Meclis Genel Kurulu’nda Sayıştay raporları görüşülürken söz alan parti başkanları ve milletvekilleri, güncel konularda konuşmalar yaptı.

DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, partisinin hiçbir zaman saldırgan ve karşısındakini ötekileştiren bir tavır sergilemediğini söyledi.

“2006’da LTB’nin önünden AB bayrağı indirildi, Türk bayrağı çekildi” sözünün kendisine ait olmadığını belirten Serdar Denktaş’a yerinden yanıt veren CTP Milletvekili Kadri Fellahoğlu, “Biz kimin söylediğini biliyoruz; babanız söyledi” dedi.

Serdar Denktaş da “Bir avuç insanız, kol kola yürümenin yolunu bulmalıyız” diyerek, kimsenin, babasının söyledikleriyle yargılanamayacağını belirtti.

UBP Milletvekili Zorlu Töre de yerinden, Bayrak Yasası’na göre zaten AB bayrağının belediyeye çekilemeyeceğini söyledi.

“CTP-UBP BENZERLİĞİNİ VATANDAŞ DA GÖRÜYOR”

DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, geçmiş iktidar dönemlerine bakıldığında CTP ve UBP’nin ne kadar aynı olduğunu sadece kendisinin değil, vatandaşın da gördüğünü savundu.

Denktaş, LTB için ortak aday arayışlarına sıcak bakılmayınca yapabileceklerinin en iyi kanıtı olarak en güçlü adayı çıkardıklarını; ne yapacaklarını bir ay içinde halkla ayrıntılarıyla paylaşacaklarını açıkladı.

Serdar Denktaş, Cemal Bulutoğluları’yla sürekli “aman yapma, aman etme diye uğraştıklarını”, Mustafa Arabacıoğlu ile öyle bir sorun yaşamayacaklarını; kısa süre sonra halkla paylaşacakları programla belediyenin bir yıl içinde önünü göreceğini belirtti.

CTP ve UBP’nin farklı görüşleri bulunan ama aynı noktaya ateş eden konumda olduğunu savunan Denktaş, hem federal çözüm yaklaşımlarına, hem de insanları devletten soğutan yaklaşımlara karşı olduklarını söyledi.

Sadece Türkiye’nin yardımlarıyla yürüyen bir sistem öngörmediklerini; üçüncü yol önerdiklerini kaydeden DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, “Söylediğimiz her şeyin arkasındayız. Bundan da gocunmayız” dedi.

“ÇAPRAZ OY VE TEK EGEMENLİK MASADAYKEN KARŞIYIZ”

Denktaş, karşı olduğunu söylediği halde Cumhurbaşkanı’nın çapraz oy ve tek egemenlik masadayken görüşmeleri sürdürmesine karşı olduklarını söyledi.

DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, bakanlar arasında işbirliği ve samimiyet olmadığını; o yüzden ekonominin ve halkın durumunun kötüye gittiğini savundu.

ÇAKICI: “TITANIC GİBİ BATIYORUZ”

TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı da ülkenin kurşunlamaların, cinayetlerin yaşandığı kötü bir dönemden geçtiğini; halkın moral bozukluğu yaşadığını söyledi.

Çakıcı, “hükümet uçuyoruz derken ülkenin Titanic gibi battığını” kaydetti.

Meclisin de miadını doldurduğunu, artık halka gitmek gerektiğini söyleyen Çakıcı, faiz mağdurlarıyla ilgili tasarının komitedeki görüşülme sürecinin UBP’deki kararsızlıklar yüzünden uzadığını; UBP’nin ülkenin kanını emenlerin yanında olduğunu öne sürdü.

Mehmet Çakıcı, DP’nin LTB Başkanı adayı Mustafa Arabacıoğlu’nun bir gazetede yer alan eleştirilerini yanıtlayarak, kendisinin de CTP Milletvekili Mehmet Çağlar’ın da YDÜ’de çalıştığını ama hükümette olup imtiyaz sağlayan kişiler olmadıklarını belirtti.

İmtiyaz sağlanan şirketlere, hedef alınarak saldırmamak gerektiğini kaydeden TDP Genel Başkanı Çakıcı, “10 milyon borç alındı diye filanca şirketi hedef almadım. Doğru veya yanlış bir iş yapılıyor diye bir üniversiteyi hedef almadım. Hayvan kaçakçılığından bahsettim ama şirketi hedef almadım” diye konuştu.

“Düzelmesi gereken sistemdir” diyen Çakıcı, siyasetçinin gerekli yasaları yaparak suçluları yargıya götürmesi gerektiğini belirtti.

