Polis teşkilatının var olduğu bir düzen içerisinde, “Özel Güvenlik” şirketlerinin gerekliliğinin sorgulanabilir bir konu olduğu savunulan açıklamada, bunun “Polis teşkilatı yerine, yeni ve daha kolay kontrol edilebilir bir yapı mı öngörülmektedir” sorusunu akıllara getirdiği ifade edildi.
Kamu gücüne haiz olmayan bireylere bu ayrıcalığın tanınmasının, etkinin sonucunda tepkiyi oluşturarak, ateşli silahlara olan arzunun artmasına yol açmasının da muhtemel olduğu kaydedilen açıklamada, “İnsan hayatı, hiçbir kıymetli eşya veya para ile kıyaslanamayacak kadar değerlidir” ifadelerine de yer verildi.
Açıklamada söz konusu yasa tasarısıyla güvenlik kadrosu bulunan kamu kurumlarının, Özel Güvenlik şirketlerinden hizmet alımı yoluyla bypass edilerek, taşeron sömürüsünün meşrulaştırılmak istendiği iddia edildi. Açıklamada, “Özel sektörde istisnai olarak sendikalı olan çalışanlar haricindeki çalışanların, iş güvencelerinin pamuk ipliğine bağlı olduğu sistemimiz içerisinde, sömürünün doruk yaptığı taşeronlaşma sisteminin meşru hale getirilme çabası kabul edilebilir değildir” denildi.
Tasarının suçun önlenmesi bazında herhangi bir amaca hizmet etmediği kaydedilen Dayanışma açıklamasında, suçun önlenmesi için gerekli unsurların eğitim, aile, makul ölçüde yaşamını idame edebilme yetisinin devletçe sağlanması, cezai kovuşturma yapabilme yeterliliği, güvenlik tedbirleri, cezaların caydırıcılığı ve suçluların rehabilitasyonu vs. gibi birçok farklı parçadan oluştuğu hatırlatıldı.
Dayanışma’dan Meclis Hukuki Siyasi İşler ve Dışişleri Komitesi üyelerine ve Meclis’te temsil edilen tüm siyasi partilere yapılan çağrıda “Özel Güvenlik Hizmetleri Yasa Tasarısının” komiteden geri çekilmesi istendi.
Editör: TE Bilisim
