Sayın Sağlık Bakanı, 15 Haziran 2017 tarihinde katıldığı bir programda, sağlıktaki reform sürecine ara formül olarak nitelendirdiği ancak, görünürde kamu hekimlerinin ikinci iş yapmalarının önünü açacak bir tüzük çalışması yürüttüklerini gündeme getirmiştir. Mahkeme süresince Tıp-İş’in savunuculuğunu üstlenen, yeminli ifadesinde, kamu hekimlerinin ikinci iş yapmalarının yasaklanması durumunda, bunu uygulamayacağını ve istifa edeceğini söyleyen Sayın Sağlık Bakanı’nın kendileri iken; yine Yargıtay tarafından verilen Mandamus Emirnamesinin ardından mahkemede kayıtlara geçmiş olan yeminli beyanını politik manevra yaparak, mahkeme heyetinden talep ettikleri altı aylık geçiş sürecinin yeterli olduğunu ve kararı memnuniyetle karşıladığını belirten de yine kendileri idi. Hatta, bu altı aylık geçiş döneminde bunu başaramazlarsa istifa edeceğini de söyleyen yine bizzat kendileri idi. İkinci işin gündemden kalktığını, kamuoyu ile paylaşan, yine Sayın Sağlık Bakanı’nın kendileri idi. Sayın Sağlık Bakanı, göreve geldiği günden bu güne yapmış olduğu açıklamalarla, inişili-çıkışlı ve tutarsız bir idareci örneği sergilerken, dün yaptığı açıklamayla ise şuurunu tamamen kaybettiğini ilan etmiştir! Şöyle ki; 1-Tıp-İş ile birlikte aylardır, üzerinde gizlice çalıştıkları tüzüğün, sağlıktaki mevcut yasalar ve Yargıtay’ın verdiği Mandamus Emirnamesinin üzerinde olamayacağını kendileri ve yandaşları bilmiyorlar mı? 2-Devletin birer memuru olan servis şeflerinin, başhekimlerin ve Sağlık Bakanı’nın altında çalıştıkları kamu hekimlerine özelde de çalışma iznini verme yetkisinin, uymakla yükümlü oldukları yasalar ve mahkeme emri ile çelişeceğini bilmiyorlar mı? 3-Bu tüzükle, asli görevleri kamu hizmeti olan servis şeflerinin, başhekimlerin ve Sağlık Bakanı’nın, özel hastanelerin doktor ihtiyaçlarını kamu hekimleri aracılığı ile karşılayacak birer atama memuru olma konumuna geleceklerinin farkında değiller mi? 4-Özel hastanelerin hangi koşullarda açılabileceği yasalarla düzenlenmiş iken, Sayın Sağlık Bakanı, özel hastanelerin ameliyathanelerinin, kadrolu anestezi doktoru olmadan nasıl açılabildiğini, denetimden nasıl geçtiklerini araştırmayı neden düşünmüyor? 5-Sağlığın devlet eliyle özelleştirildiğini iddia eden Tıp-İş ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı, Bakanlıkla birlikte üzerinde çalıştıkları bu tüzükle, özel hastaneleri kamu hekimleri ile destekleyerek, kamu sağlığı kamuflajını kullanarak aslında kendi özel sağlık sistemi döngülerini kurmuş olmuyorlar mı? 6-Son zamanlarda, özel hastanelerde hasta kaybı ile sonuçlanan olayların temelinde, kamu hekimlerinin özel hastanelerde çalışıyor olmalarının yattığını, bu nedenle de gerek devlette ve gerekse özelde aynı anda işlem yaptıkları ve takip ettikleri hastaların hayatlarının riske atıldığını hatırlamıyorlar mı? Bu tüzükle bu riski resmileştirmiş olmuyorlar mı? 7-Kamu hastanelerinin bazı kadrolardaki hekim açığının yıllardır dile getirilmesine rağmen, Sağlık Bakanlığı’nın, Tıp-İş’in ve KTTB’nin, kısa-orta ve uzun vadeli hekim açığını giderecek bir çalışmasının yapılmaması, mevcut eksiklikten faydalanmayı görev bilen bir statikonun varlığını doğurmuş olmuyor mu? Dünkü ifadelerinde, 50 yıllık statikonun çökmesi için çaba sarfettiklerini ifade eden Sayın Sağlık Bakanı’nın, sosyal medyada timsah gözyaşları döken Tıp-İş’in sofrasına oturup, halkın altında ezildiği statikonun bir numarası ile pazarlığa oturmuş olmuyor mu? Ve Sayın Bakan bu statikoyu siz siyasilerin korkak, politik kaygıları değil bir dernek olan KTSÇHB adlı bir sivil toplum örgütünün bitirmekte olduğu gerçeğini bile göremeyecek kadar kendinde değilsin. Devletimizin kurumsal kimliğine gölge düşüren, bu bağlamda halkımızı umutsuzluğa iten, Yargıtay gibi bir makamın kararına karşı aleni ve pişkin bir tavır sergileyecek, düzensiz bir özel sektörle birlikte denetimsiz bir kamu sağlık sisteminin temellerini atacak bir tüzük çalışmasının, bir akıl tutulmasının ürünü olduğu aşikardır. Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Yönetim Kurulu olarak, istifa davetimizi görmemezlikten gelen Sayın Sağlık Bakanı’nı öncelikli olarak şuurlu ve sorumlu davranmaya davet ediyor, aksi durumda, sağlıkta yaşanacak gerçek kaosun altına, Tıp-İş ve KTTB ile birlikte imza atarak sağlık tarihimize bir kara leke olarak geçeceklerinin altını çiziyoruz. Saygılarımızla

Dr.Remzi GARDİYANOĞLU

K.T. Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı

Editör: TE Bilisim