Çakıcı; YDÜ ile Arabacıoğlu arasında araziler konusunda husumet bulunduğunu, yol geçerse Arabacıoğlu’nun arazilerinin değer kazanacağını, siyasetten soğuduğunu söyleyen Arabacıoğlu’nun LTB’ye başkan adayı olduğunu ve YDÜ’ye saldırdığını, LTB’yi batıranların da DP’liler olduğunu iddia etti.

Çakıcı, Mustafa Arabacıoğlu’nu daha önce Cumhurbaşkanlığı’na aday olduğunu hatırlatıp “nöbetçi aday” diye niteleyerek, şimdi de malları gündeme gelince aday olduğunu öne sürdü.

Çakıcı, hastaneyi sel basması olayında da Arabacıoğlu’nun suçlu olduğunu, Sağlık Bakanlığı döneminde de bir vizyon ortaya koyamadığını savundu.

“Serdar Denktaş YDÜ’nün öğrencisi midir?” diye soran TDP Genel Başkanı Çakıcı, kendisinin ve bir profesör olarak Mehmet Çağlar’ın YDÜ’de bulunmasının bir değer olduğunu söyledi.

“Önce siz temiz olacaksınız, sonra başkasına çamur atacaksınız. Eğer bir üniversitede hocalık yapmak suçsa, ben bu suçu işliyorum” diyen Çakıcı, hükümete gelip YDÜ’ye bir imtiyaz sağlarsa suçlanabileceğini belirtti.

Çakıcı, LTB’nin batmasına neden olan istihdamları yapanın DP olduğunu öne sürdü.

Mehmet Çakıcı, Arabacıoğlu’ndan “Tabipler Birliği’yle ilişkilerini, onkolojideki ölümleri, Gönyeli’de arazi açmalar ve sel baskınlarını, Mehmetçik Belediyesi’nde olanları” açıklamaya çağırdı.

DENKTAŞ YENİDEN

Yeniden söz alan DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, Arabacıoğlu’nun röportajının adaylığından önce yapıldığını ve sorulara yanıt verdiğini söyledi.

Denktaş, Çakıcı’ya da, 20 yıldır duruşuyla kendini kanıtlayan Arabacıoğlu’nun gereken cevabı vereceğini kaydetti.

“Birine saldırma niyetimiz yok, ne yapıp da ileriyi görebilir hale geleceğiz onu söyleyeceğiz halkımıza…” diyen Denktaş, madem DP’nin batırdığı söyleniyor, LTB’yi ayağa kaldırmanın görevleri olduğunu ifade etti.

Cemal Bulutoğluları’na “yapma-etme” baskısını sürekli yaptığını ifade eden Serdar Denktaş, Bulutoğluları’nı da çıkıp o dönemi anlatmaya çağırdı.

DP’nin en az istihdam yapan parti olduğunu kaydeden Serdar Denktaş, Mehmetçik Belediyesi’ndeki sorunun ise “inatlaşma” olduğunu belirtti.

TATAR YERİNDEN KONUŞTU… “O ŞEYLERİ GETİRDİ BİZİM PARTİNİN İÇİNE DÖKTÜ…”


Cemal Bulutoğluları’nın seçilmesi, parti değiştirmesi ve icraatları konusunda milletvekilleri karşılıklı konuşmalar yaparken, yerinden konuşan Maliye Bakanı Ersin Tatar, “Başka partiden seçildi, o şeyleri getirdi bizim partinin içine döktü” sözleri işitildi.

Denktaş da, “Bizden seçildiydi ama, durmadı ki rahat...” ifadelerini kullandı.

SOYER: “ÖZEYRANLI KIŞLANA DÖN DİYE MİTİNG DÜZENLEDİK”


Yeniden söz alan CTP Gazimağusa Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, bireylerin üzerine bu şekilde gidilmemesi gerektiğini söyledi.

Soyer, CTP’nin koalisyon ortağı olduğu dönemlerde yaşanan bazı olayları örnek vererek, kör intikam adına hukuku ayaklar altına almadıklarını; dönemin GKK Komutanı Ali Nihat Özeyranlı’nın UBP-TKP koalisyonu döneminde söylediklerini de kınadıklarını, “Özeyranlı kışlana dön” diye CTP olarak mitingler düzenlediklerini anlattı.

Kıbrıs sorununa en iyi çözümün evrensel kabul gören federasyon olduğunu vurgulayan Soyer, uluslararası camiada en önemli avantajın da Annan Planı referandumundaki tutum olduğunu kaydetti.

Ferdi Sabit Soyer, DP’nin desteğiyle seçilen Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun BM Genel Sekreteri’ne ilk gönderdiği mektupta Annan Planı’na bağlı olduğunu; Talat’ın çizgisinde görüşmeleri sürdürdüğünü ve çapraz oy konusunda da bazı şartlarla olumlu görüş belirttiğini ifade etti.

