Çok Değerli DAÜ Çalışanları,
Siz çalışanlardan gelen telkin ve desteği göz önünde bulundurarak yeniden Rektörlük görevi 
için aday olmaya karar verdim.
Sizlerin  desteğinin  yanında  beni  etkileyen  en  önemli  unsur  eğitim,  öğretim  ve  araştırma 
alanlarında,  Doğu  Akdeniz  bölgesinde  lider  bir  üniversite  olarak  görmek  istediğimiz 
DAÜ’müzün,  KKTC’de  bile  ikinci,  hatta  üçüncü  üniversite  olarak  anılmaya  başlanmasıdır. 
Ben rektörlük  görevinden  men  edildiğim  dönemde sizlerin  de  çok  iyi  bildiği  gibi  DAÜ  1. 
Sırada idi ve şu anki gerilemeyi DAÜ kesinlikle hak etmemektedir. Bu yüzden de DAÜ bir an 
önce  iyi  bir  takımla  yeniden  yükselişe  geçerek,  2014  vizyonumuzda  da  yeralan, 
uluslararasılaştırma hedefini gerçekleştirebilmek için çalışmalara başlamalıdır.  Günümüzün 
rekabetçi koşulları bunu gerektirmektedir.
Bildiğiniz  gibi  2009­2010  dönemi  başında;  Üniversitemizin  mali  durumunun  bozulduğu, 
maaşların  bile  ödemede  zorlanıldığı,  öğrenci  sayısının  düştüğü,  çalışanların  moralinin 
bozulduğu,  DAÜ’nün  satılacağı  spekülasyonlarının  yapıldığı  bir  dönemde  sizlerin,  %75.2 
oyuyla Rektörlük görevine getirildim. Hatırlayacağınız gibi sizlere DAÜ ile ilgili görüşlerimi  ‘DAÜ’yü Yeniden DAÜ Yapma Planı’ adını verdiğim belgeyle sunmuştum.
Bu  belgede söz  verdiklerimizin  büyük  bir  çoğunluğunu  ekibimdeki  arkadaşlarla  birlikte  ve 
sizlerin  özverili  çalışmalarıyla  gerçekleştirdik.  Aradan  zaman  geçtiğini  göz  önünde 
bulundurarak, yaptıklarımızın bir kısmını hatırlamakta yarar görüyorum.  DAÜ,  yeniden  hepimizin  gurur  duyduğu  KKTC  Üniversitelerinin  Amiral  Gemisi 
haline geldi.  Yönetimi  devraldığımızda  3  olan  uluslararası  akreditasyon  sayısı  26’ya  çıkarılmış, 
buna  ek  olarak  görevden  ayrıldığımızda  23  programın  akreditasyon  süreci  devam 
etmekteydi.  17 Milyon açık veren bir bütçeden artı veren bir bütçe oluştu. Dolar bazında borçlar 
yarıya indirildi.  Süratle 10 bine düşmekte olan öğrenci sayısı, 19 binlere çıkarıldı.   27 yeni laboratuvar kuruldu.  Uluslararası bilimsel yayın (SCI, SSCI, AHI) sayısı yılda 112’den, 181’e çıktı.  75 yeni akademik program açıldı.  4 yeni fakülte ve 2 yeni yüksekokul açıldı.  7 yeni bina tamamlandı, 13 kapsamlı bina tadilatı yapıldı.  Kurumsallaşma  adına  iç  mevzuatımız  yenilendi  veya  yeni  yönetmelikler  yürürlüğe 
girdi.  Öğrenci memnuniyetine ciddi önem verildi. Yönetimimiz döneminde üniversitemizin 
uygulamalarına yönelik öğrenci eylemleri neredeyse hiç olmadı.
Başarılı ve istikrarlı bu beş yıllık dönemin sonunda, ikinci bir 5 yıllık süre için sizlerin %78.5 
oyunu  alarak  Rektör  olarak  atanmam  için  Senato  tarafından  VYK’ya  önerildim.  Sizlerin 
oylarına saygı  gösterilmeyerek  ve  hiç  de  inandırıcı  olmayan sebeplerle  atamam  yapılmadı. 
