Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), su kaynaklarının devlette, suyun dağıtım hakkının ise yerel yönetimlerde olmasının kırmızı çizgileri olduğunu açıkladı.

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil yaptığı yazılı açıklamada, özel şirketlerin tasarrufunda olacak hiçbir uygulamayı kabul etmeyeceklerini, her türlü direnişi sergileyeceklerini kaydederek, adada yaşayan herkesi “toplumsal onura” sahip çıkmaya çağırdı.

Elcil, Türkiye’nin dayattığını iddia ettiği anlaşmanın daha fazla bağımlılık; su hakkının, su kaynaklarının gaspı ve AKP özel sermayesinin istilasının bir devamı olduğunu savundu.

Şener Elcil, Türkiye ile KKTC arasında Türkiye’den gelen suyun dağıtımı ve yönetimine ilişkin anlaşmayı “ teslimiyet anlaşması” olarak niteleyerek 23 madde halinde özetledi.

Elcil, anlaşma gereği, üçüncü ülkelere suyun satışının Türkiye’ye ait olacağını herhangi bir hak iddia edilemeyeceğini, tek işletmeci tarafından dağıtım yapılacağını ve işletileceğini, belediyelere ve devlete ait tesislerin karşılıksız olarak işletmeye devredileceğini savundu.

Tüm ülkede tek fiyat tarifesi uygulanacağını iddia eden Elcil, mevcut zirai kullanım amaçlı kaynaklara sayaç takılıp, geçerli tarife üzerinden su satılacağını, içme-kullanma suyu, atık su ve yağmur suyu işletmesi ile zirai sulama işletme hakları tamamen tek bir şirkete verileceğini, belediyelerin ekonomik kaynaklarının gasp edileceğini, su hakkı ve su kaynaklarının tümünün yabancı bir ülkeye ve özel şirkete devredileceğini ileri sürdü.

Elcil, eğitim, sağlık, barınma, yaşam hakkı gibi su hakkının da toplumsal bir mesele olduğunu ve ücretsiz olarak vatandaşlara kamu hizmeti olarak ulaşması gerektiğini belirterek, hükümetin konuyu muğlakta bırakmasının hayal kırıklığı yarattığını kaydetti.

“Su hakkının AKP, özel sektör ve yerli işbirlikçilerin muazzam çabası ile gasp edilmeye çalışıldığını görmek bizleri endişelendirmektedir” diyen Elcil, Cumhuriyetçi Türk Partisi liderliğinin ise halkın su hakkını özelleştirmek için uğraş vermesinin toplumsal ihanetin habercisi olduğunu öne sürdü.

“ AKP’nin Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların barajlarının, toprağının tapusunu istemesi; yeraltı su kaynaklarının, drenaj hattının, atık suların kullanımı ve suyun dağıtımının mülkiyetini talep etmesi ise tabiri yerinde ise yeni bir uluslararası kriz ve istila demektir” ifadelerini kullanan Elcil, Türkiye Cumhuriyeti’nin su hakkı üzerinden KKTC’de yaşayan insanlara şantaj uyguladığını iddia etti.

“Sözünü ettiği şantaja boyun eğecek, böyle bir teslimiyet belgesini imzalayacak, halkına ihanet edecek politikacı veya siyasi parti istemediklerini” kaydeden Elcil, “şantaja karşı direnecek, toplumsal mücadele verecek her siyasetçi, siyasi parti, kişi, kurum, sendika ve sivil toplum örgütü ile ortak direnmeye hazır olduklarını” bildirdi.

Elcil, toprakların ve su kaynaklarının Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların coğrafyası olduğunu, hiçbir kişi, parti veya hükümetin toplumun onayını almadan Kıbrıslıların ortak değerlerini bir ülkeye veya bir özel şirkete peşkeş çekmesinin, su hakkı gibi insan hakkı olan bir meseleyi özel şirketin mülkiyetine devretmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. 
Editör: TE Bilisim