de eğitim merkezi kimliğini kazandığına işaret eden Türkeş, KKTC’nin gelecekte özellikle enerji kaynakları ve bölgesel enerji hatları konusunda da taşıyacağı önemin ortada olduğunu vurguladı.

Türkeş, 20 Kasım’dan itibaren devam edecek Kıbrıs görüşmelerinde; “farklılıklar değil, ortaklıkların öne çıkarılması gerektiğine de” işaret ederek, “Çift bölgeli, çift toplumlu, eşit kurucu hakların yer aldığı Birleşik bir Kıbrıs, hem adada yaşayan sizlerin hem de bütün bölge ülkeleriyle AB’nin lehindedir. Ancak süreçten çıkacak sonuç ne olursa olsun; KKTC’ye, Kıbrıs Türk halkına yönelik Türkiye’nin desteğinin her şart altında devam edeceğinin bilinmesini isteriz” diye konuştu.

Türkiye Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, KKTC’nin 33. kuruluş yıl dönümünde yaptığı konuşmada, kutlama törenlerine katılmaktan ve Kıbrıs Türk halkının bu onurlu gününde yanında olmaktan duyduğu büyük mutluluğu dile getirdi.

Türkeş, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım ve Türk halkının selam ve sevgilerini ileterek başladığı konuşmasında; “Yeşil ada” olarak bilinen Kıbrıs adasının bugün yine tarihi günlerinden birini yaşadığına işaret etti.

Türkeş, Akdeniz’in incisi bu güzel adanın, 1974 koşullarına gelindiğinde Kıbrıs Türkleri için karanlık, kasvetli, sıkıntılı günler yaşandığını, Kıbrıs Türk halkının varlık mücadelesi verdiğini, yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını anlattı.

“İşte bu hiçbir zaman temenni etmediğimiz sıkıntılı dönemde uluslararası meşruiyeti olan bir barış harekatı ile yardıma koşuldu, Kıbrıs Türkü Anavatan Türkiye’nin hep yanında olduğunu ve yok edilmesine izin vermeyeceğini bir kez daha size kastetmeye çalışanlara gösterdi” diyen Türkeş, bundan sonraki sürecin ise ayrı bir başarı öyküsü olduğunu kaydetti.

Türkeş, başka bir çıkar yol kalmaması üzerine 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu belirterek, o gün ilan edilen devletin bugün 33 yaşında genç bir delikanlı olduğunu, sadece bir devlet değil Kıbrıs Türklerinin haklı mücadelesinin çelik leşmiş iradesinin en yüce sembolü olduğunu vurguladı.

KKTC’nin kuruluşu ile dünyaya; burada iki toplumun var olduğunun ilan edildiğini ve bu gerçeği kabul etmeyenlere en güzel cevabın verildiğini belirten Türkeş, şöyle devam etti:

“33 yıl önceki bu gelişme ortaya yüzü batıya dönük, muasır medeniyet seviyesini hedefleyen, demokratik, laik bir hukuk devletinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kıbrıs Türk toplumu KKTC ile varlıklarını temsil etme, haklarını meşru şekilde arama imkanı bulabilmiştir. Kuruluşundan bu yana sadece 33 yıl geçmesine rağmen demokratik geleneklerini sağlam temellere oturtan, kendi meclisine ve bürokratik kurumlarına sahip olan KKTC, maruz bırakıldığı haksız tecride rağmen sosyal ve ekonomik alanda da büyümeye devam etmektedir.

33 yılda gelinen noktada KKTC hem bir turizm hem bir eğitim merkezi kimliğini kazandı. Bugün dünyanın dört bir yanından eğitim için gençlerin tercihinin KKTC olması ve haksız tecrit ve ekonomik ambargolara rağmen turistlerin KKTC’ye duyarsız kalmaması bunun en güzel kanıtıdır.”

Gelecekte özellikle enerji kaynakları ve bölgesel enerji hatları konusunda da KKTC’nin taşıyacağı önemin ortada olduğunu vurgulayan Türkeş, “Dileğimiz; Kıbrıs Türklerinin meşru hakları daha geç olmadan teslim edilsin” dedi.

