Başbakan Hüseyin Özgürgün, Kıbrıs müzakerelerinde gelinen aşamaya bakıldığında ve Kıbrıs Rum tarafının açık olan taleplerinden vazgeçmediği bir ortamda 2016 yılı sonuna kadar bir çözüm umudu görmediğini ifade ederek, “Eğer teslim olacaksanız çözüm olur” dedi.

Rum tarafının taleplerinden vazgeçmediği sürece, ancak Kıbrıs Türk tarafı, “ben teslim oldum” derse yıl sonuna kadar çözüm olabileceğini, bunu da ne Türkiye’nin ne de Kıbrıs Türk tarafının asla kabul etmeyeceğini söyleyen Başbakan Özgürgün, “Rumlar ne Türkiye’yi, ne garantisini, ne Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini, ne Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin eşit ortaklığını ne de iki kesimliliği kabul etmiş değil. Bunlar olmadan bir çözüm, Kıbrıs’ta teslimiyettir” diye konuştu.

Kıbrıs Türk tarafının, zorla her şeyi vererek bir anlaşmaya ihtiyacının olmadığını, Rum tarafının da Kıbrıs Türk tarafı kadar bir anlaşmaya mecbur olduğunu kaydeden Başbakan Özgürgün, “Rum tarafının ada üzerindeki hakları, hiçbir konuda Kıbrıs Tük tarafının haklarından daha fazla değil. Bunu ortaya koyup, bir görüşme ve anlaşmayı devam ettirmek lazım” dedi.

Başbakan Özgürgün, A Haber’in, New York’ta yapılan üçlü Kıbrıs görüşmesine ilişkin sorularını yanıtlayarak değerlendirmede bulundu.

BM Genel Kurul ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantıları nedeniyle her yıl Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’nın Eylül ayında New York’ta bulunduğunu belirten Başbakan Özgürgün, Rum Lider Nikos Anastasiadis’in de BM Genel Kurul çalışmaları nedeniyle New York’ta gittiğini, Rumların, Türk tarafı ile Genel Kurul çalışmaları sırasında görüşmeyi kesinlikle kabul etmediğini, liderler görüşmesinin BM Genel Kurul çalışmaları bittikten sonra ayrı yapıldığını kaydetti.

“RUMLARIN, YURT DIŞINDA, ‘SADECE, BM GÖZETİMİNDE İKİ
TOPLUM GÖRÜŞÜYOR’ ŞEKLİNDEKİ GÖRÜŞMEYİ KABUL EDİYOR

Rum lider Anastasiadis’in, daha önce, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul’da yaptığı daveti, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın da olması nedeniyle reddederek davete katılmadığını anımsatan Başbakan Özgürgün, Rumların, yurt dışındaki görüşmeleri, “sadece, BM gözetiminde iki toplum görüşüyor” şeklindeki görüşmeyi kabul ettiğini, bu bağlamdan bakıldığında bu görüşmelerden çok umut beklemenin doğru olmadığını söyledi. Her şeyden farklı bir görüşme olduğunu söylemenin mümkün olmadığını ifade eden
Başbakan Özgürgün, New York’taki görüşmenin, normal rutin görüşmelerin seyri şeklinde olduğuna işaret etti.

“RUM TARAFI HİÇ BİR TALEBİNDEN VAZGEÇMİŞ DEĞİL”

Müzakerelerde gelinen aşama ve bugüne kadar olan gelişmelerden 2016 yılı sonuna kadar çözüm olmayacağının görüldüğünü belirten Başbakan Özgürgün, şöyle devam etti:

“2016 yılı sonunda çözüm olur mu? Bu aşama veya bugüne kadar olan gelişmelerden böyle bir şey olmadığını görüyoruz. Rum tarafı taleplerinden vazgeçti mi, bunun da olmadığını görüyoruz. Rum tarafı, ‘Güzelyurt’u isterim, Maraş’ı isterim, Karpaz’da kanton isterim, 160 bin göçmenin tamamı yerlerine dönecek, KKTC topraklarının yarısını isterim’ gibi hiçbir talebinden vazgeçmiş değil. Bir de, ‘Türk askerinin çekilmesi, Türkiye’nin gönderilmesi’ var. Rum tarafının talepleri çok net. Bu taleplerden vazgeçmedikten sonra yıl sonuna kadar bir anlaşma olur mu? Eğer teslim olacaksanız olur. Kıbrıs Türk tarafı, ‘ben teslim oldum’ derse olur. Türkiye bunu kabul ederse o zaman olur. Ama ne Türkiye ne Kıbrıs Türk tarafı asla böyle bir şeyi kabul etmez.”

Türkiye’nin fiili garantörlüğü ve tek taraflı müdahale hakkını içermeyen bir anlaşmanın olamayacağını, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin garantiler konusunda, “garantiler çağ dışıdır” yönündeki açıklamasının son derece tutarsız ve yanlış olduğunu vurgulayan Başbakan Özgürgün, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı’nın garantiler konusunda böyle bir açıklama yapmaya ne yetkisi ne hakkı olduğunu söyledi.