Birkaç  ay  içinde  yeni  bir  yasa  yapılacağı  ve  bu  yasaya  göre seçim  yapılacağı sözü  verildi. 
Aradan 20 aya yakın bir süre geçmesine rağmen yeni yasa yapılmadı. En son olarak da yasa 
tasarısı meclisin ad­hoc komitesi gündeminden çekildi. Bu süre içinde Üniversitemiz, değerli 
bir basın mensubunun ifadesiyle ‘kayyum’ atar gibi üstten empoze edilen bir Rektör Vekili 
atanarak yönetildi.
Bu 20 ay içinde üniversitemiz KKTC halkının gözünde sürekli sorunlar yaşayan, siyasilerin 
sürekli müdahele ettiği bir kurum durumuna düşürüldü. ‘Fetret Devri’ olarak anılabilecek bu 
dönem içinde hiç bir ciddi icraat gerçekleştirilmemiştir. Kısaca ifade etmek gerekirse:  Hiç  bir  yeni  bina  başlatılmamış,  hiçbir  ciddi  yatırım  yapılmamıştır.  Hatta  kaynağı 
hazır  olarak  bıraktığımız  yatırımlar  bile  tamamlanamamış  veya 
gerçekleştirilememiştir.   Hiçbir yeni fakülte veya yüksekokul açılmamıştır.  Yaklaşık  20  aylık  icraat  dönemlerinde, sadece  1  yeni  program,  2  tane  de  var  olan 
programın İngilizcesi açılabilmiştir.   2015 Ekim  ayında  yeni  öğrenci sayısında  hem  KKTC,  hem TC  ve  hem  de  yabancı 
öğrencide düşüş olmuştur. KKTC üniversitelerinin genelinde TC uyruklu yeni öğrenci 
sayısında %30’un üzerinde artış olurken DAÜ’de düşüş olması üzücüdur.  2015  Ekim  ayı  içinde,  basın  yoluyla  ilk  olarak,  toplam  öğrenci  sayısının  21bini 
aşacağı  açıklanmıştı.  Öğrenci  sayısı  19  binlerde  gerçekleşince  de  kaliteyi  yüksek 
tutmak için sayıyı düşük tuttuklarını ilan ettiler. Sayıyı sabit tutma amacında olan bir 
yönetim  acaba  neden  yap­işlet­devret  yurt  sayısında  büyük  bir  artışa  gitmiştir?  Şu 
andaki  öğrenci sayısı  18  binlerdedir. Aslında  kayıt  donduran  öğrenciler  göz  önünde 
bulundurulduğunda fiili sayı 17 binlerdir.  Son iki yıl içinde KKTC katkıları ve TC yardımları beklenenin 41 Milyon TL altında 
gerçekleşmiştir. (14M KKTC, 27M TC). Hiç bir yatırım yapamadıklarının esas nedeni 
budur.  Gelir getirici tek icraatları, yeni öğrenci ücretlerinde enflasyon üzerinde yapılan artışla 
elde edilen 7.5 Milyon TL olarak gösterilmektedir. Aslında bu rakam da yanıltıcıdır. 
Öğrenci sayısındaki düşüşün bir nedeninin de bu artış olduğu aşikardır ve bu nedenle 
pek reel getiri sağlanmamıştır.   Bir  iddia  da  üniversiteyi  mali  açıdan  DAÜ’yü  büyük  bir  artıya  getirdikleridir. 
Herhalde  bu  7.5  Milyon  TL  ile  olmamıştır.  Esas  artı  kaynak  2014  yılı  başında  bir 
önceki  yıla  göre  benim  ekibim  tarafından  3000  öğrenci  artışı  sağlanması  (  yılda 
tahmini  35  Milyon  TL)  ve  doların  TL  karşısındaki  büyük  artışıdır  (tahmini  30 
milyon).   Üniversite yönetiminde büyük bir tıkanma gözlenmektedir. Birçok yönetici ‘evraklar 
dönmüyor’ diye şikayet etmektedir. Biz bu manzarayı 2009 yılında da görmüştük.  Yabancı  ülkelerdeki  temsilcilerimizin  önemli  bir  kısmını  kaybettik,  birçoğu  beni 
arayarak veya e­mail göndererek şikayet ediyorlar.  Çeşitli konularda, öğrenci memnuniyetsizliği mevcuttur. 
