Sarpten, 22 Mayıs Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü vesilesiyle yaptığı yazılı açıklamada, 
2019 yılı Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü’nün “Biyoçeşitlilik ve Kalkınma” temasıyla kutlanıldığını kaydetti.

KALKINMA ADI ALTINDA DOĞAYA HER TÜR MÜDAHALE YAPILIYOR

Kuzey Kıbrıs’ta “kalkınma adı altında doğaya her türlü müdahalenin yapıldığı” ve “doğa koruma tedbirlerinin yeterli düzeyde olmadığı” iddiasında bulunan Sarpten, “Kıbrıs’ın kuzeyinde yapılan bilimsel çalışmalar ülkemizin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin de her geçen gün giderek azaldığına işaret etmektedir” dedi.

Sarpten, hayvanların doğal yaşam alanlarının gün gittikçe daralmakta olması, kaçak avlanma, doğal su kaynaklarının giderek kuruması, devlet ayağından yaptırımın sağlanamaması ve bilinçsizlik nedeniyle birçok canlı türünün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirtti.

ENDEMİK BİTKİ TÜRLERİMİZ TEHDİT ALTINDADIR

Kıbrıs’ın kuzeyinde doğal olarak yetişen tahmini bin 900 çeşit çiçekli bitki bulunduğunu, 
bilinen orkide türlerinden 30’unun sadece Kuzey Kıbrıs’ta yetişmekte olduğunu, Dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan ve yalnız Kuzey Kıbrıs’ta yetişen 19 bitki türü bulunduğunu kaydeden Sarpten, “Özellikle endemik bitki türlerimiz büyük bir tehdit altındadır. Buna örnek olarak Delphinium caseyi (Casey'in Hazareni) ismindeki bitkimizi verebiliriz. Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından bu bitkiden yalınızca 15 adet kaldığı bildirilmiştir” dedi.

TAVŞANCIL KARTAL YOK OLMA TEHYLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA

Kuzey Kıbrıs’ta birçok kuş türünün de tükendiği veya tehdit altında olduğunu kaydeden Sarpten, Güney Kıbrıs’ta birkaç çift kalan Kızıl Akbabaların kuzeyde tükendiğini, endemik bir kuşlardan Dere Kuşu’nun da ormanların azalmasına bağlı olarak tamamen yok olduğunun söylenebileceğini; Karabacaklı Martı, Sürmeli Kızkuşu, Elmabaş (Ördek) ve Çayır İncir Kuşunun sayılarının gittikçe azalmakta olduğu; Gökkuzgun ve Tavşancıl Kartal’ın da son yıllarda Kıbrıs’ta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını kaydetti.

BAZI SÜRÜNGENLER DE YOK OLDU

Bazı sürüngen türlerinin de çok azaldığı hatta yok olduğunu kaydeden Sarpten, bunların başında sadece Kanlıdere de yaşayan Çizgili kaplumbağa bulunduğunu, 11 yılan türünün bulunduğu ülkemizde ince yılanın neslinin tamamen tükendiğini, Su Yılanının (Natrix tessellata) ise 2009 yılından bu yana hiç görülmediğini, sıçan popülasyonlarının dengelenmesinde aktif rol alan yılanların gelişigüzel öldürülmesinin önemli bir sorun olduğunu kaydetti.

Sarpten, “Yapmış olduğumuz bilimsel çalışmalara göre son 5 yılda sadece yollarda can veren yılan sayısı bin 427 adettir.  Aynı dönemlerde sadece yollarda ölü olarak tespit edilen kirpi sayısı 700 civarındadır” dedi.

DENİZDE KONTROLSÜZ AVCILIK
Kıbrıs’ı çevreleyen denizde deniz canlılarının Süveyş Kanalı vasıtasıyla Kızıldeniz’den giren yabancı türlerin (Lesepsiyen) baskısı altında olmasının önemli bir olay olduğunu kaydeden Sarpten, Balon ve Aslan balıklarının bu canlıların ikisi olduğunu söyledi.

Kuzey Kıbrıs sularında yapılan bilimsel çalışmaların sınırlı olması nedeniyle denizel canlıların kapsamlı bir şekilde ortaya konamadığını kaydeden Sarpten, “Denizel türlerimiz kontrolsüz avcılık tehdidi alındadır. Akdeniz ülkesinde avı tamamen yasaklanan orfoz ve lagos balığı ülkemizde halen kontrolsüzce avlanmaya devam ediliyor” dedi.

Editör: TE Bilisim