“BİR ANLAŞMANIN HERHANGİ BİR ŞEKİLDE IŞIĞINI GÖRMÜYORUZ”

Başbakan Özgürgün, “(Garantiler çağ dışıdır) gibi bir açıklaması vardı. Oysa bugün dünya geneline baktığımızda çok daha fazla güvenliğe ve garantilere ihtiyaç var. Dünyada güvenlik sorunu çok had safhada, kimin kime ne yaptığı belli olmayan bir düzen var. Öyle bir ortamda biz Kıbrıs Türk tarafı olarak, bir anlaşmanın herhangi bir şekilde ışığını görmüyoruz” dedi.

“Çözüm için boşa umut pompalamayın” açıklamasına da açıklık getiren Başbakan Özgürgün,
bu konuda hem Türk tarafında, hem Rum tarafında görüş belirten çok kesim olduğunu ve bunların hiç birinin gerçekçi olmadığını belirtti.

Kıbrıs görüşmelerinin 1968’den beri devam ettiğini, Rum tarafı 1968’de nerdeyse bugün de aynı noktada olduğunu ve hiç değişmediğine işaret eden Başbakan Özgürgün, “Rumlar ne Türkiye’yi, ne garantisini, ne Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini, ne Kıbrıs Türk Kurucu devletinin eşit ortaklığını ne de iki kesimliliği kabul etmiş değil. Bunlar olmadan bir çözüm, Kıbrıs’ta teslimiyettir. Ben buna vurgu yapmak istiyorum. 2016’da çözüm pompalamayın derken, Rum tarafının bu niyetten vazgeçmediğini gördüğüm için bunu söylüyorum” dedi.

Kıbrıs konusunda görüşmelerin 2008 yılında, yanlış bir kararla da olsa, Kıbrıs Türk tarafının zorlamasıyla başladığını, oysa 2004’deki “hayır” kararlarının ardından görüşmeleri Rumların başlatması gerektiğini ifade eden Başbakan Özgürgün, şöyle devam etti:

“Bizim, yanlış bir kararla, zorla görüşme başlatmamız ve anlaşmaya mecburuz gibi bir tavır sergilememiz de aslında çok yanlış, bunu daha önce de söyledim. Biz kimseden anlaşma dilenmiyoruz, anlaşma ihtiyacındayız diye her şeyi verecek değiliz. Ama o dönemlerde, zorla masaya Rumları getirmek için çok uğraştık. Oysa 2004’te ‘hayır’ diyen tarafın bizi zorla masaya getirmesi gerekirdi. Çünkü, plana biz evet dedik, Rumlar ‘hayır’ dedi. Hayır diyeni zorla masaya getirdik, o zaman ne oldu, ‘beni zorla getirdiğine göre daha fazla taviz vermeye ihtiyacı var, demek ki anlaşmaya ihtiyacı var, demek ki bunlar anlaşmak zorunda’ der ve taleplerini iki katına çıkarır. Yanlış buradaydı, o hata 2008’de yapıldı, çok büyük bir hata olarak yapıldı. Bugün de aynı şeyde devam ediyoruz. Bizim, zorla her şeyi vererek bir anlaşmaya ihtiyacımız bu anlamda yok. Rum tarafının da bir anlaşmaya ihtiyacı var. Rum tarafı da bir anlaşmaya en az bizim kadar mecbur. Rum tarafının ada üzerindeki hakları, hiçbir konuda Kıbrıs Tük tarafının haklarından daha fazla değil. Bunu ortaya koyup, bir görüşme ve anlaşmayı devam ettirmek lazım.”

Başbakan Hüseyin Özgürgün, New York’ta yapılan üçlü görüşmenin sonucunun kendisi için sürpriz olmadığını, normal olduğunu, görüşmelerin, 1968’den bu yana olduğu gibi devam edeceğini belirterek, 2017’de Rum tarafında başkanlık seçimi propagandasının başlayacağını ve sürecin aynı şekilde devam edeceğini kaydetti.

Başbakan Özgürgün, “Bir sürpriz olur da Rum tarafı bütün isteklerinden vazgeçer, garantilerdeki yanlış tavrından vazgeçer, toprak tavizlerindeki isteklerinden, olmayacak bir hayal olan bütün göçmenleri evlerine döndürme hayalinden vazgeçer, Girne’ye bayrak dikeceğim hayalinde vazgeçer, Türk bayrağını Kuzey’den indireceğim hayalinden vazgeçer, Türk askerlerini buradan göndereceğim hayalinden vazgeçer o zaman tabi ki çözüm umutları doğar. Bunların vazgeçilebileceğine dair birinin bir beklentisi varsa, ben onu beklemiyorum, o da o zaman çözüme ulaşsın” dedi.
Editör: TE Bilisim