‘’…Eylül ayı itibarı ile gayrimenkul satışlarında hızlanma beklentimiz var. Bu durumu doğru kurgulayıp, doğru yönetilmelidir. Daha önce yaşanan inşaat patlaması ancak 4-5 yıl sürmüş ve sonrasında birçok problemle karşı karşıya kalınmıştı. Bunun nedeni ise sistemimizde, mevzuatımızda ve yapılanmamızdaki eksikliklerden kaynaklanıyordu. Çok sıkıntılı bir dönem geçirdik. Bu durumdan aslında bir çok ders çıkararak daha düzgün, sorunsuz ve kurgulanmış bir sistem yaratarak, oluşacak olan fırsatı uzun yıllar heba etmeden değerlendirmeliyiz.’’


Müzakerelerden umutluyuz

‘’Eylül ayı itibari ile bir ivme kazanan Kıbrıs müzakereleri ile oluşan olan pozitif hava, inşaat sektörün de ikinci bir patlama olacağı yönünde bir beklenti içerisine girildi. Yurtdışından özellikle Avrupa Birliği vatandaşları,hem Kuzey’de hem de Güney’de ciddi sayıda alım olacağı öngörülüyor.Eylül ayı itibarı ile gayrimenkul satışlarında hızlanma beklentimiz var. Bu durumu doğru kurgulayıp, doğru yönetilmelidir. Daha önce yaşanan inşaat patlaması ancak 4-5 yıl sürmüş ve sonrasında birçok problemle karşı karşıya kalınmıştı. Bunun nedeni isesistemimizde, mevzuatımızda ve yapılanmamızdaki eksikliklerden kaynaklanıyordu. Çok sıkıntılı bir dönem geçirdik. Bu durumdan aslında bir çok ders çıkararak daha düzgün, sorunsuz ve kurgulanmış bir sistem yaratarak, oluşacak olan fırsatı uzun yıllar heba etmeden değerlendirmeliyiz.’’

İnşaat ve emlak sektörü ülke ekonomisinin lokomotifidir

‘’İnşaat ve emlak sektörü ülke ekonomisinin lokomotifi olan ve birçok sektöre gelir sağlayan, istihdam yaratan bir sektör olarak ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle inşaat sektörünün iyi durumda olması ekonominin güçlenmesine çok büyük bir destek sağlayacaktır.
İnşaat sektörü Avrupa Birliği ile rekabet edebileceğimiz bir sektördür. Bunun nedeni de Avrupa’dan daha ucuzyerel işgücü ve Türkiye kaynaklı iş gücüdür.
Avrupa dan daha ucuz Türkiye kaynaklı malzemeler ön plana çıkarak, koşulları bizim lehimize çevirebilir. Bu durumlara paralel olarak gelişenMaraş sorunu ortaya çıkmaktadır.Bence bu durum dünyanın hiçbir yerinde yer almamaktadır. Maraş, bulunabilecek çok büyük bir fırsattır ve bu fırsat önümüzde bizi beklemektedir.’’

Bu fırsat kırk yılda bir elimize geçer
‘’Düşünün ki böyle bir şehir literatürde hem vardır hem de yoktur.Düşününki 40 yıldır kapalı olan bir şehir tekrar açılarak tekrar yapılanacak ve bu yeniden yapmaktan bile daha zor bir durumdur.Ancak bu durum ekonomik açıdan büyük bir fırsat ve cazibe yaratmaktadır. Elimizde bulunan bu fırsatI iyi değerlendirilirsek inşaat sektöründe önü alınmaz bir gelişme yaşanacaktır.Gerek inşaat şirketlerigerek emlak şirketleri durumdan faydalana bilecektir. Birçok sektör Maraş’ın açılması ile kalkınma yaşayacaktır.Yine vurgulamak isterim ki daha önceki inşaat patlamasından ders çıkararak yasalarımızı, mevzuatlarımızı ve yapılandırılma işlemlerimizi Avrupa standartlarına getirerek,dış yatırım içinoluşacak olan büyük fırsat için hazır konuma getirmeliyiz. Bu fırsat, kelimenin tam anlamı ile 40 yılda bir elimize geçecek olan bir fırsattır.’’

Bu fırsat elimize kırk yılda bir geçer
‘’Herkesin beklemekte olduğu ‘’büyük fırsat’’ için henüz hazır değiliz.Ama hazırlanmaya başladık. Bana göre Kıbrıs Türklerinin enteresan olan bir özelliği de çok çabuk adapte olmasıdır ve ben inanıyorum ki çok kısa bir sürede adapte olabiliriz. Bunca yıldır Kıbrıs sorunu nedeniyle çektiğimiz muzdariplikler ve elimize 40 yılda bir geçen bu fırsatı değerlendirememekheba olacaktır. Bu yüzden herkesin kendini şimdiden hazır hale getirmesi gerekiyor.’’
‘’Ülkemiz Pasifik’in ortasında yer alan unutulmuş bir ülke değil, Akdeniz’in en gözde adalarından biri olan bir ülkedir.’’