“KOPENHAG KRİTERLERİNDEN SARAYÖNÜ KRİTERLERİNE…”

“Farklılıkları doğru temelde tartışmak gerek. Nasıl olacak da biz Kıbrıs Türk halkını evrensel ilişkilerin içine sokacağız? Hukuk siyaset, sosyal ilişkiler konusunda kapıyı açacak şeylere ivedi ihtiyacı vardır bu halkın…” diyen Soyer, LTB’de batışın, “Kopenhag kriterlerinden Sarayönü kriterlerine dönülmesiyle” başladığını söyledi.

Bazı milletvekillerinin Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın da battığını söylemesi üzerine Soyer, “Onlar evrensel kriterlerin kriziyle battılar ama biz Sarayönü kriterleriyle battık” dedi.

Seçim döneminde LTB’nin içine düştüğü çıkmazın tartışılacağını, LTB’ye 780 bin TL ekstra kaynak sağlandığını, kurultay nedeniyle 400 kişinin işe alındığını; seçim yaklaşınca bu sayının 7 bine çıkacağını savunan Soyer’e Maliye Bakanı Tatar yerinden yanıt verince kısa süreli tartışma yaşandı.

Soyer, “Özel sektör az para verir” deyip 400 kişi istihdam ettiği gerekçesiyle Maliye Bakanı’nı eleştirdi.

Her konunun tartışılabileceğini kaydeden Soyer, bunun hainlik edebiyatı ve çamur atma siyasetiyle olmamasını istedi.

ÖZCAFER: “BRT İKTİDAR PARTİSİ İÇİNDE DE EŞİT SÖZ HAKKI VERMİYOR”


UBP Gazimağusa Milletvekili Afet Özcafer, milletvekillerinin görev süresine sınırlama getirilmesi gerektiğini söyledi.

Sayıştay yasasının yeniden düzenlenmesi ve yapılandırılması gerektiğini ifade eden Özcafer, bu amaçla bütçede pay ayrıldığını kaydetti.

Meclis yayınlarının BRT’den yayımlandığını ama son günlerde BRT’nin yayınlarında siyasetçilere eşit söz hakkı vermediğini; bunun iktidar partisi içinde de yaşandığını söyledi. Özcafer, BRT’nin tarafsız olması gerektiğine inandığını vurguladı.

Soyer’in popülizm yapılmasın görüşüne katıldığını belirten Afet Özcafer, halkın aynı şeyleri duymaktan usandığını söyledi.

1960’larda postada Kıbrıslı Türk ve Rumların yaşadığı sorunu örnek veren Özcafer, popülizm ve milliyetçilik içinde küçük Kıbrıs adasının bugünlere geldiğini kaydetti.

“Belki bizim siyasette yaptığımız yanlışlıklar vardır” diyen Özcafer, 1950’lerden beri yapılan yanlışların hala meclis kürsülerinden konuşulduğunu belirtti.

Afet Özcafer, Sayıştay’ın tam anlamıyla bağımsız olması gerektiğini vurguladı.

Meclisteki konuşmalarda sanki belediye başkanlığı propagandası yapıldığını kaydeden Özcafer, esas gündeme gelmesi gerekenin Belediyeler Yasası’nın denetleme mekanizmasının olduğunu ancak bir türlü bu yasaların gündeme gelmediğini anlattı.

Özcafer, yıllardır gündemde olan kamu reformu yasasının bir türlü meclise gelmemesini eleştirerek, müşavirlik olayının artık kaldırılması gerektiğini söyledi.

Belediye başkanlarının özerk yapıya sahip olabileceğini ama hiçbir denetime tabi olmamalarının da kabul edilemeyeceğini dile getiren Afet Özcafer, borçlar ve borçluların denetimi konusunda bankalara da büyük görev düştüğünü kaydetti.

Son yaşanan bombalama olaylarını kınayan Özcafer, Meclis’in gerekeni yapacağını ama bankaların da önemli görevi olduğunu söyledi.

Yeniboğaziçi Belediyesi’ne bağlı bir yerde yaşadığını ifade eden Afet Özcafer, hafta sonu sahillerdeki kirliliği temizlemek için bölge kadınlarına bir çağrı yaptıklarını, katılım az olsa da güzel bir çevre çalışması yaptıklarını, bunun kesinlikle siyasi olmadığını anlattı.

Afet Özcafer, tüm kadınların duyarlı olmasını isteyerek, belediyelerin ve ilgili bakanlığın da daha ciddi çalışması gerektiğini belirtti.

Sahillere gençlerin bazı yanlış ve çarpık davranışlarına karşı polisin özellikle gece kontrolleri yapmasını istedi.
Editör: TE Bilisim