Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Sn. Barış Burcu BRTK’da yayınlanan ‘50 dakika’ programına telefon bağlantısı ile katılarak soruları yanıtladı.

 

Sözcü Barış Burcu, 27 Temmuz tarihinde gerçekleştirilen liderler seviyesindeki müzakere sonrası BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı EspenBarthEide’nin yaptığı açıklamanın kişisel bir açıklama olmadığını, Cumhurbaşkanı Akıncı ve Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis’in görüşmeye ilişkin ortak açıklaması olduğuna işaret ederek Cumhurbaşkanı Akıncı’nın suskun kaldığı yönünde yanlış değerlendirmeler yapıldığını söyledi.

 

Burcu, görüşme süreci ile ilgili bilgilendirmenin her iki topluma nasıl yansıtılacağı hususunun Birleşmiş Milletler nezdinde iki tarafın mutabık kaldığı şekilde yürütüldüğüne dikkat çeken Burcu, “biz bu mutabakata bağlı kalmaya çalışıyoruz” dedi. 

 

‘Şeffaflık, Açıklık ve Bilgi Paylaşımı Konusunda Hassasiyet Gösteriyoruz’

Barış Burcu, Türk basının Rum basınının gerisinden geldiği yönünde yapılmakta olan eleştirilerle ilgili olarak, Rum basının servis ettiği bilgilerin her zaman doğru olmadığını, bunun zaman içerisinde ortaya çıktığını, bizim basınımızın da bunu çok iyi takip ettiğini söyledi.

 

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın şeffaflığa, açıklığa ve bilgi paylaşımına yönelik hassasiyete son derece sadık biri olduğunun altını çizerek, “gerek gelişme sürecinin belli bir aşamasından sonra, gerek sürecin tamamlanmasına yakın, gerekse daha sonra, tüm süreçlerde her iki toplumun da varılan anlaşmanın ne olduğunu sindirebileceği bir zaman, zemin ve düzene kavuşabilmesi için gerekli hassasiyet gösterilecektir” dedi.

 

Mülkiyet Komisyonu Eşit Sayıda Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum Üyeden Oluşmaktadır

Sözcü Barış Burcu müzakerelerde görüşülen mülkiyet konusuna da değinerek, konunun ayrıntılarına ilişkin bilgilendirmede bulundu ve 41 yıldır Rumların kabul ettirmeye çalıştığı ve bizim kabul etmediğimiz hususların bugün kabul edilip geri adım atılmış şeklinde bir izlenim yaratılmaya çalışıldığına dikkat çekti.  “Mülkiyet hakkına saygısızlık diye birşey yoktur. Mülkiyet hakkını kabul etmek diye yeni bir şey de yoktur” şeklinde konuşan Burcu, Taşınmaz Mal Komisyonu’na değinerek tazminat, iade, takas uygulamasının anlaşma olmadan önce de şu anda yapıldığını kaydetti.

 

Barış Burcu sözlerine şöyle devam etti:

“Burada asıl önemli olan mülklerin tasarrufunu kaybeden eski mal sahiplerinin yanı sıra bugünkü kullanıcıların da haklarının korunması ve adil bir çözümün bulunmasıdır. Sayın Eide’nin her iki lider adına yaptığı açıklamada bunun altı çizilmiştir.  Yani sadece tasarrufunu kaybetmiş eski mülk sahiplerinin değil bugünkü kullanıcıların da üretilen çarelerden istifade edeceğinin altı çizilmiştir. Bizim açımızdan asıl görülmesi gereken şey budur.”

 

Mülkiyet Komisyonu’nun eşit sayıda Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum üyeden oluştuğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Burcu, komisyonda taraflar arasında hiçbir tahakkümün söz konusu olmadığını belirtti.Burcu, komisyonun kişisel kanaatlarla değil tarafların birlikte mutabık kalacakları mülklerin kategorileri ile ilgili olan çalışmaların ve kriterlerin esası temelinde kararlar üreteceğini de söyledi.

“Gelinen aşama, özellikle Kıbrıs Türk tarafını rahatlatan bir aşamadır” diyen Burcu, temel prensipte yapılan bu çalışmaların detayda dolması gerektiğini ifade ederek Kıbrıs Türk toplumunu mülkiyet konusunda daha ileri bir noktaya taşıma çabasında olduklarını söyledi. 

 

AB Komisyonu Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin Görüşme Sürecinin Bir Parçası Değildir

Avrupa Birliği Komisyon Başkanı’nın Kıbrıs Özel Temsilcisi olarak Pieter Van Nuffel’ın atanması ile ilgili de açıklamalarda bulunan Barış Burcu, atamaya ilişkin bazı spekülatif ve manipülatör haberlerle yanlış izlenim yaratılma çabasını gözlemlediğini söyledi

 

Müzakere masasına atama diye bir şeyin söz konusu olmadığının altını çizen Barış Burcu, Avrupa Birliği sanki müzakerelere tarafmış ve müzakere masasına Avrupa Birliği’nin tarafıymış gibi oturarak pazarlık yapacakmış gibi bir izlenim yaratılmasının yanlış olduğuna dikkat çekti.  AB Komisyonu Başkanı’nın Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin görüşme sürecinin bir parçası olmadığına özellikle dikkat çeken Burcu, temsilcinin ancak tarafların talebi üzerine AB müktesebatı ve uygulamaları ile ilgili ihtiyaç duyulduğu zamanlarda teknik katkı vermek amacıyla bulunduğunun altını çizdi.

 

Burcu, AB üyesi ülkelerin üyelik öncesinde uzun yıllar hazırlık dönemi geçirdiklerinin unutulmaması gerektiğini, bu zor dönemde iyi hazırlanmadan AB’ye girmenin bedellerini bazı ülkelerin ödemekte olduğuna tanık olduğumuzu söyledi.

Kıbrıs Türk toplumunun hızlı bir şekilde AB’ne hazırlanması gerektiğini belirten Burcu, özellikle teknik ve finansal açıdan AB’nin ilgi ve desteğine ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekledi. 

Editör: TE Bilisim