Türkeş, “Başta hava ve deniz ulaşımı olmak üzere tüm ambargolar kaldırılsın, modern dünyanın ve çağdaş Avrupa’nın bir parçası olan KKTC’nin diğer tüm Avrupa ülkelerine tanınan haklardan eşit şekilde yararlanması” temennisinde de bulundu.

Bunun; Kıbrıs Türk halkının hiçbir şarta başvurmadan hakkı olduğunu vurgulayan Türkeş, bugün 33. yaşını kutlayan KKTC’nin varlığının, kalıcı bir barışın önünde hiçbir zaman engel olmadığını, KKTC’yi oluşturan halkın gerek daha önce halk oyuna götürülen anlaşma metni konusunda gerekse görüşmelerde daima çözümden yana tavrını koyduğunu vurguladı.

Türkeş, bugün de ABD’de başlayan ve İsviçre’de devam eden görüşmelerde barıştan ve çözümden yana olan, bunun için çaba gösteren tarafın yine KKTC olduğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti:

“Çözümü isteyen, masada kalarak barış için çözüm için direten sizlersiniz. Dünyanın bu gerçeği görmesi gerekir.

Anavatan Türkiye olarak Kıbrıs Türklerinin bir azınlık değil, kurucu unsur ve eşit haklara sahip bir toplum olarak yer alacağı birleşik bir Kıbrıs’ı ezelden beri destekliyoruz.

BM himayesinde süren görüşmelerin her iki tarafı da tatmin edecek bir sonuca ulaşması hepimizin ortak dileğidir. Bu konuda gösterilen çabayı takdirle izliyor Kıbrıs Türk halkına desteğimizi sürdürüyoruz.

Kıbrıs’ta çözüm mümkündür. Bunun geçmişte örneği yaşanmıştır ve yine gerçekleştirilebilir. Bunun için BM’nin ve garantör ülkelerin yanı sıra Kıbrıs’ın güneyinde yaşayan halkın desteği de önemlidir.

Dileğimiz; Kıbrıs’ta nihai barışın sağlanması, sizlerin meşru haklarının teslim edildiği bir anlaşmaya imza atılmasıdır. 20 Kasım’da itibaren devam edecek görüşmelerden çıkmasını arzu ettiğimiz sonuç budur.

Farklılıklar değil, ortaklıklar öne çıkarılmalıdır. Çift bölgeli, çift toplumlu, eşit kurucu hakların yer aldığı Birleşik bir Kıbrıs, hem adada yaşayan sizlerin hem de bütün bölge ülkeleriyle AB’nin lehindedir.”

Tuğrul Türkeş, “süreçten çıkacak sonuç ne olursa olsun; KKTC’ye, Kıbrıs Türk halkına yönelik Türkiye’nin desteğinin her şart altında devam edeceğinin bilinmesini” istedi.

Kıbrıs’a Anavatan’dan su ulaştırılmasının ardından, elektriğin de ulaştırılması için çerçeve anlaşmasının imzalandığını belirten Türkeş, su çalışmalarında olduğu gibi elektriğin iletimiyle ilgili çalışmaların da çok kısa sürede tamamlanmasını hedeflediklerini söyledi.

Türkeş, Kıbrıs Türk halkının gerek adanın gelecekte ortaya çıkacak doğal kaynakları gerekse mevcut imkanlarından eşit şekilde yararlanması gerektiğine dikkat çekerek, “Kıbrıs Türkü hak ettiği şekilde uluslararası arenada temsil edilmeli, bu yolda herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir” dedi.

KKTC’nin çözüm adına attığı cesur adımları da kutlayan Türkeş, hangi model altında olursa olsun ebediyete kadar desteklerinin süreceğini, Kıbrıs Türk halkının haklı davasında hep yanında olacaklarını vurguladı.

Türkeş, mutlu, refah düzeyi yüksek bir Kıbrıs kurulması için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini belirterek, bunu sadece bir Başbakan Yardımcısı olarak değil “aileden biri” olarak da söylediğini kaydetti.

Başta Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş olmak üzere Kıbrıs Türklerinin varlık mücadelesinde emeği geçen herkesi, tüm şehitleri rahmetle, gazileri şükranla anan Türkeş, “Kıbrıs Türklerinin varlığının teminatı” olarak nitelendirdiği KKTC’nin 33. Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı.

Editör: TE Bilisim