Havadis Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Başaran Düzgün, Başbakan Ersin Tatar'ın kabiniye sunmadan önce Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliğine gittiğini iddia etti.

Düzgün'ün bugünkü köşe yazısı şöyle:

"İlk işittiğimde “Ersin Tatar sürpriz yaptı” dedim.

İki partinin hükümeti kurmak üzere anlaştığı, Parti Meclislerinde onaylatma gayretine düştüğü ve ortalıkta kabine listelerinin uçuştuğu saatlerde yani dün akşamüzeri kendisini arayıp kabinede yer alacak isimleri yani kimlerin bakan olacağını sordum.

Ser verip sır vermedi.

Tek tek saydığım isimlere “henüz belli değil” yanıtı verdi.

“Arkadaşlar bile bilmiyor” diyerek kestirip attı.

Daha önceki konuşmalarımızda “UBP’deki çıkar gruplarının etkisi altında kalmayacak, kendi kabinesini oluşturacak” şeklinde bir intiba edinmiştim.

Özellikle UBP içindeki Eroğlu kliğinin kabineyi kendilerine göre dizayn edeceği düşüncesindeydim.

Fakat tam olarak öyle olmadı.

Sunat Atun’la ilgili son hafta yapılan operasyonun etki gücünü hafife aldım.

“Derin güçler” Sunat Atun’un FETÖ ile bağlantılı olduğunu üfürüp durdular.

Gazeteci kılıklı “elemanlar” bunu yazıp çoğalttılar.

Ve AK Parti’nin ama özellikle Berat Albayrak’ın yakın işbirliği içinde olduğu Sunat Atun biranda Fetöcü’ye dönüştü.

Kabine listesi de bu operasyonla değişti.

Havadis Haber Merkezi’ne gelip de dün Havadis’in birinci sayfasında yer alan isimlerin bir bölümü ya kabinede yer almadı ya da farklı bakanlıklar aldılar.

Peki neydi kabine listesini değiştiren gelişme?

***

21 Mayıs Salı günü iki parti lideri el sıkıştılar ve hükümeti kurma kararı verdiler.

Bakanlık ve bağlı kurumları kararlaştırdılar ve her iki partinin parti meclislerini toplayıp da bu kararı onaylatacaklarını açıkladılar.

Salı akşam, saat 21:30 itibarıyla tüm bu söylenenler yapıldı.

Esas gelişmeler de 21:30’dan sonra oldu.

Parti Meclisi toplantısından sonra Ersin Tatar Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne gitti.

Çağrıldı mı yoksa kendisi mi gitti bilmiyorum.

“Türkiye ile tam uyum içinde çalışacağım” diye sık sık açıklama yaptığı için aslında bu sorununun yanıtı da çok önem arz etmiyor.

Peki, Ersin Tatar gece yarısına yaklaşan bir saatte gittiği büyükelçilikte ne görüştü?

Kiminle ne konuştu?

Bakanlar Kurulu’nda yer alacak isimlerin listesi gece yarısı elçilikte mi oluşturuldu?

Peşinen belirteyim ki böylesi bir iddianın sahibi değilim.

Yani “Ersin Tatar marş marş elçiliğe gitti, tak diye selam verdi ve emir alıp uyguladı” diye bir iddia değildir bu yazının konusu.

Öyleyse nedir?

Elçilik veya bir üstü Türkiye Dışişlerinden etkilenmenin yolunu Kudret Özersay açtı.

O kadar ifrata kaçtı ki imaj olarak “bizim memleketin dürüst ve çalışkan hocası” olmaktan çıktı “Çavuşoğlu’nun   emir erine” dönüştü.

Olumlu imajını yerle bir etti.

Kudret Özersay’ın yol açtığı böylesi bir hükümetin müstakbel başbakanının da bir gece yarısı elçiliğe gitmesini nasıl yorumlamalı?

***

Yeni bir hükümet kuruldu, yeni bir döneme girdik.

“Perde kalktı” ve tüm gerçekliği artık göreceğiz.

Kıvrılıp-bükülüp gerçekleri saklama derdine düşenler yoktur artık.

Her şey açık ve gözler önünde olacak.

Belki de doğru olan budur.

Kıbrıs’ın Kuzeyinde 1974 sonrasında kurulan statükoya yakışan budur…"

Editör: TE Bilisim