En büyük sıkıntımız belirsizliktir
‘’Emlak sektörünün en büyük sıkıntısı önümüzdeki belirsizliklerdir. Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse tapularımız ne olacak, bunların hangi süreçte ne olacağı üzerindeki yapılaşmanın ne olacağı gibi sorular sektörü etkileyen en büyük sorunlardır.Özellikle Taşınmaz Mal Komisyonu sayesinde sıkıntıları aşma noktasında belli bir mesafe kaydettik.Ancak bu durumu daha da hızlandırıp, bir ivme kazandırmamız gerekiyor.Bu sorunları çözdüğümüz sürece dış yatırımın daha da artacağı konusunda hiçbir şüphem yoktur.
Ülkemiz Pasifik’in ortasında yer alan unutulmuş bir ülke değil, Akdeniz’in en gözde adalarından biriolan bir ülkedir.
Avrupa’ya 3-3,5 saatlik bir uçuş mesafesinde yer alıyoruz.Biz unutulmuş bir yerde değiliz Ancak belirsizlikler nedeniyle toplum olarak hak ettiğimiz yerde değiliz. İlerleyen dönemlerde yapılacak olan çalışmalarla bu durumun ortadan kalkacağına şüphem yok.
Bence biz Kıbrıs Türkleri olarak hem çok şanslı hem de çok şanssızız.Biz hemen hemen hiçbir müzakerede bulunmadan, elini taşın altına koymadan Avrupa Birliği’ndeyiz.Biliyorsunuz dünyadaki devletler 10 – 15 yıl Avrupa Birliği’ne girmek için müzakere yapıyorlar. Biz Avrupa Birliği’ndeyiz ama aynı zaman da değiliz de. Avrupalı diye görünüyoruz ama Avrupa Birliği’nin finansından, nimetlerinden, rekabetinden faydalanamıyoruz.Tam ortada bir yerde belirsizlikler içinde yaşamaya çalışıyoruz. Bu yüzden iyi hazırlanmalıyız ve günü geldiğinde oluşacak olan patlama ile orta çıkacak olan ekonomik pastadan maksimum derecede pay almalıyız. Aksi taktirde bu pastayı başkaları gelip yiyecektir.Gerek Türkiye gerekse Avrupa’dan şirketler bu fırsatı değerlendirmek isteyecektir. Eğer ülkemizin efendileri bizsek ülke içindeki bütünlük sağlanmalı,kısır çekişmeler ve siyası çıkarlar göz ardı edilerek, ekonomik açıdan çok önemli olan bu fırsat iyi değerlendirilmelidir. Devlet eli ile bazı mevzuatlar düzenlenirken şirketlerinde her şeyi devletten beklemeden dünyadaki standartları baz alarak, kendi yapılanmalarını tamamlamaları gerekmektedir.’’

İhaleler müteahhitlerimize verilmelidir
‘’KKTC’deki ihalelerin yurtdışından şirketlere verilmesi ve dolayısı ile yerli müteahhitlerimizin bu durumdan mağdur olması konusuna taraf olduğumu belirtmek isterim. Bana göre KKTC sınırları içerisindeki ihalelerin yerli müteahhitler tarafından yapılması yada eğer destek alınacaksa büyük çoğunluğunun yerli şirketler tarafından yapılması konusunda fikir sahibiyim.Ancak ülkemizdeki müteahhitlerin kapasitesi üstünde bir iş yapılacaksa ve bu topluma hizmet verecekse tabiki yerli olmayan şirketler gelecektir.Ama dediğim gibi bizim yapabileceğimiz her işi yerli şirketlerin yapmasını tercih ediyorum. Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri’nin üstesinden gelebileceği her ihalenin yurt içinde kalması gerektiğini düşünüyorum. Kıbrıs Türk toplumu bu ülkede kiracı değildir ve kiracı gibi davranılmayı da hak etmiyor. Bizler bu ülkenin sahibi ve vatandaşlarıyız.Bu durum sadece inşaat sektöründe değil her alanda,her sektörde aynı düşünceyi savunuyorum.Bu benim şahsi milli görüşümdür.’’

2015 yılı enteresan bir yıl olacaktır
‘’2015 yılı çok enteresan bir yıl olacak gibi duruyor.İlk 9 ay ile son 3 ay arasında gece ile gündüz arasındaki kadar fark olacağına inanıyorum. Bildiğiniz gibi ekonomi, beklentiler üzerine kuruludur ve pozitif beklentiler arttıkça ekonominin ivmesi bu yönde artacaktır. Eylül Ekim aylarıitibarı ile beklentilerin artacağını kabul edersek bu pozitif ivme alımlara ve ekonomiye de pozitif bir etki yaratacaktır.Bu durumda 2015’in ilk 9 ayı yaşanan ekonomik sorunlar, dövizdeki dalgalanmalar ve kredilerdeki sıkışıklıklar vs... yaşanan olumlu olaylar ve çözüme olan inanç ile Avrupa Birliği’ne giriyoruz diye bir ortam ve bunun için bir hazırlık süreci psikolojisi yaratacaktır.Gayrimenkul sektörü, emlak sektörü fırsat sektörüdür ve fırsatlar görüldüğünde mutlaka değerlendirilmelidir. Ama nedense bizler fırsat geçtikten sonra pişman olanlardanız.’’



DENGİZ KÜRŞAT KİMDİR?
1976 yılında Kıbrıs’ta doğdu. Lise eğitiminden sonra üniversite eğitimimi Bilkent Üniversitesi’nde tamamladı. Yüksek lisans eğitimimi ise Amerika’da yaparak, 2003 yılında Kıbrıs’a döndü. Yaklaşık 12 – 13 yıldan beridir gayrimenkul sektöründe bulunan Kürşat, RemaxFranchise Şirketini Kıbrıs’a getiren kişidir. Kürşat ayni zamanda İŞAD (İş Adamları Derneği) yönetim kurulu üyesidir.
 
Editör: TE Bilisim