Değerli DAÜ çalışanları,
Şu  anda  başka  bir  üniversitenin,  KKTC  üniversitelerinin  amiral  gemisi  olduğundan 
 bahsedilmesi içimi sızlatmaktadır. Eminim siz de ayni şekilde hissediyorsunuzdur.
Aslında bütün bu yaşananların temelinde, gerçek anlamda çağdaş ve özerk DAÜ Yasa’sının 
çeşitli  nedenlerle  oluşturulamaması  yatmaktadır. Bugün  geldiğimiz  bu  noktada,  bu  yasanın, 
tüm paydaşların iştirakı ile ivedilikle oluşturulması zaruri olmuştur.  Göreve geldikten sonra 
bu konuda ekibimle birlikte kararlı bir tutum içerisinde olacağımızı belirtmek isterim.
Göreve geldiğimiz andan itibaren, Öncelikle; Üniversitemizin gelir kaynaklarının (KKTC ve 
TC  katkılarının)  geçmişte  bizim  dönemimizde  olduğu  gibi  yeniden  arttırılması  yönünde 
yoğun çaba sarf edilecektir. Üniversitemizin en büyük gelir kaynağı olan öğrenci gelirlerinin, 
istikrarlı  olması  için  gerekli  tedbirler  alınacaktır.  Bölgenin  en  prestijli  üniversitesi  olma 
yönünde,  2014  yılında  belirlediğimiz  hedefler  doğrultusunda,  var  gücümüzle  çalışıp,  hep 
birlikte  başaracağız.  Yine  2014  yılındaki  seçim  bildirgemde,  “Üniversitemizin öngörülen
bütçe hedeflerine ulaşması ile birlikte oluşacak bütçe artıları  çalışanların  maaşlarına artış 
olarak yansıtılacaktır” demiştim. Rektörlük  makamını  teslim  aldığımızda  ilk  iş  olarak 
bütçemiz  incelenecek,  mali  durumumuza  göre  tasarruf  amaçlı  olarak  çalışanlarımızdan 
yapılan  kesinti  kaldırılacaktır. İmzalanan TİS’lerin rektörlüğe  verdiği  yükümlülükler  yerine 
getirilecektir. İş barışını sürdürmek için azami gayret gösterilecektir.   
Değerli DAÜ çalışanları,
Vizyon ve deneyim, DAÜ’yü yeniden hak ettiği noktaya getirmek için gereklidir. Elbirliği ile 
çalışarak DAÜ’yü öncelikle hak ettiği noktaya, daha sonra da çok daha ileriye taşıyabiliriz. 
Elbette  ki  bunu  birbirimizle  kavga  ederek  başaramayız.  Bizler  için  aslolan  DAÜ  ise, 
karalamalara ve kışkırtmalara kulak asmadan hedefe odaklanmalıyız. Kavganın değil huzurun 
güzel sonuçlara vesile olacağını farkına varmalıyız. DAÜ, 20  aylık bir  zaman kaybetmiştir. 
Ben bu zamanın telafisi için aday oldum. Ben DAÜ’ye inandığım için aday oldum. Yazımın 
başında  da  belirttiğim  gibi  ben sizleri  dikkatle  dinlediğim  ve sizlere  güvendiğim  için  aday 
oldum.
Doğru  liderlikle,  deneyimlerimizden  yararlanarak  ve  bazı  hatalarımızdan  öğrendiklerimizle 
hep  birlikte  bu  belirsiz  günleri  aşacağımızdan  ve  yeniden  yükselişe  geçeceğimizden  emin 
olabilirsiniz. Eğer siz de buna inanıyor  ve  aslolan DAÜ’dür diyorsanız,  o  zaman DAÜ’den 
desteğinizi esirgemeyiniz. 
En derin sevgi ve saygılarımla.

Prof. Dr. Abdullah Y. ÖZTOPRAK
Editör: TE Bilisim